Prostat Kanserinde İleri Teknolojik Tedaviler Yaşamsal Riski Azaltıyor Mu?
JAMA’nın yayınladığı araştırma sonuçları, prostat kanseri hastaların tercih sebebi olan ileri teknolojik tedavi yöntemlerinin kullanımının her geçen gün artmakta olduğu ve bu durumun sorgulanması gerektiğini vurguladı.
Prostat kanseri, tüm dünyada en sık rastlanan kanser türleri arasında beşinci sırada yer alırken, ülkemizde erkeklerde akciğer kanserinden sonra ikinci sıraya yerleşmiştir.
Bilim dünyasında yaşanan gelişmeler, ilerleyen teknolojiye öncülük etmekte, tedavide kullanılan teknolojiler aynı paralelde ilerleyişini sürdürmektedir. Prostat kanseri tedavisinde uygulanan yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT), robotlu prostatektomi gibi ileri teknolojiler, erken evre prostat kanseri erkek hastalar arasında tercih sebebi olmuştur. Buna rağmen, JAMA’nın yayınladığı araştırma sonuçları, prostat kanseri hastaların en azından bir kısmının bu tedavi yöntemlerinden fayda görmeyebileceği yönündedir.
Prostat kanseri, yaşlanmayla ortaya çıkan ve erkeklerde görülen bir hastalıktır. İleri yaştaki birçok erkekte oluşması mümkün olan prostat kanseri, hiçbir belirti göstermeden yıllarca su yüzüne çıkmayabilir. Ayrıca, ileri yaşlarda prostat kanserine yakalanan erkeklerin oranı yaklaşık %20’dir ve bu oranın sadece %3’ü prostat kanserine bağlı yaşam kaybı riski taşır.
Erken evre prostat kanseri tedavisi, tartışmaya açık bir konudur. Çünkü, bu zamana kadar agresif tedavi uygulamalarının yaşam süresini uzattığına dair yeterli bir kanıt yoktur. Ayrıca, uygulanan tedaviler idrar kaçırma ve iktidarsızlık gibi uzun süreli yan etkilere yol açabilmektedir. Aktif gözlem veya yakın takip gibi daha klasik yöntemleri tercih eden duyarlı erkek hastalar, belirtiler ortaya çıkana kadar ve/veya hastalık ilerleme göstermeden agresif tedavi yöntemlerine sıcak bakmamaktadır. Bu tür ılımlı yaklaşımlar, hastaların gereksiz tedavi ve uzun süren yan etkilere maruz kalmasını engeller.
Tedavi teknolojileri ilerledikçe, prostat kanseri olan daha çok hasta bu teknolojilerden yararlanmak istemektedir. Araştırmacılar, yaşamsal risk oranı düşük prostat kanseri erkek hastaları gözlemlemek ve daha önce uygulanan standart tedavi yöntemleri (dıştan radyoterapi ve açık radikal prostatektomi) ile ileri tedavi teknolojilerinin (IMRT ve robotlu prostatektomi) kullanımını mukayese etmek ve değerlendirmek için geçmişe yönelik bir grup çalışmasına imza atmışlardır.
Amerikan sağlık sigortası veri tabanından elde edilen, 2004 ve 2009 yılları arası prostat kanseri teşhisi konmuş; 23,633 IMRT, 3,926 dıştan radyoterapi, 5,881robotlu prostatektomi, 6,123 açık radikal prostatektomi yaptıran veya sadece gözlem altında tutulan 16,384 erkek hastanın verileri incelenmiş ve bu inceleme ışığında elde edilen sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmıştır. 2010 aralık ayında sonlandırılan veri takibi neticesinde, düşük riskli prostat kanserinde; klinik evre T2a, biyopside Gleason skoru 6, prostat spesifik antijen seviyesi 10ng/mL olarak tanımlanmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, düşük riskli kanseri olanlarda, ileri tedavi teknolojilerini kullanma oranı 2004’te %32 iken, 2009’da %44 ile artış göstermiştir. Bunun da ötesinde, kansere bağlı olmayan yaşam kaybı riski yüksek erkekler arasında ileri tedavi teknolojisi tercihi 2004 yılında %36 iken, 2009 yılında artarak %57 gibi bir orana ulaşmıştır. Ayrıca, düşük kanser riski taşıyan ve kansere bağlı olmayan yaşam kaybı riski yüksek erkeklerde bu oran 2004 yılında %25 iken 2009 yılında %34’e yükselirken, prostat kanserine bağlı yaşam kaybı riski olmayan erkeklerde ileri tedavi teknolojisi kullanma oranı 2004 yılında %13 olarak belirlenmiş, 2009 yılında bu oran artarak %24’e ulaşmıştır. Bütün olarak konu ele alındığında ileri teknolojilere eğilimin son yıllarda %85 oranında arttığı saptanmıştır. Aynı dönemlerde, bu grupta standart tedavi olarak bilinen yöntemlerin kullanımı %11’den %3’e gerilemiştir. Görünen o ki, yararı olup olmadığına bakmaksızın klasik dıştan(eksternal) radyoterapinin yerini IMRT, açık radikal prostatektominin yerini de robotik prostatektomi almıştır.
Araştırmacılar, 2004-2009 yılları arasında prostat kanseri teşhisi konmuş düşük risk taşıyan erkek hastalarda, ileri tedavi teknolojilerinin kullanım oranında artış olduğu sonucuna varmışlardır. Bu araştırmanın bir sonraki adımı, hangi prostat kanseri hastasının tedaviden yarar göreceğini daha iyi anlamak olacaktır. İkinci adımda ise, prostat kanseri olan her bir hastadaki biyolojik agresiflik incelenerek, tedavi gerektirenlerin ayırt edilebilmesi sağlanmalıdır.
Yeni teknolojiler yaşantımızda her zaman heyecan uyandırmakta ve geleceğe daha umutla bakmamızı sağlamaktadır. Ancak, bu teknolojiler için doğru hasta seçimi ve bu seçimi kolaylaştıracak bilimsel verilerin olgunlaşması son derece önemlidir.
https://news.cancerconnect.com/advanced-treatments-increasingly-used-among-men-with-a-low-risk-of-dying-from-prostate-cancer/
https://jama.jamanetwork.com/multimediaPlayer.aspx?mediaid=5794667
https://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1700496