40 yıldan fazla bir süre önce dünya ilk kez bir kış öğleden sonrasında değişti

Güney Kaliforniya’da küçük bir üniversiteye ait kafeteryada arkadaşım Tim, pencereden dışarı baktı ve “Ah, işte Mary orada” dedi.

Dışarı baktım, orada bekleyen farklı bir Mary idi, tanıdığım Mary Northcutt değildi. Bahar sömestrını İngiltere’de geçirmişti. Fakat bu o değildi. Onu gördüğümde yerimden fırladım, kalabalık odayı hızlıca geçtim ve binanın çevresinden ona doğru koştum. Ona ulaştığımda, kollarıma aldım ve döndürdüm. Bıraktığımda yüzü şaşkınlık ve hayret içindeydi. Eksenin değiştiği bir dünyayı fark ettim ve hayatım asla eskisi gibi olmayacaktı.

Onun hala o olduğunu kabul etmem birkaç yılımı aldı. Sonunda bir gün yumuşadı ve büyük göller ve daha büyük hayallerle çevrili Michingan’a taşındık. Kariyerimizin peşinden koştuk, hayatımızı kurduk ve iki harika çocuk yetiştirdik. Memnunduk, hayatımız harika değildi, ama çoğu kişiden iyiydi. Mutluyduk, dostlarımız vardı. Kendimize yetiyorduk.

Sonra, dünya tekrar değişti

Mary rutin bir kolonoskopiye gittiğinde 4. evre kolorektal kanser haberi ile geri döndü. Kurduğumuz hayat birden sona erdi. Biz şimdi başkalarının ellerindeydik. Adeta başka bir sınır kapısından geçtik ve kanser diyarına girdik. Bir anda hayatımızın kontrolünü kaybettik. Gitmemiz söylenen yere gittik ve yapmamız söylenen şeyleri yaptık.

Mary iki hafta boyunca testlere maruz kaldı ve her birinden sınıfta kaldı. Senaryomuzda sıra tedavi planlamaya ve ameliyatlara geldi. Sürecin başlarında, labirentte kaybolduğumuz biliyorduk, birbirimizden özür dilemeyi, ağlamayı ve her şeyden önemlisi ellimizde olmayan bir şeyi kontrol etmeye çalışmayı bırakmaya karar verdik. Kötü senaryo gerçekleşirse 1 yıl gibi bir ömürden bahsettiler, ama o, 6 yıl almaya karar verdi. Kanseri kabul edecek ve sonra da ona karşı gülecekti.

Mary iki ciddi ameliyatı başarı ile atlattı ve sonraki 6 yıl boyunca neredeyse sürekli kemoterapi ve radyoterapiye maruz kaldı. Onlar çeşitli tedavileri vermeyi bırakana kadar almaya devam etti. Denemediğimiz, işe yaramayan hiçbir mantıklı tedavi seçeneği kalmadığında onlar da vermeyi bıraktılar.

Daha sonra da nasıl öleceğini öğrenme süreci başladı. O zaman bile, güler yüzü sağlam kaldı, hatta cenaze evini ziyaret edip tabutunu ayırt ettirene kadar bile. Her şeye karar verildi, ziyaretçi kartları seçildi, ziyaret formatı, kiliseye taşınma süreci. Her şey söylendiği ve bittiğinde, Mary başarılı bir alışveriş sonrasında her zaman yaptığı şeyi yaptı. Alkışları taklit etti ve “oley” dedi. Cenaze evi temsilcisi neredeyse sandalyesinden düşecekti.

