Tükürük bezleri, ağzı nemli tutmak ve sindirimi desteklemek için tükürük üretir. Tükürük bezi kanseri ise bu bezlerden birisinin dokusunda başlayan nadir kanserlerden biridir. 2020 Türkiye Kanser İstatistikleri'ne göre tükürük bezi kanserleri, yıllık 552 yeni vaka ile 28. sıklık sırasındadır. ABD'de ise her yıl 100.000’de 1 kişiyi etkileyen bu kanser türü, tüm kanserlerin %1’inden daha azından sorumludur.

Tükürük Bezi Kanseri Nedir?

Ağız, majör ve minör tükürük bezleri içerir. Tükürük bezi kanseri, bu bezlerden birinde kanserli bir tümör gelişmeye başladığında meydana gelir.

3 çift majör tükürük bezi vardır;

  1. Parotid (ya da parotis) bezler: Kulak önü tükürük bezleri
  2. Sublingual bezler: Dil altı tükürük bezleri
  3. Submandibular bezler: Çene altı tükürük bezleri

Parotis bezler, en büyük tükürük bezleridir ve her bir kulağın hemen karşısında yer alır. Tümör çoğunlukla burada meydana gelir. Burada çoğunlukla iyi huylu tümörler büyüse de çoğu kötü huylu tümöründe başlangıç noktası burası olabilir.

Sublingual bezler, majör tümörlerin en küçükleridir ve dilin altında yer alırlar. Bu bezlerde tümör başlaması oldukça nadir bir durumdur.

Submandibular bezler, çenin hemen aşağısındadır. Amerikan Kanser Derneği’ne (AKD) göre, tükürük bezi tümörlerinin yaklaşık %10-20’si burada başlar ve hemen hemen %50’si kötü huyludur.

tukuruk bezi nedir anatomik yerlesimleri parotis submandibular sublingual

Ayrıca ağzın içinde her yerde yüzlerce mikroskobik minör tükürük bezleri de bulunur;

  • Sinüsler
  • Dil
  • Yanakların iç kısımları
  • Burun
  • Boğaz
  • Gırtlak

Bu minör bezlerde tümör gelişme olasılığı daha azdır ancak gelişirse, büyük olasılıkla kötü huyludur.

Tükürük bezlerine, non-Hodgkin lenfoma gibi kan ve lenfatik sistem kanserleri de yerleşebilir.

İyi huylu tümörler, bölgesel olarak ya da vücudun uzak bölgelerine yayılmazlar. Ancak iyi huylu bir tümör, eğer tedavi edilmezse ya da cerrahi operasyon ile iyi bir şekilde alınmazsa, kötü huylu bir tümör haline gelebilir. Kötü huylu tümörler, agresiftir ve metastaz yapma veya bölgesel olarak yayılma riskleri daha yüksektir. Tükürük bezi tümörlerinde erken evrelerde cerrahi operasyon, genellikle tam bir tedavi sağlar.

Tükürük Bezi Kanseri Nasıl Anlaşılır? – Belirtiler

Tükürük bezi kanserine sahip bir kişinin yaşayabileceği belirtiler şu şekildedir;

  • Ağzı tamamen açmada zorluk
  • Yüzün bir tarafındaki zayıf yüz kasları
  • Çene, ağız ya da boyun bölgesinin çevresinde şişme veya yumru
  • Boyun ya da yüzün bir tarafının şeklinde fark edilebilir farklılıklar
  • Yüzün bir kısmında uyuşukluk hissi (hissizlik)
  • Tükür bezinde sürekli bir ağrı

Doğrudan bilinen bir enfeksiyondan kaynaklanmayan ağrısız kitlelere sahip kişiler bir uzmana görünmelidir.

Tükürük Bezi Kanseri Yaşam Süresi Nedir?

Tükürük bezi kanserinin prognozu, kanserin başladığı noktadan ne kadar uzağa yayıldığına bağlıdır.

Aşağıdaki ABD Kanser İstatistikleri verilerileri yer almaktadır:

  • Lokalize tükürük bezi kanseri: Eğer kanser, başladığı noktadan yayılmadan tedavi edilirse, tanıdan sonraki 5 yıllık sağkalım oranı %95’ten fazladır.
  • Bölgesel olarak ilerlemiş kanser: Kanser, yakındaki dokulara yayılmışsa oran %69’a düşer.
  • Uzak bölgelere yayılmış kanser: Bu durumda, 5 yıllık sağkalım oranı %44’tür.

