Kaşıntı bir alerji veya ilaç yan etkisi olabileceği gibi, altta yatan bir hastalığın da belirtisi olabilir. Çok daha nadir olarak ise lösemi veya safra yollarını daraltan bir tümör gibi ciddi durumlardan kaynaklanabilir. Kaşıntı konusunda hemen endişe duyulmadan ilk olarak yeni bir ilaç, gıda, deterjan vb. gibi alerji veya yan etki yapıcı şeylerin kullanımına ara verip gözlemlenmelidir.

Ardından dermatoloji muayenesi ve kan testleri ile kaşıntıya alerjinin neden olup olmadığına bakılabilir.

Kaşıntıya neden olabilecek durumlar nelerdir?

  • Kuru cilt
  • Sarılık
  • Alerji
  • Enfeksiyonlar
  • Kanser
  • Kanser tedavileri

Kaşıntı, Kanser Belirtisi Olabilir mi?

Kaşıntı çoğu zaman cildin kendisinden kaynaklıdır ve sitemik olarak gözükmez, bölgeseldir. Bununla birlikte bazı kanserlerin sistemik (tüm vücudu etkileyen) kaşıntıya sebep olduğu bilinmektedir. Ayrıca cilt kaynaklı kaşıntıların aksine, kanser kaynaklı kaşıntılara sistemik başka belirtiler de (yorgunluk, sarılık vb) çoğunlukla eşlik eder.

Kanserde kaşıntının sebepleri şunlar olarak gözükmektedir:

  • tümörden salınan bazı maddeler (bakınız paraneoplastik sendrom),
  • vücudun tümöre tepki vermesi,
  • tümörün safra yollarını tıkayarak sarılığa ve kaşıntıya sebep olması

Kaşıntı ile en çok ilişkilendirilen kanser türleri; lenfoma, polisitemi vera (PV), bazı gastrointestinal stromal tümörler (GİST) ve pankreas-safra yolları tümörleridir.

Lösemi (Kan Kanseri) - Lenfoma ve Kaşıntı

Araştırmalara göre kan ve kemik iliği kaynaklı hematolojik kanserlerde (lösemi ve lenfoma), bağışıklık sistemi hücreleri lösemi ve lenfoma hücreleriyle temas ettiğinde, yüksek seviyede sitokinin serbest bırakılması ile ciltteki sinir uçlarının tahriş olması sonucu kaşıntının ortaya çıkabileceği düşünülmektedir.

Yapılan “Living Well with Leukaemia (Lösemi ile İyi Yaşamak)” adlı bir anketin sonuçlarına göre, lösemi hastalarının yaklaşık olarak %9’luk bir kısmında tanı konulmadan önce kaşıntıyı bir belirti olarak belirtmiştir.

Dana-Farber/Brigham ve Kandınların Kanser Merkezi’nden (Dana-Farber/Brigham and Women’s Cancer Center (DF/BWCC)) Onkolog Jennifer Crombie’ye göre Hodgkin lenfoma (iki tür lenfoma vardır; Hodgkin lenfoma ve Hodgkin olmayan lenfoma) teşhisi konulan vakaların yaklaşık olarak %20’sinde kaşıntı bir belirtiydi.

 Kaşıntının Lösemi - Lenfomadan veya Başka Bir Kanserden Kaynaklandığı Nasıl Ayırt Edilebilir?

Kaşıntı şikayeti olan lösemi hastalarının tanı öncesi sıklıkla gece terlemelerinden de şikayetçi oldukları bildirilmiştir. Bu yüzden gece terlemeleri, kilo kaybı, vücudun en ufak bir darbe ile morarması, ateş, eklem ve kemik ağrıları gibi başka herhangi bir lösemi semptomlarına (belirtilerine) sahip olunması durumunda mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Polisitemi Vera (PV) ve Kaşıntı

Polisitemi vera, vücudun çok aşırı bir şekilde alyuvar (kırmızı kan hücresi) üretmesi ile ortaya çıkan bir kan kanseri türüdür ve hastaların bu kansere bağlı kaşıntı şikayetleri genel olarak ılık banyo veya sıcak duş sonrası gözlenmektedir.

Kaşıntının yanı sıra PV’ye bağlı diğer belirtiler; dinlenme sırasında dahi nefes almada zorluk, yorgunluk, baş ağrısı ve baş dönmesi de göz önünde bulundurulmalıdır.

Gastrointestinal Stromal Tümörler (GİST)

GİST’de kaşıntı genel olarak sarılıktan kaynaklanmaktadır. Bir tümör sonucu oluşabilen safra kanallarının tıkanması cildin sararmasına sebep olabilir.

Tıkanmaya bağlı sarılık şu kanserlerde görülebilir:

  • mide kanseri,
  • kolon kanseri,
  • pankreas kanseri,
  • karaciğer kanseri,
  • safra kesesi ve yolları kanseri
  • gastrointestinal stromal tümörler

Kanser Tedavisi Kaşıntıya Sebep Olur mu?

Kanser tedavisinde kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik ilaç tedavileri, immünoterapiler veya tedavinin bir parçası olan ağrı kesici, bulantı veya hormon ilaçları kaşıntıya sebep olabilir.

Genellikle hormon veya hedefe yönelik akıllı ilaç tedavilerinde kaşıntı ve deri döküntüleri gözlemlenebilir. Bu durum karşısın da hastalarda “tedaviye karşı alerjim mi var?” sorusu gelebilir. Bu doğru olmadığı gibi bazı araştırmacılara göre de bazı tedavi türlerinde kaşıntının gözlemlenmesi tedavinin işe yaradığı anlamına gelmektedir.

Sonuç

Kaşıntılı bir cilt tek başına ve tipik olarak bir kanser belirtisi değildir. Kuru cilt sebepli bir kaşıntı yaşanmıyor, tüm vücutta kaşıntı şikayeti var ve devam eden bu durum karşısında alerji, enfeksiyon veya egzama gibi kronik bir durum yok ise, yani uzun süreli ve açıklanamayan kaşıntı karşısında doktora başvurulmalıdır.