Mide Yanması Neden Olur? Nasıl Geçer ve Ne İyi Gelir?

Mide Yanması Neden Olur? Nasıl Geçer ve Ne İyi Gelir?

Mide yanması (halk arasında mide ekşimesi olarak da bilinir), göğüs kafesinin arkasında veya üst karın bölgesinde hissedilen yanma şeklinde bir ağrıdır. Genellikle yemeklerden sonra ortaya çıkar ve midede üretilen asitlerin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşur. Toplumda oldukça yaygın bir şikayettir – yapılan araştırmalara göre kronik reflü (GERD) dünya genelinde insanların yaklaşık %20’sini etkileyebilmektedir. Çoğu vaka basit önlemlerle düzelse de, sık tekrar eden mide yanması daha ciddi bir sindirim sistemi sorununa işaret edebilir. Bu yazıda mide yanmasının belirtileri, nedenleri, tetikleyici besinler, korunma yöntemleri ve tedavisi herkesin anlayabileceği sade bir dille anlatılmıştır. Ayrıca sıkça sorulan sorular bölümünde merak edilen konulara yanıtlar verilmiştir.

mide yanmasi nedir nasil olur 419038

Mide Yanması Belirtileri

Mide yanması genellikle hazımsızlık hissiyle birlikte ortaya çıkar ve bazı rahatsız edici belirtilere yol açabilir. En sık görülen mide yanması belirtileri şunlardır:

  • Göğüste yanma hissi – Yemeklerden sonra veya gece yatarken göğüs kafesinin arkasında yanma veya sıcaklık hissi oluşması (bu his bazen kalp ağrısıyla karıştırılabilir).
  • Ağızda acı veya ekşi tat – Mide asidinin yukarı doğru çıkmasıyla birlikte boğazda veya ağızda hissedilen acı, ekşi bir tat.
  • Geğirme ve şişkinlik – Sık sık geğirme ihtiyacı duyma, midede dolgunluk ve şişkinlik hissi.
  • Mide bulantısı veya kusma – Özellikle şikâyet şiddetliyse mide bulantısının eşlik etmesi, nadiren kusma.
  • Yutkunma güçlüğü – Uzun süredir devam eden reflüye bağlı olarak yemek borusunda tahriş oluşursa yutma güçlüğü veya boğaza bir şey takılıyormuş hissi.
  • Kuru öksürük veya boğaz ağrısı – Mide asidinin boğaza kadar gelmesi sonucu kronik öksürük, ses kısıklığı veya boğazda yanma.
  • Hıçkırık – Bazı kişilerde mide yanması atakları sırasında geçmeyen hıçkırık görülebilir.

Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve zaman zaman stres dönemlerinde daha da artabilir. Örneğin, yoğun stres altında mide asidi üretimi artabileceğinden yanma şikayeti tetiklenebilir. Eğer mide yanması belirtileri çok sık tekrar ediyor veya yutma güçlügü, kilo kaybı gibi ek sorunlar eşlik ediyorsa, altında yatan nedeni belirlemek için bir doktora danışmak önemlidir.

Mide Yanması Neden Olur?

Mide yanmasının temel nedeni, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Normalde mide ile yemek borusu arasındaki alt özofageal sfinkter adlı kas, yutkunma dışında kapalı kalarak asidin yukarı çıkmasını engeller. Ancak bu kasın zayıflaması veya gevşemesi durumunda asit yukarı kaçar ve yemek borusunun hassas dokusunda yanma hissine yol açar. Bu duruma asit reflüsü veya tıbbi adıyla gastroözofageal reflü (GÖRH) denir. Mide yanmasını ortaya çıkaran veya tetikleyen birçok faktör vardır:

  • Gastroözofageal Reflü Hastalığı (GERD): Mide yanmasının en yaygın sebebidir. Sürekli tekrarlayan asit reflü atakları sonucunda yemek borusunun tahriş olması durumu kronik bir hastalık haline gelebilir. Reflü, toplumun yaklaşık beşte birini etkileyebilen yaygın bir rahatsızlıktır.
  • Büyük ve hızlı yenilen öğünler: Bir seferde çok fazla yemek yemek veya lokmaları yeterince çiğnemeden hızlı tüketmek, mideyi aşırı doldurarak basıncı artırır. Bu durum sfinkter kapağının gevşemesine ve asidin yukarı kaçmasına neden olabilir.
  • Yiyecek ve içecekler: Bazı gıdalar mide asidini artırarak veya sfinkteri gevşeterek yanmayı tetikler (bir sonraki bölümde bu tetikleyici besinler ayrıntılı listelenmiştir). Özellikle baharatlı, yağlı, asitli veya kafeinli gıdalar mide yanmasını sıklaştırır.
  • Obezite (Fazla kilo): Karın bölgesinde biriken yağlar mideye baskı yaparak asidin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırır. Klinik araştırmalara göre yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) reflü riskini belirgin şekilde artırmaktadır.
  • Hamilelik: Gebelik sırasında artan progesteron hormonu nedeniyle sindirim sistemi gevşer ve büyüyen rahim mideye baskı yapar. Bu nedenle hamile kadınların yaklaşık %50’sinde özellikle son trimestrlerde mide yanması görülür. Genellikle doğumdan sonra bu şikayet kendiliğinden geçer.
  • Stres: Yoğun stres altında vücutta üretilen bazı hormonlar mide asit dengesini bozabilir. Stresin, hali hazırda reflü sorunu olan kişilerde mide yanması şikayetlerini artırdığı bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir.
  • Gastrit: Midenin iç yüzeyinin iltihaplanması anlamına gelen gastrit, mide asidinin hassas dokuları tahriş etmesiyle yanma hissine yol açabilir. Özellikle Helicobacter pylori enfeksiyonu veya uzun süreli ağrı kesici kullanımı gastrite neden olarak mide yanmasını tetikler.
  • Peptik Ülser: Mide veya onikiparmak bağırsağında ortaya çıkan ülserler (yaralar) mide asidinin sinir uçlarına temas etmesine sebep olarak şiddetli yanma ve ağrı yapabilir.
  • Bazı ilaçlar: Uzun süreli veya yüksek doz kullanılan NSAİİ türü ağrı kesiciler (aspirin, ibuprofen gibi), bazı kemik erimesi ilaçları, antidepresanlar ve bazı tansiyon hapları mide duvarını tahriş ederek veya sfinkter basıncını azaltarak mide ekşimesi yaratabilir.
  • Diğer etkenler: Mide fıtığı (hiatal herni), mide ile yemek borusu arasındaki diyafram açıklığının genişlemesine bağlı reflüye yol açabilir. Ayrıca yemek sonrası hemen uzanmak veya sıkı korseler, dar kemerler kullanmak da karın içi basıncı artırarak asidin geri kaçmasına neden olabilir.

