Sağlıklı beslenme, egzersiz ve iyi ruh halinin mikrobiyotamızı olumlu yönde etkilediği düşünülmektedir. Mikrobiyotanın sağlıklı olması da ileri yaşlarda oluşacek birçok kronik hastalıkların riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Peki, ileri yaş, beslenme ve yaşam tarzı gibi faktörler mikrobiyotayı nasıl etkiliyor? Gelin, bu sorunun cevabını birlikte keşfedelim.

Mikrobiyotalar, insan bedeninde (yoğunluklu olarak bağırsakta ve deride bulunan) bulunan zararsız mikroorganizmalardır. İnsan vücudunda, insan hücre sayısından daha fazla mikroorganizma vardır, fakat hacimsel olarak çok daha küçük oldukları için insan ağırlığının ancak 50-100'de birini mikrobiyota oluşturur.

Özellikle yaş, hastalık durumu ve beslenme, bağırsak mikrobiyolojisi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilmekte ve birçok bilimsel çalışma, tüketilen besinlerin mikrobiyotada önemli bir değişikliğe neden olabileceğini göstermektedir. Floradaki bakteriler belirli bir oranda faydalı ve zararlı bakterileri içerir. Faydalı/zararlı bakteri oranı azaldığında “mikrobiyal disbiyozis” adını verdiğimiz patolojik bir süreç başlamaktadır.

Yaşamın ilk yıllarında, mikrobiyatanın doğası daha stabildir. Ancak, yaş ilerledikçe bu istikrarın kaybolduğu ve yaşa bağlı disbiyozun oluşmaya başladığı durumlar ortaya çıkabilir. Ancak bu durum sadece kronolojik yaş (yaşanan yıl sayısı) ile alakalı değildir. Biyolojik yaş (fizyolojik yaş) ile de yakından ilişkilidir. Başka bir değişle, bir kişide disbiyozis oluşması için kişinin orta yaşlı olması yeterli bir faktör değildir. Kişinin beslenme tarzı yaşam tarzı kişinin bağırsak sağlığını etkileyen en temel faktörlerdendir.

Yaşlanan mikrobiyotada nasıl değişir?

Bağırsak işlevinin yaş ile birlikte etkilenip etkilenmediği konusunda karşıt görüşler mevcuttur. Ancak, hayvanlar üzerinde yapılan önemli sayıdaki bilimsel kanıt, bağırsak işlevinin yaş ile gerilediğini göstermektedir. Aşağıdaki şemada; fizyolojik, yaşam tarzı ve sağlık durumundan dolayı yaşa bağlı gelişen mikrobiyota değişikliklerini görebilmekteyiz.

Figür: Yaşlanan mikrobiyotada değişiklikler: Mikrobiyotadaki yaşa bağlı değişiklikler fizyolojik, yaşam tarzı ve sağlık durumundan kaynaklanmaktadır. Bu faktörlerin her biri, mikrobiyotanın bazı üyelerinin nispi bolluğundaki değişikliklerle ilişkilidir. Gözlenen artışları veya azalmaları açıklayabilecek bazı davranışsal, metabolik ve fizyolojik mekanizmalar listelenmiştir.

Yaşlanan mikrobiyotada değişiklikler mikrobiyomdaki yaşa bağlı değişiklikler fizyolojik ya

Hastalık, inflamasyon ve ileri yaşın, mikrobiyota ile ilişkisi

İnflamasyon, bağışıklık sisteminin organları enfeksiyondan ve yaralanmadan korumaya çalışması esnasında meydana gelir. İnflamasyon durumu, mikrobiyotayı da olumsuz yönce etkileyebilmektedir. Birçok hastalığı bağlı olarak gelişebilen inflamasyon, yaşın ilerlemesiyle de ortaya çıkabilen bir durumdur. İleri yaş; kronik ve metabolik sağlık problemleri, kan dolaşımındaki iltihap belirteçlerinin konsantrasyonundaki artışla karakterize edilmektedir. Bu durum için “inflammaging” adı verilen bir terim bile kullanılır. (“inflamm-aging” kelimesi İngilizce’de “Inflammation” olarak yazılan “İnflamasyon” ve “Aging” olarak yazılan yaşlanma kelimelerinin birleşimidir.) Düşük dereceli inflamasyon, birçok fonksiyonel sistemin yaşa bağlı düşüşüyle ​​ilişkilendirilebilir. Örneğin; fare denekler üzerinde yapılan araştırmalar yaşla birlikte bağırsaktaki musin üretiminin azaldığını, dolayısıyla mukus tabakasının inceldiğini göstermektedir. Müsin üretiminin azalması ise inflamatuvar yanıtların artması ile ilişkilendirilebilir. Bunun nedeni ise müsinin, mikropların epitel hücrelerle direk temasını engelleyerek, sindirim sisteminde koruyucu etki göstermesi ile alakalıdır.  Müsin tabakası kaybolduğu zaman mikroplar kolaylıkla epitel tabakaya ulaşabilir, dolayısıyla inflamatuar yanıt oluşabilir. Ayrıca, müsin bakteri suşları için iyi bir besin kaynağıdır. Ancak, bağırsaktaki inflamatuvar yanıt her zaman mikrobiyotadaki değişikliklerle alakalı olmadığı gibi, mikrobiyotadaki değişiklikler de sadece yaş ile alakalı değildir. Mikrobiyota ve inflamatuvar yanıttaki değişiklikler birçok rahatsızlığın getirisi olarak karşımıza çıkabilmektedir. Hastalık durumlarında mikrobiyotadaki bakteri suşları artış veya düşüş gösterebilmektedir. Hastalık-mikrobiyota ve yaşlanma-mikrobiyota ilişkisi hakkına daha detaylı bilgi için aşağıdaki şemayı gelin birlikte inceleyelim;

Obezite

   

                ↓

Akkermansiaceae / Akkermansia muciniphila

Bacteroidaceae / Bacteroides thetaiotaomicron

Bacteroidaceae / Bacteroides uniformis

Bacteroidaceae / Bacteroides ovatus

Diyabet

                ↓

Akkermansiaceae / Akkermansia muciniphila

Lachnospiraceae / Roseburia spp

Ruminococcaceae / Faecalibacterium

prausnitzii

Centenarians (99-104 yaş aralığındaki kişiler)

     

                ↓

Lachnospiraceae /Clostridium immunis

Lachnospiraceae / Coprococcus spp

Prevotellaceae / Prevotella spp

Akkermansiaceae / Akkermansia spp

Venillonellaceae / Megamonas spp

Rikenellaceae

Porphyromonoadaceae / Parabacteroides spp

Odoribacteraceae / Butyricimonas spp

Ruminococcaceae / Faecalibacterium

prausnitzii

Eubacteriaceae / Eubacterium rectale

Ruminococcaceae /Ruminococcus

                ↑

Akkermansiaceae / Akkermansia muciniphila

Lachnospiraceae / Roseburia spp

Enterobacteriaceae /Methanobacteriaceae

/Comamonadaceae/Bifidobacteriaceae

/Bifidobacterium

Christensenellaceae

Sağlıklı bağırsak

                ↑

Akkermansiaceae / Akkermansia muciniphila

Bacteroidaceae / Bacteroides vulgatus

Bacteroidaceae / Bacteroides uniformis

İnsülin direnci varlığı

                ↑

Prevotellaceae / Prevotella copri

Bacteroidaceae / Bacteroides vulgatus

Kırılganlık (Fragility) sendromu

         

                ↓

Lachnospiraceae / Lachnospiraceae spp

Prevotellaceae / Prevotella spp

Ruminococcaceae /Faecalibacterium

prausnitzii

                ↑

Rikenellaceae / Alistipes spp

Eubacteriaceae / Eubacterium dolichum

Coriobacteriaceae / Eggerthella lenta

Enterobacteriaceae

İnflamasyon durumları (örneğin; inflamatuvar bağırsak hastalığı, artrit, ülseratif kolit vb.)

           

                ↓

Lachnospiraceae / Roseburia spp

Ruminococcaceae / Faecalibacterium

prausnitzi

                ↑

Prevotellaceae / Prevotella copri

Damar sertleşmesi

                ↓

Bacteroidaceae / Bacteroides vulgatus

Bacteroidaceae / Bacteroides dorei

Lachnospiraceae / Roseburia spp

                ↑

Ruminococcaceae / Ruminococcus

CRP (C-reaktif protein) yüksekliği (inflamatuvar belirteç)

                ↑

Streptococcaceae / Streptococcus infantis spp

Peptoniphilaceae / Peptoniphilus spp

Metabolik belirteçlerdeki düzensizlik (örneğin; yüksek kan şekeri ve kolesterol sorunu)

                ↑

Streptococcaceae / Streptococcus infantis spp

Yersiniaceae / Serratia spp

HIV pozitifliği (AIDS hastalığı)

