Zaman içinde kanser hastalarının ve yakınlarının içlerinde yaşadıkları duyguların farkındalığı eskiye göre daha fazla önem kazanmaya başladı. Kültürümüzde duygusal yıpranmışlık veya hayal kırıklıkları kişiler tarafından güçsüzlük olarak tanımlanabiliyor. Duyguları bastırma, iletişimden kaçınma, kendini tutma gibi engellemeler özellikle hasta ve yakınlarını hastalıklarının teşhislerini öğrendikleri ilk andan itibaren daha da zor olan kaygı ve korku dolu düşüncelere itiyor. Bazen ise gerçekten ne hissettiklerini, nasıl ifade edeceklerini bilemiyor ve kelimeler o noktada yetersiz kalıyor. Kelimelerin yetersiz kaldığı bu noktada sanat yardıma koşuyor ve tedavi edici yönleriyle güçlü bir ifade biçimi olarak kanser hastalarının yaşamlarına renk katıyor!

Kanser hastalığının duygusal etkileri, bu duyguların bastırılması, iletişim problemleri, psikolojik ihtiyaçlar ve medikal tedaviler sırasındaki stresli süreç sanatsal tedaviler ile daha rahat yönetilip yaşam kalitesini artırmak mümkün oluyor. Duygu; anlık hisler değil, zaman içindeki yaşantılardır. Bedensel değişiklikler ile duygu ve heyecan beraber meydana gelir. Bireylerin heyecan, korku, stres ve kaygı gibi duygulara gösterdiği tepkiler sonucu kalp atışları hızlanır, iskelete bağlı kasların ve kalbin atardamarlarını genişletir, derinin ve sindirim organlarının atardamarlarını daraltarak terlemelere neden olur, kan basıncının değişmesi baş ağrısı gibi ağrılara sebep olur ve bireyin strese gösterdiği tepkide önemli rol oynayan hormonların salgılanmasıyla fizyolojik dengesizlikler ortaya çıkabilir.

Sanatın ve Sanat Terapisinin Yararları

Sanatın ve sanat terapisinin kanser hastalarına yararları

Sanat Terapisi İki Alt Başlıkta incelenir;

Duruma göre ikisi bir arada da kullanılabilir:

  • Terapi Gibi Sanat: Tedavinin bir parçası olarak, zihni rahatlatan, kendini ifade etmesine yardımcı sanat aktiviteleridir.
  • Sanat Psikoterapisi: Sanat disiplinlerinin yaratıcı ve dışavurumcu üslupla sembolik bir iletişim aracı olarak kullanılmasıdır.

Sanat Psikoterapisi ve Yaratıcılık

Sanat aslında temel bir ihtiyaçtır ve bu yönüyle, iç dünyanın dışa vurumu sayesinde birey kendini daha iyi anlar. Kalıcı görsellikle birtakım semboller yaratan hastaların duygusal anlamda rahatlaması ve anlaşılması yönünde oldukça işe yarayan bir yöntemdir.

Görsel Sanatlar Terapisi

Yaratıcı sürecin görsel sanatlar (resim, heykel, seramik) alanlarıyla desteklenmesi ve sanat terapisti eşliğinde birtakım kurallar ile beraber ilerlenmesine dayanan, sözsüz iletişime yardımcı olan bir yöntemdir.

Müzik Terapi

Müziğin iyileştirici etkisinin keşfedilmesi çok eski dönemlere dayanır. Şamanlar ve Sufiler’den sonra II. Dünya Savaşı’ndan itibaren müzik terapisi sistematik olarak uygulanmaya devam etmiştir. Ses, ritim, melodi ve armoni terapi edici etkileriyle kullanılır.

En sık kullanılan bu üç disiplin ile beraber; dans ve hareket terapisi, şiir terapi, oyun terapisi gibi farkındalık artırıcı, bağımsız olabilme, kendini yeterli ifade edebilme ve özgüveni artırma gibi duygu, düşünce ve hareket alanları ile bağ kurarak ilerlenebilen terapi çeşitleri kanser hastalarında tamamlayıcı tedaviler olarak uygulanmaya ve araştırılmaya devam ediliyor.

Sonuç olarak; dilediğimizi hayal etmek ve onları görsel olarak canlandırmak, istediğimiz gibi renklendirmek, büyütmek, şekil vermek elimizde. Sanat özellikle günümüzde olabildiğince özgürken, ne çizip boyasak yargılanmayacak iken, çocuksu naiflikte yaratmanın ve canlandırmanın tadı bir başka değil mi? Kanser hastalarının da yaşamlarına renk katan, yürekten geçenleri ifade etmeye yardımcı en özgür ve sessiz haykırış biçimidir sanat.