
Hem Öğün Atlamak Hem de Sık Yemek Yaşam Kaybı Riskinin Artmasıyla İlişkilendirildi
40 yaş ve üzeri yetişkinlerde hem öğün sıklığını hem de öğünler arasındaki aralıkları inceleyen büyük çapta yeni bir prospektif (ileriye dönük) çalışmaya göre öğünler arasında 4,5 saat veya daha kısa zaman aralığı, daha uzun aralıklara kıyasla tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı riskinin artmasıyla ilişkili olduğu bulundu.
Çalışma ayrıca, günde bir öğün yemenin, üç öğüne kıyasla hem kalp-damar hastalıkları (KDH) hem de tüm nedenlere bağlı daha yüksek yaşam kaybı oranları ile ilişkili olduğunu gösterdi. Ancak başlangıçta KDH ve kanser teşhisi konan katılımcılar analizden hariç tutulduğunda istatistiksel anlamlılık ortadan kalktı.
Kısa özetle bu çalışma hem acıkmadan yemek yemenin sağlıksız olduğuna vurgu yapıyor hem de son zamanlarda popülerleşen günde 1 öğün yemenin sanıldığı kadar sağlıklı olmayabileceğine işaret ediyor.
“Sık ve az yiyin” ve “Tek öğün bana yeter” Sözleri Üzerine Düşünmeli
Tennessee Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezinden ve aynı zamandan araştırmanın baş yazarı olan Doktor Yangbo Sun, bu bulguların günlük öğünlerde öğün sayısını ve aralıklarını kısıtlamanın sağlık açısından faydaları hakkında bir takım yeni soru işaretleri yaratacağını söyledi.
"Aralıklı orucun kilo verme, metabolik sağlık ve hastalık önleme için bir çözüm olarak geniş çapta lanse edildiği bir zamanda bu çalışma, büyük bir çoğunluğu her gün üç öğünden az yemek yiyen yetişkinler için önemlidir" dedi doktor Sun, basın toplantısında. "Araştırmamız, günde yalnızca bir öğün yemek yiyen bireylerin, günde daha fazla yemek yiyenlere göre yaşam kaybı riskinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.”
Doktor Sun, "Günde 3 öğün beslenenlerle kıyaslandığında, kahvaltıyı atlayan katılımcıların kalp-damar hastalıklarına yakalanma olasılığı daha yüksekken, öğle veya akşam yemeğini atlayanların tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı riskleri artıyor" dedi.
"Bu bulgulara dayanarak, güne yayılmış en az iki ila üç öğün yemek yemenizi öneririz" dedi Doktor Sun.
ABD’li yetişkinler üzerine yapılan bu çalışmanın bulguları Journal of the Academy of Nutrition and Dietetics dergisinde yayımlandı. Yazarlar bunun, günde üç öğün yemek yiyen insanlar arasında, iki öğün arasındaki zamanın ortalama 4,5 saat veya daha az olmasının tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı riski ile ilişkili olduğunu gösteren ilk çalışma olduğuna inanıyorlar.
Ne Zaman Yediğimiz mi Ne Yediğimiz mi?
Bununla birlikte Alabama Üniversitesi Beslenme Bilimleri Bölümünden Doktor Courtney Peterson’ın çalışma hakkında çekinceleri var.
Doktor Peterson "şeytanın ayrıntılarda gizli olduğunu" ve araştırmacıların, çalışmanın başlangıcında tüketilen kalori miktarını ve en önemlisi teşhis edilen tıbbi durumları ve hastalıkları doğru bir şekilde hesaba katması ve tartışması gerektiğine dikkat çekti.