Yukarıdaki nedenler tek başına ya da birkaçı bir arada bulunarak mide yanmasına yol açabilir. Özellikle reflü sorunu olan kişilerde yağlı bir yemek sonrası hemen yatmak veya eğilmek gibi davranışlar yanma şikayetini hemen tetikleyebilir. Kronik mide yanması vakalarında ise altında yatan bir rahatsızlık (reflü hastalığı, ülser vb.) olma ihtimali yüksektir. Nitekim uzun süreli asit reflüsü yemek borusunda yaralar ve iltihap (özofajit) oluşturabilir. Bu yüzden mide yanması haftada iki kereden daha sık oluyorsa bir uzmana görünmek önem taşır.

Bilimsel veriler, mide yanmasına sebep olan faktörlerin başında yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının geldiğini ortaya koymaktadır. Örneğin sigara kullanımı da hem mide asit salgısını artırır hem de sfinkter kasını zayıflatarak reflüyü kötüleştirir. Sonuç olarak, mide yanmasının nedenlerini anlamak, doğru tedbirleri alarak bu rahatsız edici şikayetin önüne geçmek için ilk adımdır.

Mide Yanmasına Neden Olan Besinler

Herkesin midesi farklı gıdalara farklı tepkiler verebilir, ancak bazı yiyecek ve içecekler çoğu insanda mide yanmasını tetikleyen ortak faktörlerdir. Bu tetikleyici besinler, genellikle yüksek asit içerikleri, fazla yağlı olmaları veya sindirim sisteminde gevşetici etki yapmaları nedeniyle yanma şikayetini artırır. Mide yanması yaşayan kişilerin aşağıdaki gıdalara dikkat etmesi ve mümkün olduğunca kaçınması önerilir:

Tetikleyici Besin Türü Örnekler / Açıklama
Baharatlı yiyecekler Acı biber, pul biber, köri gibi baharatlarla hazırlanmış yemekler. Bu gıdalar mide asidini artırarak yanma hissini tetikleyebilir.
Asitli meyveler ve suları Portakal, limon, greyfurt gibi turunçgiller ve bunların taze sıkılmış suları. Yüksek sitrik asit içerikleri nedeniyle mideyi tahriş edebilirler.
Domates ve domates ürünleri Domates, salça, ketçap, domates sosu gibi ürünler. Domatesin asidik yapısı mide ekşimesine yol açabilir; özellikle pişmiş domates sosları reflüyü artırabilir.
Soğan ve sarımsak Özellikle çiğ soğan ve sarımsak, midede gaz ve asit salgısını artırarak yanma hissi oluşturabilir. (Pişmiş halde etkileri azalabilse de hassas kişilerde sorun yaratabilir.)
Yüksek yağlı yiyecekler Kızartmalar, fast-food ürünleri, cips, kaymak, krema, mayonez, kuyruk yağı gibi çok yağlı besinler. Yağlı gıdalar midenin boşalmasını geciktirir ve sfinkterin gevşemesine neden olarak reflüyü tetikler.
Çikolata ve kakao Çikolata, içerdiği kakao ve yağ nedeniyle reflüye yol açabilir. Kakao, alt yemek borusu sfinkterini gevşetebilen maddeler içerir, bu da asidin yukarı kaçmasına izin verir.
Kafeinli içecekler Kahve (kafeinsiz olsa bile bazı kişilerde etkili olabilir), siyah çay, kola gibi kafein içeren içecekler. Kafein, sfinkter kasını gevşeterek mide asidinin yukarı çıkmasına neden olabilir.
Gazlı içecekler Soda, gazoz ve enerji içecekleri gibi karbonatlı içecekler. Gaz basıncı mideyi şişirir ve asidin geriye doğru kaçmasını kolaylaştırır; ayrıca kola gibi asitli içecekler hem kafein hem asit içerir.
Alkol Bira, şarap, likör gibi alkollü içecekler. Alkol, mide asit salgısını artırıp yemek borusu sfinkterini gevşeterek yanmaya sebep olabilir. Özellikle şarap (içerdiği asit ve alkol kombinasyonu nedeniyle) reflü şikayetini kötüleştirebilir.
Nane ve naneli ürünler Nane yaprağı, nane çayı, naneli sakız veya şekerler. Nane, ferahlatıcı etkisiyle bilinse de alt özofageal sfinkteri gevşetebilir ve bazı kişilerde mide yanmasını tetikleyebilir.

Yukarıdaki gıdalar, mide yanması yaşayan birçok kişide sorun yaratabilmektedir. Elbette herkesin toleransı farklıdır; örneğin bazı insanlar kahve içtiğinde yanma hissederken, bazıları etkilenmeyebilir. Kişisel farkındalık bu noktada önemlidir: Hangi yiyeceğin size dokunduğunu gözlemleyerek kendi tetikleyicilerinizi belirleyebilirsiniz. Bir yemek günlüğü tutarak hangi besinden sonra mide yanması yaşadığınızı not etmek, tetikleyicileri tespit etmede yardımcı olur.

