Kanser “hücresel” seviyede genetik bir hastalık olmasının yanında proteomik de bir hastalıktır. Bir başka deyişle, protein yapısındaki bozulmalar önemli yolakların işlevini yitirmesine ve kanserleşmeye neden olur. Genlere göre daha fonksiyonel işlev gören proteinleri inceleyen proteomik bilimi kansere karşı etkili tedaviler geliştirilmesinde ve erken teşhisinde umut vaat etmektedir.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda proteomik biliminin yoğunlaştığı konular şunlardır;

1. Nadir Kanser Proteinlerinin Keşfedilmesi: Kanserin geç evrede teşhis edilmesinin en önemli sebebi uygun biyolojik belirteçlerin (biomarker) keşfedilememiş olmasıdır. Proteomik bilimi kütle spektrometresi adı verilen bir sistem kullanılarak proteinleri kütlelerine göre analiz ederek tespit eder. Bu amaçla yapılan çalışmalar kansere neden olan proteinleri çok az miktarda olsa dahi tespit edebilmeye yöneliktir. Geleneksel teşhis yöntemleri ile bu nadir proteinleri erken evrede tespit edebilmek mümkün değildir.

Bu konuda son yapılan araştırma HER2/neu proteinini kanda tespit etmeye yöneliktir. Her2/neu proteini özellikle meme kanserinde aktivitesi çok fazla olan bir büyüme faktörüdür. Bu proteini hedef alan ilaçlar tasarlanmıştır ve aktif olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu proteinin meme, yumurtalık ve pankreas tümörlerinin yüzde 30’unda aktivitesi çok fazladır. Genellikle tümör belli bir büyüme kapasitesine ulaştıktan sonra HER2/neu proteini tespit edilebilmektedir. Araştırmacılar kütle spektrometrisini kullanarak laboratuvar farelerinde kanseri “erken evrede” teşhis etmeyi başarmışlardır. Farelerde erken evrede teşhis edilen kanserler hedeflenmiş ilaçlarla tedavi edilebilir ve böylelikle tümörün gözle gürülür nüksü (tekrarı) önlenebilmiştir. Araştırmacılar yakın gelecekte insandan alınan çok az miktarda kan ile bu proteini yakalamayı amaçlamaktadırlar.

2. İnsan Proteome Projesi: Tüm genetik haritamızın çıkarılması yaklaşık olarak 12 senede tamamlandı. 22 bin gene ve 3 milyar baza sahibiz. Ancak proteinler genlerden daha kompleks bir yapıya sahip olduğu için proteinlerimizin haritasının çıkarılması uzun zaman alacaktır. İnsan vücudunda 500.000’den fazla protein türü vardır. Proteome (insandaki proteinlerin tümü) haritasının çıkarılmasına başlanmıştır. Bu projenin amacı proteinlerin hastalıklardaki rolünü ortaya çıkarmaktır. Kanser açısından projenin önemi ise kansere neden olan onko-proteinlerin keşfedilmesi ve ilaç geliştirilmesini sağlamasıdır.

3. Tümör Uykusuna Yönelik Çalışmalar: Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz gibi uyuyan kanser hücreleri kanserde nüksün en önemli sebeplerinden biridir. Tümörün nasıl ve ne zaman uykuya girdiğini henüz bilmiyoruz. Ancak proteomik bilimi bu konuda gelişmelere yol açmaktadır. Örneğin, kan pulcuklarındaki (trombosit) birtakım proteinlerin uyuyan kanser hücreleriyle ilgili bilgiler verebileceği öngörülmüştür.

Sonuç olarak, proteomik bilimi kanser araştırmalarında yeni bir “yardımcı” bilim dalı olarak yer almaya başlamıştır. Yakın gelecekte proteomik bilimi sayesinde proteinlerin kanserleşmedeki rolünü daha iyi anlayıp etkili tedaviler tasarlanabilecektir. Aynı zamanda, biyopsi alınan dokunun kanser hücresi içerip içermediği “gerçek zamanlı ve hızlı” bir şekilde kütle spektrometrisi kullanılarak yapılabilecektir.