1. Yeme bağımlılığı nedir?

Bağımlılık deyince aklımıza ilk olarak uyuşturucu bağımlılığı, alkol ve sigara gelir. Son yıllarda gıda gibi sağlıklı olarak düşündüğümüz maddelere de bağımlı olabileceğimiz ortaya konulmuştur. Yemek yemenin bağımlılık olarak adlandırılacağı belki de hiç aklınıza gelmemiştir. Bu yazımızda sizler ile bilimsel olarak tanımlanmış, kendine özel tedavi stratejileri olan, yönetimi son derece güç bir bağımlılıktan, yeme bağımlılığından bahsedeceğiz.

Yeme bağımlılığı günümüzde giderek daha çok araştırılan bir konudur. Bağımlılık yapan ilaçlar ve alkol gibi yiyecekler, beynimizde nörotransmitter olarak adlandırılan dopamin ve benzeri kimyasalların salınmasına neden olur. Dopamin gibi nörotransmitterler beynimizin ödül sistemini harekete geçirerek rahatlama ve memnuniyet hazzı oluşturmaktadır. İşte bireyin kendini ödüllendirmek için çikolata alma veya günlük öğünü dışında daha özel yiyecekler tercih etmesinin nedenin de bu olduğu, yeme bağımlılığının da alkol ve madde bağımlılığıyla ortak yolları bulunduğu düşünülmektedir.

2. Yeme bağımlılığı bir hastalık mıdır?

Yeme bağımlılığı günümüzde giderek daha fazla araştırılan, bağımlılık ile benzer nörolojik yolakları paylaştığı düşünülen klinik bir görünümdür. Obezite ve yeme bozukluklarıyla ciddi ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Günümüzde henüz tam olarak tanı kriterleri ve tedavisi kesin olarak tanımlanamadığı için klinik görünüm veya bozukluk denmesi daha doğru olacaktır. Özellikle aşağıda belirtilen yeme bozukluklarıyla güçlü bir ilişkisi olduğu düşünülmekte ve araştırılmaktadır:

Tıkanırcasına yeme bozukluğu – binge eating: Tekrarlayan periyotlarda kısa zaman içerisinde fiziksel olarak rahatsız hissedecek şekilde normalden çok daha fazla yemektir. Yeme bozukluğunun en yaygın görülen formudur. Yeme periyotlarının ardından duygusal stres, pişmanlık, vicdan azabı ve suçluluk duygusu görülebilmektedir. Amerika’da Ulusal Yeme Bozuklukları Birliği’nin yaptığı çalışmaya göre erkeklerin %2, kadınların ise %3,5’inde tıkanırcasına yeme bozukluğu görülmektedir. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel Sınıflandırma Kitabı’nda da yer alan bilgilere göre; 3 ay boyunca haftada en az bir kez tıkanırcasına yeme bozukluğu gösteren ve bu davranış sonucunda duygusal bozukluk saptanması tıkanırcasına yeme bozukluğunun belirtisidir.

Bulimia nevroza: Bu rahatsızlığa sahip kişiler, tıkanırcasına yeme bozukluğunda olduğu gibi aşırı yeme periyotları sonrasında duygusal olarak kendini suçlu hissetme, vicdan azabı ve pişmanlık duymaktadır. Ancak bulimiya nervozalı bireyler aldığı aşırı kaloriyi vermek için kendi isteği ile kusma, aşırı egzersiz, ishale neden olan ilaçlar kullanmak ve yemeği bir süre kısıtlama gibi davranışların görülmesidir. Bu bozuklukta alınan kalorilerden kurtulma isteği kişinin kilo almak veya obez olmaktan çekinmesindendir. Sık olarak kendi isteğiyle kusma ise susuz kalma, kalp problemleri, beslenememe, diş ve beyin hasarı hatta ileri boyutlarda körlüğe neden olabilmektedir.

