2016 Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’yle birlikte otofajinin en önemli basamaklarından biri olan hücresel açlık ile çalışmalar hızlanmıştı. Özellikle amino asitlerin kanserleşmede kritik rol oynayan yolaklardaki önemine yönelik deneyler başlamıştı.

Kasım 2016’da genetik çalışmalar konusunda saygın bilim dergisi Oncogene’de yayımlanan çalışmaya göre sistein adlı amino asitin oksidize formu olan sistin (Cystine) adlı molekül alımının bloke edilmesi tedaviye dirençli üçlü negatif meme kanseri hücrelerini ölüme götürebilir.

Kanserin 10 temel özelliğinden biri de enerji metabolizmasını “hızlı çoğalmaya olanak sağlayacak” şekilde değiştirmesidir. Kanser hücreleri bu değişikliği yaparken vücuttaki amino asit, glikoz ve yağ gibi metabolik molekülleri kullanır. Bilindiği üzere vücudumuzda yaşamsal fonksiyonların gerçekleştirilmesinden proteinler sorumludur. Proteinler, amino asit adı verilen moleküllerin birleşmesiyle meydana gelir. Bazı aminoasitleri vücudumuz sentezleyebilirken, bazılarını dışarıdan almak zorundayız.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda kanser hücrelerinin belirli amino asitlere bağlı olarak çoğaldıklarına dair çalışmalar yapılmaktaydı. Bu çalışmada, meme kanseri hücreleri her biri farklı amino asitleri içeren büyüme ortamlarında incelenerek hangi amino asidin kanser hücresinin çoğalmasında etkili olduğu bulunmaya çalışılmıştır.

Araştırma Sonuçlarına Göre;

  • Üçlü negatif meme kanseri hücrelerinin çoğalmak için sistine gereksinim duydukları belirlendi. Sistin alımı kesilen kanser hücrelerinin ölmeye başladığı gözlemlendi.
  • Önemli bir ilaç hedefi keşfedilmiş oldu. Kanser hücreleri başka doku ve organlara yayılmak için epitel mezenkimal geçiş adı verilen olayı gerçekleştirmek zorundadır. Bu geçişi yapan üçlü negatif meme kanseri hücrelerinin temel yaşamsal faaliyetleri için sistine gerek duyduğu tespit edilmiştir. Sistin bağımlı bu hücreler, sistin yokluğunda hızlı bir şekilde ölüme gitmiştir.

Peki Bu Çalışma Klinik Açıdan Ne İfade Ediyor?

  • Üçlü negatif meme kanseri tüm meme kanseri vakalarının yüzde 10-20’sini oluşturmaktadır. Tedavi seçenekleri çok kısıtlıdır. Bu yüzden yeni ilaçların geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Bu araştırmayla birlikte sistini hedef alan moleküller geliştirilerek üçlü negatif meme kanseri daha etkili tedavi edilebilir.
  • Kanserde metastaz kavramı, kanser biliminin en karanlık noktalarından biridir. Kanserden yaşam kayıplarından yüzde 90’ından sorumlu olan metastazı önlemeye yönelik ilaç hedefi sunan bu çalışma, yeni biyomarkerların keşfine de yol göstermektedir.

Meraklıları İçin İleri Okuma

Amino asitler: Aminoasitler, proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır. Kimyada bir aminoasit hem "amin" hem de "karboksil" içeren bir moleküldür. Aminoasitlerin uç uca eklenmesiyle oluşturdukları kısa polimer zincirler "peptid", uzun zincirler ise "polipeptid" veya protein olarak adlandırılırlar. Hücre içerisinde ribozomlar, mRNA moleküllerini kalıp olarak kullanarak aminositleri uç uca ekleyerek proteinleri sentezlerler. Bu işleme translasyon (çeviri) denir. Amino asitlerin hepsinin aynı anda herhangi bir proteinin yapıtaşında bulunması gerekmez. Ayrıca hepsi eşit miktarda da değildir. Proteinlerde bunlardan çok daha farklı amino asitler de bulunabilir. Vücudumuzda amino asitler, 20 temel amino asitle oluşturulmuş polipeptidlerin daha sonra “farklılaşmaları” ile oluşur.

proteinlerin yapıtaşları amino asitler esansiyel ve esansiyel olmayanlar infografik