Artrit eklemlerde meydana gelen iltihabik durum ile karakterize bir hastalık grubudur. Artrit, eklemlerde ağrıya, şişliğe ve sertliğe neden olmaktadır. Özellikle uzun süre devam eden ve zaman zaman çok şiddetli olan ağrı, artrit hastalarının en çok büyük yakınmasıdır. Ağrılar, kullanılan ağrı kesicilerle azalabilir. Bununla birlikte, beslenme şeklinin de artrit belirtilerini arttırma ve hafifletmede etkin bir rol oynayabileceği iddia edilmektedir. Özellikle; doymuş yağ ve şeker gibi inflamatuvar besinler ve pürin içeriği yüksek besinleri diyetten çıkarmanın, semptomları hafifletmeye yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Artritin en yaygın çeşidi osteoartrittir. Diğer artrit çeşitleri ise;

  • Romatoid artrit (RA) 
  • Psoriatik artrit 
  • Jüvenil idiopatik artriti 
  • Gut
  • Lupus
  • Ankilozan spondilit, olarak bilinmektedir.

Beslenme şekli artrit belirtilerini azaltır mı?

Artrit hastalığında doğru beslenme

  • Vücuttaki iltihap seviyelerini azaltmaya yardımcı olur
  • Kilo kontrolünü sağlar
  • Doku sağlığını ve iyileşmesini destekler

Normal şartlarda; inflamasyon; vücudun, bakterilere karşı savunmasına ve yara iyileşmesine yardımcı olur. İnflamasyon gereğinden uzun süre devam ettiği zaman ise; kronik semptomlar gelişebilmektedir.

Tüketilen besinlerin; inflamasyon seviyesi üzerinde etkileri vardır. Bazı gıdalar inflamatuvar etki gösterirken; bazıları ise anti-inflamatuvar etkiye sahiptir. Amerika Birleşik Devletleri'nde artrit ile yaşayan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Artrit Foundation’a göre;

  • Anti-inflamatuvar besinler; artrit ağrılarını azaltabilmekte ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilmektedir.

Artrit hastalarında, kilo kontrolünü sağlamak oldukça faydalı olacaktır. Bunun nedeni ise, yağ hücrelerinin; inflamasyonu artıran ve sitokin adı verilen bağışıklık hücrelerini artırmasıdır. Dolayısıyla, artrit hastaları kilo kontrolü sağlayarak ağrıları azaltmaya katkı sağlayabilirler.

Artrit hastalığında uzak durulması gereken besinler

1. İnflamatuvar yanıtı artıran yağlar

Bazı yağ türleri vücutta inflamasyonu artırabilmektedir. Bu nedenle bu yağların diyette sınırlandırılması gerekmektedir.

  • Omega 6 Yağ Asitleri: Mısır, aspir, ayçiçeği ve bitkisel yağlar. Ilımlı miktarda tüketildikleri zaman zararlı olmasalar da fazla tüketimleri semptomları artırabilmektedir.
  • Doymuş Yağlar: Tereyağı, süt ve süt ürünleri, kırmızı et gibi hayvansal gıdalar, hurma yağı, hindistan cevizi yağı ve palm yağı doymuş yağ içermektedir. Doymuş yağlardan olabildiğince uzak durmakta fayda vardır. Ancak, günlük toplam kalori alımının %10’undan az olacak şekilde sınırlandırıldığı zaman tüketilmesi sakıncalı olmayacaktır. Örnek verecek olursak; günlük enerji gereksinimi 2000 kalori olan bir kişinin, günlük doymuş yağ alımı; 200 kalori, yani 20 gram doymuş yağı geçmemelidir.
  • Hindistan cevizi yağı: yüksek oranda doymuş yağ içeriyor olmasına rağmen inflamatuvar bir etki yaratmadığı, hatta inflamasyonu azalmaya katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Ancak, tam anlamıyla kanıtlanamadığı için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
  • Trans Yağlar: Sıvı yağların katı forma çevrilmesi ile elde edilen trans yağlar (örneğin; margarin), sağlık açısından en zararlı yağ grubu olarak bilinmektedir. Trans yağlar iyi kolesterol olarak bilinin “HDL” kolesterolü düşürürken; kötü kolesterol olarak bilinen “LDL” kolesterolü yükseltmektedir. Trans yağları diyetten tamamen çıkarmak faydalı olacaktır. Önerilen günlük trans yağ limiti, günlük kalorinin %1’I kadardır.

2. Şeker

Fazla şeker tüketimi inflamasyonu artırdığı gibi aynı zamanda; obezite ve diğer kronik hastalıkların riskini de artırmaktadır. Bu yıl “Nutrients” dergisinde yayınlanan bir çalışma; düzenli olarak, yüksek oranda şeker içeren içececek tüketen kişilerin romatoid artrit hastalığı geliştirme riskinin daha yüksek olduğunu sonucuna vardı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), günlük basit şeker alımını, günlük kalori gereksiniminin %10’undan az; sağlığı daha da geliştirmek için ise %5’in altında tutulmasını önermektedir.