Mide Dostu Yiyecekler

Mide yanması sorunu yaşayanlar için bazı besinler ise daha mide dostu olarak bilinir. Bu gıdalar düşük asit içerikleri, yüksek lif oranları veya yağsız yapıları sayesinde mideyi rahatsız etmez, hatta mide asidini dengeleyerek rahatlama sağlayabilir. Aşağıdaki tabloda, mideye iyi gelen besinlerden bazıları listelenmiştir:

Mide Dostu Besin Türü Örnekler / Açıklama
Lifli tahıllar Yulaf ezmesi, tam buğday ekmeği, esmer pirinç gibi tam tahıllar. Yüksek lif içerikleri sayesinde mideyi çok zorlamadan doyurur ve aşırı yemeyi engelleyerek reflüyü azaltır.
Alkali meyveler Muz, kavun gibi asit oranı düşük meyveler. Muz, doğal antasit etkisiyle mide asidini dengeler; kavun ve karpuz gibi meyveler yüksek su içerikleriyle asidi seyreltir. Not: Narenciye dışındaki meyveler genel olarak daha güvenlidir.
Kök ve yeşil sebzeler Brokoli, kuşkonmaz, kabak, havuç, patates, salatalık, marul, ıspanak gibi sebzeler. Bu sebzeler düşük asitli olup mideyi yatıştırır; ayrıca su ve lif içerikleriyle sindirime yardımcı olurlar. Özellikle haşlanmış patates ve havuç gibi sebzeler mideyi rahatlatır.
Yağsız proteinler Derisiz tavuk ve hindi eti, yağsız balık (ör. levrek, mezgit gibi beyaz etli balıklar) ve yağsız dana eti. Bu protein kaynakları kırmızı etin yağlı kısımlarına göre mideyi daha az zorlar. Izgara veya haşlama yöntemleriyle pişirildiğinde mide yanması riski azalır.
Yumurta akı Yumurta beyazı, saf protein kaynağı olup yağ içermez. Kahvaltıda haşlanmış yumurta beyazı tüketmek genellikle güvenlidir. (Yumurta sarısı ise daha yağlı olduğu için bazı kişilerde reflüye neden olabilir, bu yüzden ölçülü tüketilmelidir.)
Probiyotikli ve az yağlı süt ürünleri Yağsız veya az yağlı yoğurt, kefir gibi fermente süt ürünleri. Bu besinler hem düşük yağ oranıyla mideye dosttur hem de içerdiği probiyotiklerle sindirimi destekleyip mideyi sakinleştirebilir. Not: Süt ürünlerine karşı intoleransı olanlar dikkatli tüketmelidir.

Yukarıdaki “mide dostu” besinler, mide asit seviyesini makul düzeyde tutmaya yardımcı olabilir. Özellikle liften zengin gıdalar, mide boşalmasını hızlandırarak asidin yemek borusuna kaçma süresini kısaltır. Alkali (bazik) özellikteki gıdalar ise güçlü mide asidini bir nebze dengeler. Örneğin brokoli, salatalık gibi sebzelerin büyük bölümü sudur; bu da mide içeriğini sulandırarak asidin etkisini azaltır. Muz ve yulaf ezmesi gibi gıdalar da mideyi koruyucu bir tabaka oluşturarak doğal antiasit görevi görebilir.

Tabii ki bu besinler tedavi edici değil, destekleyicidir. Mide yanması yaşayan bir kişi için en ideali, tetikleyici gıdalardan uzak durup, bu mide dostu seçeneklere yönelmektir. Bu sayede hem dengeli beslenmiş hem de yanma şikayetlerini azaltmış olursunuz.

Mide Yanmasına Ne İyi Gelir?

Aniden ortaya çıkan mide yanması şikayetini evde hafifletmek için başvurulabilecek bazı pratik yöntemler ve doğal çözümler vardır. Mide yanmasına ne iyi gelir? sorusunun cevabı olarak aşağıdaki önerileri deneyebilirsiniz:

  • Karbonatlı su: Yarım çay kaşığı kabartma tozu (sodyum bikarbonat), bir bardak suya karıştırılıp içildiğinde mide asidini nötralize edebilir. Karbonat alkalin bir madde olduğu için asidin etkisini hızla azaltarak geçici rahatlama sağlar. Not: Bu yöntemi çok sık uygulamak önerilmez, sodyum içeriği yüksek olduğu için sadece ara sıra, çok rahatsız olduğunuzda deneyin.
  • Zencefil: Doğal bir anti-inflamatuar olan zencefil, yüzyıllardır mideyi yatıştırmak için kullanılır. Mide yanması hissedildiğinde bir fincan zencefil çayı içmek veya bir parça taze zencefil çiğnemek, hem mide asidini dengeleyebilir hem de varsa mide bulantısını giderebilir. Bazı araştırmalar zencefilin mide boşalmasını hızlandırarak hazımsızlık şikayetlerini azalttığını belirtmektedir.
  • Elma sirkesi: Doğrudan asidik bir madde olsa da, az miktarda elma sirkesi tüketimi mide asidini dengeleyebilir. 1-2 yemek kaşığı doğal elma sirkesini bir bardak ılık suya karıştırıp yemeklerden önce yudumlamak, bazı kişilerde mide yanmasını önlemeye yardımcı olur. Dikkat: Elma sirkesini kesinlikle suyla seyrelterek için, çünkü yoğun sirke yemek borusunu tahriş edebilir.
  • Meyan kökü: Meyan kökü içeren bitki çayları veya takviye haplar (DGL – deglycyrrhizinated licorice) mide mukozasını koruyucu etki gösterebilir. Yemeklerden sonra bir fincan meyan kökü çayı içmek, mide yanmasını hafifletmeye yardımcı olabilir. Ancak yüksek tansiyon hastalarının meyan kökü takviyelerini doktora danışmadan kullanmaması gerekir (meyan kökü tansiyonu yükseltebilir).
  • Bol su içmek: Bir bardak su içmek, yemek borusunda kalan asidik içeriği temizleyerek yanma hissini azaltır. Özellikle yemek sonrası yudum yudum su içmek faydalıdır. Maden suyu (soda değil, mineralli doğal maden suları) da içilebilir; midede fazladan baz etkisi yaparak asidi nötralize edebilir. Not: Çok fazla suyu bir anda içmek yerine aralıklarla içmek daha etkilidir.
  • Şekersiz sakız çiğnemek: Yemeklerden sonra 20-30 dakika şekersiz sakız çiğnemek, tükürük üretimini artırarak yemek borusundaki asidi temizler. Tükürük doğal olarak baziktir ve mide asidini nötralize edici özelliğe sahiptir. Nane aromalı sakızlar yerine meyveli veya sade sakızlar tercih etmek daha iyi olabilir (çünkü nane aroması bazı kişilerde reflüyü tetikleyebilir).
  • Muz yemek: Orta boy bir muz, içerdiği potasyum nedeniyle doğal bir antiasit görevi görür. Mide asidini bastırarak yanma hissini hafifletebilir. Mide yanması hissettiğinizde bir muz yemek veya birkaç dilim muz tüketmek birçok kişide rahatlama sağlamaktadır.
  • Çiğ patates suyu: Halk arasında bilinen bir diğer yöntem de patates suyu içmektir. 1 adet çiğ patatesi rendeleyip temiz bir tülbentle suyunu sıkarak elde ettiğiniz patates suyu, alkali yapısıyla mide asidini nötralize edebilir. Acı bir tadı olabileceğinden içimi zor olsa da bazı kişiler bu yöntemin mide yanmasına iyi geldiğini belirtmektedir. Daha kolay içmek için havuç suyu veya elma suyuyla karıştırılabilir.