Ancak bu oranlar, yaşa, genel sağlık durumuna ve tedavinin başarısına göre değişiklik gösterebilir. Erken tanı ve tedavi, kişinin tükürük bezi kanserindeki sonucunu iyileştirmenin en iyi yoludur.

Tükürük Bezi Kanseri Kimlerde Görülür? – Nedenleri ve Risk Faktörleri

Henüz tükürük kanserinin nedenleri tam aydınlatılmamıştır. Ancak aşağıdaki bazı faktörler, tükürük bezi kanseri geliştirme riskini artırabilir.

  • Radyasyon maruziyeti: Daha önce baş ve boyun kanserinden dolayı radyasyon tedavisi almış olan kişiler, hayatlarının ilerleyen yıllarında daha yüksek tükürük bezi kanseri geliştirme riski taşırlar.
  • Yaş: İnsanlar yaşlandıkça, tükürük bezi kanseri geliştirme riski de artar.
  • Cinsiyet: Erkekler, kadınlara göre daha büyük olasılıkla tükürük bezi kanseri geliştirme riskine sahiptir.
  • Kirlilik: nikel alaşım ve silika tozu gibi maddelere maruz kalınan çalışma ortamları da bir faktör olabilir.
  • Aile geçmişi: Genetik faktörler de ayrıca riski artırabilir. Ancak bunun onaylanmış örnekleri nadirdir.

Henüz nedeni belirlenemediği için bu kanser türünden korunmanın da yolları aydınlatılmamıştır. Yukarıda belirtilen faktörlerden uzak durmaya çalışmak, çalışma ortamlarında kendilerini korumaya özen göstermek ve bunun yanı sıra tütün ve alkol ürünlerinden kaçınmak, tükürük bezi kanserine yakalanma riskini azaltabilir.

Tükürük Bezi Kanseri Türleri Nelerdir?

Tükürük bezlerinde, birçok kanser türü gelişebilir. Bazıları, madde salgılayan hücrelerde oluşan adenokarsinomlardır;

  • Mukoepidermoid karsinomlar: Tükürük bezi kanserinin en yaygın formudur. Genellikle parotid bezlerde başlar ve yavaş büyürler.
  • Adenoid sistik karsinomlar: Bu tümörler yavaş büyür ancak sinirler boyunca büyüdükleri için tedavileri zordur.
  • Asinik hücreli karsinomlar: Bu karsinomlar, daha genç yaşlarda meydana gelme eğilimindedir ve yavaş büyürler.
  • Polimorf düşük dereceli adenokarsinomlar: Kanserin bu türü minör tükürük bezlerinde oluşur ve genellikle tedavi edilebilirdir.
  • Diğer epitel lezyonlar: Farklı kanser türlerinin bu sınıflandırması, interkalasyon kanal hiperplazisini ve nodüler onkositiği içermektedir.

Bazı durumlarda, kişinin adenokarsinom olduğu belirlenir ancak tipi belirlenemeyebilir. Bu durum, adenokarsinom NOS (not otherwise specified) olarak bilinir ve en yaygın olarak parotid ve minör tükürük bezlerinde görülür. Diğer kanser türleri de gelişebilir. Bunlar örnek olarak, bağ doku hücre kanserleri olan sarkomlar ve Sjögren Sendromu olan kişilerde tükürük bezinde Hodgkin olmayan lenfoma verilebilir.

Tükürük Bezi Kanserine Tanı Nasıl Konur?

Kulak Burun Boğaz Uzmanları, tükürük bezi kanserinin tanısı için kişiye tıbbi geçmişi hakkında sorular sorar ve yanaklarını, ağzının içini ve çene etrafındaki alanı muayene edecektir. Lenf düğümlerinde herhangi bir şişliğin fark edilmesi, kanser belirtisi olabilir. Ancak lenf düğümlerinin şişmesi genellikle kansere bağlı değildir. Enfeksiyon veya viral enflamasyondan kaynaklanabilir.

Yüzdeki kas zayıflığı ya da uyuşukluk, hissizlik, kanserin sinirlere yayıldığını işaret edebilir. Uzmanlar, hastalığın yerini ve yayılıma durumunu belirlemek için görüntüleme testleri isteyebilir; X-ray, BT ve MRG gibi. Ayrıca, tükürük bezi dokusunu toplamak ve analiz etmek için biyopsi önerebilir. İnsizyonel biyopside, küçük bir kesik ile incelenmesi üzere tümör örneği alınır.

Tükürük Bezi Kanserleri Nasıl Tedavi Edilir?

