Serviks kanseri diğer ismiyle rahim ağzı kanseri dünyada kadınlarda en sık görülen 4. kanser olmakla birlikte kanserle ilişkili yaşam kayıplarında da dördüncü sırada yer almaktadır. Düşük ve orta gelirli ülkelerde daha sık görülen serviks kanseri yüksek gelirli ülkelerde ise daha az görülüyor. Bunun iki nedeni bulunmakta; Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirtilen stratejilerde birincil (primer) koruma ve ikincil (sekonder) koruma olarak adlandırılan iki çeşit koruma yer almaktadır.

Birincil korumanın içeriğini kanser yapıcı etkileri bilinen mikroorganizma veya karsinojen maddelerden korunmayı hedefleyen çalışmalar oluştururken ikincil korumayı kanserin nedeni yerine kanserin erken tanısına yönelik çalışmalar oluşturmaktadır.

Buna göre gelişmiş ülkelerde öncelikle koruyucu aşılanma oranın yüksek olması (primer korumayı oluşturur) ve kadınların düzenli muayene ile PAP smear testi ve HPV DNA testi yaptırmaları (ikincil korumayı oluşturur) serviks kanserinin daha az görülmesini sağlamıştır.

- Pap smear testini keşfederek milyonlarca kadının yaşamını kurtaran George Papanicolaou

Dünyada serviks kanserinin en sık görüldüğü yer: Malavi

Malavi, dünya üzerinde en yüksek rahim ağzı kanseri oranına sahiptir. Güney Malavi’de Queen Elizabeth Merkez Hastanesi’nde (QECH) yapılan bir çalışmada, yeni teşhis edilen rahim ağzı kanserli hastalarda, hastaneye geliş, hasta yönetimi ve kısa dönem sonuçları gözlenmiştir.

Malavi’deki kadınlarda en sık görülen kanser, serviks kanseridir ve kadın kanserlerinin %40’ından fazlasını oluşturmaktadır. Bu sebeple yaşam kaybı ve hastalık oluşumunun ana nedeni HPV virüsüdür. Malavi'de pek çok kanserin kayıt altına alınamaması ve ulusal bir ölüm bildirim sisteminin bulunmaması nedeniyle bu hastalıktan etkilenen kadınların sayısı ise tam olarak bilinmemektedir. İki kurum, Malavi Kanser Kayıtçılığı (MCR) ve Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) GLOBOCAN programı, önemli ölçüde farklılık gösteren tahminler yapmıştır. Buna göre rahim ağzı kanseri görülme sıklığı 100.000’de 75,9’dur ve bu dünyadaki en yüksek rahim ağzı kanseri oranıdır. Aynı zamanda ölüm oranı da 100.000’de 49,8 ile yine dünya genelinde ilk sıradadır. 5 yıllık sağkalım sadece %2.9’dur. Bu oranı daha çarpıcı hale getirmesi açısından ABD’de serviks kanserine bağlı 5 yıllık sağkalıma bakacak olursak, tüm evreler için, %68 gibi yüksek bir başarı oranı görebiliriz.

Malavi ve benzeri bölgelerde etkili tarama programlarına ulaşmak güçtür, toplum ve kanser çalışanlarının kanser farkındalıkları zayıftır. Ayrıca eğitimli profesyoneller, onkoloji personeli, tedavi tesisleri ve ekipman eksikliği vardır. Tüm bu faktörler nedeniyle Malavi'de rahim ağzı kanseri çoğunlukla ileri evrede tanı alır. Yine bu bölgelerde sağlık hizmetlerinde gecikmeler olmasının yanında "geleneksel şifacıların" varlığı da bir profesyonele ulaşılmasının önündeki engellerden biridir.

- Rahim ağzı kanseri belirtileri ve tedavisi (detaylı)

Rahim ağzı kanserinin yaygın olmasını sağlayan nedenlerinden bir diğeri de AIDS olarak bildirilmektedir ve yine Malavi örneğini ele alacak olursak yetişkin nüfusta (15-64 yaş arası) yüzde 10.6’lık bir oranla HIV virüsüne sahip olduklarını görebiliriz (erkeklerde %12.8, kadınlarda %8.2). Diğer önemli risk faktörleri arasında insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu, sigara kullanımı ve ilk cinsel ilişkinin erken yaşta olması yer almaktadır.

Çalışmaların, sebeplerin ve testlerin de gösterdiği üzere birincil ve ikincil koruma kanserin önlenmesinde ve kansere bağlı ölümlerin önüne geçilmesinde önem arz etmektedir. ASCO (Amerikan Klinik Onkoloji Derneği) ve WHO (Dünya Sağlık Örgütü) 2014 yılında eş zamanlı olarak HPV aşısını serviks kanserinde birincil koruma olarak önermiş ve aşı kılavuzlarda yer almıştır. Yine aynı kılavuzlarda ikincil koruma olarak düşük gelir yüksek gelir fark etmeksizin HPV testinin temel kanser tarama testi olarak belirlenmesi önerilmiştir. Ancak HPV testi yüksek maliyetli olmasından dolayı düşük ve orta gelirli ülkelerde gerektiği orandan uygulanamamıştır. Düşük ve orta gelirli ülkelerde geniş çaplı araştırmalar sonucu asetik asit ile yapılan görsel muayenenin (VIA) serviks kanserinin erken evrede tanınmasını kolaylaştırdığını, yaşam kayıplarını azalttığını ortaya koymuştur. Bu gelişmelerle birlikte ASCO ikincil koruma önerisini düşük ve orta gelirli ülkelere göre yeniden düzenledi ve bu ülkelerde sağlık ile ilgili altyapı sağlamlaştırılana dek HPV testi yapılamıyorsa VIA’nın temel test olarak kullanılabileceğini belirtti.

