Kanseri Atlatan Kadınlarda Cinsel Endişeleri Neden Ele Almıyoruz?
Anahtar noktalar
- Kanser hastalarıyla ilgili yapılan bir araştırma, hastaların %87'sinde cinsel işlevde değişiklik bildirdi.
- Kadın hastalara, erkek hastalara göre cinsel sağlık hakkında soru sorulma oranının daha düşük olduğu bulundu.
- Kanser tedavisi, vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı ve düşük libido gibi kadınların cinsel işlevini bozan çeşitli yan etkilere neden olabilir.
- Onkologlar, tedaviyi takiben kadın hastaların cinsel sağlık endişelerini ele almak için iyi bir konumdadır. Vajinal nemlendiriciler, kayganlaştırıcılar ve vajinal östrojen kullanımını önerebilir ve gerektiğinde bir cinsel yaşam terapisti ve pelvik taban terapisti ile çalışmaya yönlendirebilir.
Kadınlarda kanser tanı ve tedavisi sonrası cinsel sorunlar son derece sık görülür; ancak çoğu kadına onkologları tarafından bu rahatsız edici belirti ve şikayetler hakkında hiçbir zaman sorulmaz.
Dr. Laila S. Agrawal tarafından kanserli kadınlarda cinsel sağlıkla ilgili bir dizi tweetin bir parçası olarak, Twitter'da, cinsel sağlık sorunları hakkında soru sorup sorulmadığını soran gayri resmi bir anket yapıldı. 497 yanıtın yüzde sekseni “hayır” idi.
Agrawal “Bu cevabı görünce korktum ama şaşırmamalıydım. Devlete ait bir kanser merkezinde kadınlara yönelik cinsel sağlık programında hasta görüyorum. Kanser tedavisinden sonra kadınların seks yapamadıklarını ve sağlıklı cinsel yaşamlarını kaybetmelerinin yasını tuttuğunu biliyorum. Bu kadınların cinsel değişimler karşısında ‘kör olduklarını’ ve vücutlarındaki bu değişimlere karşı tamamen hazırlıksız hissettiklerini sık sık duyuyorum.” dedi.
Hem uzmanlar hem hastalar hem de hasta yakınları, cinsel sorunları konuşmada başarısız.
Cinsel işlev bozukluğunun kanser tedavisi sonrası yaygın ve rahatsız edici bir sorun olduğu bilinmektedir. Bu duruma dair belirtiler meme kanserli kadınların %70'i, jinekolojik (kadınlara özgü) kanserli kadınların %65 ila %90'ı ve kolorektal kanserli kadınların %60'ı tarafından bildirilmektedir.
Kanser hastalarında cinsel sağlık sorunlarının tedavisine ilişkin kapsamlı kılavuzlar 2016 yılında ABD Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı ve 2018’de ASCO tarafından yayınlandı. Soru şu: “Pratikte neden hala cinselliği tutarlı bir şekilde ele almıyoruz ve bunun yerine hastalarımızı ‘sessizlik içinde acı çekmeye’ bırakıyoruz?”
Tıp uzmanları, kanserde cinsel yaşam hakkında
- yeterince eğitimli olmadıklarını,
- utandıklarını,
- zamanın yetersiz olduğunu ve
- tedavi konusunda sınırlı bir farkındalığa sahip olduklarını bildirdiler.
Onkologlar, cinsel endişeler hasta için çok önemliyse konuyu gündeme getirme eğilimindeler. Ancak, genellikle durum böyle değildir. Hastalar ezici bir çoğunlukla bu konu için tedavi isteseler bile cinsel endişeler konusunda yardım istemiyorlar. Hastalara cinsel sağlık sorunları hakkında soru sorma sorumluluğu onkoloğun üzerindedir.
Cinsiyet Eşitsizliği
Kanserli kişilerde cinsel sağlık sorunlarının ele alınmasında belirgin bir cinsiyet eşitsizliği vardır ve kadınların cinsel işlevlerin değerlendirilme olasılığı erkeklere göre daha azdır.
