Ocak ayının, serviks (rahim ağzı) kanseri farkındalık ayı olması dolayısıyla bu kanser ile bilinmesi gereken bazı gerçekler ve korunma yollarını paylaşmak istiyoruz. Kadınları ilgilendiren ve sık görülen bu kanserle mücadelede hastalığın tanınması; korunma, erken tanı ve tedavisinde neler yapılması gerektiğinin bilinmesi önemlidir.
Serviks kanseri, ülkemizde kadın (jinekolojik) kanserleri içinde görülme sıklığı açısından 3. sıradadır. Ancak düzenli yapılan PAP smear taramaları ve HPV aşılaması sayesinde son on yılda saptanan yeni vaka sayısı azalıyor görünmektedir. 20 yaş altında ve 65 yaş üzerinde nadir görülen serviks kanseri en sık olarak 20 ile 50 yaş arası kadınlarda görülmektedir. Dolayısıyla kadınların her yaşta serviks kanseri riski altında olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu kadar sık görülen ve tüm kadınları etkileyen serviks kanserini biraz daha yakından tanıyalım.
HPV (Human Papilloma Virüsü), serviks kanserinin en önemli nedenidir
Serviks kanserinin %90’dan fazlasının nedeni HPV’dir. HPV, kadınlarda özellikle genital bölgede yerleşen ve genital siğil yapabilen bir virüstür. Hiçbir belirti vermeden yıllarca varlığını sürdürebilir ve fakrına varmadan cinsel aktivite ile bir kişiden diğerine geçebilir. Hem erkek hem de kadınlar HPV ile infekte olabilirler. HPV sadece kadınlarda serviks kanseri yapmakla kalmaz ayrıca erkeklerde daha sık olarak boğaz, penis ve anüs (makat ucu) kanseri yapabilen bir virüstür.
HPV’nin sadece belirli alt tipleri kansere neden olur
Cinsel yönden aktif olan kadın ve erkeklerin %80-90’ına yaşamlarının bir döneminde en az bir kere bir HPV türü bulaşır. Ancak bu her zaman bir kanser göstergesi olarak değerlendirilmez. Bu gün için HPV’nin bilinen 100’den fazla alt grubu vardır. Bunların sadece birkaçı kanser ile ilişkili bulunmuştur. HPV enfeksiyonlarının %70-90’ı herhangi bir şikayete neden olmaz ve kendiliğinden iyileşir.
Serviks kanserlerinin çoğu önlenebilir
Serviks kanserinin % 90’ın üzerinde etkeninin viral HPV infeksiyonu olduğunu bilinmektedir. O halde serviks kanseri ile mücadelede en basit ve en etkili yol ise HPV infeksiyonunu önlemek olmalıdır. Elimizdeki en güçlü silah 2006 yılından beri etkili bir biçimde kullanılan HPV aşısıdır. Bu aşı 9 ile 26 yaş arasındaki kadınlara 6 aylık süre boyunca 3 doza tamamlanır. Aşının erken yapılması güçlü bağışıklık için önemlidir ki bu yüzden hedef yaş 11-12 yaş olarak belirlenmiştir. (Aynı aşı baş-boyun, anüs ve penis kanserinden korunma amacıyla erkeklere de önerilmektedir. Erkeklerde yaş aralığı 9 ile 21 olup , hedef yaş ise yine 11-12 yaştır.)
Bir serviks kanserinde diğer etkin önleme yolu da düzenli yapılan PAP smear testidir. Bu test sayesinde rahim ağzındaki hücrelerde kansere dönüşmeden önce oluşan anormal değişiklikleri tespit edilir. Yapılan araştırmada Amerika’daki yeni tanı serviks kanseri vakalarının çoğunun düzenli PAP smear yaptırmayan kadınlardan oluştuğu tespit edilmiştir. Smear takibinin yanında HPV DNA tetkikinin kanda bakılması da sonucu daha güçlenmektedir ve ikisi birlikte 5 yılda bir yapılması önerilmektedir.
Sigara içmek ve diğer faktörler serviks kanseri riskini arttırır
Sigara içen kadınlarda serviks kanseri riski iki kat daha yüksektir. Sigara içmek bağışıklık sistemimizi zayıflatmaktadır. Bu nedenle vücudun HPV enfeksiyonuyla mücadelesini olumsuz etkilemektedir.
Kilolu olmanın ve oral kontraseptiflerin uzun süre kullanılmasının serviks kanserini arttırdığına dair kanıtlar vardır.
Klamidya trichomatis isimli bakteri cinsel yolla yayılabilen bir bakteridir ve yapılan araştırmalarda HPV enfeksiyonunu 2 kat arttırdığı tespit edilmiştir. Bunun yanında cinsel yolla aktarılan bu hastalıklarda kondom kullanımının HPV enfeksiyonunu %70’lere varan oranda azalttığı bilinmektedir.
Kadınlarda erken yaşlarda evlenme ve fazla sayıda doğum yapma, cinsel yaşama erken yaşlara başlama ve sık eş değiştirme serviks kanseri riskini arttıran nedenler arasındadır.
Ailede serviks kanseri öyküsü olması, kişide genetik olarak HPV enfeksiyonuna direncin düşük olması ihtimalini akla getirmektedir. Yapılan araştırmalar kız kardeşinde veya annesinde serviks kanseri olmasının, hastalığa yakalanma riskini 2-3 kat arttırdığı gösterilmiştir.
Bir takım şikayetler oluştursa da serviks kanserinde erken tanı için tipik bir belirti yoktur
Genellikle erken evrelerinde herhangi bir belirti vermez ancak hastalık ilerledikçe bir takım şikayetlerle kendini gösterebilir. En sık belirtiler kalça bölgesinde ağrı, anormal kanamalar, ağrılı idrar yapma, anormal adet kanamaları, cinsel ilişki sonrası ağrı veya kanama, olağandışı boşalma, idrar kaçırma ve sırt ağrısı olabilir.
Serviks kanseri korunma ve tedavisinde genomik araştırmalar devam etmektedir
Tümör hücrelerinin beslenmesini, baskılanmasını etkileyen faktörler ve tedavi amaçlı antikor mühendisliğinin gelişmesi sayesinde serviks kanseri dahil diğer tüm türler için korunma ve tedavide her geçen gün olumlu gelişmeler yaşanmaktadır.
Serviks kanseri ile mücadelede korunma ve erken tanı için en değerli yöntemlerin aşılama, kondom kullanılması ve düzenli doktor kontrolü ile PAP smear testinin yapılması olarak görülmektedir. Yukarıda belirtilen şikayetleriniz ya da ailenizde serviks kanseri öykünüz varsa lütfen doktorunuzla paylaşınız.