Yukarıdaki yöntemler, ani gelen mide yanmasını evde geçirmek için kullanılabilir. Bu yöntemlerin etkisi kişiden kişiye değişebilir; bu yüzden size iyi gelen yöntemi zamanla deneyerek bulabilirsiniz. Ayrıca, bu öneriler sadece geçici rahatlama sağlar. Sık sık mide yanması yaşıyorsanız mutlaka altta yatan nedeni tedavi etmek gerekir. Evde çözümler işe yaramıyorsa veya günde birden fazla kez antiasit almak zorunda kalıyorsanız, bir sağlık kuruluşuna başvurmanız uygun olacaktır.

Mide Yanması Nasıl Önlenir?

Mide yanması yaşamamak veya en aza indirmek için koruyucu önlemler almak çok etkilidir. Yaşam tarzınızda yapacağınız küçük değişiklikler sayesinde asit reflüsü riskini azaltabilirsiniz. Mide yanmasını önlemek için şu önerilere dikkat edin:

  • Yemeklerden sonra hemen uzanmayın: Yatmak veya düz şekilde eğilmek, yerçekimi etkisini ortadan kaldırarak mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırır. Yemek yedikten sonra en az 2-3 saat boyunca yatmamak, gerekiyorsa bu süre zarfında dik oturmak veya yürüyüş yapmak faydalı olur. Özellikle gece yatmadan önce yemek yemeyi kesinlikle bırakın.
  • Yatarken başınızı yüksekte tutun: Gece meydana gelen reflü ataklarını önlemek için yatağınızın baş kısmını yükseltebilirsiniz. Daha büyük bir yastıkla veya yatağın başucuna takoz koyarak baş ve göğüs kafesinizi midenizden yukarıda tutmak, asidin yukarı çıkmasını zorlaştırır. Ayrıca mümkünse sol tarafınıza yatmaya özen gösterin – sol yan yatış pozisyonu, midenin konumu gereği reflüyü azaltabilir.
  • Aşırı ve hızlı yemekten kaçının: Midenizi bir seferde tıka basa doldurmayın. Büyük porsiyonları tek öğünde yemek yerine öğünleri bölerek az ve sık yiyin. Lokmalarınızı iyi çiğneyerek yavaş yemeye çalışın. Bu sayede mideniz aşırı gerilmez ve asit üretimi kontrol altında kalır.
  • Tetikleyici gıdalardan uzak durun: Yukarıda mide yanmasını artıran besinler bölümünde listelenen baharatlı, yağlı, asitli ve kafeinli yiyecek-içecekleri mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarın veya çok sınırlı tüketin. Örneğin acı soslar, kızartmalar, çikolata, turunçgil meyveler ve kahve tüketimini kısıtlamak yanma şikayetlerinizi büyük ölçüde azaltacaktır.
  • Hafif ve dengeli beslenin: Günlük beslenmenizde sebze, lifli gıdalar ve yağsız proteinleri artırın. Örneğin öğünlerde salata, haşlanmış sebzeler, ızgara beyaz et gibi seçenekleri tercih edin. Aşırı baharat kullanımını azaltın. Bu tarz dengeli bir beslenme hem genel sağlığınıza katkı sağlar hem de mide dostudur.
  • İdeal kilonuzu koruyun: Fazla kilolu veya obez olmak mide yanmasını tetikleyen önemli bir faktördür. Eğer kilonuz boyunuza göre yüksekse, sağlıklı bir diyet ve egzersizle kilo vermeye çalışın. Kilo verdikçe karın içi basıncınız azalacak ve reflü şikayetlerinizin azaldığını fark edeceksiniz.
  • Sigara ve alkol kullanmayın: Sigara içmek, tükürük salgısını azaltarak ve mide asidini artırarak reflüyü kötüleştirir. Alkol de benzer şekilde mide kapağını gevşetip asit salgısını yükseltir. Bu nedenle mide yanması sorununuz varsa sigarayı bırakmak ve alkolden uzak durmak şikayetlerinizi büyük ölçüde engelleyecektir.
  • Dar giysiler giymeyin: Karnınızı sıkan korse, kemer veya dar pantolonlar basıncı artırarak mide içeriğinin yukarı çıkmasına yol açabilir. Mümkün olduğunca rahat, belinizi sıkmayan kıyafetler tercih edin. Özellikle yemek sonrasında daha bol giysiler giymek faydalı olacaktır.
  • Stresi yönetin: Kronik stres, sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Meditasyon, yoga, yürüyüş, nefes egzersizleri veya hobiler gibi yöntemlerle stres düzeyinizi azaltmaya çalışın. Sakin bir zihin, mide asit dengesine de olumlu yansır.
  • Doktor önerisi olmadan ilaç kullanmayın: Gelişigüzel alınan ağrı kesiciler veya diğer bazı ilaçlar mideye zarar verebilir. Mide hassasiyetiniz varsa, yeni bir ilaç kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışın ve mümkünse mideyi koruyucu önlemler alın. Örneğin uzun süre NSAİİ kullanması gereken bir kişiyseniz, doktorunuzla mide koruyucu ilaç ihtiyacınızı konuşun.