Kanser hastalarıyla ilgili bir çalışma, hastaların %87'sinin cinsel işlevde değişiklik olduğunu ancak kadın hastalara cinsel sağlık hakkında soru sorulma olasılığının erkek hastalara göre daha az olduğu bildirildi (%53 erkek ve %22 kadın; P < .001) . Benzer şekilde, daha önceki bir çalışma prostat kanserli hastaların %80'inin cinsel sağlıktaki değişiklikler hakkında bilgi aldığını, ancak meme kanserli hastaların sadece %33'ünün bu bilgileri aldığını bildirdi.
Erkeklerin ve kadınların tıbbi bakımındaki bu çarpıcı farklılık hayal kırıklığı yaratsa da beklenen bir durumdur. Geleneksel tıp eğitiminde, kadınların cinsel ilişkiden haz almaması, geçerli bir tıbbi endişe olarak kabul edilmemiştir. Dr. Laila S. Agrawal “Bir tıp öğrencisi olarak, bir kadının hamilelik, düşük, kürtaj, doğum kontrolü kullanımı, cinsel partner sayısı ve enfeksiyon riskleri ile ilgili cinsel geçmişi hakkında bilgi almam öğretildi – esasen yalnızca cinselliklerinin çocuk doğurma yönlerine odaklanarak. Ancak, kadınlara seksin acı verici mi yoksa zevkli mi olduğunu sormamız öğretilmedi. Onu rahatsız eden düşük libidoya sahip olup olmadığını veya orgazm olma endişesi olup olmadığını sormak için eğitilmedik. Tıp alanının kadın cinselliğinin önemli bir tıbbi sorun olduğunu kabul etmesinin zamanı geldi.” dedi.
Kanser Tedavisinin Kadın Cinsel Yaşamına Etkisi
Cinsel işlev fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörlerden etkilenir ve kanser teşhisi ve tedavisi, sağlığın her üç ayağını da etkileyebilir. Kemoterapi, yumurtalıkların alınması ve pelvik (kasık bölgesine) radyoterapi, hepsi erken menopoza neden olabilir. Kadınlar, vajinal kuruluk, kayganlıkta azalma, cinsel ilişkide ağrı ve idrar yolu şikayetlerinin yanı sıra düşük libido, sıcak basması, eklem ağrısı, uyku bozukluğu ve ruh hali değişiklikleri gibi sistemik belirtiler yaşayabilir.
Aromataz inhibitörleri gibi hormon bloke edici tedaviler alan menopoz sonrası kadınlar da bu belirtileri yaşayabilir. Meme kanseri olan kadınlar için, mastektomi gibi meme ameliyatları, birçok kadın için cinsel uyarılma, zevk ve orgazm ile ilgili olan meme başı ve meme hissinin kaybına neden olabilir. Jinekolojik kanser cerrahileri, klitoral duyu kaybı veya vulvar veya vajinal dokuda skar oluşmasına neden olabilir. Pelvik radyoterapi genellikle vajinal darlığa ve kısalmasına neden olabilir. Bu sadece vajinal cinsel aktiviteyi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda tıbbi pelvik muayenelerini aşırı derecede ağrılı, imkânsız veya travmatik hale getirebilir.
Vajinal Kuruluk
Vajinal kuruluk ve azalmış kayganlığın tedavisi; vajinal nemlendiriciler, kayganlaştırıcılar ve lokal vajinal hormon tedavisini içerir (bakınız aşağıdaki tablo). Östrojen reseptörü pozitif meme kanseri gibi hormona duyarlı kanserleri olan kadınlar için kılavuzlar, vajinal nemlendiricilerin birinci basamak kullanımının haftada üç veya daha fazla kez kullanılmasını önermektedir. Vajinal dokuyu korumak için sürekli olarak vajinal nemlendiriciler kullanılsa da cinsel aktivite sırasında sürtünmeden kaynaklanan rahatsızlığı azaltmak için su ve silikon bazlı kayganlaştırıcılar kullanılır.