Tükürük bezi kanseri için tedavi seçenekleri genellikle ameliyat, radyasyon tedavisi, kemoterapi veya bunların bir kombinasyonunu içerir. Ayrıca az orandaki tükürük bezi kanserli hasta, geentik hedeflere yönelik akıllı ilaçlardan veya immünoterapilerden fayda görebilir.

Tedaviye Yaklaşım – Özet

  • Lokalize (oldukça erken evre) tükürük bezi kanserlerinin temel tedavisi cerrahidir. Ameliyatla çıkarılabilir bölgesel olarak olarak ilerlemiş kanserde yine öncelikle cerrahi düşünülür. 
  • Bölgesel olarak tekrarlayan hastalığı olan hastalar için, hastalık ameliyatla çıkarılabilir durumda ise cerrahi optimal tedavidir (buna kurtarma cerrahisi denir).
  • Kurtarma cerrahisi geçiren ve daha önce radyasyon tedavisi (RT) almamış hastalar için, tek başına gözlem yerine adjuvan (ana tedavi sonrası koruyucu) radyoterapi düşünülür.
  • Metastatik (4. evre) hastalığı olan hastalarda tedavi seçenekleri aşağıdaki gibidir:
    • Oligometastatik (tek veya az sayıda metastazlı) hastalığı olup kliniği stabil olanlar için, tek başına sistemik tedavi yerine sistemik tedavi ile birlikte veya tek başına bölgesel tedaviler (ameliyat, radyoterapi gibi) düşünülür. Özellikle akciğerlerde veya karaciğerde tek metastazları olan ve adenoid kistik karsinom (AKK) histolojisi olan hastalar bu yaklaşımdan belirgin fayda sağlayabilirler.
    • Sistemik tedavi, görüntülemeye dayalı olarak sistemik hastalık ilerlemesi olan, sistemik belirtileri olan, son organ disfonksiyonu tehdidi olan ve/veya ilerleyici hastalık nedeniyle performans durumu düşük olan hastalara sunulmaktadır. Buna karşılık, histolojik alt tipten bağımsız olarak yavaş, belirtisiz veya minimal belirtili hastalığı olan hastalar için aktif takip düşünülebilir.
    • Metastatik veya tekrarlayan tükürük bezi tümörleri olan hastalar için sistemik tedaviye yaklaşım, aşağıda özetlenmiştir:
      • Moleküler tetikleyici mutasyonu olmayan adenoid kistik karsinom (AKK) veya AKK-olmayan histolojisi olan çoğu hasta için, başlangıç ​​tedavisi olarak tek ajan yerine kombinasyon kemoterapi rejimi (örn., sisplatin, doksorubisin ve siklofosfamid [CAP]) düşünülür. Ancak kemoterapi kombinasyonlarını tolere edemeyen bazı hastalar için tek bir ajan uygun bir alternatif olabilir. Tek ajan tedavisi kullanılıyorsa, vinorelbin veya mitoksantron uygundur. AKK histolojisine sahip olanlar için, etkinlik eksikliği nedeniyle kemoterapi rejiminde taksanlardan kaçınılır.
      • İlk tedavide ilerleme gösteren ve tedaviye aday olmaya devam eden AKK tümörlü hastalar için, vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) tirozin kinaz inhibitörü (TKI) lenvatinib ile tedaviye devam edilebilir. Bu ilaç ülkemizde halihazırda bulunmadığı için sorafenib ya da aksitinib gibi diğer VEGF inhibitörleri de düşünülebilir.
      • AKK-olmayan histolojisi ve tedavi endikasyonları olan hastalar için, sistemik tedavi seçiminin belirlenmesine yardımcı olmak için histolojiye dayalı spesifik moleküler hedefler (örneğin NTRK gen mutasyonları) için genomik testler önerilir.
      • AKK-olmayan sekretuar olmayan tümörler için (örn., mukoepidermoid karsinom, tükürük duktal karsinomu ve adenokarsinom), androjen reseptörü ve insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 (HER2) ekspresyonu için testler yapılmalıdır.
      • HER2'nin aşırı ekspresyonu olan hastalar için, taksan bazlı kemoterapiye HER2 hedefli trastuzumabın eklenmesi düşünülmeli.
      • Androjen reseptörü ekspresyonu olan ve HER2 aşırı ekspresyonu olmayan hastalar için, androjen yoksunluğu tedavisi (ADT) yerine başlangıç ​​tedavisi olarak kemoterapi düşünülmeli. Bununla birlikte, hastalığın ilerlemesi üzerine löprolid artı bikalutamid içeren androjen baskılama tedavisi düşünülebilir.

