Risk Azaltıcı Mastektomi, Meme Kanseri ve Yaşam Kaybı Riskini Azaltır mı?

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen kanserdir. Kalıtsal olarak aktarılabilen genetik faktörler, özellikle BRCA1 ve BRCA2 genetik değişimleri, bu hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynar. Tüm meme kanserlerinin yaklaşık %10-15 kadarı, BRCA1-2 başta olmak üzere, kanserle ilişkili bazı kalıtsal genetik değişimler sebebi ile oluşur. BRCA1-2 taşıyıcıları için ömür boyu meme kanseri riski önemli ölçüde artar. Bu risk altındaki bireyler için, potansiyel olarak hayat kurtarıcı önlemler arasında risk azaltıcı mastektomi (önleyici meme ameliyatı) bulunmaktadır. Ancak, bu radikal adımın gerçek etkileri ve sonuçları üzerine detaylı bilgiler sağlamak, karar verme sürecinde hastalara ve sağlık profesyonellerine rehberlik edebilir.

Aşağıdaki görüntü, meme kanseri, over (kadın yumurtalık) kanseri ve endometriyal (rahim) kanser ile ilişkilendirilen kalıtsal genetik mutasyonları ve bu kanser türlerinin insidansı (yeni vaka sayısı) ile yaşam kaybı oranlarını karşılaştıran iki bölümden oluşmaktadır.

görüntü meme yumurtalık endometriyal kanser ile ilişkilendirilen genetik mutasyonları ve bu k

Bölüm A: Üst kısımda, üç farklı kanser türü ile ilişkilendirilen genetik mutasyonları gösteren bir Venn diyagramı bulunmaktadır. Her bir kanser türü için riski artıran genetik mutasyonlar belirtilmiştir.

  • Mavi Alan (Sol): Meme kanseri ile ilişkili genetik mutasyonları gösterir (örneğin BARD1, MRE11A, CDH1, ATM, CHEK2).
  • Sarı Alan (Sağ): Over (kadın yumurtalık) kanseri ile ilişkili genetik mutasyonları gösterir (örneğin BRCA1, BRCA2, RAD51C, RAD51D).
  • Pembe Alan (Alt): Endometriyal kanser ile ilişkili genetik mutasyonları gösterir.
  • Kesişen Alanlar: Bu bölümler birden fazla kanser türüyle ilişkilendirilen genetik mutasyonları göstermektedir. Örneğin, BRCA1 ve BRCA2 genleri hem meme kanseri hem de yumurtalık kanseri riskini artıran genlerdir.

Bölüm B: Alt kısımda, çeşitli kanser türlerinin insidansını (mavi) ve yaşam kaybı oranlarını (kırmızı) gösteren bir sütun grafiği bulunmaktadır. Her bir kanser türü için 100.000 kişi başına düşen yeni vaka sayısı (insidans) ve mortalite oranı karşılaştırılmıştır.

Grafik, özellikle meme kanseri için insidansın (yeni vakaların sayısı) oldukça yüksek olduğunu, ancak mortalite oranının diğer kanser türlerine göre nispeten düşük olduğunu göstermektedir. Diğer kanser türleri arasında, insidans ve mortalite oranlarının farklılık gösterdiği ve bazı kanser türlerinin (örneğin, tiroid ve korpus uteri kanserleri) oldukça düşük mortalite oranlarına sahip olduğu görülmektedir.

Güncel Çalışma

29 Kasım 2023 tarihinde Metcalfe ve arkadaşları tarafından British Journal of Cancer'da yayımlanan bir araştırma, BRCA1 veya BRCA2 gen varyantlarına (genetik değişimleri) sahip kadın hastalar arasında, risk azaltıcı mastektominin hem meme kanseri teşhisi alma riskini hem de yaşam kaybı olasılığını azalttığına dair değerli bulgular sunuyor. Bu çalışma, genetik risk taşıyan bireyler için önleyici mastektominin potansiyel faydalarını derinlemesine inceliyor ve bu zorlu kararı verirken hastalara daha fazla bilgi ve destek sağlama amacı taşıyor.

Çalışmanın Detayları

BRCA1 veya BRCA2 genetik varyantlarına kalıtsal olarak sahip olan kadın hastaların, ömürleri boyunca meme kanseri geliştirme riski %80'dir. Araştırmalar, bu risk profiline sahip kadın hastalarda meme kanserini önlemenin en etkili yöntemlerinden biri olan risk azaltıcı mastektominin, meme kanseri riskini %90 oranında azaltabileceğini göstermiştir. Bununla birlikte örneğin Kanada'da, patojenik varyantlara sahip kadın hastaların sadece %30'u bu cerrahiye başvurmaktadır.

Ancak, bugüne kadar risk azaltıcı mastektominin yaşam kaybı oranı üzerindeki etkisini ve bu hasta grubunda faydalarını niceliksel olarak inceleyen sadece bir önceki çalışma bulunmaktadır.

