Koltuk Altı Lenf Nodlarının Tamamını Almak Şart mı? Meme Kanserinde Yeni Yaklaşımlar
Meme Kanserinde Koltuk Altı Lenf Nodlarının Önemi
Meme kanserinde koltuk altı lenf nodlarının (aksiller lenf nodu) incelenmesi ve alınması, hastalığın yayılma derecesini belirlemek ve yayılmış olabilecek kanser hücrelerini temizlemek amacıyla yapılan bir işlemdir. Aksiller lenf nodu diseksiyonu, kanserin lenf nodlarına yayılıp yayılmadığını anlamak için kritik bir uygulamadır ve hastalığın evresini belirlemede önemli bir rol oynar. Lenf nodlarının durumu, tedavi planının oluşturulmasında ve hastanın sağkalım oranlarının artırılmasında belirleyici olabilir.
Neden Aksiller Lenf Nodları Alınır?
Eğer meme kanseri hücreleri lenf nodlarına yayılmışsa, bu durum hastalığın bölgesel olarak ilerlediğini gösterir ve ek tedavi yöntemleri, örneğin kemoterapi, akıllı ilaç veya radyoterapi, gerekli olabilir. Aksiller lenf nodlarının alınması, hastalığın nüks (tekrar etme) riskini azaltmak ve uzun vadede hastanın sağkalım oranını artırmak için önemli bir işlemdir. Ancak bu uygulamanın yan etkileri de vardır; koltuk altında his kaybı, kol şişmesi (lenfödem) ve hareket kısıtlılığı gibi komplikasyonlar görülebilir.
Daha Az Girişimsel Yöntemler: Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi
Günümüzde, daha az invaziv/girişimsel yöntemlerle (örneğin sentinel lenf nodu biyopsisi) sadece ilk birkaç lenf nodu – ki bunlara sentinel/bekçi lenf nodları denir – incelenerek bu riskler azaltılmaya çalışılmaktadır.
Yeni Bir Araştırma – Detaylı Aksiller Diseksiyon Gerekli Değil
Neoadjuvan tedavi, tümörün ameliyat öncesinde küçültülmesi amacıyla uygulanan kemoterapi ve/veya akıllı ilaçları içerir. Meme kanseri tedavisinde, bu yöntem tümörün boyutunu küçülterek cerrahi müdahaleyi kolaylaştırır ve daha fazla meme dokusunun korunmasını sağlar. Ayrıca, neoadjuvan tedavi, tümörün tedaviye yanıtını değerlendirme imkanı sunar ve cerrahi sonrası uygulanacak tedaviye rehberlik eder.
JAMA Oncology'de 25 Nisan 2024'te yayımlanan çalışmaya göre, tanı anında klinik olarak nod pozitif meme kanseri olan hastalarda neoadjuvan kemoterapi sonrası aksiller diseksiyon (ALND) yerine, sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB) veya hedefli aksiller diseksiyon (HAD), düşük aksiller nüks oranlarına sahip olup, bu hastalarda ALND'nin gereksiz olduğunu göstermektedir. Bu bulgular, ALND'nin bu hasta grubunda atlanmasını desteklemektedir.
Araştırmacılar, 11 ülkedeki 25 merkezde neoadjuvan kemoterapi ile tedavi edilen, biyopsi ile kanıtlanmış evre II-III nod-pozitif meme kanseri olan 1144 hastayı inceledi. Bu hastaların %93'ü N1 hastalığına, %54'ü ERBB2 (eski adıyla HER2) pozitif hastalığa ve %66'sı meme patolojik tam yanıtına sahipti.
Hedefli aksiller diseksiyon (HAD), sentinel lenf nodu biyopsisi ile birlikte, neoadjuvan kemoterapi sırasında işaretlenmiş ve klipslenmiş olan lenf nodunun görüntüleme rehberliğinde lokalize edilip çıkarılmasını içeren bir cerrahi tekniktir. Bu yöntem, aksillada kanser yayılımını daha hassas bir şekilde değerlendirmek amacıyla uygulanır.
Yöntem
Genel olarak, 666 hasta (%58) çift izleyici haritalama ile sentinel lenf nodu biyopsisi, 478 hasta (%42) ise hedefli aksiller diseksiyon geçirdi. Hedefli aksiller diseksiyon, sentinel lenf nodu biyopsisi ile birlikte klipslenmiş lenf nodunun görüntüleme rehberliğinde lokalizasyonunu içeriyordu.
Çalışmada ölçülmek istenen birincil sonuçlar, herhangi bir aksiller nüksün (kanser tekrarı) 3 ve 5 yıllık oranlarıydı. İkincil sonuçlar arasında lokal bölgesel nüks, herhangi bir invaziv (lokal bölgesel ve uzak) nüks ve çıkarılan lenf nodu sayısı yer aldı.
Sonuçlar
- Nodal Radyasyon Tedavisi: HAD geçiren hastaların %85'i ve SLNB geçiren hastaların %78'i aksiller radyasyon tedavisi aldı.
- Klipsli Nod Geri Alımı: Klipsli nod, HAD vakalarının %97'sinde ve SLNB vakalarının %86'sında başarıyla geri alındı.
- Sentinel Lenf Nodu Sayısı: HAD ile çıkarılan sentinel lenf nodu ortalama sayısı 3 iken, SLNB'de bu sayı 4'tü (P < .001).
- Toplam Lenf Nodu Sayısı: HAD ile çıkarılan toplam lenf nodu ortalama sayısı 3.95 iken, SLNB'de bu sayı 4.44'tü (P < .001).
- Aksiller Nüks Oranları: Herhangi bir aksiller nüksün 3 ve 5 yıllık oranları sırasıyla %0.65 ve %1.0 idi. HAD (%0.5) ve SLNB (%0.8) arasında 3 yıllık aksiller nüks oranlarında anlamlı bir fark yoktu.
- Lokal Bölgesel ve İnvaziv Nüks Oranları: 5 yıllık lokal bölgesel nüks oranı %2.7 ve herhangi bir invaziv nüks oranı %10 idi ve cerrahi gruplar arasında anlamlı fark göstermedi.
Çalışmada, neoadjuvan tedavi sonrası aksiller diseksiyonun atlanması kararında patolojik tam yanıtın (pTY) önemli bir faktör olduğu belirtilmiştir. Özellikle, çalışmaya katılan hastaların %66'sının meme bölgesinde pTY elde ettiği görülmüştür. Ancak, genel sonuçlar aksiller diseksiyonun atlanmasının patolojik tam yanıt olup olmamasından bağımsız olarak düşük aksiller nüks oranlarına sahip olduğunu göstermektedir.
Bu nedenle, çalışmanın sonuçlarına göre, patolojik tam yanıtın varlığı, aksiller diseksiyonun atlanması kararını destekleyen bir faktör olarak kabul edilebilir, ancak bu kararın tek başına belirleyicisi değildir. Genel olarak, nod pozitif hastalarda ALND'nin atlanması, düşük aksiller nüks oranlarıyla ilişkili bulunmuştur ve bu da bu yaklaşımın güvenli ve etkili olduğunu göstermektedir.
Çalışmanın sonuçları, klinik olarak aksilla nod pozitif hastaların birçoğunun aksiller radyoterapi (RT) aldığı gerçeğiyle ilişkili olabilir. Aksiller radyoterapi, aksiller bölgedeki tümör hücrelerinin yok edilmesine yardımcı olabilir ve bu da düşük aksiller nüks oranlarına katkıda bulunabilir.
Sonuç ve Öneriler
Bu çalışma, neoadjuvan kemoterapi sonrası aksiller lenf nodu diseksiyonunun (ALND) atlanmasının ardından erken aksiller nüksün çok nadir olduğunu ve hedefli aksiller diseksiyon (HAD) ile sentinel lenf nodu biyopsisi (SLNB) sonrası aksiller nüks oranlarının benzer olduğunu göstermektedir.
Bu veriler, kanser hastalarının yaşam kalitesini korurken gereksiz cerrahi müdahalelerden kaçınmayı ve daha az invaziv yöntemlerin kullanımını teşvik etmektedir. Bu yaklaşım, hem hastalar hem de onkoloji profesyonelleri için umut verici bir tedavi stratejisi sunmaktadır.
Montagna G, Mrdutt MM, Sun SX, et al. Omission of Axillary Dissection Following Nodal Downstaging With Neoadjuvant Chemotherapy. JAMA Oncol. Published online April 25, 2024. doi:10.1001/jamaoncol.2024.0578