Ameliyat olamaz veya ameliyatın uygun olmadığı bölgesel olarak ilerlemiş yassı (skuamoz) hücreli baş-boyun kanserli hastaların tedavisinde kemoterapi eş zamanlı radyoterapi standart tedavidir. Bununla birlikte kanser ameliyatı sonrası cerrahi sınır pozitifliği, birden çok lenf bezi sirayeti ve metastatik lenf bezlerinin kapsülü açılmış, yani farklı bir deyişle bölgesel yineleme riski yüksek olan hastalarda bölgesel hastalık kontrolünü artırmak, yineleme riskini azaltmak ve ölüm riskini azaltmak için koruyucu (adjuvan) amaçlı radyoterapi eş zamanlı sisplatin adlı kemoterapi uygulanır.

Radyoterapi eş zamanlı sisplatin dozu üç haftada bir vücut yüzeyi hesabına göre metrekareye 100 mg dozunda uygulanır. Radyoterapiye kemoterapinin ilave edilmesinde amaç radyoterapinin etkinliğini artırmak olduğu gibi, tümörün oluşum sırasında vücuda dağılmış olan mikroskobik düzeyde metastazları da yok ederek gelecekte hastalığın yineleme (nüks) riskini en aza indirmektir.

Uzun yıllardır radyoterapi eş zamanlı üç haftada bir yüksek doz sisplatin kullanılması hastalarda tolerasyon güçlüğü yaratır ve biz hekimleri sisplatini daha düşük dozlarda haftada bir kullanıma iter. Özellikle yaşlı ve ikincil hastalığı olan hastalarda düşük doz sisplatinin haftalık kullanımı yan etkiyi azaltıp hasta yönetimini kolaylaştırdığı için tercih edilir. Üç haftada bir kullanılan yüksek dozda sisplatinin etkinliği kanıtlanmış ilken düşük dozda haftalık sisplatinin yararı ve üç haftalık tedaviye benzer olup olmadığı kanıtlanmamıştı. Noronha ve arkadaşlarının yaptığı ve Journal of Clinical Oncology’de yayımladıkları faz III randomize klinik çalışmada bu önemli sorunun yanıtını verdiler.

Çalışmada radyoterapi eş zamanlı sisplatinin haftada bir metrekareye 30 mg dozu ile üç haftada bir 100 mg dozu karşılaştırıldı. Biri temel iki önemli soru çalışmanın amacını oluşturdu. İlk ve temel soru, düşük doz haftalık sisplatin alan hastalarda bölgesel olarak hastalığı kontrol altına alma (lokal kontrol) yüksek doz üç haftada bir sisplatin alan hastalar ile benzer etkinlik sağlar mı? oldu. İkinci soru ise bu iki tedaviyi alan hastaların yaşam sürelerinde bir farklılık olur mu?

Çalışmaya 2013 ile 2017 arasında ameliyat edilmiş iki yüz yetmiş dokuz hasta (% 93) ve ameliyat edilemez 21 hasta dahil edildi. Bölgesel hastalık kontrolü iki yıllık takip süresinde haftalık düşük doz sisplatin alan gruptan % 58 bulunurken üç haftada bir yüksek doz sisplatin alan grupta % 73 bulundu. Bu sonuçlar rakamsal olarak çarpıcı olduğu gibi istatistiki olarak da anlamlı bulundu. Yan etkiler tahmin edileceği gibi üç haftada bir yüksek doz sisplatin alan hastalarda daha yüksek bulundu.

Her iki tedavi kolunda genel sağ kalım arasında fark saptanmadı.

Sonuç olarak, genel durumu uygun olan ve üç haftada bir yüksek dozda tedaviyi alabilecek hastalarda karar vücut yüzeyine 100 mg metrekare dozda sisplatin olmalı. Haftalık tedavi zorunlu olmadıkça tercih edilmemeli. Bu çalışma ile zaman zaman rutin pratikte daha az yan etki adına sığındığımız düşük doz haftalık sisplatin tedavisinin baş boyun kanseri tedavisinde yeterli olmadığını ortaya koyarak önemli bir sorunun yanıtını bilim camiasına kazandırdı.

Aşağıdaki infografik posterde baş ve boyun kanserleri hakkında temel bilgilere ulaşabilirsiniz

27 temmuz dünya ağız baş ve boyun kanseri günü kanser belirtileri risk faktörleri