
HPV'nin Burun ve Sinüs Kanserlerindeki Rolü Saptandı: Moleküler Harita ve Yeni Tedaviler
Sinonazal Kanser Nedir?
Sinonazal kanserler, burun boşluğu (nazal kavite) ve paranazal sinüsleri (özellikle maksiller, etmoid, frontal ve sfenoid sinüsler) kapsayan anatomik bölgelerde ortaya çıkan kanser türleridir. Bu tümörlerin büyük çoğunluğunu ise sinonazal skuamöz hücreli karsinom (SNSCC) oluşturur.
-
Sinonazal tümörler, tüm baş-boyun kanserlerinin yalnızca %3–5’ini oluşturur.
-
Ancak bu tümörler oldukça heterojen, genetik olarak karmaşık ve geç dönemde teşhis edildikleri için prognozları kötüdür.
Bu bölgelerde gelişen skuamöz hücreli karsinomlar, histolojik olarak orofarenks veya larenks kanserlerine benzese de moleküler özellikleri ve risk faktörleri farklılık gösterir – özellikle HPV'nin rolü burada daha yeni anlaşılmaya başlamıştır.
🔍 Güncel ve Dikkat Çeken Bir Nature Çalışması
Bu tümörlerin yaklaşık %25’inin insan papilloma virüsü (HPV) ile ilişkili olduğu biliniyordu. Ancak HPV’nin burada gerçekten bir kanser sürücüsü mü yoksa yalnızca “yolcu” mu olduğu uzun zamandır belirsizdi. 11 Haziran 2025’te Nature Communications’da yayımlanan bu geniş ölçekli genomik analiz, HPV’nin bu tümörlerdeki rolünü ve HPV'li–HPV'siz tümörlerin moleküler ayrımlarını netleştiriyor. Aynı zamanda kişiselleştirilmiş tedavi için umut vadeden yeni hedefler sunuyor.
🧬 HPV’li ve HPV’siz Sinonazal Kanserler: Farklı Genetik Yollar, Farklı Stratejiler
Çalışma Tasarımı:
Araştırmacılar bu çalışmada, sinonazal skuamöz hücreli karsinom (SNSCC) tanısı almış 35 tümör örneğini derinlemesine genomik ve transkriptomik analizlere tabi tuttu. Bu örnekler, HPV-pozitif (n=18) ve HPV-negatif (n=17) olacak şekilde gruplandırıldı. HPV varlığı; RNA in situ hibridizasyonu, p16 immünohistokimya ve viral DNA dizileme gibi çok katmanlı yöntemlerle doğrulandı.
Çalışma kapsamında şu teknikler kullanıldı:
-
Tam ekzon dizileme (WES): Genetik mutasyonların ve varyant imzalarının tanımlanması.
-
RNA dizileme (RNA-seq): Gen ekspresyon örüntülerinin ve yolak aktivasyonlarının belirlenmesi.
-
Copy number varyasyon (CNV) analizleri: Genomik kararsızlıkların tespiti.
-
Viral DNA entegrasyon haritalaması: HPV’nin insan genomuna nerede ve nasıl entegre olduğunu anlamak için özel algoritmalar geliştirildi.
-
Ayrıca HPV+ gruba ait ilk özgün hücre hattı (NCI-197) geliştirildi ve hedefe yönelik tedavi testleri bu model üzerinde gerçekleştirildi.
Bu metodolojik altyapı sayesinde, HPV durumuna göre SNSCC’nin nasıl farklılaştığı hem genetik hem de işlevsel düzeyde ortaya konmuş oldu.
📌 HPV+ tümörlerin moleküler imzası:
-
TP53 mutasyonu yok (HPV E6 proteini TP53'ü baskıladığı için).
-
PIK3CA (E542K/E545K) ve FGFR3 (S249C) gibi hotspot mutasyonlar sık (%80 ve %66).