"Nasıl analiz ederseniz edin, temel olarak bir öğünü atlamanın sizin için kötü olduğunu gösteren harika sonuçlar elde ettiler, değil mi? Ne yazık ki, başlangıçta kanser veya kalp hastalığı olan herkesi çıkardıklarında, artık neredeyse hiçbir şey istatistiksel olarak anlamlı değildi"
Düşük karbonhidratlı diyet kullanarak diyabet kontrolü üzerine çalışan Doktor David Unwin, epidemiyolojik (toplum gözlemine dayanan) bir çalışma olarak bu çalışmanın nedensellikten ziyade ilişkiselliği öne sürdüğünü belirtti.
"Çok daha iyi bir çalışma çelişkili görünüyor" diye belirtti Doktor Unwin. 2019'da BMJ'de yayınlanan, randomize kontrollü çalışmaların bir meta-analizi, kahvaltı yemeyi kilo değişimi ve enerji alımıyla ilişkilendiren denemelerde kahvaltıyı atlayan katılımcıların daha iyi kilo verdiğini bulmuştu.
Doktor Unwin "Benim için, yediğimiz şeylerin kalitesi zamanından çok daha önemli, özellikle de aşırı işlenmiş abur cuburlardan kaçınmak" diye ekledi, aşırı işlenmiş yiyecek tüketiminin tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı riskini arttırdığını gösteren çalışmaları referans göstererek.
İlginizi çekebilir: Minimal ve ultra işlenmiş gıda arasında fark nedir?
Özellikle belirtti ki "şeker içeriği, abur cubur ve yaşam kaybı arasındaki ilişkinin en büyük kısmını oluşturuyor. Sloganım, bol miktarda yeşil sebze, et, kuruyemiş, yumurta, süt ve süt ürünleri ve meyve gibi sadece gerçek yiyecekler yiyin."
Yeme Sıklığı ve Öğünler Arası Süre Sağlığı Nasıl Etkiliyor?
2009-2010‘daki ABD Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketine (NHANES) göre, Amerikalıların %40'ı öğün atlıyor ve en az beş kişiden biri kahvaltıyı veya öğle yemeğini atlıyor.
Ayrıca Doktor Sun "Kahvaltıyı atlamanın kalp ve damar sağlığı için iyi bir fikir olmadığını zaten biliyoruz, ancak öğle ve akşam yemekleri gibi günün diğer öğünlerini merak ettik. Ayrıca öğünler arasındaki aralıkların yaşam kaybı oranıyla ilişkili olup olmadığını da öğrenmek istedik" dedi.
Araştırmacılar ayrıca, yemek sıklığı, atlama ve aralıklarla ilgili sağlık sonuçlarını ele alma ihtiyacı hissettiler çünkü bu hususlarla ilgili öneriler, kanıt eksikliği nedeniyle 2020-2025 Amerikalılar için Beslenme Kılavuzuna dahil edilmemişti.
NHANES'ten (1999-2014 yılları arasında) 40 yaş ve üstü toplam 24.011 yetişkin katıldı. Doktor Sun, "Çalışmamızı, bulguları doğrudan genel topluma çevrilebilecek, ulusal olarak temsili bir ABD yetişkin örneğine dayandırdık" dedi.
24 saatlik yiyecek ve içecek hatırlama anketleri ve yemek yeme zamanları da dahil olmak üzere yeme davranışları, 1999-2014 yılları arasında toplanmıştır ve yaşam kaybı verileri kullanılarak (31 Aralık 2015'e kadar), yeme davranışları ile yaşam kaybı oranları arasındaki herhangi bir potansiyel ilişki, KDH'ye bağlı yaşam kaybına özgü olanlar ve tüm nedenlere bağlı yaşam kayıpları da dahil olmak üzere hesaplandı.
İki Öğün Arasındaki Kısalmış Aralıklar – Sık Yeme Davranışı – Daha Kötü Sonuçlar Gösteriyor
Sonuçlar, yaşam kaybı ile yeme sıklığı, iki öğün arası geçen zaman ve öğün atlama arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Gün boyunca öğün sıklığı (1 ila 4 öğün) kalp-damar hastalıklarına ve tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı ile ilişkilendirildiğinde, sonuçlar ne kadar az öğün olursa yaşam kaybının o kadar yüksek olduğunu gösterdi.