Michael Goodell Mary Northcutt kanser öyküsü

Bu altı yıl boyunca birçok değerli hayat dersi aldık

Muhtemelen en büyük ders kanserin sadece ölmenin bir yolu olmadığı, yaşamanın bir yolu olduğuydu. Gerçek arkadaşlığı nasıl tanıyacağımızı öğrendik, en yakın arkadaşlarımızın sadece çok sık görüştüğümüz, akşam yemeği için dışarı birlikte çıktığımız kişiler olmadığını fark ettik. Bazen yıllardır görmediğimiz insanların da dostlarımız olduğu gördük. Eski sınıf arkadaşlarımız, daha önce yaşadığımız şehirlerden refakatçiler, akrabamız olmayan insanlar, günlük görüştüğümüz kişilerden çok daha değerli olduklarını gösterdiler. Bu, arkadaşlarımızı istememek veya desteklerini geri çevirmek değildi, ama biz o onlardan yardım aldık ve yardım almayı öğrendik.

İnsanlar kanser olduğunuzu öğrendiklerinde farklı tepkiler veriyor

Bazılarının ses tonu değişiyor. Bununla yüzleşemeyen iyi arkadaşlarınız oluyor. Ne söyleyeceklerini veya nasıl söyleyeceklerini bilmeyen insanlar var. Kanseri umursamıyor gibi yapamadılar çünkü yüzlerinden belli oluyordu, fakat yine de konuşamadılar. Böylece kaçtılar ve biz de gitmelerine izin verdik.

Onları yargılamadım, çünkü ben de onlardan biriydim. Bir kişi ölüyorken arkadaş olamamanız özel bir tür başarısızlıktır. Çünkü asla ve hiçbir zaman bunları telafi edecek şansınız olmayacak. Belki de 30 yıldan fazla Mary ile birlikte yürümemin sebebi buydu. Belki de bunları telafi etmeye çalışıyordum.

Bizden uzaklaşanlar ve aynı zaman yanımızda olanlar için yaptığım bir şey de tedavi hakkında periyodik gelişmeler göndermekti, fakat bu hikayeler sürdürdüğümüz hayat ve her bir günü selamladığımız başarılı yolumuz hakkındaydı; bir günün ne kadar acı ile başladığı ya da bitmeden önce ne kadar zor olduğu hakkında değildi. Bunu biraz da en sonunda bana “Mary nasıl?” diye sorma cesaretini topladıklarında, yüzlerine kazınmış olan o küçük düşmeyi ortadan kaldırmak için yaptım.

Mary gayet iyi gidiyordu, sürekli yeni değerler keşfettik

Günbatımları daha değerli ve etkileyici oldu. İyi bir akşam yemeği ve harika bir şarabın tadını çıkarırdık ve nihayetinde bir şaraphane açmayı ve yetiştirdiğimiz üzüm bağlarında çalışmayı planlardık. Günleriniz sayılı olduğunda her anı hesaba katmamız gerektiğini öğrendik.

Sonunda kanser, kazanacağını bildiğinde zafer dansı ve zafer turunu yaptı ve Mary’e “Bana beş yıl borçlusun ve ben önümüzdeki iki hafta içinde hepsi alacağım” dedi. Benim için oldukça zordu ve tabii ki onun için daha zor. Ancak o öldüğünde aile ve arkadaşlardan çok daha fazlası onunlaydı. Onlar hayatının ayrılmaz bir parçası olmuşlardı ve hala öyleler, bugün bile. Benim hayatımın da...

Michael Goodell ve iki evladı

Yukarıdaki yazı Michael Goodell tarafından kaleme alınmıştır. Michael Goodell, ABD’nin doğu kıyısında doğdu, batı kıyısında büyüdü ve şimdi Büyük Göller’in yanında ABD’nin üçüncü kıyısında yaşıyor. ZENITH RISING and REBOUND adlı iki romanın yazarıdır, eşinin (Mary) kanserle deneyimini anlatan THE WORLD SHIFTED adlı bir anı kitabını da yayınladı. Satılan her kopyadan 1 $ kanser araştırmalarına gidiyor. İki yetişkin çocuğu Emily ve Matthew üzüm yetiştirir ve Mary’nin hayali olan ve mirası olarak devam eden Amoritas Vineyards'ta şarap satmaktadırlar.