Ameliyat

Genellikle tükürük bezi kanserinin ilk tedavi formudur. Cerrahi ekibin, kanserin yayılmış olabileceği herhangi bir sinir veya kanal ile birlikte tüm tükürük bezini alması gerekebilir. Tümör küçük ve ulaşılabilir bir yerde ise, ekip sadece tümörü ve az miktarda çevre dokuyu alabilir.

Ameliyat sonrası komplikasyonlar genelde nadirdir ancak şunları içerebilir;

  • Anestezilere karşı olumsuz tepkiler
  • Yaranın yavaş iyileşmesi
  • Enfeksiyon
  • Aşırı kanama

Ayrıca sinir hasarı da meydana gelebilir ve kişinin yüzünün bir tarafının düşmesine sebep olabilir. Birey ameliyat sonrası yutkunmada ve konuşmada zorluklar yaşayabilir. Bazı durumlarda kişi rekonstrüktif cerrahiye ihtiyaç duyabilir ve bir konuşma terapistinden, kaybedilen bazı yeme ve konuşma fonksiyonlarını yeniden kazanmak için yardım alabilir.

Gustatuvar terleme veya Frey Sendromu, sinirler olağandışı bir şekilde büyüdüğünde ortaya çıkar. Bu büyüme, çiğneme sırasında yüzün bazı bölgelerinde terlemeye neden olabilir. Uzmanlar, bu durumu tedavi etmek için başka ameliyatlar önerebilir.

Radyasyon Tedavisi

Radyoterapinin temeli, kanser hücrelerinin büyümesinin yavaşlatılması veya yok edilmesi için yüksek güçlü enerji parçacıklarının veya ışınlarının tümöre gönderilmesine dayanmaktadır. Tükürük bezi kanseri için en yaygın radyoterapi türü, dış ışın radyasyon tedavisidir. Radyasyon tedavinin bu türü, yoğun bir radyasyon seviyesi sağlar. Genellikle hastalara, haftanın 5 günü radyasyon tedavisi uygulanır ve bu 7 hafta kadar sürebilir.

Daha başarılı olabilecek daha yeni radyasyon tedavisi türlerinden biri de hızlandırılmış hiperfraksyione radyasyondur. Bu türde radyasyon tedavisi günde birkaç küçük dozlarla uygulanır.

Ayrıca radyosensitizör ilaçlar da uygulanabilir. Bunlar, tümörü radyasyon tedavisine daha duyarlı hale getirir, bu da daha fazla kanser hücresinin öldürülmesi anlamına gelir.

Genellikle radyasyon tedavisine bağlı oluşabilecek yan etkiler şunlardır;

  • Cilt yanması
  • Bulantı
  • Kusma
  • Yorgunluk

Genellikle tedaviden sonra bu belirtiler yok olur ancak radyoterapi, baş be boyunun diğer kısımlarında da yan etkilere sebep olabilir;

  • Tükürük üreticisinin azalmasından dolayı ağız kuruluğu
  • Boğaz ve ağız yarası
  • Boğaz kuruluğu
  • Yutkunmada zorluk
  • Tam veya kısmi tat kaybı
  • Kemik ağrısı ve hasarı
  • Kötüleşen dental problemler
  • Tiroid bezine zarar verme
  • Kulaklarda çınlama veya doluluk hissi.

Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürür ancak saç kökleri ve ağız içindeki hücreler gibi sağlıklı hücreleri de etkileyebilir. Kemoterapinin en yaygın yan etkileri;

  • İştahın azalması, mide bulantısı ve kusma
  • Beyaz ve kırmızı kan hücre sayısını düşmesi ki bu enfeksiyon ve yorgunluk riskini artırır
  • Trombosit seviyesinin düşmesi ve kolay morarmaya yol açması
  • Saç dökülmesi
  • Ağız yaraları

Tedavi tamamlandıktan sonra, hasta yakından takip edilmeye devam edilir. Bu takip, tedaviye bağlı oluşabilecek yan etkileri en aza indirmek ve kanserin olası nüksüne dair belirtilerin erken teşhis edilmesi açısından oldukça önemlidir.

Özet

Tükürük bezi kanseri, ağız çevresindeki herhangi bir tükürük bezinde meydana gelebilir. Araştırmacılar, tükürük bezi kanserinin henüz net bir sebebini açıklayamamıştır ancak, radyasyona maruz kalmak, kişinin yaşı ve cinsiyeti gibi faktörler bu tür kanserin gelişme riskini artırır. Tedavisi, ameliyat, radyasyon tedavisi, kemoterapi ve immünoterapi gibi seçenekleri içerebilir. Genellikle erken tanı, hastanın genel durumu açısından daha iyi olacaktır.