Rahim (endometriyum = uterus = döl yatağı) kanseri Amerika’da kadın üreme organlarının en sık görülen kanseridir. Rahim kanseri sıklığı ileri yaşta artmakla birlikte en sık postmenopozal (menopoz sonrası) dönemde görülmektedir. Rahim kanseri tanısı alan kadınların yaş ortalaması 60 olup, 45 yaş altındaki kadınlarda rahim kanseri nadir görülmektedir.

Obezite (şişmanlık), rahim kanseri için en önemli risk faktörlerinden biridir. Kilo almak ve dahası obez olmak rahim kanseri riskini arttıran bir durumdur. Obezlerdeki bu riski azaltmak için kilo vermenin önemli olduğu bilinmekteydi ancak özellikle rahim kanserinin en sık görüldüğü, postmenopozal (menopoz sonrası donem) obez kadınlar için ne anlama geldiğine dair bilgiler sınırlıydı. İşte geçtiğimiz günlerde kadınlar için çok önemli olan bu konu ile ilgili bir gelişme; JCO (Journal od Clinical Oncology) dergisinde, Kadın Sağlığı Girişimi (WHI) gözlemsel çalışmasının çarpıcı sonuçları açıklandı.

Obezite ve Fazla Kilo, Nasıl Kansere Neden Olur?

Çalışmanın sonuçlarını açıklamadan önce dilerseniz rahim kanserinin etkenlerini gözden geçirelim: Rahim kanseri üzerindeki etki mekanizmalarından en önemlisi obezite ve obezitenin tetiklediği östrojen hormonu salgısıdır. Östrojen, menopoz öncesi kadınlarda kontrollü bir döngüyle temel olarak yumurtalıklardan salgılanmaktadır. Ancak menopoz sonrası östrojenin yumurtalık yerine temel salgı merkezi yumurtalık dışı dokular olup, en önemli kaynak vücutta biriken yağ dokusu olmaktadır. Obezite yani vücutta artan yağ dokusu varlığı östrojen sentezini arttırmakta ve bu sayede serbest (aktif) östrojen miktarı yükselmektedir. Obezitenin kanser riskini artırması ile ilgili diğer mekanizmalar, insülin ve IGF’nin (insülin benzeri büyüme faktörü) obeziteyle birlikte rahimde kontrolüz büyümeye ve kalınlaşmaya neden olmasıdır. Ayrıca artan yağ dokusu, adipokin gibi uzun süreli inflamasyonda rol oynayan maddeler salgılamakta, bu inflamasyon da hücresel stres ve genetik hasara katkıda bulunarak kanseri tetiklemektedir.

Rahim kanserinin diğer sebepleri arasında ileri yaş, sigara içmek, diyabet, erken yaşta adet görmeye başlama, geç yaşta menopoza girme, hiç doğum yapmamış olma, menopoz sonrası östrojen, tamoksifen gibi hormon ilaçları kullanımı, geçmişte meme ve yumurtalık kanseri hikayesi olma, ailesinde rahim ve kolon kanseri hikayesi olma, kalça (pelvik) bölgesine uygulanan radyasyon tedavisi hikayesi yer almaktadır.

Çalışma

JCO dergisinde açıklanan gözlemsel çalışmasında, menopoz dönemi içinde yer alan 50 ile 79 yaş arasındaki 161.808 kadın, 5 yıl boyunca 40 ayrı merkez tarafından izlenmiştir. Çalışmaya uygun kriterlerde olan 93.676 kadın 3 yıldan uzun süre takip edilmiş, düzenli olarak vücut ağırlıkları ölçülmüş; başlangıçta ve 3. yılda vücut kitle indeksleri hesaplanmıştır. Bu dönemde ağırlık değişiklikleri vücut ağırlığındaki yüzde değişime göre artan (≥% 5 değişim), azalan (≥% 5 değişim) ve stabil=istikrarlı (±% 5 değişim) veya vücut ağırlığındaki gerçek değişime göre artan (≥ 4.5kg), azalan (≥ 4.5 kg) ve stabil (± 4.5 kg) olmak üzere 3 farklı kategoride 2 farklı şekilde sınıflandırılmıştır. Çalışmada kilo değişimi takibinin yanı sıra aynı zamanda kilo değişiminin istekli (kasıtlı) veya istemeden olup olmadığı da sorgulanmıştır.

Veriler hastaların yaşına ve çok değişkenli risklerine göre düzenlenmiştir. Bu değişken riskler ırk/etnik kökeni, eğitim seviyesi, yıllık sigara tüketimi, fiziksel aktivitesi, hormon ilaçları kullanım hikayesi, ilk adet görme yaşı, ilk doğurma yaşı, ailesinde rahim kanseri hikayesi ve vücut kitle indeksi sürekli ölçümü gibi değişkenler olup, her hasta kendi eşdeğişkenliklerine göre sınıflanıp verileri kaydedilmiştir. 3 yıl düzenli verileri kaydedilen bu kadınlar ortalama 11.4 yıl boyunca takip edilmiş ve 566 kadında rahim kanseri gelişmiştir. Çalışma içerisinde sadece postmenopozal kadınlar ve 3 yıl içindeki kilo değişimleri kaydedilmiş olup, sonrasındaki kilo değişimleri çalışmaya dahil edilmemiştir.

Sonuç

  • Çalışmanın en önemli sonucu istemli kilo kaybı ile rahim kanseri arasında güçlü bir ilişki saptanmasıdır. Bununla birlikte, 2 çarpıcı sonuç daha açıklanmıştır.
  • Birincisi istemli kilo kaybeden ve ideal kiloya gerileyen obezlerde rahim kanseri riski kilo veremeyen (stabil kalan) obezlere oranla % 52; toplamda da obez olanlara oranla da %74 arası daha azalmıştır.
  • İkinci önemli sonuç ise istemli kilo kaybı sonunda 3 yıl sonunda ideal vücut kitle indeksine gerileyen obez kadınların, ideal kilolarını koruyan normal kilolu diğer kadınlarla karşılaştırıldığında, rahim kanseri riskinin aynı bulunması olmuştur.

Şu ana kadar kilo ile rahim kanseri arasındaki ilişkileri araştıran birçok çalışma mevcuttur. Bu çalışmanın diğer çalışmalardan farkı ise rahim kanserinin en sık görüldüğü ileri yaşlarda ve kilo fazlalığına rağmen isteyerek verilen kilolar sonrasında kadınlarda sık görülen rahim kanseri sıklığını azaltmanın mümkün olabileceğini göstermesidir. Bu bulgular 50 yaşını geçmiş obez kadınların bir an önce zayıflaması ve ideal kilolarına dönmeleri için ilham verici olmuştur. Ancak en idealinin uygun diyet, spor ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları uygulanması sayesinde her zaman sağlıklı kiloda kalma olduğu unutulmamalıdır.