Bu önlemler, mide yanmasını büyük ölçüde önlemeye yardımcı olacaktır. Unutmayın, yaşam tarzı değişikliği reflü yönetiminin en önemli basamağıdır. Düzenli ve dikkatli bir hayat sürerek mide yanması problemini önemli oranda kontrol altına alabilirsiniz.

Eğer tüm bu önlemlere rağmen hala sık sık yanma sorunu yaşıyorsanız, daha ileri tetkik ve tedavi için bir doktora görünmenin zamanı gelmiş olabilir. Özellikle haftada iki kereden fazla mide yanması şikayetiniz varsa veya aldığınız önlemlere rağmen hiçbir iyileşme yoksa, bir uzman görüşü almak faydalı olacaktır.

Mide Yanması Nasıl Tedavi Edilir?

Mide yanması tedavisi, altta yatan sebebe ve şikayetin sıklığına göre değişebilir. Öncelikli olarak yukarıda bahsedilen yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri uygulanır. Birçok kişi için bu değişiklikler yanma problemini büyük ölçüde çözer. Ancak bunlara rağmen şikayet devam ediyorsa, tıbbi tedavi yöntemlerine başvurulur.

Doktor muayenesi: Devamlı mide yanması şikayetiyle doktora başvurduğunuzda, öncelikle tıbbi öykünüz dinlenir ve fizik muayene yapılır. Doktorunuz, belirtilerinizin asit reflüsüne bağlı olduğunu düşünüyor ise teşhisi doğrulamak ve başka bir sorun olmadığından emin olmak için bazı testler isteyebilir. Bu testler arasında endoskopi (ucu kamerali bir tüple yemek borusu ve midenin incelenmesi), pH monitorizasyonu (yemek borusundaki asit seviyesinin ölçümü) ve manometre (yemek borusu kasılma basınçlarının ölçümü) bulunabilir. Bu tetkikler, şikayetlerin gerçekten reflüye bağlı olup olmadığını ve yemek borusunda bir hasar (yara, ülser, darlık vs.) oluşup oluşmadığını gösterir.

İlaç tedavileri: Mide yanmasını kontrol altına almak için çeşitli ilaçlar kullanılır. Doktorunuz, sizin durumunuza göre aşağıdaki ilaçlardan birini veya birkaçını reçete edebilir:

İlaç Türü Etkisi / Açıklama
Antiasitler Mide içinde hali hazırda bulunan asidi nötralize eden ilaçlardır. Şurup veya çiğneme tableti formunda alınırlar. Hızlı etki ederek birkaç dakika içinde yanma hissini giderirler. Ancak etkileri kısa sürelidir; mide asidi üretimi devam ederse yanma hissi geri gelebilir. (Örnek: Alüminyum-magnezyum hidroksit içeren şuruplar)*
H₂ reseptör blokörleri Midenin asit üretimini azaltan ilaç grubudur. Histamin-2 reseptörlerini bloke ederek mide hücrelerinin asit salgılamasını engellerler. Antiasitlere göre daha yavaş etki ederler (20-30 dakikada), ancak etkileri daha uzun sürer. Özellikle gece oluşan mide yanmalarında yatmadan önce alınarak koruyucu etki sağlarlar. (Örnek: Famotidin, Ranitidin (Not: Ranitidin yan etki nedeniyle artık kullanılmamaktadır))*
Proton pompa inhibitörleri (PPI) Mide asidi salgılayan pompa mekanizmasını neredeyse tamamen durdurarak en güçlü etkiyi gösteren ilaçlardır. Özellikle kronik ve şiddetli reflü vakalarında birinci basamak tedavi olarak kabul edilirler. Etkileri antiasitlere göre daha uzun sürede başlasa da (birkaç günde tam etki), mide yanmasını uzun vadede büyük oranda engellerler. Bu grup ilaçlar genellikle sabah aç karna alınır ve birkaç hafta düzenli kullanımla mide yüzeyinin iyileşmesini sağlar. (Örnek: Omeprazol, Lansoprazol, Pantoprazol)*
Aljinatlı ilaçlar Deniz yosunundan elde edilen aljinik asit içeren bu ilaçlar, mide içeriği üzerinde koruyucu bir köpük tabakası oluşturarak asidin yemek borusuna temasını engeller. Genellikle antiasitlerle kombinasyon halinde bulunurlar. Yemeklerden sonra alınan aljinatlı şuruplar, özellikle gece reflüsünde faydalıdır ve gebelerde kullanım için de uygundur. (Örnek: Sodyum aljinat + antiasit kombinasyonu şurup)*
Prokinetik ilaçlar (bazı durumlarda) Midenin boşalmasını hızlandıran ve alt özofageal sfinkter basıncını artıran ilaçlardır. Reflüye eşlik eden mide tembelliği (gastroparezi) varsa veya çok yemek sonrası hazımsızlık belirginse kullanılabilir. Ancak yan etki profilleri nedeniyle uzun süreli kullanımları önerilmez. (Örnek: Metoklopramid, Domperidon)*
Antibiyotikler (eğer gerekli ise) Mide yanmasının nedeni Helicobacter pylori bakterisine bağlı gastrit veya ülser ise, bu bakteriyi yok etmek için antibiyotik tedavisi uygulanır. Genellikle PPI ilaçlarla birlikte kombine edilir (eradikasyon tedavisi). Bu sayede hem bakteri temizlenir hem de mide mukozası iyileşir, yanma şikayeti ortadan kalkar.

Yukarıdaki ilaçlardan antiasitler eczanelerden reçetesiz temin edilebilir ve gerektiğinde alınabilir. Örneğin arada sırada, ağır bir yemekten sonra oluşan mide yanmasını gidermek için bir ölçü antiasit şurup almak genellikle güvenlidir. Ancak, H₂ blokörleri ve özellikle PPI grubundaki güçlü asit baskılayıcı ilaçlar doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bu ilaçların uzun süre kontrolsüz kullanımı, başka yan etkilere veya B12 vitamini eksikliği, enfeksiyon eğilimi gibi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, haftada iki kereden sık mide yanması yaşıyorsanız ve sürekli ilaç ihtiyacı hissediyorsanız mutlaka bir doktora görünmelisiniz.