  • Basit Şeker: Üretici, aşçı veya tüketici tarafından gıdalara eklenen tüm monosakkaritler ve disakkaritler basit şekerdir. Bununla birlikte basit şekerler; bal, şurup ve meyve sularında da doğal olarak bulunmaktadır. Meyve, sebze veya sütte bulunan şekerler basit şeker değildir.

Marketten alınan paketli ürünler yüksek oranda şeker içerebilmektedir. Bu nedenle, kahvaltılık gevrek, meşrubat, sos vb. ürünlerin şeker içeriklerini kontrol edebilmek için besin değeri etiketlerini okumakta fayda var.

3. İlerlemiş glikasyon son ürünleri (AGE)

AGE'ler dokularda birikebilen inflamatuvar bileşiklerdir. 2017 yılında, “Patient Education” dergisinde yayınlanan bir çalışma; romatoid artirit hastası olan kişilerin vücudundaki AGE düzeylerinde artış olduğu sonucuna vardı. Dolayısıyla, vücuttaki AGE düzeylerini düşürmenin, inflamasyonu azaltabileceği düşünülmektedir.

Şeker ve yağ tüketimi vücuttaki AGE düzeylerini artırmaktadır. Bununla birlikte, besinleri yüksek ısıda pişirme ve gıda işleme yöntemleri de vücuttaki AGE düzeylerini yükseltmektedir.

4. İtüzümü Familyası

İtüzümü familyası, solanini adı verilen bir bileşiği içeren bir sebze grubudur. Bu sebzelerin, artrit hastalığındaki semptomları artıracağına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, bu sebzeleri diyetten çıkarmanın semptomları hafifiletmeye yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

İtüzümü familyasına ait olan sebzeler;

  • Domates
  • Biber
  • Pul biber
  • Patlıcan
  • Patates

Artrit Foundation, itüzümü familyasına ait olan sebze tüketiminin ağrıyı artırdığını gözlemleyen kişilerin; birkaç haftalığına bu besinleri tüketmemesini ve daha sonra, teker teker diyete dahil etmelerini önermektedir.

5. Pürinden zengin besinler

Pürin, normal bir diyetin parçası olan yiyecek ve içeceklerde bulunan bir bileşiktir. Vücut pürinleri metabolize eder ve ürik asit adı verilen bir atık ürün üretir.

Gut hastalığında, doktor genellikle ilaç tedavisi ile birlikte, pürin kısıtlı bir diyet önermektedir. Bunun nedeni ise, ürik asidin kan dolaşımında birikmesi sonucunda gut nöbetlerini artırabilmesidir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, kamu sağlığı ve kamu güvenliğinin sağlanması konusunda çalışan bir kurum olan “Centers for Disease Control and Prevention (CDC)” pürinden zengin gıdaları;

  • Kırmızı et 
  • Karaciğer gibi organ etleri
  • Bira ve diğer alkoller 
  • Sucuk, sosis, salam gibi işlenmiş et ürünleri
  • Midye gibi deniz ürünleri olarak tanımlamıştır.

Mantar, ıspanak, karnabahar, kuşkonmaz gibi sebzeler ve kuru baklagillerin de pürin içeriği yüksektir. Ancak, gut nöbetlerini alkol ve hayvansal besinler kadar artırmadığı düşünülmektedir.

Artrit hastalığında tüketilmesi önerilen besinler

Anti-inflamatuvar yağlar

  • Doymamış Yağlar: Zeytinyağı, avokado yağı, fındık ve fındık yağında anti-inflamatuvar etkilere sahip olan ve “oleokantal” adı verilen bir bileşik bulunmaktadır.
  • Omega-3 Yağ Asitleri: Somon, sardalya ve ringa balığı gibi yağlı balıklar, omega-3 yağ asitleri içermektedir. Vejetaryen ve vegan kişiler ise, omega-3 alımını ceviz veya ceviz yağı tüketerek artırabilirler. Doktor kontrolünde alınan balık yağı kapsülleri ile de omega-3 alımı artırılabilir. Araştırmalar, günde 600mg-1000mg balık yağı almanın eklemlerdeki; sertliği, şişmeyi ve ağrıyı hafifletebileceğini savunmaktadır.

Sebze ve Meyveler

Sağlığa faydaları saymakla bitmeyen sebze ve meyveler, artrit hastalığı olan kişilerde semptomları azaltabilmektedir.

Artrit Foundation’ın, artrit hastalağında tüketimini önerdiği sebze ve meyveler;

  • Soğan, sarımsak ve pırasa: Bu sebzeler, anti-inflamatuvar bir bileşik olan kersetin içerir.
  • Tatlı patates, kabak ve havuç: Turuncu ve kırmızı sebzeler antioksidan olan karotenoid içerir.
  • Yeşil yapraklı sebzeler: Lahana, brokoli, pazı ve ıspanak gibi sebzelerin antioksidan içeriği yüksektir. Aynı zamanda, kemik sağlığı için gerekli olan kalsiyum içermektedirler.
  • Narenciye ürünleri, kivi ve çilek: Bu meyveler antioksidan bir vitamin olan C vitamininden zengindir. C vitamininin, kemik ve kıkırdağı korumaya yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Anti-İnflamatuvar diyet nedir?

Anti-inflamatuvar bir beslenme modeli hem sağlığın geliştirmesine hem de artrit hastalarında semptomların azalmasına yardımcı olacaktır. Akdeniz Diyet modeli anti-inflamatuvar etki gösteren diyetler arasında, en fazla araştırılma yapılmış diyet modelidir.

- İlgili Konu: Akdeniz diyetinin sağlığa faydaları ve metabolik etkileri – Nasıl dünyanın en iyi diyeti oldu?

Akdeniz Diyet modeli temel olarak; sebze, meyve, tam tahıllar, kuru baklagil, balık, yağsız beyaz et, zeytinyağı ve kabuklu kuru yemiş tüketimini önermektedir. Bununla birlikte, süt ve süt ürünlerinin ılımlı miktarlarda tüketilmesini; şeker, alkol ve kırmızı et tüketiminin ise sınırlandırılması gerektiğini savunmaktadır.

Arthritis Foundation, Akdeniz diyet modelinin, osteoartritli kişilerde; iltihap ve ağrıyı azaltabileceğini ve kırık riskine karşı koruyabileceğini belirtmektedir. Uygulaması ve sürdürülebilirliği en kolay diyet modellerinden biri olan Akdeniz diyet modeline uyan kişiler kilo kontrolünü de sağlayabilmektedir.

2018 yılında Arthritis Research and Theraphy dergisinde yayınlanan ve 1721 romatoid artrit hastası ile 3667 kişilik kontrol grubunun dahil olduğu geniş kapsamlı bir çalışma;

  • Akdeniz diyetine uyum gösteren kişilerin romatoid artrit hastalığı geliştirme riskinin daha düşük olduğu sonucuna vardı.

2018 yılında, The Open Rheumatology dergisinde yayınlanan bir diğer çalışma ise, Akdeniz diyetindeki yüksek antioksidan içeriğinin;

  • Romatoid artritli hastlarda ağrıyı azaltabileceğini savunmaktadır.

Artrit hastalarına yardımcı olabilecek diğer öneriler;

  • Hafif şiddetli egzersiz: Yürüyüş, yüzme ve bisiklet gibi düşük tempolu egzersizler; eklemlere zarar vermeden aktif kalmaya yardımcı olmaktadır.
  • Pişirme Yöntemleri: Pişirme esnasında kullanılan teknikler; besin değeri kayıplarını artırabilmekte ya da azaltabilmektedir. Kaynatma yerine buharda pişirmek ya da derin yağda kızartmak yerine az miktarda yağ ile sotelemek veya ızgara yapmak; besin değeri kayıplarını önlemek ve tüketilen besinleri daha sağlıklı bir şekilde tüketebilmek için faydalı olacaktır.
  • Güneşlenmek: Bazı besinlerde az miktarda D vitamini bulunmaktadır. Ancak, bu besinleri tüketmek, gereksinimleri karşılayabilmek için yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, yeterli D vitamin alımı için, günde 15-20 dakika güneşlenmek gerekmektedir. Güneşten alınan D vitamini; kalsiyum emilimini artırarak, kemik sağlığını geliştirmektedir.

Özet / Yorum

Artrit hastalarının vücuttaki inflamasyonu artırıcı etkilere sahip olan; şeker, trasn yağ ve doymuş yağ gibi besinlerin diyetten çıkarılması ya da sınırlandırılması gerekmektedir. Pürinden zengin besinlerin de semptomların kötüleşmesine katkı koyabileceği için; bu besinlerin de diyette sınırlandırılması faydalı olacaktır. Sebze, meyve, doymamış yağlar ve omega-3 yağ asitlerinin tüketimi ise vücutta antiinflamatuvar etki göstermektedir. Bu öneriler incelendiği zaman; yine birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde olduğu gibi yine Akdeniz diyet modeline yöneliyoruz. Akdeniz diyetinin sağlığı geliştirdiği ve inflamasyonu azaltmaya katkı sağladığını savunan birçok çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle, genel sağlığı geliştirmek, artit hastalık riskini azaltmak ve artrit semptomlarını hafifletmeye katkı sağlamak için Akdeniz diyet modeline uyum gösterilmesini önerebiliriz.