Tıbbi adı xerostomi olan ağız kuruluğu nedir?

Kserostomi (ağız kuruluğu), tükürük salgılanmasında bozukluğa yol açan durumlarda ortaya çıkan bir histir. Aşırı tükürük azalmasının sonucu ortaya çıkan ağız kuruluğu, hastalara verdiği rahatsızlık hissinin yanında yutma fonksiyonlarına, ağız ve diş sağlığına olumsuz etkileri olmaktadır.

Tükürük nereden, nasıl ve niçin salgılanır?

Ağız içerisinde anatomik olarak yanak bölgesi, çene altı ve dil altı bölgelerinde yerleşmiş tükürük salgısının oluşmasında görevli salgı bezi yapıları bulunmaktadır. Bu salgı bezleri günlük 1500 ml civarında tükürük üretir. Tükürük salgısının içeriğinde gıdaların sindiriminde görevi olan amilaz enzimi, savunma sisteminin üyesi olan immunglobulin molekülleri ve lizozim, vücut salgılarının hepsinde olduğu gibi uygun oranda elektrolitler, organik bileşikler ve tabii ki su bulunur. Gün boyunca tükürük salgısını ilgilendiren sinirlerin uyarıları ile 1-1,5 litre tükürük salgısı olmakta ve bezlerde üretilen tükürük sıvısı salgı kanalları aracılığı ile ağız içine sürekli olarak akışı olmaktadır.

Tükürüğün görevlerini özetleyecek olursak

  • Sindirimdeki rolü gıdaları ıslatma, yumuşatma ve yutmaya yardımcı olması ayrıca içeriğindeki amilaz sayesinde gıdalarla aldığımız karbonhidratların parçalanma sürecini başlatmasıdır.
  • İçeriğindeki Lizozim ve immunoglobulinler ağız yoluyla alınan zararlı mikroorganizmaların yok edilmesinde görevlidir.
  • Dildeki tat alma tomurcuklarını ıslak tutarak tat alma duyusunun devamını sağlar.
  • Günde 1-1,5 litre salgılanan tükürük yıkama etkisi ile diş ve diş eti sağlığını korumada önemi büyüktür.

Tükürük salgısında azalma söz konusu olduğunda yukarıda saydığımız durumlar tersine dönecek yani, yutma güçlüğü, mikrobiyal etkenlere savunmasız bir ağız ortamı, tat alma bozuklukları, konuşmada güçlük gibi sorunlar söz konusu olacaktır. Bunun yanında ağız kuruluğu, hafif kuruluk hissi veya şiddetli yanma ve rahatsızlık hissi gibi farklı şiddette hissedilebilir. Hasta için bu rahatsızlık hissi bazen en önemli şikayet olabilmektedir.

Kanser hastalarında tükürük salgılanmasında bozukluğa neden olan durumlar nelerdir?

Ağız kuruluğuna sebep olan birçok hastalık ve durum söz konusudur. Kanser hastalarında karşımıza çıkan ağız kuruluğu sorununun en olası nedenlerini şöyle sıralayabiliriz;

  • İlaçlar (kemoterapi ilaçları, ağrı tedavisinde kullanılan ilaçlar, antidepresanlar, idrar söktürücüler).
  • Baş boyun bölgesine uygulanan radyoterapi (ışın tedavisi).
  • Kanser tedavisi sırasında vücutta sıvı yetersizliği veya ağızda gelişen mantar infeksiyonu gibi nedenler.

Radyoterapi dışındaki ağız kuruluğu nedenleri ile baş etmek çoğunlukla daha kolay olabilmekte, nedenin ortadan kaldırılması yaklaşımı söz konusu olabilmektedir. Ancak özellikle baş-boyun kanserlerinde verilen radyasyon tedavileri söz konusu kanserin tek tedavi seçeneği olabilmesi nedeniyle bu nedenli gelişen ağız kuruluğu sorunu çözümü daha güç bir hal alabilmektedir. Verilen radyasyonun dozuna göre ağız kuruluğu şiddeti değişebilmektedir. Yüksek dozlarda sorunun kronikleşmesi söz konusu olabilmektedir. Radyoterapiye eklenen kemoterapilerle ağız kuruluğu daha şiddetli olabilmektedir.

Kanser hastalarında ağız kuruluğu için tedavi seçenekleri

  • İlaçlar: Pilokarbin tükürük bezlerinin salgı yapması için uyaran sinirleri etkileyerek etkisini gösterir. Amifostin içerikli ilaç radyasyona bağlı gelişen ağız kuruluğunun şiddetini ve sıklığını azaltmak için kullanılabilmektedir. Reçete edilmeden veya hekim önerisi olmadan kullanımları uygun değildir.
  • Yapay tükürük preperatları ve jellerin kullanılması: Bu amaca yönelik çeşitli ürünler bulunmakta hekim ve diş hekimleri tarafından önerilmektedir.
  • Tükürük salgısının artmasını sağlayan sakız çiğneme etkin olabilmektedir.
  • Akupunktur tedavisi: Ağız kuruluğu tedavisinde etkinliğini gösteren çalışmalar bulunmakta ve deneyimli akupunktur merkezlerinde uygulanmaktadır.

Bu tedavi seçenekleri dışında ağız kuruluğu sorunu için alınması gereken çeşitli önlemler ve diyet önerileri bulunmaktadır:

  • Radyasyon tedavisi görecek hastaların mümkünse tedavi öncesi diş hekimi muayeneleri olması sağlanmalı, ağız sağlığını tehdit edebilecek diş ve diş eti sorunları çözülmeye çalışılmalıdır.
  • Günde 3 kez düzenli diş fırçalama ve diş ipi ile temizlik yapılmalıdır. Tuzlu veya sodalı sular hazırlanarak günde 4-6 kez ağız yıkama yapılmalıdır. Dişlere flor uygulaması yapılmalıdır. 
  • Özellikle gece için soğuk buhar uygulamaları faydalı olabilmektedir.
  • Sık sık su yudumlama hastaların kaçınılmaz başvurduğu yöntemdir. 
  • Alkol, kafein, asidik meyve suları, çok şekerli, yapışkan veya ağzı yakabilecek düzeyde baharatlı gıdalar tüketilmemelidir.
  • Tercihen oda sıcaklığında veya soğuk olan yumuşak ıslak gıdalar tercih edilmelidir. 
  • Tütün ürünleri kullanılmamalıdır.