Güney Asya kökenli İngiltere’de yaşayan birçok kadının damgalanmaktan korktuğu için hastalıklarını sakladığıyla ilgili bir haber BBC’de yayınlandı. Kanser farkındalığını hakkında dikkat çekici bir örnek olduğu için sizlere bunu aktarmak istiyoruz.

İngiltere’de yaşayan Güney Asya kökenli kadınlar kanser hastalıklarını ve tedavi süreçlerini yakınlarından ve ailelerinden gizli tutuyorlar. Sebebi ise; yargılanmaktan, damgalanmaktan korkmakla beraber utanç duygusu! Tanrı’nın onları cezalandırdığına inanıyorlar. Bu durumun yardım istemek için geç kalmaya ve malesef önlenebilir ölümlere neden olabildiği görülüyor.

Çok Zor Günler

Röportaj yapılan 36 yaşında bir meme kanseri tanılı kadın, hastalığın ileri evresindeyken bile bu durumu kimseyle paylaşmak istememesinin yetiştirilme tarzına ve inanışına göre bazı sebepleri olduğunu söylüyor.

Sert bir Hindistan kültürüyle yetişmiş olmanın getirdiği katı kurallar sonucu hastalık tanısı aldığında duyduğu utanç ile hastalığını saklıyor ve tedaviyi reddediyor. Ayrıca bunu yaşayan başka genç kadınlar ise ileride çocuğunu da etkiler diye onunla kimsenin evlenmeyeceğini düşünüyor. Bu sebeplerden kadınların bir kısmı kanser taramalara bile gitmiyorlar.

Kültürel Kaygılar

Güney Asyalı insanların kültürlerinde kanser hastalığını damgalama, hastalığın farklı biçimlerini de kapsıyor. Uzmanlardan birinin açıklaması; bu kadınların rahim ağzı kanserinde erken tanı amaçlı pap smear tarama testini bile yaptırmadıklarını, eğer yaptırırlarsa artık saf ve temiz olamadıklarına inandıklarını söylüyor. Hatta kemoterapi gören karısını terk eden eşler bile var, çünkü karısının “olması gerektiği” gibi olmadığını düşünüp durumu kabullenmiyorlar. Akrabalar ve arkadaşların da bu “Tanrı onu cezalandırdı” düşünceleriyle kadınlar iyice dışlanıyor ve reddediliyor.

Kanser tanısı alan Güney Asyalı kadınlar gereksiz yere hak etmedikleri muameleyi görmekteler. Bu da kadınların oldukça zor durumda kaldıklarını ve kanser farkındalıklarının düşük olmaya devam ettiği anlamına geliyor. Kültürel inanışlarına göre girdikleri zor psikolojik durum bu kadınların erken tanı uygulamalarından uzak kalmalarına, tedaviye uyum sağlayamamalarına ve sonuçta daha fazla yaşam kaybı yaşamalarına sebep oluyor.

Ülkemizde Durum

Ülkemizde ise hastalara kolaylık sağlamaya meyilli bir kültüre sahibiz ve hastalıkları dini bir ceza olarak görmeyiz. Buna rağmen kanseri veya bu hastalığa sahip isek tanımızı konuşma konusunda çoğu zaman rahat değiliz. Hatta bizde kanser tanılı hastalar bazen fazla ilgiden ve yanlış yönlendirmelerden rahatsız oldukları için tanılarını söylememeyi tercih etmektedir. Bu nedenle erken tanı farkındalığı ve tedavi uyumu konusunda Güney Asyalı kadınlar ile hem benzer hem farklı sorunlar yaşayabilmekteyiz. Bu sorunları aşmanın en önemli adımlarından biri kanserin kendisini, kanserden korunmayı, erken tanıyı, tedaviyi, hatta ölüm sürecini konuşabilmektir.