Aşağdaki yazı, Journal of Clinical Oncology adlı derginin "Onkoloji Sanatı" bölümünden yayımlanmış ve Dr. Suneel D. Kamath tarafından yazılmıştır.

Onkoloji uzmanlık eğitimimin son yılında, insanlara kanserli hastaları tedavi ettiğimi sosyal ortamlarda söylemem hem korku hem de takdir uyandırmaya devam ediyor. Başka birine, bunun sandığı kadar iç karartıcı olmadığını söylemekten korkuyorum. Onkoloji pratiğinde, hastalarımla gülmek, benim için büyük bir neşe kaynağı oldu. Onkoloji eğitimime başlamadan önce bu şekilde hissedeceğimi hiç düşünmemiştim.

Mizah, Hasta ve Onkoloğu Bir Çok Seviyede Birbirine Bağlar ve Zor Koşullarda Rahatlama Sağlar

Gülmek doğal olarak uzun yıllardır kanserden uzak olan ve kontrol muayenesi için gelen hastalarda daha sık. Ziyaretin büyük bölümünü, egzotik yerlere yaptıkları geziler hakkında konuşarak geçiriyoruz. Torunları ve onlarla nasıl oynadıkları hakkında konuşurken güleriz. Ev yapımı unlu mamuller ya da 3 yıl önce bir kez bahsettiğim en sevdiğim dondurma çeşidini getirirler.

Onkolojide kanser tedavisi tamamlanmış kişilere "remisyon hastaları" denir ve bu hastalara muhtemelen artık bir kanser doktoruna ihtiyaç duymadıklarını söylüyorum, ancak her yıl geri geldiklerinde daha güvende hissediyorlar ve derinlerde, onları da görmekten mutlu oluyorum. Bir tıbbi onkolog olarak, on yıllarca kanser yaşayan ve muhtemelen bölgesel yöntemlerle (cerrahi, radyoterapi gibi) tedavi edilen bu hastalara ne kadar az katkıda bulunduğumun farkındayım. Neyse ki, bu ziyaretler nadir değildir ve bize kanser tedavisindeki gerçek başarının neye benzediğini hatırlatır.

Kahkaha ile Gerginliğin Giderilmesi

Bazen kahkahalar, endişeli bir şekilde iyi haberi (kontrol filminin sonucunun temiz olduğunu) beklerken stresi gidermek için bir mekanizmadır. Bu, 1 veya 2 yıl önce iyileştirici amaçlı tedaviyi tamamlayan veya stabil metastatik hastalığı olan ve taramanın sonuçlarını öğrenmek için geri dönen hastalarla olur. Genellikle birden fazla aile üyesiyle gelirler ve nemli bir yaz öğleden sonra gibi herkesin gerilimi hissedebilirsiniz.

Hastanın muayene odasına girerek ve henüz bilmediği kritik bir haberi vermek garip bir dinamiktir. Bilmemekle ilişkili gerilimi uzatmanın hiçbir anlamı yoktur.

Hastalar genellikle bu ciddi gerginliğin ardından iyi haberi duyduklarında saniyeler içinde gülerler. Bu ortamda, kahkaha gerginliği gidermeye hizmet eder ve geleceğin hastanın umduğu kadar uzun ve umut verici göründüğü rahatlığını ifade eder. Aynı nefeste, bu tür bir kahkaha, günümüzde iyi taramaların gelecekteki olumlu sonuçların garantisi olmadığını da kabul etmektedir.

Birinin Kaderini Mizahla Kabul Etmek

Onkolojide kahkaha, hastalara kanserlerinin geri döndüğünü, kemoterapinin işe yaramadığını ya da kanserin önceden düşündüğümüzden daha fazla yayıldığını söylemek zorunda kalmamız gibi daha zor durumlarda da ortaya çıkar. Hızla ilerleyen, metastatik prostat kanseri olan yaşlı bir beyefendi olan Bay Washington'ı hatırlıyorum. Bir vaizdi ve daha önce lokalize (erken evre) kolon ve akciğer kanserleri geçirmişti; yıllar önce hem cerrahi hem de kemoterapi ile tedavi edilmişti.

Kanseri akciğerlerine, karaciğerine ve vücudundaki hemen hemen her kemiğe yayılırken tamamen çaresizlikle izledim. Tedavi bir müddet sonra hastalığını kontrol edemedi ve sonunda ağrı kontrolü için hastaneye kaldırıldı. Bu benim tatillerimden biri sırasında oldu, bu yüzden geri döndüğümde hemen ziyaret ettim. Bir zamanlar tanıdığım adamı tanımakta zorlandım, ama ruhu ve inancı hala sağlamdı. İki eski dostun uzun bir aradan sonra yaptığı gibi, kapısından geldiğimi görünce güldü. Bana, "Geçen hafta çok ama çok acı çektim. Bu hastanede çok fazla doktor gördüm, ama şimdi doktorumu geri aldım." Bu sözleri sonsuza dek hatırlayacağım.

Bir süre hastanede kalmayı ve gelecek haftalarda onu bekleyen şeyleri konuştuk. Bir defasında beni görmek için gelirken trafikte başka bir araba ile kavga ettiği konusunu hatırlayarak birlikte güldük, ama yine de randevusuna yetişmişti. Mizah, işlerin kötüye gitmesine rağmen, pek çok güzel zaman geçirdiğimizi hatırlamamıza yardımcı oldu. Kahkahalarını, acı çektiğini ve yaklaşan yaşam kaybını kabul ettiğini ifade etmenin bir yolu olarak yorumladım, ancak aynı zamanda kararlılık ya da meydan okumaya yol açtığını da hissediyorum. "Kanser vücudumu öldürecek, ama ruhum veya inancımı alamaz" demesinin bir yoluydu.

Onkoloji kariyerimi dört gözle beklerken, uzmanlık eğitimimin ilk gününde yaptığım gibi kanserli hastalara bakabilmek için hala aynı ayrıcalık duygusunu hissediyorum. Uygun zamanda ve anlayışlı ve hassas bir şekilde kullanıldığında mizahın çok yararlı olduğunu gördüm. Hasta ve onkoloğu çeşitli düzeylerde birbirine bağlar ve zor koşullarda rahatlama sağlar. Onkolog olmanın duygusal yükünü hafifletmek için de güçlü bir araçtır.