-
APOBEC mutagenezi baskın: COSMIC imza #13 belirgin olarak HPV+ grupta zenginleşmiş (p=0.017).
-
Viral DNA entegrasyonu, başta TP63 ve KLF5 olmak üzere çeşitli “kırılgan gen bölgeleri” yakınında gerçekleşiyor.
📌 HPV– tümörlerin moleküler imzası:
-
TP53 mutasyonu %70 oranında.
-
Diğer sık mutasyonlar: NOTCH1, KRAS, CDKN2A, FAT4.
-
Sigara ilişkili mutasyon imzası gözlenmedi, ancak klasik RAS/PI3K ve MYC aktivasyonu belirgin.
🎯 Rehber Niteliğinde Bulgular: Hangi Hastaya Hangi Hedef?
✅ HPV+ hastalarda:
-
PI3K + YAP/TAZ yolakları aktif.
-
Çalışmada geliştirilen NCI-197 hücre hattında, PI3K inhibitörü alpelisib ve YAP/TAZ inhibitörü verteporfin ile yapılan in vitro deneylerde koloni oluşumu %90’a varan oranda baskılandı.
-
Bu kombinasyon, sinerjik etki gösterdi (Loewe synergy score >10).
✅ HPV– hastalarda:
-
MYC, RAS, PI3K yatay yolak aktivasyonu ön planda.
-
Bu tümörlerde MYC baskılayıcı ve pan-PI3K/RAS inhibitör kombinasyonları potansiyel tedavi adayı olabilir.
📉 Sağkalım Üzerine Etkili Mutasyonlar
-
HPV+ hastalarda KMT2D mutasyonu, anlamlı şekilde kötü sağkalım ile ilişkili (p=0.0377).
-
FGFR3 mutasyonu da sağkalımı olumsuz etkiliyor (p=0.0516).
-
HPV– hastalarda TP53 mutasyonu, öngörüldüğü gibi belirgin sağkalım dezavantajı getiriyor (p=0.0093).
🧪 Yeni Keşifler: Nadide Mutasyonlar
HPV+ SNSCC grubunda sık görülen ama diğer baş-boyun ya da serviks kanserlerinde nadir olan mutasyonlar:
-
UBXN11 (c.1464_1541): p53 yolunu dolaylı yoldan etkileyebilir.
-
AP3S1 (P158L): immünsüpresif mikrosistem oluşturabilir.
-
MT-ND4 ve MT-ND5: mitokondriyal yolaklar üzerinden metastazı kolaylaştırabilir.
Bu mutasyonlar, HPV ilişkili sinonazal kanserler için özgül biyobelirteçler olabilir.
🧭 Klinik Pratik İçin Öneriler
-
SNSCC hastalarında hem HPV RNA in situ hibritizasyonu hem de p16 boyaması birlikte kullanılmalı.
-
p16 negatif ama HPV RNA pozitif tümörler, moleküler olarak HPV-negatif tümörlere benziyor ve farklı davranıyor. Bu grup için özel tanısal dikkat gerekiyor.
-
Nasolakrimal sistemden köken alan SCC'ler, moleküler benzerlikleri nedeniyle HPV+ SNSCC sınıfına alınmalı.
🧩 Sonuç: Moleküler Haritalar, Yeni Yolculuklar
Bu çalışma, SNSCC'nin alt türleri arasındaki biyolojik farklılıkları ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda kişiselleştirilmiş onkolojiye giden yolda önemli bir kilometre taşı oluyor. Özellikle HPV+ hastalarda, PI3K ve YAP/TAZ gibi hedeflerin baskılanması, gelecek klinik araştırmaların temelini oluşturabilir.
Zamuner, F.T., Gunti, S., Starrett, G.J. et al. Molecular patterns and mechanisms of tumorigenesis in HPV-associated and HPV-independent sinonasal squamous cell carcinoma. Nat Commun 16, 5285 (2025). https://doi.org/10.1038/s41467-025-59409-7