
Pembrolizumab, Lokal İleri Baş-Boyun Kanseri Tedavisinde Yeni Bir Standart mı Oluyor?
Yassı hücreli baş-boyun kanserleri (YH-BBK), hızlı ilerleyebilen ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir kanser türüdür. Bu hastalık, ağız, boğaz, gırtlak ve burun çevresindeki dokularda gelişir.
Baş-boyun kanseri tanısı alan hastaların yaklaşık %60-70’i, hastalıkları lokal ileri evrede teşhis edilmektedir.
Lokal ileri evre, kanserin bulunduğu bölgede büyüdüğü ve yakındaki dokulara veya lenf bezlerine yayıldığı, ancak henüz uzak organlara sıçramadığı (metastaz yapmadığı) anlamına gelir.
Bu evrede hastalığın kontrol altına alınabilmesi için cerrahi müdahale, radyoterapi ve/veya ilaç tedavisi gibi çoklu tedavi yöntemlerinin bir arada uygulanması gerekir.
Ancak mevcut standart tedavilere rağmen, lokal ileri evrede tanı alan hastalarda nüks (tekrarlama) veya hastalığın ilerlemesi riski oldukça yüksektir.
Bu nedenle, tedavi başarısını artırmak ve uzun dönemli sağkalımı iyileştirmek için yeni tedavi stratejilerine ihtiyaç vardır.
İşte bu noktada, bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçiren immünoterapiler, özellikle de PD-1 inhibitörü pembrolizumab gibi ilaçlar, önemli bir umut kaynağı olarak öne çıkmaktadır.
Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla yürütülen KEYNOTE-689 Faz 3 çalışması, perioperatif (ameliyat öncesi-sonrası) dönemde pembrolizumab kullanımı ile olaydan bağımsız sağkalımı (EFS, event free survival) iyileştirmeyi hedefledi. 2025 AACR Yıllık Toplantısı'nda sunulan veriler, pembrolizumabın bu hasta grubunda önemli klinik faydalar sağladığını gösterdi.
Çalışmanın Tasarımı ve Ana Bulgular
Katılımcı Profili ve Sayısı
Çalışmaya toplam 714 hasta dahil edildi.
Katılımcılar, yeni tanı almış, evre III veya IVA'da yer alan, cerrahi olarak çıkarılabilir (rezektabl) lokal ileri baş-boyun yassı hücreli karsinomu olan hastalardı.
Tümörler metastatik değildi, yani uzak organlara yayılım (M0) bulunmamaktaydı.
Tedavi Kolları ve Uygulama Şeması
1. Deneysel Kol (Pembrolizumab + Standart Tedavi)
Neoadjuvan dönem:
-
Pembrolizumab 200 mg, üç haftada bir, toplam iki kür uygulandı.
Cerrahi:
-
Tüm hastalar cerrahi rezeksiyona alındı.
Adjuvan dönem (risk sınıflamasına göre):
-
Yüksek riskli hastalar:
-
Pembrolizumab 200 mg, üç haftada bir, 15 kür
-
Radyoterapi + Sisplatin
-
-
Düşük riskli hastalar:
-
Pembrolizumab 200 mg, üç haftada bir, 15 kür
-
Sadece radyoterapi
-
2. Kontrol Kol (Yalnızca Standart Tedavi)
Neoadjuvan tedavi verilmedi.
Cerrahi sonrası adjuvan tedavi:
-
Yüksek riskli hastalar: Radyoterapi + Sisplatin
-
Düşük riskli hastalar: Sadece radyoterapi
Birincil Sonlanım Noktaları
-
Olaydan bağımsız sağkalım (EFS): Radyolojik veya klinik hastalık ilerlemesi, nüks veya herhangi bir nedene bağlı yaşam kaybı gibi olaylara kadar geçen süre.
-
Majör patolojik yanıt (mPY): Ameliyatla çıkarılan primer tümör ve bölgesel lenf nodlarında canlı tümör hücresi oranının %10’un altında olması.
Öne Çıkan Bulgular
-
EFS iyileşmesi (tüm hasta grubunda):
-
Pembrolizumab + Standart Tedavi: 51,8 ay
-
Yalnızca Standart Tedavi: 30,4 ay
-
Risk azalması: %27 (HR = 0.73; p = 0.0041)
-
-
PD-L1 CPS ≥10 alt grubunda EFS:
-
Pembrolizumab + Standart Tedavi: 59,7 ay
-
Standart tedavi grubunda 26,9 ay
-
mPY oran farkı: %13,7 (p < 0.00001)
-
-
Genel sağkalım (OS):
-
Şu an için istatistiksel anlamlılığa ulaşmamış olsa da CPS ≥10 hastalarda OS lehine bir eğilim gözlenmiştir (HR = 0.72).
-
Güvenlik Profili
-
Ciddi (≥ derece 3) tedaviye bağlı advers olaylar:
-
Pembrolizumab + SOC kolu: %44,6
-
Yalnızca SOC kolu: %42,9
-
-
En sık görülen yan etki: Hipotiroidi (%24,7)
-
Tedaviye bağlı ölümler: Pembrolizumab grubunda %1,1, kontrol grubunda %0,3
Klinik ve Bilimsel Önemi
Bu çalışma, baş-boyun kanseri tedavisinde sadece cerrahi ve radyoterapi kombinasyonlarının değil, aynı zamanda perioperatif immünoterapilerin de önemli bir rol oynayabileceğini göstermiştir.
Elde edilen bulgular:
-
Multidisipliner yaklaşımın gerekliliğini bir kez daha vurgulamıştır.
-
Pembrolizumabın zamanlaması (neoadjuvan vs adjuvan) konusunda ileri çalışmalar yapılması gerektiğini ortaya koymuştur.
FDA Süreci ve Onay Beklentisi
Şubat 2025 tarihinde Merck, bu bulgulara dayanarak pembrolizumab için ABD Gıda ve İlaç İdaresi’ne (FDA) ek biyolojik ruhsat başvurusu (sBLA) yapmıştır.
-
FDA, bu başvuruyu öncelikli inceleme kapsamına aldı.
-
Başvurunun karar tarihi, 23 Haziran 2025 olarak belirlenmiştir.
Eğer FDA onayı verilirse, pembrolizumab, rezeke edilebilir lokal ileri baş-boyun kanserinde perioperatif kullanım için standart tedavi seçenekleri arasına girebilir.
Sonuç: Baş-Boyun Kanseri Tedavisinde Yeni Bir Dönem Başlıyor mu?
KEYNOTE-689 çalışması, perioperatif immünoterapinin baş-boyun kanseri yönetiminde kalıcı bir yer edinebileceğini göstermektedir.
Özellikle yüksek CPS skoruna sahip hastalarda pembrolizumab ile sağkalım avantajı belirginleşmektedir.
Bu gelişme, olaydan bağımsız sağkalımı anlamlı düzeyde artırması ile hem klinik uygulamalarda hem de ileri faz çalışmaların tasarımında önemli değişikliklere yol açabilir.
1. Uppaluri, R., Adkins, D. R., et al. (2025, April 27). Adding perioperative pembrolizumab to standard of care improves outcomes in patients with newly diagnosed head and neck cancer [Oral presentation]. American Association for Cancer Research (AACR) Annual Meeting 2025, Chicago, IL, USA. Abstract presented by Dr. Ravindra Uppaluri. Retrieved from https://www.aacr.org
2. FDA grants priority review to Merck’s application for KEYTRUDA® (pembrolizumab) plus standard of care as perioperative treatment for resectable locally advanced head and neck squamous cell carcinoma. News release. Merck. February 25, 2025. Accessed April 22, 2025.