                ↓

Akkermansiaceae/ Akkermansia spp

Clostridiaceae / Clostridium spp

Bifidobacteriaceae / Bifidobacterium spp

Selenomonadaceae / Anaerovibrio spp

Lachnospiraceae / Roseburia spp

Coriobacteriaceae / Eggerthella spp

Kalın bağırsak kanseri

                ↓

Bacteroidaceae / Bacteroides vulgatus

Rikenellaceae / Alistipes spp

Lachnospiraceae / Roseburia spp

                ↑

Bacteroidaceae / Bacteroides fragilis

İleri yaş ve mikrobiyotada ilişkisine ters olarak, kırılganlık (frailty) sendromunda görülen mikrobiyota değişiklikleri, kronolojik yaştan (takvim yaşı) daha çok biyolojik yaşlanma ile ilişkilidir. Kırılganlık sendromu, biyolojik yaşlanmaya bağlı vücut fonksiyonlarındaki azalma sonucu strese karşı verilen fizyolojik yanıttaki azalma olarak tanımlanmaktadır. Kırılganlık sendromu yaşayan kişilerin mikrobiyotasındaki en belirgin özellik çeşitliliğin kaybolmasıdır. Bu durumun sebebi ise birçok farklı nedenden dolayı ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenler arasında kişilerin sağlıklı beslenememe, sağlık durumundan dolayı egzersiz yapamama, inflamasyon, uzun süre hastanede kalma ve antibiyotik benzeri ilaçların uzun süreli kullanımı bulunmaktadır. Beslenmeye bağlı mikrobiyota çeşitliliğini azalmasında en önemli unsurunun ise lifli besinlerin yetersiz tüketilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar, kırılganlık sendromu olan kişilerde Kısa Zincirli Yağ Asitlerinin (KZYA) azaldığını göstermektedir. KZYA, bağırsaktaki bakterilerin, karbonhidrat ve lifleri fermente ederek ürettikleri organik asitlerdir. Bağırsak sağlığı ve genel sağlık üzerinde birçok önemli faydaya sahip olan KZYA arasında Asetat, Bütirat ve Propiyonat bulunmaktadır. Ancak en yararlı ve önemli yağ asidi bütirik asittir. KZYA düzeyleri düşük olan hastalarda bağırsak bariyer fonksiyonlarında bozulma ve artmış bağırsak geçirgenliği görülür.

- İlgili konu: Sağlıklı beslenme nedir?

- İlgili konu: Kanser için Diyet ve Sağlıklı Beslenme Önerileri – 2020 Rehberi

Centenarians (99-104 yaş aralığındaki kişiler) ve semi-supercentenarians (105-109 yaş aralığındaki kimse) kişilerin ise biyolojik yaşları, kronolojik yaşlarından daha gençtir. Bu durumun uzun süreli yaşamlarının sırrı olduğu düşünülmektedir. Centenarians ve semi-supercentenarians kişiler üzerinde yapılan çalışmalar, bu kişilerin mikrobiyotasında bulunan çeşitli bakteri familyalarının, genel sağlıkları üzerinde olumlu etkiler gösterdiğini, dolayısıyla yaşam sürelerini uzattığını öne sürülmektedir. Ayrıca, sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının, biyolojik yaşın daha genç olmasına katkı sağladığı düşünülmektedir. Özellikle, Lachnospiraceae, Ruminococcaceae ve Akkermansia familyasına ait olan suşlardaki artış, uzun yaşam ile ilişkilendirilmektedir. Uzun yaşamda mikrobiyota çeşitliliğini en fazla artıran unsurun ise meyve, sebze, kuru baklagil, tam tahıllar gibi sağlıklı besinlerden alınan lif olduğu düşünülmektedir.

- İlgili konu: Ne kadar lif-posa tüketmeliyiz?

Özet & Yorum

Hastalık durumlarında bağırsak mikrobiyotasındaki yararlı bakterilerin azaldığı bilimsel çalışmalar tarafından desteklenmektedir. Bununla birlikte, biyolojik yaşlanmanın bağırsak mikrobiyotasını, kronolojik yaşlanmaya kıyasla daha fazla etkilediği düşünülmektedir. Semi-supercentenarians ve centenarians kişilerin bağırsaklarındaki yararlı bakterilerdeki (özellikle Lachnospiraceae, Ruminococcaceae ve Akkermansia) artış da bu düşünceyi desteklemektedir. Bunun nedeni ise bu kişilerin kronolojik yaşlarının yüksek; biyolojik yaşlarının ise daha genç oluşudur. Sağlıklı mikrobiyota için en önemli unsurlardan birinin ise liften zengin, sağlıklı ve dengeli bir diyet modeli ile beslenmek olduğunu söyleyebiliriz. Hem genel sağlığınıza, hem de bağırsak sağlığınıza katlı sağlamanız için düzenli egzersiz yapmanızı, yeterli su içmenizi ve Akdeniz Diyet modeli gibi dengeli, sağlıklı ve liften zengin bir beslenme modeli ile beslenmenizi tavsiye ederiz.