2017 Cancer Survivorship Sempozyumu’nda sunulan çalışmaya göre, her 10 meme kanserli hasta eşinden 4’ü anksiyete yaşıyor.

Dilimizdeki karşılığı endişe hali olan anksiyete bozukluğu, deneyimlenen kaygı, korku, gerilim ve sıkıntı halidir. Nedeni belli olmayan tedirginlik hali olarak da açıklanabilir. Yaşanan iç çatışmaların sonucu ve öğrenilmiş davranışlar olduğunu savunanlar vardır.

Kansere yakalanan kişilerin veya onlara bakım verenlerin (caregivers) psikolojik olarak yaşadıkları zorluklar daha önce birçok çalışmanın konusu olmuşken, genç kanser hastalarının eşlerinin durumu çok daha az araştırılmıştı.

Çalışma

Çalışma kapsamında 40 yaşından genç meme kanseri tanısı almış 289 hasta eşi (çalışmada partner olarak nitelenmiş), anksiyete, başa çıkma, depresyon, finansal güvensizlik, ebeveynlik endişeleri, evlilik birliği endişeleri, yaşam kalitesi ve sosyal destek ihtiyacı yönünden değerlendirilmiş.

%94’ü tam zamanlı çalışan ve %78’i üniversite mezunu olan bu kişiler, partnerlerinin tanı almasını takiben 62 ay boyunca takip edilmiş.

Çalışmanın sonuçlarına göre eşlerin %42’sinde anksiyete tespit edilmiş, %29’u ise finansal stres yaşadıklarını belirtmiş.

Sonuç olarak genç kanser hastalarının aile üyelerine ve eşlerine, bu rahatsızlıkla pozitif bir bakış açısıyla baş etmek ve ihtiyaçlarını ifade etmelerine yardımcı olmak için ek müdahalelere ihtiyaç vardır.