- HPV aşısının keşfinin arkasındaki hikaye

HPV DNA testi nedir? Pap-smear testi nedir?

Pap-smear testi nedir?

Pap smear testi, Papanicolaou’nun bulduğu ve kendi adının ilk harfleri ile anılan, günümüzde de en yaygın kullanılan kanser tarama yöntemlerinden biridir. Rahim ağzı kanserini çok erken hatta henüz kanserin oluşmadığı kanser öncesi lezyonları tanıyabilen bu maliyeti oldukça düşük, uygulanması kolay yöntem, vajina ya da serviksten alınan normal ve anormal smearların (sürüntü örnek) mikroskop altında görülebilmesini ve doğru bir şekilde sınıflandırılabilmesini sağlamaktadır. Pap smear testi kullanıma girdiği 1940’lı yıllardan bu yana, erken tanı veya daha kanser oluşmadan müdahale imkanı tanıyarak milyonlarca kadını rahim ağzı kanserinin olumsuz sonuçlarından korumuştur. Pap smear testi oldukça kolay bir yöntemdir. Rahim ağzı bölgesinden yumuşak bir fırça veya spatula yardımı ile sürüntü örneği alınır ve lam denilen ince bir cam üzerine yayılır. Daha sonra, yayılan bu örnek mikroskop altında incelenir. Pap Smear rahim ağzı kanserlerinden korunmayı ve/veya erken teşhisi sağlayan bir testtir.

HPV DNA testi nedir?

Rahim ağzı kanseri için en önemli risk faktörü HPV ile enfekte olmaktır. HPV DNA testi, serviks kanserine neden olma olasılığı yüksek olan HPV (yüksek riskli veya kanser öncüsü tipler için) için serviks bölgesi hücrelerinde virüsün DNA parçalarının aranması işlemidir. HPV DNA testi hastalık bulunan bölgeden alınan ufak bir parçadan veya sürüntü örneğinden yapılabilir. Ciltte veya genital bölgede bulunan bir siğilden alınan milimetrelerle sınırlı bir parça test için yeterli olacaktır. Test aynı zamanda normal bir dokudan sürüntü alınarak da yapılabilmektedir. Sürüntü örneğinde HPV’ye ait DNA materyali polimeraz zincir reaksiyonu gibi yöntemlerle araştırılmaktadır.

Pap smear testi için alınan sürüntü örneğinden de HPV DNA çalışılabilmektedir.

Aşağıdaki şekilde, HPV testi olası sonuçlarına göre hangi adımların izlenmesi gerektiği anlatılmıştır.

hpv dna testi nasıl yorumlanır primer tarama programı algoritması

- Anormal smear test sonuçlarının anlamları

- Konizasyon ve kolposkopi nedir, nasıl yapılır?

HPV testi, gelecekte tamamen smear testinin yerini alabilir

Gynecologic Oncology dergisinde yayınlanan iki çalışmaya göre HPV DNA araştırılması Pap smear testine göre daha doğru sonuçlar vermektedir. HPV testi, Pap smear testinden üstün gözükmektedir. Rahim ağzı kanserlerinin büyük çoğunluğu bu virüsün varlığı ile direk ilişkili olduğundan virüsün DNA’sının ortaya konulması tanı için daha iyi bir yol gösterici olacaktır. Bu nedenle, yapılabilen yerlerde, HPV DNA testinin yapılması tercih edilebilir. Kanada merkezli 19 bin kadın katılımcı ile yapılan yeni bir çalışma, HPV testinin Pap smear testinden daha erken ve daha net olarak kanseri tespit ettiğini ortaya koymuştur.

Günümüzde rahim ağzı kanseri erken tarama testleri hangi durumlarda ve ne sıklıkta önerilmektedir?

Amerikan Kanser Derneği, 20-30 yaş arasındaki her kadının rahim ağzı kanseri ve kanser öncüsü oluşumları tespit edebilmek adına 3 yılda bir Pap smear testi, 30-65 yaş aralığında ise 5 yılda bir birlikte test (HPV DNA testi + Pap smear) taramasından geçmesini öneriyor.

serviks rahim ağzı kanseri tarama önerisi programı

Hücresel değişiklikler çok yavaş gerçekleştiği için genellikle bu süreler yeterli oluyor. Çoğu durumda bir hücrenin değişime uğrayarak kansere dönüşmesi 10 yılı buluyor. HPV testinin Pap smear testi ile birlikte yapılmasının önerilmesinin öncü sebeplerinden biri Pap ile 3 yılda bir test yapılması yerine birlikte test ile 5 yılda bir test yapılarak, daha az test, daha az takip ziyareti ve daha az tedavi gerektirecek olmasıdır. Co-test olarak adlandırılan bu iki testin birlikte yaptıran kadınlar, normal sonuçlara sahip iseler, 5 yıl içerisinde rahim ağzı kanserine yakalanma olasılıkları neredeyse yoktur.

HPV DNA testinin önerildiği durumlar şu şekildedir:

  • 30 yaşından büyük olmak
  • Pap smear test sonucunun anormal gelmesi; belirsiz anlamlılıkta atipik skuamöz hücreler gösteren ASCUS denilen kanser öncüsü lezyonun görülmesi

200'e yakın alt türü olan HPV, sadece serviks kanserine neden olmaz, baş-boyun kanserlerinin de ana nedenlerinden biridir. Bununla birlikte kanser erken tanısı amacı ile HPV testi günümüzde sadece kadınlara önerilmektedir. Diğer durumlarda veya erkeklerde HPV testi rutin uygulanmaz, doktorun veya kişinin isteğine göre siğillerden, vücut sıvılarından veya alınan doku örneklerinden HPV DNA testi çalışılabilir.