Sanat Terapi ile Meme Kanserli Hastaların Yaşam Kalitelerini Yükseltmek Mümkün
Kanser hastalığı, hastaları fiziksel olduğu kadar duygusal olarak da etkileyen, hastaya kelimelerle ifade etmesinin oldukça zor olduğu bir süreç yaşatır. Hastalık algısını ve sürecini ifade etmek hastalar için oldukça zordur. Sanat terapisi ile; kelimelere, cümlelere ihtiyaç duymadan hastaların kendilerini ifade etmelerini mümkün kılar.
Duygusal ve fiziksel sağlığın gelişiminin yaşam kalitesiyle doğrudan bağları vardır. Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization - WHO) yaşam kalitesini kişilerin durumları, kültürleri, değerleri, nerede yaşadıkları, hedefleri, beklentileri, standartları ve endişeleriyle bunları algılama biçimleri belirler diye açıklıyor. Ayrıca kanserin evresi, hastaların psikolojik durumları, inançları, sosyal ilişkileri ve doğal çevreyle kurdukları ilişki de yaşam kalitelerini etkiliyor.
Meme kanserli hastalar stres, kimi zaman ağrılar, yaşam kaybı korkuları ve kaygı gibi sıkıntılar içindeyken yaşam kaliteleri bütün bu sebeplerden dolayı düşüyor. Diğer bir yandan ise saç dökülmeleri veya meme kaybı ile kadınsı görünümünün dışına çıkma düşüncesi ise hastaların enerjilerini düşürüyor ve onları korkutuyor. Duygusal olarak negatif ve zor durumlar yaşayan meme kanserli hastalar kendilerini aile ve arkadaşlarından soyutlayabiliyorlar. Yaşanan bu stresler günlük hayatlarını olumsuz anlamda etkiliyor.
Medikal tedaviler fiziksel iyileşme için uygulanırken; psikolojik sıkıntıları sanat terapisi ile hafifletmek mümkün olabiliyor. Sanat Terapisti Malchiodi'ye göre; sanat ile en derin ve ulaşılmaz duygu ve hisleri bile dışarı çıkarmak mümkün. Doğru sanat terapi teknikleriyle meme kanserli hastaların iyi hissetmelerini sağlayarak yaşam kalitelerini artırmak mümkün olabiliyor.
Çalışma
Meme kanseri tanılı 41 kadın hasta ile, İsviçre'de Umea Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Bölümü’nde yapılan, metastatik olmayan hasta grubuyla radyoterapi sonrası bir çalışma. 20 kişilik sanat terapi gören grup ve 21 kişilik kontrol grubu oluşturulan hastaların yaş ortalamaları 55'dir. Haftada bir kere beş seans sanat terapi çalışmasına katılmışlardır. Sanat terapisti liderliğinde yürütülen seanslarda kadın hastaların hem negatif hem de pozitif olan duygularını ifade etmeleri için özgür bir alan oluşturulmuş ve teşvik edilmişlerdir. Bir yandan da bütün bu deneyim ve gelişimlerinin gözlemlenmesi için hastalar günlük tutmuşlardır. Seanslar sırasında bütün hastalar aynı malzemeleri kullanmıştır; farklı boyutlarda kağıtlar, 48 farklı renkli yağlı pastel boya, kara kalem, yağlı boya, renkli kalemler, bant, fırça ve yardımcı temizleme malzemeleri. Sanat terapisti tarafından uygun görülen method destekli bir şekilde uygulanmış ve seanslar tamamlanmıştır.
Çalışmanın sonucunda; 6 ay süren medikal tedaviye paralel ilerleyen sanat terapi seansları sayesinde kontrol grubuna göre sanat terapi gören grubun yaşam kalitelerinin oldukça önemli düzeyde arttığı rapor edilmiştir. Şiddetli kaygı, korku, stres, kendini sosyal çevreden soyutlama, ilişkilerin zarar görmesi, mutsuzluk gibi duygu ve durum bozukluklarının yaşam kaliteleriyle birlikte olumlu yönde geliştiği gözlemlenmiştir.
Gelecekle ilgili bakış açıları değişen hastaların yeni hayalleri ve umutları; daha pozitif yaşamalarına yardımcı olmuştur. Fiziksel görünümleriyle daha güçlü bir şekilde başa çıkıp barışan, negatif hislerden uzaklaşan hastaların medikal tedavi süreçlerinin de olumlu geçtiği gözlenmiştir.
1. Svensk A., Öster I., Thyme K.E. et al.
Art therapy improves experienced quality of life among women undergoing treatment for breast cancer: a randomized controlled study. European Journal of Cancer Care 18, 69-77 (2009).
2. Malchiodi C.A.
Invasive art: art as empowerment for women with breast cancer
In: Feminist Approaches to Art Therapy, 1st edn.( ed. Hogan S.) pp. 49-64. Routledge, London, UK. (1999)