Yaşam süreleri son iki yüzyılda savaşlardan, salgın hastalıklardan etkilense de yavaş ve kararlı biçimde artış göstermiştir. Yapılan çalışmalarda son iki yüzyılda gözlenen bu artışın son 30 yılda artan obezite problemi nedeniyle yavaşladığı, obezitenin engellenememesi durumunda yakında duracağı ön görülmektedir.

Obezite nedir?

Obezite, en basit anlatımıyla vücutta birikmiş aşırı yağ dokusunu olduğunu ifade eder ve artık tartışmasız bir şekilde bilinmektedir ki obezite bir hastalıktır. Obezite, tıpkı diyabet ya da kalp-damar hastalıkları gibi multisistemik yani vücudda birden çok sistemi etkileyen bir hastalıktır. Tip 2 diyabet, koroner kalp hastalığı, kanser gibi hastalıklara yakalanma riskini de artırmaktadır. Ayrıca gittikçe aşağı çekilen görülme yaşı ve çocuklar arasında artan obezite görülme oranı nedeniyle ileri yaşlarda obeziteye bağlı sorunların bir önceki jenerasyona göre daha ağır seyretmesi, daha da düşük yaşam beklentisi anlamına gelmektedir.

- İlginizi çekebilir: Obezite testi, obezite nasıl hesaplanır? Vücut kitle indeksi ve bel çevresi ölçümleri

Obezite tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yayılmaktadır. Ülkemiz verilerine baktığımız zaman 15 yaş üzeri bireylerin %34’ü fazla kilolu, %20’si ise obezdir ve bu oran her geçen gün artmaktadır

Tüm dünyada salgın bir hastalık haline gelen OBEZİTE ve FAZLA KİLO

6 Temmuz 2017’de NEJM’de yayımlanan obezite ve fazla kiloya dair şimdiye kadar yapılan en geniş araştırmada obezitenin etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmada 68.7 milyon çocuk ve yetişkinden oluşan katılımcıların 1980 ve 2015 yılları arasında fazla kilo ve obezite durumları analiz edilmiştir. Aynı zamanda küresel hastalık veri tabanlarından alınan bilgiler kullanılarak, yüksek vücut kitle indeksi ilişkili hastalıklar yaş, cinsiyet ve çeşitli faktörlere göre analiz edilmiştir. Çalışmaya 195 ülke dahil edilmiştir.

Araştırma sonuçlarına göre;

  • 2015 yılında 107.7 milyon çocuk ve 603.7 milyon yetişkin obezite teşhisi almıştır.
  • 1980 yılından beri 70 ülkede obezite sıklığı iki kat artmıştır ve diğer ülkerde de artmaya devam etmektedir.
  • Obezite sıklığı çocuklar arasında yetişkinlere kıyasla az olmasına rağmen, çocukluk obezitesinde artış hızı pek çok ülkede yetişkinlerdeki obezite artışını geçmiştir.
  • Yüksek vücut kitle indeksi, dünyada yıllık 4 milyon yaşam kaybından sorumludur.
  • Yetişkinlerde dünyanın en obez ülkesi yetişkin nüfusunun %35.3 obez olan Mısır iken, en zayıf ülkesi %1.3 ile Vietnam’dır. Çocuk ve ergenlerde dünyanın en obez ülkesi %12.7 ile ABD iken, en zayıf ülkesi %1.2 ile Bangladeştir.
  • Yüksek vücut kitle indeksi ilişkili ölümlerin üçte ikisi kalp hastalıklarından kaynaklanmaktadır. Yüksek vücut kitle indeksi ilişkili hastalıklar 1990 yılından beri artış göstermiştir. Ancak, bu artış hızı kardiyovasküler hastalığın temel ölüm oranlarının azalması nedeniyle zayıflamıştır.

Amerika’da bir milyondan fazla insan üzerinde yapılan başka bir çalışmada, en düşük ölüm oranı erkeklerde vücut kitle indeksi (VKİ) 23.5 – 24.9 arasında olan bireylerde, kadınlar da ise VKİ 22 – 23.4 olanlarda gözlenmiştir. Ayrıca VKİ yüksek bireylerde koroner kalp hastalığına bağlı ölüm oranının ciddi şekilde arttığı, 5-20 yıl arası obez olan insanların yaşam beklentisinde düşme meydana geldiği gözlenmiştir.

Bir diğer çalışma Almanya’da 6139 kişi üzerinde yapılmıştır. VKİ 25 olan 18-29 yaş arası erkeklerde 1.93, kadınlarda ise 1.09 olan ölüm oranı, VKİ 40’ın üzerine çıktığında iki kattan fazla artarak erkeklerde 4.2, kadınlarda ise 3 kattan fazla artarak 3.8 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca genç bireylerde fazla kilonun her derecesi yaşam beklentisinde azalmaya neden olduğu gözlenmiştir. Çalışmada obezitenin neden olduğu yaşam beklentisinde azalma obeziteye bağlı koroner kalp hastalıkları ve kanser de eklenince azımsanmayacak derecede fazla olduğu, kazaya bağlı ölümlerle karşılaştırdığımızda obezitenin etkisinin daha fazla olduğu gözlenmiştir.

Gençler arasında geçmişe oranla obeziteye bağlı hareket kısıtlılığı artmakta, fiziksel egzersiz oranı azalmaktadır. Ayrıca tip 2 diyabet görülme oranı obezite oranına paralel bir şekilde artış göstermektedir. Bir diğer dramatik sonuç ise tip 2 diyabetin yaşam tehdit eden yan etkilerinden olan böbrek fonksiyon kaybı tip 2 diyabetli gençlerin %10’unda görülmektedir. Eğer obezitenin artma hızını kontrol altına alamazsak özellikle genç bireylerdeki sonuçları daha dramatik hale gelecektir.

Amerika’da 1980-2000 yılları arasında yapılan beklenen yaşam süreleri çalışmasına ait grafik aşağıda görülmektedir. Grafikteki eğrilere bakarak 1980 ve 2000 yılları arasında yaşam beklentisinde artış görülmektedir. 1981 ve 1984 yıllarında ki çalışma sonuçlarına göre artış hızı aynı şekilde devam etseydi yaşam beklentisinin açık ve koyu mavi eğriler şeklinde artış göstermesi bekleniyordu. Fakat değişen koşullar ve büyük oranda obezite nedeniyle 1995 ve 2003 yıllarında yeşil ve turuncu eğri şeklinde artış göstermesi beklenmektedir.

yaşam süreleri abd gözlenen ve beklenen arasındaki farklılıklar

Grafik: 65 yaşındaki Amerikalı kadınların gözlemlenen ve planlanan yaşam beklentisi. Açık ve koyu mavi: 1981 ve 1984 yıllarında o yıl ki veriler dahilinde ilerisi için hesaplanan eğriler. Yeşil ve turuncu: 1995 ve 2003 yıllarında ise değişen koşulların (başta obezite) etkisi ile beklenen eğriler.

Obezitenin görülme sıklığının yıllardır artış gösterdiği ve artık daha erken yaşlarda ortaya çıkması nedeniyle çocuklarımızın daha dramatik tablolarla karşılaşacağı uyarısında bulunuyoruz.

Giderek artış gösteren bu sorunların düzenli egzersiz ve doğru diyet tercihleriyle önüne geçebilir hem kendi sağlığımızı hem de çocuklarımızın geleceğini daha kaliteli hale getirebiliriz.