Kanser bir yaşlılık hastalığı olmakla birlikte son yıllarda gençlerde görülme sıklığı giderek artmaktadır. Bunun nedenlerine yönelik ciddi düzeyde bilim insanları kafa yoruyor olsa da tam olarak bu artışın nedenini bilmemekteyiz. Her ne kadar bu değişim nedeni çevresel faktörler gibi görünse de bu konu önümüzdeki yıllarda sıkça sorgulanacak ve nedenleri bulunmaya çalışılacaktır.

Başta meme kanseri olmakla birlikte sıklıkla ileri yaşta görülen kanserlerin gençlerde görülen formları daha agresiftir. Bu nedenle gerek cerrahi öncesi gerekse cerrahi sonrası daha güçlü, bununla birlikte yan etkisi daha fazla tedaviler seçilir. Doğal olarak bu yoğun tedaviler gençlerin yaşamında yaşlı meme kanserli hastaların yaşamında açtığı yara ve endişeden daha fazlasına neden olur.

Yazımızın içeriğinde aşağıdaki konuları bulabilirsiniz:

  1. Genç meme kanserli kadınlar kimlerdir? Ne sıklıkta gözlenir?
  2. Sosyal izolasyon ve yalnızlık
  3. Gebelikte meme kanseri
  4. Genç kadınlarda görülen meme kanseri yaşlılardan farklı mıdır?
  5. Genç kadınlarda meme kanseri tedavileri
  6. Genç kadınlarda meme kanseri prognozu
  7. Genç meme kanserli kadınlarda doğurganlık
  8. Genç meme kanserli bir annenin gündelik yaşamında bekleyen sorunlar
  9. Mesleki kariyer ve işe ara vermek, finansal kaygı
  10. Meme kanserini atlatmış genç kadınlar ile görüşme ve destek alma
  11. Duygusal endişeler, kaygı ve depresyon

Meme kanseri, birçok genç kadın için şok etkisi yaratmakla kalmaz, aynı zamanda genç yaştaki meme kanserli yaşlı kadınların karşılaşmadığı birçok meseleyi de beraberinde getirir. Bu grup hastalar, bekar, evlenme sürecinde, evlenmiş çocuk beklentisinde veya küçük çocuğu olup birden çok çocuk yapma beklentisinde, kariyer çabasında, yeni iş bulmuş iş adaptasyon sürecinde olabilir. Bunlar ile birlikte doğurganlıktan erken menopozla başa çıkma, hastalığın geç görülen etkileri ile baş etmenin on yıllar alması gibi konuları kapsar.

Genç meme kanserli kadınlar kimlerdir? Ne sıklıkta gözlenir?

Genç kadınlarda meme kanseri tanımı bazı araştırmalarda 40 yaş ve altındaki kadınları ifade ederken, çoğunlukla 35 yaşın altındaki kadınları tanımlar. Bir grup ise bu yaşın menopoz öncesi ortalama 50 yaş altı grubun tümünü dahil eder. Günümüzde kadınların yaklaşık üçte birinin menopozdan önce meme kanseri teşhisi konduğunu ve meme kanserlerinin yüzde 7'sinin 40 yaşından önce teşhis edildiği bilinmektedir. Bununla birlikte meme kanserlerinin sadece yüzde 1'i 30 yaşından önce ortaya çıkar. 15 ila 39 yaş arasındaki kadınlarda ortaya çıkan tüm kanserlerin % 40'ını meme kanseri oluşturur.

Sosyal izolasyon ve yalnızlık

Dünyada sivil toplum kuruluşları ve sosyal çevreler meme kanserli bayanlara çok önemli destek veriyor gibi görünse de bu hastalıkla mücadele eden bayanların hemen çoğunluğunun yalnızlık yaşadıklarını bilmekteyiz. Özellikle de genç ve metastatik meme kanseri olan kişiler için hala karşılanmamış birçok ihtiyaç vardır. Tanı anıda ailesi ve yakın dostlarından bir duvar örülse de zaman içinde bu abartılı desteğin hızla azaldığı, aile içi huzursuzlukların arttığı, hatta boşanmalar ve ilerleyen süreçte yalnızlık ve sosyal izolasyonlar yaşanabilmektedir. Bu süreçte tüm aileyi kapsayan psikoterapiler, süreç hakkında verilecek eğitimler, cinsel rehabilitasyon son derece önemlidir.

