Tanı anında metastazı olan ileri evre meme kanserli hastaların 1990’lı yıllara nazaran daha uzun yaşam sürelerine sahip olduğunu gösteren yeni bir çalışmanın sonuçları yayımlandı.

Meme kanseri, kanser tıbbında ilklerin ve en önemli gelişmelerin yaşandığı alandır desek yanlış olmaz. İlk başarılı kanser cerrahisi, ilk hormonal tedavi, ilk hedefe yönelik kanser ilacı ve daha başka birçok önemli gelişme meme kanseri alanında gerçekleşmiştir. Bunlarla birlikte memedeki kitlelerin diğer kanserlere göre daha kolay belirti vermesi, mamografi ve meme ulstrasonu gibi erken tanı ve tarama yöntemlerinin yaygınlaşması ve meme kanseri farkındalığının artması başarıyı daha da artırmıştır. Öyle ki bu gelişmeler sayesinde meme kanserine yakalanıp yaşayanların sayısı her geçen gün artmaktadır; 1. evreden 4. evreye kadar tüm evreler dikkate alındığında 5 yıllık sağkalım oranı %89’a ulaşmıştır (erken evrede bu oran %95).

4. evre kanserler çok değil, 2000’li yılların başına kadar kür (tam şifa) şansının olmadığı ya da çok az olduğu hastalıklar olarak bilinirdi. Yavaş fakat kararlı adımlarla bu durumun değişmeye başladığını görmek hepimiz için mutluluk verici bir durumdur. Hatta kanserin tarihini değiştiren en önemli adımların içinde yaşadığımız bu yıllarda atılmaya başlandığını söyleyebiliriz (hedefe yönelik ilaçlar, immünoterapiler, radyoterapide yenilikler ve geleceğin en önemli tıp buluşu olarak görülen crispr gibi).

dorduncu evre meme kanserinde yaşam sağkalım süreleri

Yukarıdaki şekil, tanı anında metastazı olan yani 4. evre meme kanserine yakalanan bayanlarda zamanla yaşam sürelerinin nasıl arttığını göstermesi bakımından oldukça çarpıcı ve umut vericidir. ABD’ye ait bu istatistiğin 2012 yılına kadarki dönemi kapsadığını ve bu dönemden sonra hem hormon pozitif hem de her2 pozitif meme kanseri tedavisi için yeni tedavilerin kullanıma girerek beklenen yaşam sürelerinin daha da arttığını söylemek yanlış olmayacaktır.

İlginizi Çekebilir: