Colin Jackson, çok başarılı bir spor geçmişi olan, dünyanın sayılı atletlerindendir. 2003 yılında noktaladığı ışıltılı kariyeri boyunca dikkatleri üzerinde tutmayı başardı. Şu an İngiliz televizyon kanalı BBC’de spor yorumculuğu yapan Colin 2017’de eşcinsel olduğunu açıkladı.

1967 Cardiff, Birleşik Krallık doğumlu Colin, 19 yaşında ilk madalyasını kazandığında, ailesi onun başarılı bir kariyeri olacağına hala ikna olmamıştı. Ancak Colin, 1 yıl sonra dünya şampiyonasındaki ilk madalyasını kazandı. 1993-1995 yılları arasında üst üste 44 yarışta ipi ilk o göğüsledi. 1990-2002 arasında 110 metre engellide üst üste 4 kez Avrupa şampiyonu oldu. Kariyeri boyunca katıldığı dünya ve Avrupa şampiyonalarında altın madalyalar kazandı, rekorlar kırdı. 110 metre engelli yarışında 12.91 saniye ile kırdığı Dünya Rekoru 13 yıl boyunca onda kaldı. Atletizm tarihinin en uzun süre kırılamayan rekorlardan biri olan bu rekor, Colin sporu bıraktıktan ancak 3 yıl sona geçilebildi.

Aşağıda, Colin Jackson'ın 1993 Stuttgart Dünya Şampiyonası Finali 110 metre Engelli'de Dünya Rekoru kırdığı an görülebilir.

Eski takım arkadaşlarından birine Colin'ı dünya rekoru sahibi yapan şeyin ne olduğu sorulduğunda "Onun sanki görünmez bir anahtarı vardı. Mutlu görünüşü, piste çıktığında acımasız, vahşi bir kararlılığa dönüşüyordu" diyerek cevapladı. 17 yaşından beri tüm kariyeri boyunca ona koçluk yapan Malcolm Arnold ise, "Doğal güçleri, eğitim sürecini algılaması ve anlaması, çok çalışabilme yeteneği, doğal psikolojik gücü ve mükemmel hızı, onun temel farklarıydı" diyordu.

colin jackson 110 mt engelli dünya rekortmeni atlet

Colin, atletizmden emekli olduktan sonra sporla ilgili faaliyetlerde bulunmaya devam etti. Bir süre sonra medyada eşcinsel olduğuna dair haberler çıkmaya başladı. O dönem medyada verdiği demeçlerde bunu yalanlasa da 2006 yılında ailesiyle bu durumu paylaştı. Ancak sporcu geçmişinde açıklayamadığı bu sırrını tüm dünyaya duyurmak için 10 yıl daha beklemesi gerekecekti.

Colin’in cinsel tercihi, sporcu olarak şöhretinin yükseldiği o dönemlerde sakladığı tek sır değildi. Yıllar sonra itiraf ettiği gerçek ise, yarışlara hazırlanırken yemek yemeden günlerce durabildiği ve bu nedenle kendine iyi davranmadığıydı.

Dünya Rekortmeni Bile "Sağlıklı Yaşamı" Yanlış Anlayabilir

Yemek yeme bozukluğu olduğunu ve bu durumun sağlıksız bir süreç olduğunun farkındaydı. Yarışlarda başarılı olma isteği nedeniyle bedeninin sağlığını düşünmedi. Bu konuda ne kadar hatalı davrandığını yıllar sonra şöyle açıkladı:

"Olabildiğince hızlı koşuyordum ve hep en iyi olmak istedim. Kendimi bunu yapmak için daha hafif olmam gerektiğine inandırdım. Bunun için taktikler uyguladım. Daha az kilolu olmak için normal veya sağlıklı bir vücudun ihtiyaç duyduğundan çok daha az yemek yerdim veya hasta olmak isterdim. Kendimi aşırı kilolu ve çok fazla yemek yemiş gibi hissediyordum. Bulimia (suçluluk duygusuyla yediklerini kusarak çıkarma) ve anoreksi (zayıf kalma konusunda takıntılı olma ve yetersiz beslenme) ile mücadele ettim. Çoğu günü 800-900 kalori ile tamamlardım. Egzersiz yapıyordum, kahve içerdim ama yemek yemeden günlerce durabiliyordum.

Dış görünüşümle hiç ilgilenmemiştim. Şimdi fotoğraflara tekrar bakıyorum ve o dönemde bedenimin ne kadar küçük olduğunu görüyorum. Eğer yeme bozukluğum olmasaydı, çok daha fazla enerjim olurdu ve çok daha iyi eğitim alırdım, diye düşünüyorum".

O zaman yaptığı şeylerin doğru olduğunu düşündüğünü ancak çok yorulduğunu söyleyen Colin, "Eğer bulimia ve anoreksiya ile mücadele etmeseydim, daha mutlu ve daha başarılı bir alet olurdum" diyerek geçmişte aldığı kararlardan duyduğu pişmanlığı anlatıyor.

Yorum

Daha güzel gözükmek (?) veya mesleğinde başarılı olmak için bulimia ve anoreksiya hastası olan birçok kişi bulunmaktadır. Bu durum, özellikle ergenlik çağındaki gençlerimiz için tehlikeli sonuçlar yaratabilmektedir. Gün içinde çok az kalori ile beslenmek veya yediklerini çıkararak kilo almamaya çalışmak, hem bedensel hem de zihinsel zorlanmaya neden olmaktadır. Ayrıca bu süreç daha ileride pişmanlıklara ve daha bozuk bir ruh haline neden olabilmektedir.

Bu hikaye, bizlere sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından kıymetlidir. Sağlıklı beslenme, bireyin kendini daha enerjik ve daha mutlu hissetmesini sağlayıp, günlük hayatındaki performansı ve işindeki başarıyı arttırmaktadır. Farklı yaşam tarzlarının ve mesleklerin beslenme ihtiyaçları değişebilir, örneğin sporcular. Bununla birlikte sağlıklı bir beslenme örneği olarak Akdeniz diyeti, özellikle çocuk ve gençlerin gelişimi için gereken temel besinleri içermektedir. Ayrıca ileri yaşlarda da bedensel ve zihinsel sağlığımızın korunmasına da yardımcı olacaktır.