Tablo 1. Öğün Sıklığı ve Yaşam Kaybı Oranları
Sonuç |
1 öğün/gün |
2 öğün/gün |
3 öğün/gün |
≥ 4 öğün/gün |
Tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı, vaka/katılımcı sayısı |
224/1116 |
1137/6315 |
2424/13.626 |
390/2954 |
Tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı, HR[a] |
1.30 |
1.07 |
referans |
0.91 |
KDH yaşam kaybı, vaka/katılımcı sayısı |
54/1116 |
242/6315 |
504/13.626 |
78/2954 |
KDH yaşam kaybı, HR[a] |
1.83 |
1.10 |
referans |
0.92 |
HR = hazard ratio (tehlike oranı). Oran 1'in üzerinde ise riskin arttığı ifade eder.
a. Tamamen düzeltilmiş analiz kullanılarak elde edilmiş anlamlı değer (eğitim, gelir, sigara içme durumu, alkol alımı, fiziksel aktivite düzeyleri, toplam enerji alımı, genel diyet kalitesi, gıda güvensizlik durumu, atıştırma sıklığı, başlangıç diyabeti, başlangıç hipertansiyonu, başlangıç hiperkolesterolemi, başlangıç kardiyovasküler hastalık, başlangıçta kanser tanısı ve vücut kitle indeksi).
Sun ve ortak yazarlar, öğün atlamanın neden hastalık ve yaşam kaybı için olası bir risk faktörü olduğuna dair birkaç olası nedene dikkat çekiyor. İlk olarak, daha yüksek kalp-damar hastalığı riski ile ilişkili olduğu gösterilen gıda güvensizliğine dikkat çekiyorlar ve özellikle kahvaltıyı atlamanın sağlıksız beslenme ve olumsuz yaşam tarzı alışkanlıkları için davranışsal bir belirteç olabileceğini ekliyorlar. Ancak başlangıçta kalp-damar ve kanser teşhisi konmuş katılımcılar analizden çıkarıldığında, yemek sıklığıyla ilgili sonuçlar artık anlamlı değildi.
Araştırmacılar, herhangi bir öğünü atlamanın hiçbir öğünü atlamamaya göre göreceli etkisi ile ilgili olarak, daha önce listelenen faktörler için yapılan analize göre, kahvaltıyı kaçırmanın tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı için 1.1'lik önemsiz bir tehlike oranına sahip olduğunu, ancak kalp-damar hastalığı (KDH) ile ilişkili yaşam kaybı için bu oranın 1,4 olduğunu buldular.
Öğle yemeğini atlamak, tüm nedenlere bağlı yaşam kayıpları için 1,12'lik anlamlı bir tehlike oranı ile ilişkilendirilirken, KDH ile ilişkili yaşam kaybı için 1,15'lik anlamlı olmayan bir tehlike oranı ile ilişkilendirildi. Benzer şekilde, akşam yemeğini atlamak, tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı için 1.16’lık anlamlı bir tehlike oranı ile ilişkilendirilirken KDH ile ilişkili yaşam kaybı için 1.19’luk anlamlı olmayan bir tehlike oranı ile ilişkilendirildi.
Ve araştırmacılar öğünler arasındaki aralıklara baktıklarında biraz kafa karıştırabilecek ama biraz düşünüldüğünde anlamlı gelen sonuçlar buldular. Öğün araları 4,6-5,5 saat olan grup ile karşılaştırıldığında, 4,5 saat veya daha az olan grup ile 5,5 saatten fazla olan grup, tüm nedenlere bağlı yaşam kayıplarında anlamlı ölçüde ilişki gösterdi, ancak KDH yaşam kayıpları anlamlı olmayan bir şekilde ilişki gösterdi. Yani hem sık yemek hem de bir ana öğünü atlamak olumsuz gözüküyordu.