Gebelikte meme kanseri

Meme kanseri 3000 gebeliğin yaklaşık 1'de görülür ve gebelikle ilişkili meme kanseri (gebelik sırasında kanser ve gebelikten sonraki bir ya da iki yıl), genç kadınlarda meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 7'sini oluşturur. Son yıllarda özellikle gebeliğin üçüncü döneminde saptanan kanserleri anne ve bebeğe zarar vermeden yönetilebilmektedir. Bu süreçte gebe olan anne adaylarına çok sayıda kemoterapi ajanı güvenle verilebilir. Ancak gebeliğin erken döneminde meme kanseri ile karşılaşmak son derece yönetimi güç durumlar ile hastayı karşı karşıya getirebilir. Bunlardan en önemlisi gebeliğin sonlandırılması ve sonrasında ortaya çıkacak birey için kombine psikolojik yıkımdır.

Genç kadınlarda görülen meme kanseri yaşlılardan farklı mıdır?

Meme kanserinin genç kadınlarda yaşlı kadınlardan farklı birçok yönü vardır. Genç kadınlarda meme kanseri biyolojisi farklıdır. Bununla birlikte önemli sorunlardan birisi genç kadınlar için etkili bir göğüs kanseri tarama yönteminin eksikliğidir. 40 yaş ve üzeri kadınlar tarama mamografilerine sahip olabilirlerken, 40 yaşın altındaki hastalardaki hastalığın bulguları için yaygın etkili bir erken tanı aracımız yoktur.

Meme kanseri olan genç kadınların %80’inde memede kitle oluştuktan sonra teşhis konur. Buna karşılık, yaşlı kadınlarda özellikle düzenli mamografi yaptıranlarda meme kanseri genellikle oldukça erken evrede, ciddi boyutta bir kitle oluşmadan bulunur. Daha yaşlı kadınlara karşı meme kanseri arasında önemli biyolojik farklılıklar (moleküler özellikler) vardır. Genç kadınlardaki meme kanseri, östrojen reseptörü veya progesteron reseptörü pozitif olma olasılığı düşüktür. Öte yandan, bu kanserlerde HER2 reseptörü pozitif olma ihtimali daha yüksektir. Üçlü negatif olarak adlandırılan ve meme kanserleri içinde bilinen en agresif form ise bu yaşlarda daha sık görülür. Bir çalışmada, 20-34 yaş arası beyaz kadınların yüzde 42'si üçlü negatif tümörlere sahip oldukları saptanmıştır. Grad olarak adlandırılan tümör derecesi bu yaş kadınlarda daha yüksektir. Tüm bu veriler genç yaşta görülen meme kanserlerini agresif davranışı nedeni ile yaşlı meme kanserlerinden ayırır.

Meme kanseri olan özellikle 35 yaş altı genç kadınların kalıtsal meme kanserine yatkınlığı diğer yaş gruplarına göre daha yüksektir. Bir çalışmada, 30 yaşından önce tanı almış ve ailede meme kanseri öyküsü olan kadınların yaklaşık yarısı, aile öyküsü olmayan kadınların ise yüzde 10'unda kalıtsal geçişli meme kanseri genlerinden olan BRCA1, BRCA2 veya TP53, PTEN mutasyonuna sahiptir. Kalıtsal geçişli, yani ailede genetik yatkınlığa neden olan meme kanserleri dışında özellikle 50 yaş altı meme kanserli hastalarda etken olarak doğum kontrol ilaçları kullanma, lenfoma tedavisi için uygulanan radyasyon öyküsü, erken yaş menarş yani adet görme, sağlıksız beslenme, sigara ve alkol alımı suçlanmaktadır.

Genç kadınlarda meme kanseri tedavileri

Genç kadınlarda meme kanseri için tedavi seçenekleri, yalnızca moleküler özelliklerin (örneğin, östrojen pozitifliğine karşı östrojen reseptörü negatifliğinden) farklı olmadığı, aynı zamanda menopoza ait durum ve risk nedeniyle bazı önemli yönden daha yaşlı kadınlardan farklılık gösterebilir.

