Angelina Jolie, annesinin 56 yaşında yumurtalık kanserinden hayatını kaybetmesinin ardından, kendisinin de meme kanseri ve yumurtalık kanseri riski taşıdığını öğrendi. Bir genetik test yaptırdı ve sonuçları beklerken çok endişeliydi. Test sonuçları geldiğinde, BRCA1 adlı genetik mutasyonu taşıdığını öğrendi. Bu mutasyon, meme kanseri riskini %87 ve yumurtalık kanseri riskini %50 artırıyordu.

Bunun üzerine Angelina Jolie, iki taraflı mastektomi yoluyla her iki memesini de aldırmaya karar verdi. Ameliyat öncesinde çok endişeliydi, ama ameliyat sonrasında kendini daha güvende hissettiğini söyledi. Ameliyatın başarılı geçtiğini ve sonrasında meme implantları ile yeniden yapılandırma işlemi yaptırdığını da belirtti.

Ancak, sadece memesini aldırmakla yetinmeyen Jolie, sonrasında yumurtalıklarını da aldırmaya karar verdi. Doktorunun yumurtalık kanseri için tarama testlerinde yükseliş görülmesi nedeniyle bu kararı aldığını ifade etti. Bu ameliyat sonrasında, menopoza girip hormon desteği kullanmaya başladı.

Angelina Jolie, bu zorlu süreçte karar vermenin ne kadar zor olduğunu anlattı. Ancak, kendisi gibi genetik olarak kanser riski taşıyan kadınlara cesaret vermek istediğini de belirtti. Meme ve yumurtalık kanserlerinin erken teşhis ve tedavisi için önemli olan bilgi, destek ve seçeneklerin olduğunu vurguladı.

Sonuç olarak, Angelina Jolie'nin kararı ve yaşadığı deneyim, tüm dünyada kadınların meme ve yumurtalık kanseri hakkında bilinçlenmesine ve kendi sağlıkları için seçeneklerini araştırmalarına yardımcı oldu.

Kalıtsal Meme Kanseri

BRCA1 ve BRCA2 genleri, meme ve yumurtalık kanseri riskini arttıran genlerdir. Bu genlerin mutasyona uğraması, meme ve yumurtalık kanserleri ile bağlantılıdır. Normal hücrelerde bulunan BRCA1 ve BRCA2 genleri, hücrenin genetik materyallerini kontrol eder. Ancak, mutasyona uğradığında genetik olarak gelişen meme ve yumurtalık kanserleri ile bağlantılıdır. Kadınların %12'sinde meme kanseri görülürken, BRCA mutasyonu taşıyan kadınlarda bu oran %60'a kadar çıkabilmektedir.

Angelina Jolie'nin yaptırdığı iki taraflı mastektomi tek seçenek değildir. Kemoprevensiyon uygulaması veya sıklaştırılan klinik ve tarama testleri gibi başka seçenekler de vardır. Kemoprevensiyon uygulaması, Tamoksifen gibi ilaçlarla meme kanseri riskini azaltabilir. Klinik ve tarama testleri ise erken teşhis sağlayarak, meme kanserinin önlenebilmesine yardımcı olabilir.

Çift taraflı mastektomi, riskli olan dokuların alınmasıyla kanser riskini azaltır. Ancak, bu işlem kanserden korunmak için kesin bir garanti değildir. Profilaktik mastektomi herkes tarafından istenmeyebilir, ancak kadınlar konuda bilgilendirilmeli ve seçenekleri hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgilendirilmelidir. Cerrahi müdahale ile alınan memenin yeniden yapılandırılması son yıllarda büyük ilerleme kaydetmiştir.

Sonuç olarak, meme kanseri gibi yaşamsal risk taşıyan bir hastalıkta, önceden seçeneğinizin olduğunu bilmek çok önemlidir. Angelina Jolie'nin yaptığı gibi, risk taşıyan kadınlar genetik testler yaptırarak veya doktorlarıyla konuşarak kendi sağlık durumları hakkında bilgi sahibi olabilirler. Seçenekler hakkında bilgilendirilerek alınacak kararlar, kadınların hayatını kurtarabilir ve hayat kalitesini artırabilir.

Her İki Memeyi Aldırmak Tek Seçenek Değil

Meme kanseri riski taşıyan kadınlar, iki taraflı mastektomi dışında kemoprevensiyon seçeneği hakkında doktorlarıyla görüşebilirler. Kemoprevensiyon, seçici östrojen reseptör modülatörleri kullanarak meme kanseri riskini azaltmayı amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Tamoksifen gibi ilaçlar, östrojen hormonu gibi davranarak bazı dokularda etkisini arttırırken meme dokusu gibi diğer dokularda etkisini engeller. Tamoksifen, meme kanseri riski taşıyan kadınlarda kullanıldığında riski azalttığı gözlemlenmiştir. Ancak ilacın faydaları ve yan etkileri hakkında net bilgiler almak için doktorla konuşmak önemlidir.

Klinik ve Tarama Testleri

Kadınlar, meme kanseri riski taşıdıklarında düzenli olarak klinik ve tarama testleri yaptırmalıdırlar. Bu testler, erken tanı konmasına yardımcı olabilir ve meme kanseri riskini azaltabilir. Genetik testler de yapılabilir ve kadının BRCA1 veya BRCA2 mutasyonu taşıyıp taşımadığını belirleyebilir. Testlerin negatif çıkması, önleyici çekap, test veya cerrahi müdahale gerekliliğini ortadan kaldırabilir. Testlerin pozitif çıkması durumunda ise, kişi geleceği hakkında karar verebilir.

Profilaktik Mastektomi

Kadınlar, BRCA-pozitif olanlarda kanser riski yüksek olduğunda, çift taraflı mastektomi ile riskli dokuların alınmasını düşünebilirler. Ancak, bu seçenek herkes için uygun değildir ve geri dönüşü olmadığı için birçok kadın için kabul edilebilir bir seçenek değildir. Bununla birlikte, profilaktik mastektomi işlemi yapılacaksa, meme kanseri riski azaltılabilir. Ancak, bu işlem kanserden korunmak için kesin bir garanti değildir ve son karar kadına bırakılmalıdır.

Meme Yeniden Yapılandırma

Mastektomi sonrası meme yeniden yapılandırma, son 15 yılda büyük ilerleme kaydetmiştir. Plastik cerrahi yöntemleri gelişmiş olduğundan, alınan memenin yeniden yapılandırılması mükemmel sonuçlar verir. Bu nedenle, mastektomi yaptırmayı düşünen kadınlar, meme yeniden yapılandırma konusunda bilgilendirilmelidir.

Meme kanseri konusunda bilgilendirme ve seçenekler, hastaların kendi kararlarını verebilmeleri için önemlidir. Angelina Jolie gibi ünlülerin bu konuda topluma öncülük etmesi, farkındalık oluşturmak açısından önemlidir. Kanser gibi yaşamsal risk taşıyan bir hastalıkta, önceden seçeneğinizin olduğunu bilmek, her zaman bir çıkış yolu sağlayacaktır. Ancak, son karar her zaman hastanın kendisine bırakılmalıdır.