Tablo: Vajinal Kuruluk için Potansiyel Tedavi Seçenekleri
ÜRÜN |
KULLANMA BİÇİMİ |
TİPLERİ |
Vajinal Nemlendiriciler |
Haftada 3-5 defa vulvovajinal dokuyu nemlendirin |
Vajinal Yağlar: Hindistan cevizi yağı, E vitamini, Hyaluronik Asit |
Kayganlaştırıcılar |
Sürtünmeyi azaltmak ve rahatlığı artırmak için cinsel aktiviteden önce kullanın |
Su Bazlı: silikon seks oyuncaklarıyla birlikte kullanılabilir Silikon Bazlı: daha uzun ömürlü olabilir, silikon seks oyuncaklarıyla birlikte kullanılmaz Yağ Bazlı: prezervatifleri bozar |
Vajinal Östrojen |
|
Düşük doz vajinal östrojen ürünleri |
Belirti ve şikayetleri vajinal nemlendiriciler ve kayganlaştırıcılarla düzelmeyen hastalar için, ASCO, Amerikan Kadın Doğum ve Jinekologlar Koleji ve Kuzey Amerika Menopoz Derneği kılavuzlarında yer aldığı gibi lokal vajinal hormon tedavisi kullanılabilir. Çalışmalar, vajinal östrojen kullanan kadınlarda meme veya rahim kanseri gelişimi riskinde artış olmadığını göstermiştir. Aromataz inhibitörleri alan meme kanserli kadınlar için, bazı araştırmalar serum estradiol seviyelerinde hafif yükselmeler göstermiştir; ancak bu, kanser tekrarı gibi herhangi bir klinik sonuçla bağlantılı değildir.
Ağrılı Cinsel İlişki
Disparoni veya cinsel ilişkide ağrı, ne yazık ki kanser tedavisinden sonra sık görülen bir şikayettir ve pelvik radyoterapinin neden olduğu vajinal darlığın bir sonucu olabilir. Tedavi ilerleyici vajinal dilatörleri (genişleticileri) ve pelvik taban fizyoterapisini içerebilir. Bazı kadınlar vajinanın girişinde veya açıklığında ağrı hissederler. Bir çalışma, cinsel aktiviteden önce vestibüle uygulanan %4 sulu lidokainin (seyreltilmiş lokal anestezi) disparoni belirtilerini azalttığını göstermiştir. Pelvik taban disfonksiyonu da disparoniye neden olabilir; bir pelvik taban terapisti ile çalışmak ve biofeedback, manuel terapi, egzersiz ve vajinal dilatör tedavisi gibi tedavileri kullanmak etkili olabilir.
Düşük Libido
Düşük libido, kanser tedavisinden sonra kadınlar için yaygın ve sıklıkla rahatsız edici bir şikayettir. Bir kadın, rahatsız edici bulduğu düşük libido yaşıyorsa, tedavi önerilmelidir. Psikoseksüel danışmanlık, egzersiz, farkındalık ve duyusal odaklanma yardımcı olabilir. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri gibi bazı antidepresanlar da dahil olmak üzere, yaygın olarak reçete edilen birkaç ilaç libidoyu olumsuz etkileyebilir. Yakın tarihli bir çalışmada, bupropionun cinsel işlevi iyileştirmede plasebodan daha iyi olmadığı bulundu. Bu çalışmanın bir eksikliği; ağrılı seks, vajinal kuruluk ve kayganlıkta azalma gibi diğer cinsel problemlerin katılımcılarla ele alınmamış olabileceğiydi. İlaçlar veya tıbbi etkilerden kaynaklanmayan hipoaktif cinsel istek bozukluğu olan premenopozal kadınlarda düşük libido tedavisi için FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) tarafından onaylanmış 2 ilaç vardır: flibanserin ve bremelanotid. Meme kanserli kadınlarda devam eden bir flibanserin çalışması (çalışma kodu: NCT03707340), kanser teşhisi sonrasında düşük libidolu kadınların tedavisinde bu ilaçların etkinliğini anlamaya çalışmaktadır ve ek çalışmalara ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak onkoloji uzmanları olarak, kanser ve kanser tedavisinin kadın cinsel işlevi üzerindeki sonuçlarını anlamak, hastalarımızın endişelerini değerlendirmek, temel müdahaleleri önermek ve onları özel bakıma yönlendirmek için benzersiz bir konumdayız. Bu makaleyi okuyan tüm onkoloji tıp uzmanlarına, kişisel olarak hastalarınızın her birine cinsel işlev hakkında sorular sormaya davet etmek istiyorum. Bunu yaparak, kanser tedavisi tamamlananlar için cinselliği temel bir yaşam kalitesi meselesi olarak ele almaya yaklaşabiliriz.
Laila S. Agrawal, MD. Why Aren't We Addressing Sexual Concerns in Female Cancer Survivors? 25 August 2022 https://dailynews.ascopubs.org/