Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Tıbbın Geleceği Bağırsağımız Etrafında Dönüyor – Mikrobiyom Devrimi

Yeni Hastalarımızla Tanışın!

Onları göremezsiniz, ama trilyonlarca — belki de katrilyonlarca — organizma her gün muayenehanemize girip çıkıyor. Açlar, gizemliler, topluluk odaklılar ve çok, çok küçükler.

Bunlar, şu anki hastalarımızın bağırsaklarında yaşayan mikroplar.

Yakında, yalnızca insanlara değil, bu mikroplara da ilaç yazacağız.

Cleveland Clinic'te Önleyici Kardiyoloji & Rehabilitasyon'un eş başkanı ve Mikrobiyom & İnsan Sağlığı Merkezi'nin direktörü Dr. Stanley Hazen, "Gelecekte ilaç dolaplarımızda sadece bizi tedavi eden bir statin gibi ilaçlar değil, mikroplarımızdaki bir enzimi tedavi eden ve bir kronik hastalıkta sağlık faydası sağlayan haplar da olacak" diyor.

Mikroskobik Misafirler – Bağırsak Mikrobiyomunun Rolü

Bağırsaklarımızda yaşayan trilyonlarca mikrop, yediğimiz yiyecekleri parçalayarak metabolitler üretir. Bu metabolitler, sağlığımızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir.

Özellikle, son araştırmalar bağırsak mikrobiyomunun

  • diyabet,
  • kardiyovasküler hastalıklar,
  • karaciğer hastalıkları,
  • obezite,
  • yüksek tansiyon,
  • nörolojik bozukluklar,
  • depresyon ve
  • kanser gibi birçok ciddi hastalıkla bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Dr. Stanley Hazen’in laboratuvarında geliştirilen bir tedavi, özellikle kardiyovasküler hastalık ve kronik böbrek hastalığının bir göstergesi olan trimetilamin N-oksit (TMAO) metabolitini hedef alıyor. Bu tedavi, TMAO oluşumunu engelleyerek bu hastalıkların riskini azaltmayı amaçlıyor ve klinik çalışmalara yaklaşıyor.

İLGİLİ KONULAR:

Bağırsak Metabolitlerinin Sağlık Üzerindeki Etkileri

Bağırsak mikroplarının ürettiği binlerce metabolitten bazıları sağlığımız üzerinde kritik bir rol oynar. İşte bu metabolitlerden bazıları:

  • Kısa zincirli yağ asitleri (Short-chain fatty acids= SCFA): Bağırsak bakterileri, lif içeren besinleri fermente ederek asetat, propiyonat ve bütirat gibi kısa zincirli yağ asitlerini üretirler. Bu metabolitler, iştahı, enerji harcamasını ve yağ oksidasyonunu düzenleyerek obezite ve diyabet gibi hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle bütirat, bağırsak duvarının bütünlüğünü destekler, inflamasyonu azaltır ve kanser karşıtı etkiler gösterir.

  • TMAO ve fenilasetilglutamin: Özellikle kırmızı et, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal proteinler tüketildiğinde, bazı bağırsak bakterileri bu besinlerdeki kolin ve L-karnitini TMAO’ya dönüştürür. Araştırmalar, TMAO’nun kalp-damar hastalıkları ile güçlü bir bağlantısı olduğunu göstermektedir. Fenilasetilglutamin ise kalp yetmezliği olan hastalarda kardiyak olay riskini artırabilir.

  • Triptofan metabolitleri: Bağırsak bakterileri, triptofanı serotonin ve melatonin gibi nörotransmitterlere dönüştürebilir. Bu metabolitler, bağırsak-beyin ekseninin işleyişini etkileyerek ruh hali bozukluklarına neden olabilir ya da çeşitli nörolojik hastalıkların gelişimine katkıda bulunabilir.

  • Safra asidi yan ürünleri: Bağırsak mikropları, safra asitlerini parçalayarak inflamasyon ve bağışıklık fonksiyonunu etkileyen bileşikler üretirler. Özellikle kortikosteroid hormonlarını parçalayan mikropların, doğum sonrası depresyon riskini etkileyebileceği düşünülmektedir.