  • Ameliyat: Erken evre meme kanseri kadınları bekleyen zor kararlardan birisi lumpektomi (memenin bir kısmının alınması) ve mastektomi (memenin tamamen alınması) arasında seçim yapmaktır. Meme kanseri ameliyatına karar verme yaşlı meme kanserli hastalar için de zordur, ancak genç kadınlar için bu karar çok daha kafa karıştırıcı olabilir. Lumpektomi olarak adlandırılan meme koruyucu cerrahi genç bayanlarda kozmetik bir memnuniyet sağlasa da hastalığın yenileme riski korku yaratır. Bununla birlikte karşı taraf meme kanseri riski ve bunun getirdiği korku her iki memenin de alınma isteğini doğurur. 35 yaşın altındaki erken evre meme kanseri tedavisi gören kadınlar, sonraki 10 yıl boyunca diğer göğüs kanseri gelişme olasılığı yüzde 13'tür. Kalıtsal geçişli bir kanser türüne sahipse bu oran neredeyse %60-80’lere varan oranlara ulaşmaktadır.
    Ameliyata karar vermede hastalığın yaygınlığı, her iki memenin kapsamlı radyolojik yöntemler ile incelenmesi, kalıtsal bir meme kanseri riski taşıyıp taşımadığı karar aşamasında son derece önemlidir. Bu kararın alınmasında meme kanseri tedavisine karar veren multidsipliner ekibin rolü hastanın yükünü azaltacaktır.
  • Kemoterapi: Yaşlı kadınlara kıyasla, gençlerin tekrarlama olasılığı daha yüksektir ve koruyucu (adjuvan) kemoterapi bu riski azaltabilir. Bununla birlikte, aynı zamanda, kemoterapinin getirdiği erken menopoz riski ve tedaviye bağlı sinir hasarı (nöropati) genç kadınların yaşam kalitelerini daha da bozabilir. Nadiren de olsa uzun süreli kan değer düşüklükleri ve oldukça düşük oranda da olsa lösemi riski kaygı yaratabilir.
  • Hormon tedavisi: Genç kadınlar östrojen reseptörü pozitif tümörlere sahip olma ihtimali daha düşüktür ve meme kanseri için hormon tedavisinin genç kadınlarda etkili olma ihtimalini azaltır. Bununla birlikte östrojen reseptörü pozitif tümörleri olan genç kadınlar için genellikle tamoksifen kullanılır. Yüksek riskli durumlarda tamoksifen yanında yumurtalık fonksiyonlarını azaltan ilaçlar da ilave edilebilir. Tüm bu tedaviler menopoz şikayetlerine ve ilaca bağlı ilave bir takım yan etkilere de neden olabilir. Tamoksifen’e bağlı menopozal şikayetlerde artma, adet düzensizliği, vajinal akıntı, nadire görülebilen rahim kanseri ve toplar damar tıkanıklığı riski kaygı yaratan diğer durumlardandır. Düzenli kontroller ve jinekolojik muayene, tedaviye bağlı yan etkilerde destek tedaviler sorunları kontrol altına alabilir.
  • Hedefe yönelik akıllı ilaçlar ile tedavi: Herceptin gibi ilaçlar, HER2 reseptörü pozitif tümörlü kadınlar için etkili bir ilaçtır. Bu ilaç genç kadınlarda kolayca tolere edilir. Nadiren kalp fonksiyonlarında azalma, kas eklem ağrıları gibi yan etkilere neden olabilir. Saç dökmemesi ve kan değerlerinde önemli değişikliklere neden olmaması hastalar için memnuniyet verici yönleridir.
  • Radyoterapi: Radyasyon tedavisi genç kadınlar için de etkilidir. Özellikle koltuk altı lenf bezi metastazı olanlar ve meme koruyucu ameliyat yapılanlarda koruyucu amaçlı memem ve koltuk altı bölgesine radyoterapi uygulanır. Radyasyon tedavisinin uzun vadeli yan etkileri hastalarda nadiren de olsa can sıkıcı olabilir. Meme dokusunda sertlikler, cilt yan etkileri, lenfödem riskinde artış, nadir görülen akciğer yan etkileri hastaların yaşam kalitelerini etkileyebilir.

Genç kadınlarda meme kanseri prognozu (hastalık seyri)

Ne yazık ki, genç meme kanserli hastalarda hayatta kalma oranı, yaşlı kadınlar için olanlardan daha düşüktür. 200.000'den fazla kadına yönelik yapılan geniş çaplı bir araştırmada, 40 yaşın altındaki kadın meme kanserli hastalarda hayatta kalma oranları % 60’lar düzeyindedir. Meme kanseri tedavisinde 1975 yılından bu yana ciddi oranda gelişmeler olmakla birlikte genç yaştaki meme kanserli bayanlarda sağkalım oranındaki düzelme yaşlı kadın hastalardan daha düşüktür. Daha genç yaştaki kadınlarda meme kanseri tekrarlama oranları ve nüks ve metastaz görülme olasılığı daha yüksektir. Tüm bunlara karşın genç kadınlar genellikle tedavilere daha iyi tolerans gösterirler.

Genç meme kanserli kadınlarda doğurganlık

Çocuk sahibi olma beklentisi olan genç bayanlarda çok sayıda yöntem olmakla birlikte tedavilere bağlı doğurganlık kaybı ihtimali ciddi bir stres nedenidir. Bununla birlikte tedavi sürecinde hamile kalmamakta önemlidir.

Kemoterapiler genç meme kanserli hastalarda %20-30 oranlarında kalıcı doğurganlık kaybına yol açabilir. Bu nedenle özellikle erken evre meme kanserli genç kadın hastaların tedavileri öncesi bazı doğurganlık koruyucu yöntemler önerilir. Evli olanlarda embriyo dondurma yöntemi önerilirken, evli olmayanlarda yumurta toplanıp saklanması, kadının yumurtalığının tamamı veya bir kısmının alınarak dondurulması koruyucu yöntemlerdendir. Ne var ki tüm bunların hastaya anlatılması, bu yöntemler sırasında uygulanacak tedaviler, farklı hekim görüşleri, meme kanseri tedavisindeki gecikme anksiyetesi hastayı yoran durumlardır. Genç meme kanserli hastalarda kemoterapi sürecinde ve radyoterapi sonrası uygulanan hormonal tedavi süreçlerinde hamilelikten korunması önerilir. Hamilelikten korunma yöntemi ve bu yöntemlerin uzunca bir süre sürdürülme gereksinimi de hastalar için zaman zaman gerginlikler yaratabilir. Tedavilere bağlı hormon düzeyindeki değişikler, tedaviye bağlı stres sonucu ortaya çıkan cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk cinsel yaşamında olumsuzluklara yol açabilir.

Ülkemizde cinsellik konusunda rutin danışmanlık verilmemesi, genç meme kanserli kadının bu konuda konuşmadan sakınması, sağlık çalışanlarının farkındalıklarındaki eksiklik sorunu çok daha derinleştirebilir. Son yıllarda sağlık profesyonellerinin bu alana ilgisi ve hastaların daha sorgulayıcı olması sorunların üstesinden gelinmesinde kolaylıklar sağlamıştır.

Genç meme kanserli bir annenin gündelik yaşamında bekleyen sorunlar

Sıklıkla çocuklardan kanser tanısının saklanması çok daha fazla sorunlara yol açmaktadır. Tedavi sürecinde evdeki stresi ve annedeki değişikliği fark eden çocuklarda ortaya çıkan travma çok daha büyük olabilmektedir. Bu konuda yetkin hekimler ve psikologlardan destek alınarak çocukların doğru iletişimle bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Bu tavır yanlış anlamaların önüne geçecek ve yardımlaşma ve destek ile süreç kolaylaşacaktır.

Mesleki kariyer ve işe ara vermek, finansal kaygı

Tedavi süreci çoğunlukla günlük iş yaşamınızı etkileyecektir. Erken evre meme kanseri tedavi süreci yaklaşık 6-9 ay süresince işten uzak kalmanıza neden olabilir. Bu süreçte bir suçluluk duyulmamalı ve kanserin her bireyin başına gelebilecek bir hastalık olduğu ve mücadele süresince işe ara vermenin doğal olduğu kabul edilmelidir. Ne var ki beklenmedik bir süreçte iş yaşamına verilecek 6-9 aylık ara hastalarda kaygı, zaman zamanda iş kaybı korkusuna neden olabilir.

Meme kanserini atlatmış genç kadınlar ile görüşme ve destek alma

Bu durum çoğunlukla motive edici olabilir. Yeni meme kanseri tansı almış bir genç kadının süreci yaşayan ve sağlıklı bir kadının deneyimlerinden faydalanması yardımcı olabilir. Ancak her meme kanserli hastanın hastalığı kendine özeldir. Meme kanserinin türü ve evresi farklılıklar gösterebilir ve doğal olarak tedavilerde de farklılıklar olacaktır. Bu tür paylaşımlarda hekimlik alanına girilmemesi koşulu ile süreçte yaşanan deneyimlerin paylaşılması ve kazanılan sağlık süreci öyküsü hastalar için motive edici olabilir.

Son yıllarda alternatif tıp ve bitkisel tedaviler konusunda toplumun algısı çok artmış ve sıklıkla bu yönde kulaktan duyma öneriler ile hastalara tavsiyeler sunulmaktadır. Bu tür durumlarda tedaviyi yöneten hekim bilgilendirilmeli ve onayı olmaksızın bitkisel bir ürün veya alternatif tıp yöntemi uygulanmamalıdır.

Duygusal endişeler, kaygı ve depresyon

Meme kanseri duygularıyla baş etmek, herhangi bir yaştaki tüm kadınlar için zordur. Ancak genç olanlar daha fazla kaygı ve de depresyon riski taşırlar. Bu duygular oluştuğu zaman psikolog ile görüşmek ve destek almak çok yararlı olabilir.

Duygusal etkisi ve tedavinin yan etkilerine rağmen, araştırmalar bize kanserin insanları olumlu yönde de değiştirdiğini söylüyor. Kansere maruz kalanlar, daha merhametli ve empati sahibi olma, yaşam için şükran duygusu sahibi olma ve hayatları kanser tarafından işgal edilmemiş olanlardan daha sağlıklı yaşam biçimleri eğiliminde olma eğilimindedir.