Her yıl milyonlarca insan kanser teşhisi alıyor. Kanser hastası ve yakını teşhis aldıkları anda ilk şok ve moral bozukluğu ile hastalık ve tedavisinden başka hiçbir şey düşünemezler. Fakat tanı döneminden sonra normal hayattan kopmamak, cinsellikten, sosyallikten ve hobilerden uzaklaşılmamak tedavi sürecine de yardımcı olmaktadır.

Cinsel arzunuz ve enerji seviyeniz tedavi sırasında değişirse, bunun doğal ve birçok insanda olduğu unutulmamalıdır. Bu durum stres, yorgun hissetme ve diğer tedavi yan etkilerinden kaynaklanabilir. Kanser hastalığında bağlı cinsel problemler sık yaşanır, yalnız olmadığınızı ve bu konuda yardım isteyebileceğinizi unutmayın.

1- Cinsellik sadece beden ile değil, duygularla da yaşanır

Cinsel duygular ve tutumlar insanlar arasında, hasta olmasa bile büyük farklılıklar gösterir. Kanserler ise bu konuyla ilgili farklı sıkıntılara sebep olabilir. Kadın yumurtalık (over), rahim ağzı (serviks) veya prostat kanseri gibi üreme organlarının direk etkilendiği durumlar farklı cinsel problemlere yol açtığı için özel yaklaşımlar gerektirebilir. Diğer bir yandan, baş-boyun kanserinde mesela ağız kuruluğu, şekil bozukluğu ve halsizlik cinsel istekte (libidoda) düşüşe neden olabilir. Menopoz döneminde kadınlarda hormonal değişimler sebebiyle kuruluk ve orgazm olamama gibi sıkıntılar yaşanabilir. Bu bedensel değişikliklerin ve sürecin getirdiği duygusal sıkıntılar eşler arasında cinselliği yaşamaya engel değildir. Sarılmak, dokunmak ve hissetmek de cinselliğin birer parçasıdır. Sevdiğinizi ve sevildiğinizi hissetmek için duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin.

2- Soru sormaktan korkmayın

Kanser tedavi sürecinde veya sonrasında ile cinsel ilişkide sorunlar çıkabilir. Bununla ilgili sorularınızı doktorunuza yöneltmekten utanmayın ve korkmayın. Örneğin tedavinin cinsel fonksiyonlara nasıl etkisi olacağını merak edebilirsiniz. Bu gayet doğaldır ve bu şekilde doktorunuza sorabilirsiniz. Doktorunuz medikal tedavinizle yoğun bir şekilde ilgileniyor olabilir. O zaman bu konuyla ilgili onkoloji hemşirenize danışabilir, kanser psikolojisi alanında uzman bir psikiyatr veya psikologdan destek alabilirsiniz.

3- Beklemeyin, çözüm odaklı hareket edin

Aklınızdaki soruların cevapları ve sorularınızın çözümü için beklemeyin, harekete geçin. Örneğin tedavi sırasında verilen ilaçlar hormonları da etkilediği için erkeklerde sertleşme problemi, libido seviyesinin azalması veya kadınlarda vajinal kuruluğa sebep olabilir. Pelvik taban (kasık bölgesi) terapisi ve masaj gibi destekler ile rahatsızlığınızın boyutuna göre masaj yağı, kayganlaştırıcı jel gibi yardımcı malzemeler kullanabilirsiniz… Fiziksel görünüşünüzde değişimler olabilir. Bunun da güzel çözümleri vardır; örneğin operasyon geçirmiş meme kanserli hastalar ameliyat izlerine dövme yaptırabilir. Duygusal olarak rahatlama için ise mutlaka eşinizle iletişim kurun, konuşun ve ihtiyaç hissederseniz psikolojik destek alın.

4- Yalnız değilsiniz

Unutmayın bu sıkıntıları sadece siz yaşamıyorsunuz, yalnız değilsiniz. Her yıl dünya üzerinde kanser teşhisi alan 14 milyon insan var. Her biri eşleri ya da partnerleri ile ilgili bu süreçte bazı sorunlar yaşayabiliyorlar. Kanser hastalığının getirdiği zor süreç doğal olarak eşinizi de etkiler. Eşinizle tedavi öncesinde, sonrasında oluşabilecek potansiyel sorunlar ile ilgili önceden konuşun. Eşiniz bu sürede duygusal ve fiziksel yakınlığa ihtiyaç duyabilir veya çok bencil, ısrarcı görünmekten korkabilir. Bu süreç psikolojik bazı sıkıntılara yol açabilir. Eşler bu konuları önce açan taraf olmaktan çekinebilir. İlk adımı siz atın, bu konuyu onunla mutlaka konuşun.

5- Zor bir yolculuk biliyoruz, PES ETMEYİN

Kanser hastaları tedavi sürecini oldukça zor geçirirler, yıpranmalar ve yorgunluklar olur. Bu sıkıntılı süreçte cinsellik her zaman sabit ve değişmeyen bir şekilde ilerlemez. Kanser hastalığı olsa da olmasa da; cinsellik herkesin 20, 40 ve 50’li yaşlarında değişim halindedir. Hayatın her evresinde olduğu gibi bu konuyla ilgili de inişler çıkışlar oldukça normaldir. Enerjiniz azalabilir, ağrı veya mide bulantısı gibi şikayetleriniz olabilir, fiziksel görünüşünüz değişebilir. Siz yine de bekleyişe geçip karamsarlığa girmeyin. İşinizden, ilişkilerinizden, cinselliğinizden kopmayın, kendinizi soyutlamayın ve elinizden geldiğince aktif olmaya çalışın.