Mikrobiyomun Tıbbi Geleceği

Mikrobiyom araştırmalarındaki ilerlemeler, bu küçük organizmaların sağlık üzerindeki etkilerini anlamada devrim niteliğinde bir dönemi başlatıyor. Gelecekte yapay zeka (artificial intelligence= AI) modelleri, beslenme alışkanlıkları ve yaşam koşulları gibi verilerden yola çıkarak bağırsak mikrobiyom kompozisyonunu tahmin edebilecek. Ayrıca metabolomik ve biyoinformatik alanlarındaki gelişmeler, doktorların tedavi yaklaşımlarını kişiselleştirmelerine olanak tanıyacak.

Örneğin, belirli metabolitlerin eksik olduğu bireylerde, bu metabolitlerin sentezini artırmaya yönelik diyet veya probiyotik bazlı tedaviler uygulanabilir. Şu anda piyasada bütirat takviyeleri bulunmasına rağmen, bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Ancak bazı çalışmalar, bütirat üretimini artıran lif takviyelerinin, kan basıncını düşürebileceğini gösteriyor.

tibbin gelecegi ve bagirsak mikrobiyomu flora 594629

Kişisel Mikrobiyom Tedavisi

Bağırsak sağlığını iyileştirmek için önerilen en basit adım, beslenme çeşitliliğini artırmaktır. Meyve, sebze, baklagiller ve fındık gibi besinler, bağırsak mikroplarının çeşitliliğini artırarak sağlıklı metabolitlerin üretimini teşvik eder. Bunun yanı sıra, fermente gıdalar, mikrobiyom çeşitliliğini artırabilir ve sağlığı destekleyen postbiyotikler içerebilir.

Ancak probiyotik takviyeleri konusunda bilim henüz net bir sonuca varmış değil. Belirli probiyotik bakterilerin bazı hastalıklarda faydalı olabileceği bilinmesine rağmen, bu takviyelerin herkese aynı şekilde etki etmediği görülmektedir. Bu nedenle, kişiye özel mikrobiyom bazlı tedaviler gelecekte büyük önem taşıyacaktır.

Yeni Bir Dönemin Eşiğinde

Bağırsak mikrobiyom araştırmaları, modern tıpta yeni bir dönemi başlatıyor. Gelecekte, sadece bireylerin genetik yapısı değil, aynı zamanda bağırsak mikrobiyomları da hastalıkların teşhisi ve tedavisinde önemli bir rol oynayacak. Bağırsak mikrobiyomunun ürettiği metabolitler, tıpkı insülin gibi vücut fonksiyonlarımızı düzenleyen yeni hormonlar olarak kabul edilecek.

Sonuç olarak, mikrobiyom araştırmalarındaki gelişmeler, modern tıbbın geleceğini şekillendirecek ve bağırsağımızın sağlık üzerindeki kritik rolünü daha da derinlemesine anlamamızı sağlayacak.

1. How the Future of Medicine Will Revolve Around Our Gut - Medscape - September 23, 2024.

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Kanser Geçirenlerde Akdeniz Diyeti Yaşam Kaybı Riskini %30 Azaltıyor

Sesli Haber: 2 Temmuz 2024 tarihinde JACC: CardioOncology dergisinde yer alan araştırmaya göre, Akdeniz diyetine sıkı bir...

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser Tedavisinde Besin ve İlaç Etkileşimleri: Temel Bakış

Kanser hastaları için besin – ilaç etkileşimlerinin farkında olmak, tedavilerin başarılı sonuçları için hayati öneme sahiptir....

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Aşırı İşlenmiş Gıdalar, Baş-Boyun Kanseri ile Yemek Borusu Kanseri Riskini Artırıyor

Gıda tüketim alışkanlıklarımızın sağlığımız üzerindeki etkileri, günümüzde bilim insanları tarafından sıkça incelenen ve halk sağlığı için...

Akdeniz Yaşam Tarzı – Yaşam Kaybı Riskini Azaltan Sadece Beslenme Şekli Değil!

Akdeniz Yaşam Tarzı – Yaşam Kaybı Riskini Azaltan Sadece Beslenme Şekli Değil!

Sadece Akdeniz diyetine uymanın değil, Akdeniz yaşam tarzına bağlı kalmanın tüm nedenlere ve kansere bağlı yaşam...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında