Geçtiğimiz günlerde, yaygın olarak tüketilen kola ve diğer gazlı içeceklerdeki bazı maddelerin kanser yüküyle ilişkisini değerlendiren ilk çalışma “Plos one” İngiliz Dergisi’nde yayınlandı.

Şekerin yüksek sıcaklık ve basınç altında, amonyak ve sülfit bileşikleriyle tepkimeye sokulmasıyla elde edilen karamel boyası; hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda kanserojen (kanser yapıcı) olduğu belirlenmiş tamamen suni bir maddedir. Karamel boyasının kanserojenliği, üretimi sırasında açığa çıkan 4-metilimidazol (4-MI) denilen bir maddeden kaynaklanmaktadır. Karamel boyası, başta kola ve ice tea (buzlu çay) olmak üzere gazlı içeceklerde renklendirme amacıyla kullanılmaktadır. Renklendirmenin dışında herhangi bir fonksiyonu olmayan karamel boyasının, ürünün lezzeti veya tüketim sürelerini etkileyecek zaruri bir etkisi de bulunmamaktadır.

Amerika’nın Kaliforniya eyaleti, bir kutuda 29 mikrogramdan fazla 4-MI içeren ürünlerde, kutuların üzerine kanser riski uyarısının konulmasını yasallaştırmış ve Coca-cola firması da Kaliforniya’ya özel, düşük 4-MI içerikli kola üretmek zorunda kalmıştır.

Ancak, Türkiye’de ve dünyanın diğer yerlerinde halen yüksek 4-MI içerikli ürünler tüketilmeye devam etmektedir. Ülkemizde E150c ve E150d koduyla isimlendirilen bu maddelerin bir kilogramda en fazla 250 miligram olması şartı koşulmaktadır. Ancak bu değer, riskli olduğu belirlenen değerin oldukça üzerindedir. Geçtiğimiz günlerde, yaygın olarak tüketilen içeceklerdeki 4-MI oranlarını ve bunun kanser yüküyle ilişkisini değerlendiren ilk çalışma yayınlanmıştır.

Çalışma

Çalışmada, 11 farklı gazlı içecekteki 4-MI oranları ölçülmüş ve bu maddenin tehlike yaratacak düzeyleri belirlenmiştir.

Sonuçta, günlük 29 mikrogramdan fazla (1 kutu kola yaklaşık 140 mikrogram) 4-MI tüketiminin her 100.000 kişiden birinde kansere neden olabileceği belirtilmiştir. Yani günde 1 kutu kola içmek, kansere neden olabilecek seviyede 4-MI’e maruz kalmak için yeterlidir. 2013 verilerine göre; yıllık kişi başına ortalama 35 litre kola tüketimiyle, dünyada Türkiye’nin en çok kola tüketen ülkelerinden biri olması da bu durumun önemini katbekat artırmaktadır. Şimdiye dek kanserden hayatını kaybeden birçok kişide kanserin tetiklenmesine belki de kolanın neden olmuş olabileceği düşüncesini akıllara getirmektedir.

Sonuç 

Kola ve diğer gazlı içeceklerin, içerdikleri katkı maddeleri ve yüksek kalori değerleri ile obezite, diyabet ve alerji gibi birçok hastalıkta etken olabileceği bilinmektedir. Bunun yanında, bu içeceklerin sır gibi saklanan içeriklerinde daha ne gibi tehlikeler barındırdığı da tam olarak bilinmemektedir. Ama artık kola ve gazlı içeceklerin kanserojen olduğu bilinen 4-metilimidazol maddesini yüksek oranda ihtiva ettiği bir gerçektir ve bu durum, bu içecekleri tüketmeyi bırakmamız için çok önemli bir sebeptir. Bu noktada; devlet düzeyinde Kaliforniya’nın aldığı kararın örnek alınması, kişi düzeyinde de daha henüz belirlenmemiş birçok potansiyel zararları da olabilecek bu içeceklerden uzak durulması en doğru yaklaşım olacaktır.