Gece yeme sendromu: Bu sendromda gece tıkanırcasına yeme davranışı görülmektedir. Bireyler gün içerisinde veya gece çok az açlık hissetmesine veya açlık hissetmemesine rağmen gece ciddi miktarda yemek yemektedir. Sendroma normal uyku düzeninde bozulma veya duygusal bozuklukların neden olabileceği düşünülmektedir. Bu sendromdaki kişiler uyuyamama nedeniyle görülen stres durumunda kendilerini rahatlatmak için gece yemelerini tercih etmektedir.

3. Yeme bağımlılığı belirtileri nelerdir, kimlere yeme bağımlısı denebilir?

Devam eden çalışmalar sonucunda aşağıdaki belirtileri gösteren bireylere yeme bağımlısı denilebileceği düşünülmektedir.

  • Önlenemeyen yeme isteği,
  • Duygusal olarak yemenin hazzı ve rahatlığı için tekrar, tekrar yeme isteği
  • Sağlık problemine rağmen aşırı yemeyi sürdürme çabası,
  • Yoğun vazgeçme isteğine rağmen başarısızlık,
  • Kısa sürede ve hızlı yemek, miktar, sıklık ve zamanını kontrol edememe, 
  • Aile, iş hayatı ve sosyal yaşamda olumsuz etkilerin görülmesi,
  • Aile, iş veya sosyal hayatı sürekli yemekli ortamlara taşımaya çalışma onları da bu ortama dahil ederek kendi bağımlılığını normalleştirmeye çalışma,
  • Diğer bireylerin dikkatini çekmemek için yalnız ve kaçamak yeme, 
  • Sürekli yeme sonucunda depresyon, anksiyetenin görülmesi ardından bunları bastırmak için sinirlenme, üzüntü ve yalnızlık gözlenmesi,
  • Suçluluk duygusu, vicdan azabı, öz güven kaybı sonucu aşırı yemeyi bırakmaya çalışma.

4. Yeme bağımlılığına neden olan gıdalar var mıdır?

Özellikle şekerli ve bol yağlı hazır gıdalar, doğal gıdaların aksine dopamin salınımını aşırı derecede artırdığı düşünülmektedir. Aşırı salınan dopamin bir süre sonra reseptörlerde hassasiyet kaybına neden olacak salınan dopamin miktarı aynı miktarda haz ve rahatlama hissi uyandırmayacağı için kişi daha fazla yemeğe yönelecektir. Özellikle bu tür gıdaları aşırı tüketen bireylerin yeme bağımlılığı ile karşılaşma riski taşırlar.

5. Yeme bağımlılığının toplumda görülme sıklığı nedir?

Ülkemizde obezite ciddi bir sağlık sorunudur ve yetişkinlerin %20’sinden fazlası obez, %34’ü fazla kiloludur. Yeme bağımlısı olan tüm bireylerde kilo artışı meydana gelmesine rağmen, obez veya kilolu tüm bireylerin yeme bağımlısı olduğunu söyleyemeyiz.

Amerika’da yapılan çalışmalarda;

  • Normal kilonun altındaki bireylerin %10’u, normal kilolu bireylerin %6,3’ü, fazla kilolu bireylerin %14’ü yeme bağımlısıdır.
  • Bu oran obezite hastalarında ise %33’dür.

Şaşırtıcı olan normal kilonun altındaki bireylerinde azımsanmayacak oranda yeme bağımlısı olduğudur (örneğin sadece belli gıdaları tüketme şeklinde).

6. Yeme bağımlılığı BULAŞICI mıdır?

Yeme bağımlısı olan aile bireylerinin çocuklarını ödüllendirme, kontrol altında tutmak gibi amaçlarla yemek ödülünü kullanması bu hastalığı bulaşıcı kılabilir. Bu tür muameleye maruz kalan çocuklar ileride yeme bağımlılığı açısından risk altında görülmektedir. Ayrıca yeme bağımlısı birey ailesinde, iş veya sosyal ortamında kendini duygusal ve vicdani yönden rahatlatmak için etrafındaki bireyleri de bu ortama dahil etmeye çalışır. Son derece sevimli görünen bu ortama ayak uyduran yeme bağımlısının ailesi, çalışanları ve dostları yeme bağımlılığı riski altına girer.

