
Ameliyat Sonrası EGFR Mutant Akciğer Kanserinde Moleküler Kalıntı Hastalık Testi
EGFR Mutasyonlu Akciğer Kanserinde Osimertinib Devrimi
Ameliyatla çıkarılmış EGFR mutasyonlu küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastaları için adjuvan (ameliyat sonrası) tedavi yaklaşımı, ADAURA çalışması ile köklü bir değişime uğradı. Bu büyük ölçekli klinik araştırma, EGFR inhibitörü osimertinibin (tagrisso) hastalıksız sağkalım üzerinde plaseboya kıyasla anlamlı bir fayda sağladığını gösterdi. Bu nedenle, ameliyat sonrası 3 yıla kadar osimertinib kullanımı, EGFR mutasyonlu KHDAK hastaları için standart adjuvan tedavi olarak önerilmektedir.
MRH ve Hastalık Nüksü Tahmini
Yakın zamanda Nature Medicine dergisinde yayımlanan bir çalışmada, ADAURA araştırmasına katılan hastalar ileri düzeyde takip edilerek, ameliyat sonrası tespit edilen dolaşımdaki tümör DNA’sına (ctDNA) dayalı moleküler rezidüel / kalıntı hastalığın (MRH) (Molecular Residual Disease, MRD) kanser tekrarını öngörüp öngöremeyeceği incelendi.
ADAURA çalışması, osimertinibin hastalara fayda sağladığını gösterdi. Ancak en önemli sorumuz şuydu: Bu hastalar gerçekten iyileşti mi, yoksa kanserleri tekrarlayacak mı? MRH tespiti, EGFR mutasyonlu hastalar için daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım sunuyor. Böylece, hangi hastaların ne zaman fayda sağladığını ve tedaviyi daha hassas bir şekilde nasıl hedefleyebileceğimizi anlamaya başlıyoruz.
MRH Pozitif Hastalar Daha Yüksek Risk Taşıyor
Bu ileri analiz kapsamında, ADAURA çalışmasına dahil edilen 220 hasta (112’si osimertinib, 108’i plasebo) değerlendirildi. Randomizasyon sırasında MRH pozitif tespit edilen hasta sayısı az olsa da, MRH pozitifliği hem osimertinib hem de plasebo gruplarında kötü klinik sonuçlarla ilişkilendirildi.
Eğer MRH tespiti klinik kullanım için doğrulanırsa, bunun yüksek riskli hastaların belirlenmesine yardımcı olabileceğini ve böylece adjuvan osimertinib tedavisinin yoğunlaştırılması veya yeniden başlatılması gibi stratejiler geliştirilebilir. Aynı zamanda, MRH’nin nüks riski düşük olan hastaları da belirleyerek gereksiz tedavilerden ve olası yan etkilerden kaçınmayı sağlayabilir.
Osimertinibin Moleküler Tekrar ve Hastalık Tekrarı Üzerindeki Etkisi
(a) MRD Tespiti ve Hastalıksız Sağkalım Olayı Arasındaki Süre Analizi
Bu analiz, her iki tedavi grubunda da post-randomizasyon hastalıksız sağkalım (DFS) olayı ve MRD (Moleküler Rezidüel Hastalık) tespit edilen 62 hasta için yapılmıştır. Grafikteki her nokta bir hastayı temsil etmektedir.
- Ortadaki dikey çizgi: MRD tespiti ile DFS olayının gerçekleşmesi arasındaki ortanca süreyi göstermektedir.
- Bıyık çizgileri: MRD tespiti ile DFS olayının gerçekleşmesi arasındaki minimum ve maksimum süreyi temsil etmektedir.
- Kutu sınırları: Üst ve alt çeyrekleri temsil etmektedir.
- Bu çalışmada: MRD, DFS olayından ortanca 4.7 ay (95% CI, 2.2–5.6 ay) önce tespit edilmiştir.
(b) Kaplan-Meier Analizi: DFS ve MRD Olayı Gözlenmeyen Hastalar
Bu analiz, MRD analiz grubunda, randomizasyondan itibaren geçen sürenin DFS (klinik nüks veya yaşam kaybı) ya da post-randomizasyon MRD olaylarına (hangisi önce gerçekleşirse) kadar olan süresini göstermektedir.
Kaplan-Meier Eğrisi Bilgileri:
- Mavi çizgi: Osimertinib grubu
- Sarı çizgi: Plasebo grubu
- Planlanan tedavi süresi: 36 ay
- DFS ve MRD olayı gerçekleşmeyen hastalar için yüzde oranları:
- Osimertinib Grubu (112 hasta)
- 24. ayda: %91 (84-95)
- 36. ayda: %86 (78-92)
- Plasebo Grubu (108 hasta)
- 24. ayda: %46 (36-55)
- 36. ayda: %36 (27-45)
- Osimertinib Grubu (112 hasta)
- Risk oranı (HR - Hazard Ratio, 95% CI): 0.23 (0.15-0.36)
Bu analiz, düzeltilmemiş Cox orantılı risk modeli kullanılarak hesaplanmıştır.
(c) Osimertinib ve Plasebo Gruplarında DFS veya MRD Olayları
Bu grafik, osimertinib grubundaki hastalarda tedavi sırasında ve tedavi sonlandıktan sonra meydana gelen DFS veya MRD olaylarını göstermektedir.
Osimertinib Grubu (112 hasta)
- %75: MRD veya DFS olayı görülmeyen hastalar
- %8: Tedavi sırasında MRD/DFS olayı gelişen hastalar
- %17: Tedavi sonrası MRD/DFS olayı gelişen hastalar
- Bu grup içinde:
- %58: Olay, 12 ay içinde gelişti
- %37: Olay, 12-24 ay arasında gelişti
- %5: Olay, 24 aydan sonra gelişti
- Bu grup içinde:
Plasebo Grubu (108 hasta)
- %31: MRD veya DFS olayı görülmeyen hastalar
- %69: MRD veya DFS olayı gelişen hastalar
Gerçek Zamanlı Takibin Geleceği: MRH
MRH tespiti klinik onkolojide devrim niteliğinde bir gelişme:
MRH tespiti geleceğin yöntemi olacak - böylece hastaları gerçek zamanlı olarak takip edebileceğiz. Elde edilen veriler güçlü ve bu yaklaşımı gelecekteki çalışmalara dahil edebileceğimiz için heyecanlıyız.
Sonuç olarak ameliyat sonrası EGFR mutasyonlu KHDAK hastalarında MRH tespiti, adjuvan osimertinib tedavisinin daha kişiselleştirilmiş bir şekilde uygulanmasını sağlayarak klinik sonuçları iyileştirebilir. ADAURA çalışmasının bu ek analizi, onkolojide bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Gelecekteki araştırmalar, MRD’nin klinik pratikte nasıl kullanılabileceğini daha net şekilde ortaya koyacaktır.
Herbst, R.S., John, T., Grohé, C. et al. Molecular residual disease analysis of adjuvant osimertinib in resected EGFR-mutated stage IB–IIIA non-small-cell lung cancer. Nat Med (2025). https://doi.org/10.1038/s41591-025-03577-y