Doktorunuz uygun görürse, yukarıdaki ilaç tedavilerinden birini veya bir kombinasyonunu belirli bir süre için önerecektir. Örneğin hem yaşam tarzı değişiklikleri yapıp hem de 4-8 hafta kadar PPI kullanmak, yemek borusundaki tahrişi büyük ölçüde iyileştirir. İlaç tedavisi sonrasında şikayetler gerilerse, doktorunuz doz azaltma veya ilacı kesme yoluna gidebilir. Ancak bazı durumlarda (örneğin reflü hastalığı kronikleşmişse) uzun süreli düşük doz idame tedavisi gerekebilir.

Cerrahi tedavi: Çok nadir durumlarda, ilaç tedavisine rağmen kontrol altına alınamayan veya yapısal bir sorundan kaynaklanan (örneğin mide fıtığı) reflü vakalarında cerrahi düşünülebilir. Laparoskopik Nissen fundoplikasyon adı verilen yöntemde, midenin üst kısmı yemek borusunun altına sarılarak bir kapakçık güçlendirmesi yapılır. Bu ameliyat, reflü bariyerini mekanik olarak kuvvetlendirerek asidin geri kaçışını engeller. Cerrahi genellikle en son çare olup, uygun hastalarda başarılı sonuç verebilir.

Özetlemek gerekirse, mide yanmasının tedavisinde önce diyet ve yaşam tarzı önlemleri, ardından gerekirse ilaç tedavileri uygulanır. Her bireyin tedavi planı farklı olabilir; bu yüzden şikayetleriniz ciddi boyuttaysa kendi kendinize ilaç almak yerine bir gastroenteroloji uzmanına muayene olun. Doktorunuz size en uygun tedavi yöntemini belirleyecek ve olası riskleri minimize edecektir.

Ne Zaman Doktora Başvurmalı?

Mide yanması çoğu zaman basit önlemlerle geçse de bazı durumlar daha ciddi bir soruna işaret edebilir ve tıbbi müdahale gerektirebilir. Aşağıdaki durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurun:

  • Mide yanması haftada 2-3 kereden sık olmaya başladıysa veya aldığınız önlemlere rağmen her gün devam ediyorsa. Sürekli mide yanması, gastroözofageal reflü hastalığının bir belirtisi olabilir.
  • Yutma güçlüğü çekiyorsanız, yiyecekler boğazınızdan geçerken takılıyormuş gibi hissediyorsanız. Bu durum yemek borusunda gelişen bir yara veya darlığın işareti olabilir.
  • Kronik öksürük, ses kısıklığı veya boğazda takılma hissi yaşıyorsanız. Uzun süreli reflü, solunum yollarını etkileyerek bu tür belirtilere yol açabilir.
  • Mide bulantısı ve kusma sıklaştıysa veya kusmukta kan ya da kahve telvesi gibi koyu parçalar görüyorsanız. Bu, yemek borusunda veya midede bir kanamanın habercisi olabilir.
  • Nedensiz kilo kaybı veya iştah azalması yaşıyorsanız. Yemek yemeye korkacak kadar şiddetli yanma veya altta yatan ciddi bir problem (örn. ülser komplikasyonu) kilo kaybına yol açabilir.
  • Göğsünüzdeki yanma ile birlikte şiddetli göğüs ağrısı, terleme, nefes darlığı gibi belirtiler varsa. Mide yanması bazen kalp krizi ağrısı ile karıştırılabilir; özellikle eforla ortaya çıkan göğüs ağrısında vakit kaybetmeden acil servise başvurmak hayat kurtarıcıdır.

Yukarıdaki durumlar varsa ihmal etmeyin – bir sağlık kuruluşuna başvurup gerekli muayene ve testleri yaptırın. Unutmayın, erken tanı ve tedavi her zaman daha başarılı ve kolaydır. Mide yanması şikayetleriniz uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir ve yaşam kaliteniz tekrar yükselir.

Mide Yanması Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Mide neden yanar?

Mide yanmasının en yaygın nedeni, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Asit reflüsü olarak bilinen bu durumda mide içerikleri yemek borusunu tahriş ederek göğüste yanma hissi oluşturur. Reflüye yol açan etkenler arasında ağır ve yağlı yemekler, baharatlı gıdalar, kafeinli içecekler, sigara kullanımı, stres ve obezite sayılabilir. Örneğin çok hızlı yemek yediğinizde veya aşırı miktarda yediğinizde mideniz genişler ve asit üretimi artar, bu da yanma şikayetine neden olur. Ayrıca gastrit veya ülser gibi mide hastalıkları da mide duvarında hasar oluşturarak yanma hissi yaratabilir. Stres de dolaylı bir etkendir; stres altındayken vücudumuz daha fazla asit üretebilir ve mide hareketleri düzensizleşebilir. Kısaca, mide yanması genellikle reflüden kaynaklansa da yaşam tarzı ve diğer sağlık koşulları bu durumu tetikleyebilir.

Su içmek mide yanmasına iyi gelir mi?

Evet, su içmek mide yanmasına çoğu zaman iyi gelir. Su, yemek borusunu temizleyip mide asidini seyrelterek yanma hissini hafifletebilir. Özellikle asitli ve ağır bir yemekten sonra yavaş yudumlarla içilen bir bardak su, mide asidinin yoğunluğunu azaltır ve tahriş edici etkisini düşürür. Su aynı zamanda tükürük salgısını da artıracağı için, yemek borusundaki asidin nötralize olmasına katkı sağlar. Burada önemli olan, suyu çok soğuk olmadan ve yavaş yavaş içmektir; birden aşırı miktarda su içmek yerine aralıklı yudumlar halinde tüketmek daha faydalıdır. Ayrıca suyun pH değeri nötr (7) olduğu için, mide içeriğindeki yüksek asiditeyi dengeler. Gece mide yanması ile uyanırsanız birkaç yudum su içmek geçici de olsa rahatlama sağlayabilir. Ancak su içmek yalnızca semptomu hafifletir, altta yatan nedeni tedavi etmez; tekrarlayan reflü sorunlarında kalıcı çözüm için yaşam tarzı önlemleri ve gerekirse tıbbi tedavi şarttır.

Süt mide yanmasına iyi gelir mi?