Risk azaltıcı mastektomi kararı vermek, hastalar için sıklıkla zorlu ve karmaşık bir süreçtir. Bu kararı verebilmenin anahtarı, mümkün olan en fazla bilgiye sahip olmaktır; çünkü bilgi, hastaların kendi tedavi yollarını bilinçli bir şekilde belirlemelerine olanak tanır. Biz kanser uzmanları olarak, hastalarımızın bu önemli kararı verirken her adımda yanlarında olmalı ve onlara, seçimlerini şekillendirecek, güçlü ve net kanıtlar sunmalıyız. Bu yaklaşım, hastalarımızın kendi sağlık hikayelerinin yazarı olmalarına yardımcı olacak ve onlara kendi tedavi süreçlerini daha etkin bir şekilde yönetme gücü verecektir.

Çalışma Yöntemleri ve Sonuçları

Bu yarı-rastgele çalışmada, araştırmacılar, patojenik BRCA1 veya BRCA2 varyantlarına sahip ancak meme kanseri teşhisi almamış 1,600 kadın hastada risk azaltıcı mastektominin yaşam kaybı oranını nasıl etkileyebileceğini incelediler. Hastaların yaklaşık %50'sinin risk azaltıcı mastektomi geçirdiğini belirttiler.

6 yıllık takip sonrasında, araştırmacılar risk azaltıcı mastektomi grubunda 20 meme kanseri vakası ve iki yaşam kaybı, kontrol grubunda ise 100 meme kanseri vakası ve yedi yaşam kaybı keşfettiler.

Ayrıca, risk azaltıcı mastektomi, meme kanseri riskini %80 oranında azalttı ve işlemden 15 yıl sonra meme kanserine bağlı yaşamını kaybetme riski %1'den azdı.

Aşağıdaki grafik, risk azaltıcı mastektomi uygulanan hastalar ile kontrol grubu arasında, yıllar boyunca kümülatif meme kanseri insidansını (yeni kanser vakalarının oranını) karşılaştırmaktadır. Kırmızı çizgi kontrol grubunu, gri çizgi ise mastektomi uygulanan grubu temsil etmektedir.

Bu grafik risk azaltıcı mastektomi uygulanan hastalar ile kontrol grubu arasında yıllar boyunca

  • Kontrol grubu (Kırmızı Çizgi): Kontrol grubunda 827 hastada toplam 100 meme kanseri olayı (vakası) meydana gelmiştir. Bu grup, herhangi bir risk azaltıcı mastektomi ameliyatı uygulanmamış hastalardır. Grafik, bu grubun zamanla kümülatif kanser insidansının artışını göstermektedir.

  • RRM grubu (Gri Çizgi): Mastektomi grubunda 827 hastada toplam 20 meme kanseri olayı görülmüştür. Bu grup, meme kanserini önlemek amacıyla risk azaltıcı mastektomi geçirmiş hastalardır. Grafik, bu grubun zamanla kümülatif kanser insidansının, kontrol grubuna göre çok daha düşük olduğunu göstermektedir.

Grafikte yer alan "p < 0.0001" ifadesi, istatistiksel bir test sonucu olan p-değerini gösterir ve iki grup arasındaki insidans oranları farkının son derece anlamlı olduğunu belirtir (p-değeri 0.0001'den daha küçük olduğu için). Bu, gözlenen farkın rastgele bir varyasyon sonucu olmadığını ve iki grubun meme kanseri insidansı açısından anlamlı bir farklılık gösterdiğini ifade eder.

Sonuç

"Bu çalışmada iki grup arasında yaşam kayıplarında önemli bir fark olmamakla birlikte, risk azaltıcı mastektominin, meme kanseri geliştirme riskini önemli ölçüde azalttığını biliyoruz," diye vurguladı baş araştırmacı Dr. Metcalfe.

Araştırmacılar, çalışmaya dahil edilen hastaların daha uzun süreler boyunca takip edilmesinin, risk azaltıcı mastektomi sonrası yaşam kaybı oranını değerlendirmek ve bu tür bir ameliyatla ilişkili faydaları vurgulamak için daha fazla kanıt üretebileceğini belirttiler.

Günümüzde, meme kanseri taramasında etkili yöntemlerden biri olan manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi güçlü araçlara sahibiz. Bu sayede, cerrahi girişim her ne kadar mevcut bir alternatif olsa da, standart bir uygulama olarak önerilmemektedir. Ancak risk azaltıcı mastektomi uygulanan hastaların uzun dönem sağlık durumları ve karşılaşabilecekleri risk faktörleri üzerine yapılacak ayrıntılı çalışmalar, bu tedavi yaklaşımının gelecekteki yerini daha iyi belirlememize olanak tanıyacaktır. Mevcut bilgiler ışığında, bu ameliyatın uygulanması tamamen kişisel sağlık durumu ve risk değerlendirmelerine dayalı bir seçim olarak kalmaktadır. İlerleyen zamanlarda, elde edilecek yeni bilimsel kanıtlar, önleyici cerrahiye dair mevcut yönergelerimizi güncellememizi gerektirebilir.