Tablo 2. Yemek Aralıkları ve Yaşam Kaybı Oranları
Sonuç | Yemek aralığı ≤ 4,5 saat |
Yemek aralığı 4.6-5.5 |
Yemek aralığı > 5,5 saat |
Tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı sayısı, vaka/katılımcı sayısı | 666/3270 | 1111/5770 | 647/4586 |
Tüm nedenlere bağlı yaşam kaybı, HR[a] | 1.17 | referans | 0.98 |
KDH yaşam kaybı oranı, vaka/katılımcı sayısı | 136/3270 | 230/5770 | 138/4586 |
KDH yaşam kaybı oranı, HR[b] | 1.22 | referans | 0.98 |
HR = hazard ratio (tehlike oranı). Oran 1'in üzerinde ise riskin arttığı ifade eder.
a. Tamamen düzeltilmiş analiz kullanılarak elde edilmiş anlamlı değer (eğitim, gelir, sigara içme durumu, alkol alımı, fiziksel aktivite düzeyleri, toplam enerji alımı, genel diyet kalitesi, gıda güvensizlik durumu, atıştırma sıklığı, başlangıç diyabeti, başlangıç hipertansiyonu, başlangıç hiperkolesterolemi, başlangıç kardiyovasküler hastalık, başlangıçta kanser tanısı ve vücut kitle indeksi).
b. Aynı ayarlamalar kullanıldığında istatistiki anlamlılık kayboluyor.
Sık Yeme veya Öğün Atlama Davranışı Metabolizmayı Aşırı Yükler
Doktor Sun ve araştırmanın diğer yazarları, öğün atlamanın neden hastalık ve yaşam kaybı için olası bir risk faktörü olduğuna dair birkaç olası nedene dikkat çekiyor. İlk olarak, daha yüksek KDH riski ile ilişkili olduğu gösterilen gıda güvensizliğini işaret ediyorlar ve özellikle kahvaltıyı atlamanın sağlıksız beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları için davranışsal bir belirteç olabileceğini ekliyorlar.
"Ancak, gıda güvensizliği / kaliteli gıdaya ulaşamama durumu ve sigara içme, alkol kullanımı, fiziksel aktivite seviyeleri, toplam enerji alımı ve genel diyet kalitesi dahil olmak üzere çeşitli diyet ve yaşam tarzı faktörleri için düzeltme yapıldıktan sonra sonuçlar anlamlı olmaya devam etti ve bu da onları gözlemlenen öğün atlamak ve yaşam kaybı arasındaki ilişki için daha az olası açıklamalar haline getirdi." diye yazıyorlar.
Ayrıca, öğün atlamanın genellikle daha büyük enerji yükü olan öğünler yemek anlamına geldiğini ve bunun da glukoz metabolizması düzenlemesinin yükünü ağırlaştırarak metabolik bozulmaya yol açabileceğini vurguluyorlar.
"Bu aynı zamanda daha kısa bir yemek aralığı ile yaşam kaybı arasındaki ilişkiyi de açıklayabilir, çünkü öğünler arasında daha kısa bekleme süresi aynı zamanda belirli bir süre içinde daha büyük bir enerji yükü anlamına gelir."
Kıdemli araştırmacı, Iowa Üniversitesi'nden epidemiyolog, Doktor Wei Bao, "Bulgularımız kamuya açık verilerden alınan gözlemlere dayanmaktadır ve nedensellik ima etmemektedir. Bununla birlikte, gözlemlediklerimiz metabolik açıdan anlamlıdır."
1. Yangbo Sun, et al. Meal Skipping and Shorter Meal Intervals Are Associated with Increased Risk of All-Cause and Cardiovascular Disease Mortality among US Adults. Academy of Nutrition and Dietetics. 10 August 2022
2. Shorter Intervals Between Meals Linked to Higher Mortality - Medscape - Dec 01, 2022.