Süt içmek, kısa süreli olarak mide yanmasını yatıştırabilir, ancak uzun vadede her zaman iyi gelmeyebilir. Süt mideye girdiğinde içindeki kalsiyum karbonat ve proteinler sayesinde mide asidini geçici olarak nötralize eder, bu yüzden başlangıçta bir rahatlama hissedebilirsiniz. Yağsız veya az yağlı süt, mide yüzeyinde geçici bir tampon etkisi yaparak asidin yakıcı etkisini azaltabilir ve anlık rahatlama sağlayabilir. Ancak tam yağlı süt için aynı şey geçerli değildir – sütün içindeki yağ, mide boşalmasını yavaşlatır ve midenin daha fazla asit üretmesine yol açabilir. Bu durumda bir süre sonra reflü şikayetleri tekrar ortaya çıkabilir, hatta artabilir. Benzer şekilde, süt içtikten sonra vücut asit üretimini refleks olarak artırırsa, etki geçince daha fazla asit salgılanmasıyla yanma hissi geri dönebilir.

Özetle, mide yanmasını gidermek için süt kalıcı bir çözüm değildir. Eğer süt tüketecekseniz, yağsız sütü ılık olarak ve bir seferde fazla miktarda olmamak kaydıyla içebilirsiniz; bu, geçici bir rahatlama sağlayabilir. Bazı kişilerde az yağlı yoğurt da soğutucu etkisiyle iyi gelebilir. Ancak süt ürünleri herkeste aynı etkiyi göstermeyebilir – laktoz intoleransı olan kişilerde tam tersine şişkinlik ve rahatsızlık yapabilir. Mide yanmasını sık yaşıyorsanız, süt yerine diğer kalıcı önlemlere ve tedavilere yönelmek daha doğrudur.

Hamilelikte mide yanmasına ne iyi gelir?

Hamilelikte mide yanması çok yaygın bir durumdur; artan hormonlar ve büyüyen bebeğin karna yaptığı basınç nedeniyle hamilelerin özellikle son aylarda sıkça reflü şikayeti olur. Hamilelikte mide yanmasını hafifletmek için öncelikle yaşam tarzı değişiklikleri uygulanır, çünkü ilaç kullanımı kısıtlıdır. Az ve sık beslenmek çok önemlidir – üç büyük öğün yerine gün içine yayılmış beş-altı küçük öğün tüketmek mideyi aşırı doldurmaktan kaçınmanıza yardım eder. Yemeklerde baharatlı, yağlı, kızarmış gıdaları mümkün olduğunca sınırlayın; daha hafif pişmiş sebzeler, ızgara etler tercih edin. Yatmadan en az 2-3 saat önce yeme-içmeyi bırakın, böylece mide içeriği kısmen boşalmış olur. Gece yatarken başınızın altına ekstra yastık koyarak üst bedeninizi yükseltin – bu pozisyon yerçekimi yardımıyla asidin yukarı çıkmasını engeller.

Beslenme önlemlerinin yanı sıra, doktorunuzun önerisiyle bazı güvenli ilaçlar kullanabilirsiniz. Örneğin hamilelikte güvenli kabul edilen antasit tabletler veya şuruplar (kalsiyum karbonat, magnezyum hidroksit gibi) mide asidini nötralize ederek hızlı rahatlama sağlayabilir. Bu antasitler direkt etki ettiği ve kana minimum geçtiği için genelde bebeğe zarar vermez, fakat dozuna ve sıklığına dikkat etmek gerekir (yine de her durumda önce kendi doktorunuza danışın). Eğer gece yanmaları çok rahatsız ediyorsa, doktor kontrolünde H2 reseptör blokörü veya gerekli görülürse proton pompa inhibitörü bile reçete edilebilir; ancak bunlar genellikle hamileliğin ilerleyen dönemlerinde ve mecbur kalındığında verilir.

Evde alınabilecek bir diğer önlem de bazı doğal çözümlerdür: Yemeklerden sonra bir bardak ılık süt (yağsız olması şartıyla) içmek bazı anne adaylarına iyi gelebilir. Yine bir miktar badem yemek geleneksel bir yöntemdir – badem midede yağı nedeniyle asidi bağlayarak yanmayı azaltabilir (günde 5-6 adet tuzsuz badem deneyebilirsiniz). Papatya veya zencefil çayı da hem sakinleştirici etkisiyle stresi azaltır hem de mideyi rahatlatabilir; kafeinsiz bu bitki çaylarını ölçülü miktarda tüketmek güvenlidir.

Hamilelikte ilaç kullanımının kısıtlı olduğunu unutmamalı ve olabildiğince doğal ve önleyici yöntemlerle mide yanmasını kontrol altına almalısınız. Yine de şikayetleriniz çok şiddetliyse ve yeme-içmenizi bile engelliyorsa, doktorunuza danışmaktan çekinmeyin. Doktorunuz hem sizi rahatlatacak hem de bebeğe zarar vermeyecek tedavi yöntemlerini önerecektir. Neyse ki, hamilelik kaynaklı mide yanmaları doğumdan sonra genellikle kendiliğinden kaybolur.

Mide yanması için hangi ilaçlar kullanılır?

Mide yanmasını tedavi etmek veya anlık rahatlatmak için çeşitli ilaçlar mevcuttur. Bunların kullanımı, şikayetin sıklığına ve ciddiyetine göre değişir. En sık kullanılan mide yanması ilaçlarını şöyle özetleyebiliriz:

  • Antiasit ilaçlar: Midedeki mevcut asidi kimyasal olarak nötralize eden bu ilaçlar, hızlı fakat kısa süreli bir rahatlama sağlar. Eczanelerde şurup veya çiğneme tableti formunda reçetesiz bulunur (örn. kalsiyum karbonat, magnezyum/alüminyum kombinasyonları). Mide yanması hissi başladığında alınır ve birkaç dakika içinde asidin etkisini azaltarak yanmayı geçirir. Ancak yeni asit üretimini durdurmaz, bu yüzden etkisi geçici olabilir.
  • H₂ blokörleri: Midenin asit üretimini azaltan tablet formundaki ilaçlardır. Örneğin famotidin etken maddesi bu gruptadır. Yemekten yarım saat önce alındığında koruyucu etkisiyle asit salgısını baskılar ve yanma oluşmasını engeller. Etkisi antiasitlere göre daha uzun sürdüğü için gece yatmadan önce alındığında sabaha dek rahatlama sağlayabilir. Bu ilaçlar genellikle reçeteyle verilir.
  • Proton pompa inhibitörleri (PPI): Mide asidi üretimini en güçlü engelleyen ilaç grubudur. Omeprazol, pantoprazol, lansoprazol gibi etken maddeler bu sınıftadır. Mide hücrelerindeki asit pompasını bloke ederek gün boyu asit salgısını büyük ölçüde durdururlar. Özellikle reflü hastalığında uzun süreli tedavide kullanılırlar. Bu ilaçlar genelde sabahları aç karnına alınır ve 24 saate yakın etki gösterir. PPI’lar reçeteyle ve doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır; zira gereksiz kullanımında yan etkiler veya başka sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Aljinat içeren ilaçlar: Bu ilaçlar, midedeki asitli içeriğin üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak etki eder. Antiasitlerle birlikte alınan aljinat (örn. Gaviscon gibi markalarda) yemek borusuna doğru bir “köpük bariyeri” yaratarak asidin yukarı çıkmasını engeller. Özellikle yemekten sonra ve yatarken kullanıldığında faydalıdır. Gebelikte de güvenle kullanılabilen nadir ilaçlardandır.
  • Mide koruyucular ve diğerleri: Mide yanması bazen gastrit/ülser gibi durumların parçası olduğunda, doktorunuz midenizi korumak için sukralfat gibi şurup formlu koruyucu ilaçlar verebilir. Bunlar midenin iç yüzüne yapışarak adeta bir bal mumu tabakası oluşturur ve asidin tahrişini önler. Eğer mide boşalmasında tembellik varsa, metoklopramid, domperidon gibi prokinetik ilaçlar da kısa süreliğine reçete edilebilir (mideyi çabuk boşaltarak reflüyü azaltırlar). Fakat bunlar yan etkileri nedeniyle uzun vadede tercih edilmez.

Son olarak, eğer mide yanması H. pylori adlı bakterinin neden olduğu bir ülser veya gastrite bağlıysa, bu durumda yaklaşık 1-2 haftalık antibiyotik tedavisi gerekebilir. Doktorunuz uygun gördüyse iki farklı antibiyotik ve bir PPI ilacı birlikte kullanarak bu enfeksiyonu tedavi eder. Enfeksiyon ortadan kalkınca, ülser iyileşir ve yanma şikayetleri de genellikle biter.

Önemli nokta: Mide yanması ilaçlarını düzenli kullanmadan önce mutlaka doktora danışın. Ara sıra ortaya çıkan hafif yanmalar için antiasit alabilirsiniz, bunda sakınca yoktur. Ancak haftada birkaçı geçen sıklıkta ilaç ihtiyacı duyuyorsanız, kendiniz eczaneden devamlı ilaç alıp kullanmayın. Altta yatan ciddi bir neden olabilir ve bunu ancak bir doktor tespit edebilir. Doktorunuz hangi ilacın sizin için uygun olduğunu (veya gerekip gerekmediğini) belirleyecek, dozunu ve süresini ayarlayacaktır.

Mide yanması için kullanılan ilaçların birçoğu doğru endikasyonda ve doğru dozda oldukça güvenlidir. Örneğin proton pompa inhibitörleri yıllardır milyonlarca insana reçete edilir ve mide yanmasını kontrol altına almada çok başarılıdır. Ancak her ilaçta olduğu gibi, bu ilaçların da uzun vadede bazı riskleri olabilir (örneğin PPI’lar uzun süre kullanılırsa B12 vitamini emilimini azaltabilir). Bu yüzden gelişigüzel değil, doktor kontrolünde kullanılması en sağlıklısıdır.

Eğer verilen ilacı kullanmanıza rağmen mide yanmanız devam ediyorsa, tekrar doktorunuzla iletişime geçin. Doz ayarlaması yapmak veya farklı bir ilaca geçmek gerekebilir. Kimi zaman iki farklı mekanizmalı ilaç birlikte (örneğin hem PPI hem prokinetik) kısa süreli kullanılarak daha iyi sonuç alınabilir. Tüm bu kararlar, sizin durumunuzu değerlendiren hekim tarafından verilecektir.

Sonuç

Mide yanması için antiasitler, H₂ blokörleri, PPI’lar en çok başvurulan ilaçlardır. Bunların dışında destekleyici bazı şurup veya haplar da vardır. Tedavinin başarılı olabilmesi için doktorunuzun önerdiği ilaçları belirtilen şekilde kullanmanız ve aynı zamanda yukarıda bahsedilen yaşam tarzı önlemlerine devam etmeniz gerekir. İlaç tedavisiyle birlikte diyetine dikkat eden, kilo veren ve zararlı alışkanlıklarından uzak duran hastalarda mide yanması şikayetleri büyük oranda kontrol altına alınmaktadır.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Mide Bulantısı Nasıl Geçer? Mide Bulantısına İyi Gelen Yöntemler ve Besinler

Mide Bulantısı Nasıl Geçer? Mide Bulantısına İyi Gelen Yöntemler ve Besinler

Mide bulantısı, üst karın bölgesinde rahatsızlık hissi ve kusma isteğiyle karakterize, hemen hemen herkesin zaman zaman...

Dudak Yaraları Neden Olur? Dudak Kanseri Belirtisi mi?

Dudak Yaraları Neden Olur? Dudak Kanseri Belirtisi mi?

Dudaklarımız konuşma, yemek yeme ve mimiklerimizde önemli rol oynayan hassas bölgelerdir. Bu nedenle dudak üzerinde çıkan...

Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yolları

Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yolları

Çölyak hastalığı, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten adlı proteine karşı vücudun gösterdiği anormal bağışıklık...

Magnezyum Nedir? Magnezyum Eksikliği Belirtileri, Faydaları ve Zararları

Magnezyum Nedir? Magnezyum Eksikliği Belirtileri, Faydaları ve Zararları

Magnezyum, vücudumuzun sağlıklı kalması için ihtiyaç duyduğu temel minerallerden biridir. İnsan vücudunda 300’den fazla enzimin normal...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında