
Prostat Kanseri Taramasında Yeni Dönem: Poligenik Risk Skoru (PRS) ile Erken Tanı
Prostat kanseri, her yıl 1.5 milyon yeni vaka ile dünya genelinde cilt kanserinden sonra erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. 2020 yılında dünya genelinde yaklaşık 375.000 kişinin yaşam kaybına neden olmuştur. Erken evrede tanı konulduğunda 5 yıllık sağkalım oranı %100’e ulaşırken, ileri evrede tanı alanlarda bu oran %50’ye düşmektedir.
Bugüne dek prostat kanseri taramalarında en yaygın kullanılan yöntem PSA (prostat spesifik antijen) testidir. Ancak PSA testi, yüksek yanlış pozitiflik oranı, aşırı tanı ve gereksiz biyopsiler nedeniyle eleştirilmektedir. Bu nedenle, daha etkili ve kişiye özel tarama stratejilerine ihtiyaç vardır.
Sonuçları 9 Nisan 2025'te NEJM dergisinde yayımlanan İngiltere merkezli BARCODE1 çalışması, bireylerin genetik profiline dayalı çoklu genetik risk skoru (polygenic risk score, PRS) kullanılarak prostat kanseri için daha hedefli bir tarama yapılabilir mi sorusuna yanıt arıyor.
Poligenik Risk Skoru (PRS = polygenic risk score), bir bireyin çeşitli durumlara genetik yatkınlığını belirlemek için birçok genetik varyantın (değişim) toplam etkisini hesaplayan bir ölçüttür. PRS, belirli bir hastalık veya özellik için bireyin genetik riskini tahmin etmek amacıyla kullanılır. Genom çapında ilişkilendirme çalışmaları (GWAS) sonucu tespit edilen birden fazla genetik varyantın etkilerini birleştirir.
BARCODE1: Genetik Skor Temelli Taramada İlk Bulgular
BARCODE1 çalışmasına 55-69 yaş arasında, Avrupa kökenli, daha önce prostat kanseri tanısı almamış bireyler dahil edildi. Toplam 40.292 kişiye davetiye gönderildi, cevap veren 6393 kişinin genetik riski PRS ile hesaplandı ve %10'luk en yüksek risk dilimindeki 745 kişi ileri taramaya alındı.
Bu yüksek riskli bireyler PSA düzeyinden bağımsız olarak çok parametreli MR (mpMRI) ve transperineal prostat biyopsisi ile değerlendirildi.
Bulgular:
- 745 kişiden 468’i MR ve biyopsiyi kabul etti.
- Bu kişilerin %40’ında (187 kişi) prostat kanseri saptandı.
- Tanı konulanların %55.1’i orta veya yüksek riskli kanser grubundaydı (Gleason skoru ≥7).
- Mevcut İngiltere tarama algoritması ile bu vakaların %71.8’i gözden kaçacaktı.
- PSA düzeyi >3 ng/mL olanlarda pozitif öngörü değeri %61.1, MR’da PI-RADS ≥3 olanlarda ise %62.9 idi.
Poligenik Risk Skoru Nedir? Ne İşe Yarar?
PRS adlı bu genetik risk skoru, bir bireyin DNA'sında prostat kanseri riskini artırdığı bilinen 130 genetik varyantın (SNP) ağırlıklı toplamından hesaplanır. Bu skor, bireyin taşıdığı kalıtsal riskin derecesini yansıtır.
BARCODE1 çalışmasında:
- PRS 90. yüzdelik dilim ve üzerinde olan bireylerde 10 yıllık prostat kanseri riski genellikle %3.8’in üzerindeydi, bu oran erken tanıdan en çok fayda sağlayacak grubu işaret eder.
Dikkat Çekici Veriler:
- Kanser saptanan bireylerin %63.1’inin PSA düzeyi ≤3 ng/mL idi.
- Bu bireylerin %43.2’sinde klinik olarak anlamlı (Gleason ≥7) kanser vardı.
- Yani yalnızca PSA’ya güvenmek, erken ve tedavi edilebilir vakaların önemli kısmını kaçırabilir.
MR ve Biyopsi Sonuçlarının Önemi
- MR görüntülemesi negatif (PI-RADS ≤2) olan bireylerin %33.8’inde biyopsi ile kanser saptandı.
- MR sonucu normal olsa bile, genetik olarak yüksek riskli bireylerin biyopsi ile değerlendirilmesi klinik olarak anlamlı kanserlerin tespitini artırdı.
- Bu durum, genetik riskin MR sonuçlarından bağımsız önemli bir belirteç olduğunu ortaya koyuyor.
Aşırı Tanı ve Gereksiz Tedavi Riski Ne Düzeyde?
Her tarama programında olduğu gibi BARCODE1 çalışmasında da aşırı tanı riski (yani kişinin yaşamı boyunca semptom vermeyecek bir kanserin saptanması) değerlendirildi. Sonuçlar şöyle:
- Genetik skoru yüksek bireylerde aşırı tanı oranı: %20.8
- Sadece PSA testine dayalı taramada bu oran %17.2
- Sadece MR bulgularına dayalı taramada ise %15.6 olarak hesaplandı.
Ancak dikkat çekici bir nokta: Gleason skoru 6 olan hastaların tamamı aktif izleme altında tutuldu, yani gereksiz tedaviden kaçınıldı.
Klinik Uygulamalar İçin Ne Anlama Geliyor?
- Poligenik risk skoru, PSA veya MR gibi mevcut testlerin yerine geçmese de, özellikle genç yaştaki bireylerde kişiye özel tarama programları için güçlü bir tamamlayıcı araç olabilir.
- Genetik risk skoru bir kere hesaplanır, zamanla değişmez. Bu nedenle maliyet-etkin bir testtir.
- Bu skor, özellikle düşük PSA düzeyi olan ancak genetik olarak yüksek riskli bireylerin atlanmaması açısından büyük önem taşır.
- Aile öyküsü, yaş ve PSA düzeyi ile birlikte kullanıldığında erken tanı oranını artırabilir.
Sonuç: Prostat Kanserinde Kişiselleştirilmiş Taramaya Doğru
BARCODE1 çalışması, toplum temelli prostat kanseri taramasında genetik bilginin nasıl kullanılabileceğini etkileyici bir şekilde ortaya koyuyor. PSA ve MR gibi geleneksel yöntemlerle atlanabilecek ciddi vakaların genetik tarama sayesinde saptanması, erken tanı ve yaşam süresi kazancı açısından devrim niteliğindedir.
Ancak bu yöntemin yaygınlaşması için:
- Farklı etnik gruplarda geçerliliği test edilmeli,
- Maliyet-etkinlik analizleri yapılmalı,
- Ulusal tarama stratejileri bu verilerle güncellenmelidir.
McHugh JK, Bancroft EK, Saunders E, Brook MN, McGrowder E, Wakerell S, James D, et al; BARCODE1 Steering Committee and Collaborators. Assessment of a polygenic risk score in screening for prostate cancer. N Engl J Med. 2025 Apr 9;392(14):1406–17. doi:10.1056/NEJMoa2407934.