7. Yemek bağımlılığı tedavisinde ilk adım ne olmalı?

Öncelikle bu durumun bir hastalık olduğu ve doğru stratejiler ile tedavisinin mümkün olduğu anlatılmalıdır. Sağlıklı beslenme eğitimi verilmeli ve sağlıksız beslenmenin insan vücudunda oluşturacağı sağlık problemleri konusunda hasta bilgilendirilmeli. Tedavi sürecinin uzun olabileceği, başarının yeni bir beslenme ve yaşam stili edinme ile olacağı anlatılmalıdır. Aslında en önemli ilk adım farkındalık ve kapsamlı eğitimle olur.

8. Yeme bağımlılığında tıbbi tedavinin yeri var mı?

Yeme bağımlılığı tedavisi altta yatan duygusal, fiziksel ve psikolojik nedenleri baz alarak çok boyutlu olarak gerçekleştirilmektedir. Özellikle altta yatan ruhsal sorunlar saptanmalı ve uygun ilaçlar ile tedavi edilmeli. Bireyin sahip olduğu depresyon, anksiyete bozuklukları ile tıbbi mücadele gerekebilir. Psikiyatr ve psikolog desteği son derece önemli olabilir. İlaçlar depresyon ve anksiyeteyi kontrol altına almak için kullanılmaktadır. Böylece bunların neden olduğu aşırı yeme dürtüsünün önüne geçilebilir. Özellikle serotonin gerialım blokörleri (reuptake inhibitörü) veya farklı bir deyişle SSRİ olarak adlandırılan serotoninin etkisini beynimizde artıran ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaç grubunun tıkınırcasına yeme bozukluğu, bulimia nevroza ve yeme bozukluklarında iyi sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Citalopram, fluoxetine, escitalopram, sertraline, paroxetine sık kullanılan SSRI ilaçlardandır. Ancak bu tür hastalarda hangi ilacın etkili olacağı mutlaka psikiyatr tarafınca belirlenmeli. Bireyler kendi başına ilaç seçimi yapmamalı ve hekim kontrolü olmadan ilaç kullanmamalıdır.

Tıbbi tedavi dışında etkili olabilecek yöntemler var mıdır?

Çözüm odaklı terapi: Bu yaklaşımda yeme bozukluğuna neden olan sebebi ortadan kaldırmak amaçlanır. Örneğin iş hayatına bağlı stresi olan bireyin bu stresi ortadan kaldırarak yeme bozukluğunu da tedavi etmeyi amaçlamaktadır.

Bilişsel davranışçı terapi: Bu tedavi yöntemi aşırı yeme alışkanlığını açıklayarak bu davranışı yenme temeline dayanmaktadır. Aynı zamanda yeme bozukluğunun etkilerinden ve stresten arınmak içinde yardımcı olmaktadır. Psikolog eşliğinde bire bir tedavi olarak uygulanmaktadır veya grup olarak aynı sorunu yaşayan bireylere uygulanabilmektedir.

Travma terapisi: Yeme bozukluğuna neden olan travma veya baskılanmış acının üstesinden gelerek tedavi etmeyi amaçlamaktadır.

Diyet planı ile tedavi: Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak için bu tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Aynı zamanda bu bireyler kötü beslenme alışkanlığı nedeniyle vücutta bazı yararlı besin gruplarının da eksikliği görülebilmektedir. Bireyler beslenme uzmanının danışmanlığı ile doğru tercihlere yönlendirilebilmektedir.

Yeme bozukluğu tedavisi hastanelerde, rehabilitasyon merkezlerinde yatarak veya ayakta tedavi edilmektedir. Yatarak tedavi yeme bozukluğunun yanında ruhsal bozukluğu ve madde bağımlılığı bulunan hastalara önerilmektedir.

Sonuç olarak, tıkanırcasına yeme bozukluğu tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan bir sağlık sorunu haline gelmektedir. Yeme bağımlılığı alkol veya ilaç bağımlılığı kadar ciddi görünmese de fiziksel ve psikolojik açıdan ciddi derecede duygusal yük oluşturmaktadır. Kapsamlı tedavi yöntemleriyle bireyler yeme bozukluğunu aşarak sağlıklı ve mutlu yaşama ulaşabilmektedir.