Yeterli D Vitamini Düzeyinin Kanser Riskini Azalttığını Gösteren Kapsamlı Bir Bilimsel Analiz
2012 yılında dünya genelinde 14 milyon yeni kanser vakası görülmüş ve 8.2 milyon kişi kanser nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Gelecek 20 yıl içinde yıllık yeni kanser vakası sayısının 22 milyona yükseleceği öne sürülmektedir. Amerika’da 2016 yılında 1.68 milyondan fazla yeni kanser tanısı konacağı ve yaklaşık 600,000 kişinin kanser nedeniyle yaşamını yitireceği tahmin edilmektedir. Amerika’da 2010 yılında kanser tedavisi için toplam 125 milyar dolar harcanmıştır ve bu miktarın 2020 yılında 150 milyar doların üzerine çıkacağı beklenmektedir. Öncelikli olarak alınması gereken önlem kanser oranı, tedavi yükü, yaşam kaybı oranı ve ilgili maliyetlerin artış eğilimini tersine çevirmek veya yavaşlatmaktır.
Bundan yaklaşık 35 yıl önce güneş ışınlarının az olduğu yüksek bölgelerde kolon kanserine bağlı yaşam kaybı oranının yüksek olduğu gözlenmiş ve buradan yola çıkarak ilk kez D vitamini ile kanser arasında bir ilişki olduğunu öne sürülmüştür. O zamandan beri yapılan çalışmalar D vitamini [25(OH)D] ile meme, prostat, kalın bağırsak (kolorektal) kanser dahil birçok kanser türü riski arasında ters ilişki olduğunu görmüştür. Yapılan araştırmaların birinde D vitamini ve kalsiyum tedavisi alan kadınlarda almayanlara nazaran cilt kanseri dışındaki kanser türlerini 60% oranında azaldığı tespit edilmiştir.
Yazımızın konusu olan bu çalışma 55 ve ileri yaştaki kadınlarda 25(OH)D ile cilt kanseri dışı kanser riski arasındaki ilişkiyi daha net ölçmek için gerçekleştirilmiştir. Bunu yaparken daha önce yapılan çalışmalarda kullanılan ölçülere göre 25(OH)D’nin en geniş ölçü aralığı değerlendirilmiştir. Bu konuda daha önce yapılan iki ayrı çalışmanın sonuçlarının kullanıldığı araştırmada, ilk çalışmada kullanılan 30 ng/ml 25(OH)D ölçüsü ile 52 ülkeden katılan gönüllülerle yapılan daha geniş çaplı bir diğer çalışmada kullanılan 48 ng/ml 25(OH)D ölçü olarak alınmıştır.
İlk çalışma, araştırma tarihinde veya son 10 yıl içinde kanser olup olmadıkları bilinmeyen, 55 ve ileri yaştaki 1169 kadınla D vitamini ve kalsiyum takviyesi verilerek yapılmıştır. Üç gruba ayrılan katılımcılar ortalama 4 yıl boyunca takip edilmiştir. İlk gruba kalsiyum (ya günde 1400 mg kalsiyum sitrat veya günde 1500 mg kalsiyum karbonat), ikinci gruba kalsiyum ve D vitamini (daha önce bahsedilen miktarda kalsiyum ve günde 1000 IU D vitamini) verilmiştir. Üçüncü grup ise kontrol grubu (kalsiyum ve D vitamini plaseboları) olarak kalmıştır.
Öte yandan yapılan geniş çaplı diğer çalışmada, yine katılım tarihinde veya son 10 yıl içinde kanser olup olmadıkları bilinmeyen, ancak en az 2 sağlık değerlendirmesini veya 25(OH)D ölçümlerini tamamlamış, 55 ve ileri yaştaki 1135 kadın katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar Ocak 2009 - Aralık 2014 tarihleri arası 6 ay arayla sağlık anketlerini doldurmuş ve kan testlerini yaptırmıştır. Katılımcılar kanser tanı günleri ve kanser türleri yanında kalsiyum takviye tüketimi, sigara kullanımı, vücut kitle indeksi (kilo ve boy hesaplamaları) bilgilerini bildirmiştir. Her iki çalışmada da ortalama 3.9 yıllık sürede kanser görülme oranı 25(OH)D ölçüsüne göre karşılaştırılmıştır.
İkinci araştırma daha geniş çaplı yapılması nedeniyle, istatistiksel verileri daha güçlüdür. Bu da 25(OH)D’nin geniş ölçü aralığı konusunda diğer çalışmadan daha fazla bilgi sağlamaktadır. Serum 25(OH)D bağımsız bir değişken olarak değerlendirilmiş, tek başına etkileri ve kişiye özel verilen doz yanıtı incelenmiştir.
Çalışmaların sonucunda, kanda D vitamini düzeyi 20 ng/ml ve üstünde olması kemik sağlığı için gerekli olduğu, ayrıca kan D vitamini düzeyi 40 ng/ml ve üstü olmasının kadınlarda kanser riskini 67% oranında azalttığı bulunmuştur. Yapılan incelemeler D vitamini düzeyi arttıkça kanser görülme oranının azaldığını göstermektedir. Bu çalışmanın sonuçları kanda D vitamini düzeyinizi hem kemik sağlığınız hem de kanser riskiniz açısından ölçtürmeyi ve D vitamini düzeyi özellikle 20 ng/ml altında saptanması halinde doktorunuzun planlaması ile D vitamini takviyesi almayı önerir niteliktedir.
Dünya çapında mevcut olan kanser görülme sıklığındaki artış eğiliminin tersine çevrilmesi, sadece erken teşhis ya da tedavi olanaklarının iyileştirilmesi ile mümkün değildir. Kanserden korunma birincil önceliğimiz olmalıdır, ve bu analiz D vitamini düzeyinin iyileştirilmesinin önemli bir kanserden korunma aracı olabileceğini düşündürmektedir.
Sharon L. McDonnell et al.
Serum 25-Hydroxyvitamin D Concentrations ≥40 ng/ml Are Associated with >65% Lower Cancer Risk: Pooled Analysis of Randomized Trial and Prospective Cohort Study.
PLOS ONE. April 6, 2016https://dx.doi.org/10.1371/journal.pone.0152441