Vital-yaşamsal bulguların (vücut sıcaklığı, nabız, solunum hızı vb) normali nedir?

Vital-yaşamsal bulguların (vücut sıcaklığı, nabız, solunum hızı vb) normali nedir?

Vital bulgular nedir?

Vital bulgular, canlı bir organizmanın temel fizyolojik işlevlerinin nesnel bir ölçümüdür. Ölçümler ve değerlendirmeler, herhangi bir klinik durumda kritik ilk adım oldukları için “vital – yaşamsal” olarak isimlendirilir. İlk klinik muayene, hastaların vital bulgularının değerlendirilmesidir. Bu ölçümleri etkileyen fizyolojik ve patolojik süreçler ve bunların doğru anlamlandırılması önemlidir.

Vital bulgulara hastanede, evde veya herhangi acil bir durumda her yerde bakılabilir.

Dört ana vital bulgu düzenli olarak sağlık personelleri ve uzmanlar tarafından izlenmektedir;

  1. Vücut sıcaklığı
  2. Nabız / kalp atım sayısı
  3. Solunum hızı
  4. Tansiyon (vital bir bulgu olarak değerlendirilmez ama sık sık vital bulgular ile birlikte ölçülür.)

Eski dönemlerde ABD'de bazı sağlık sistemlerinde ağrı, beşinci vital bulgu olarak kabul ediliyordu ancak şu anda kabul edilmemektedir.

Hasta güvenliği, herhangi bir sağlık kuruluşu için temel bir sorundur ve herhangi bir klinik problemin erken tespiti büyük önem taşımaktadır. Vital bulgulardaki değişikliklerin erken tespiti, genel olarak hatanın kardiyopulmoner (kalp-solunum) durumundaki değişikliklerin daha hızlı tespit edilmesini ve hatta müdahale edilmesini olanak sağlar.

Vital bulguların ölçüm sıklığı ne kadar artarsa klinik problemlerin saptanma olasılığı da o kadar artar. Ayrıca, ölçümler sırasında elde edilecek ağırlıklı ortalama puanı (erken uyarı puanı), bir sonraki gözlemin zamanının ayarlanması içinde kullanılır. Günümüzde vital bulguların değerlendirilmesi için artık elektronik ekipmanlar kullanılmaktadır.

Vücut sıcaklığı (ateş) nedir ve nasıl ölçülür?

Vücut sıcaklığı karmaşık olduğu kadar doğrusal olmayan ve birçok iç ve dış etmenlere bağlı olarak değişebilen bir değerdir. Genel olarak kişinin normal vücut sıcaklığı cinsiyetine, yaşına, son aktivitesine, yiyecek – içecek tüketimine, günün vaktine ve ayrıca kadınlarda menstrual (adet) döngüye bağlı olarak değişiklik gösterir. Ayrıca düzenli olarak bisiklet süren bir kişinin da vücut sıcaklığında değişiklik meydana gelir ve bu durum “çevresel ritim” olarak adlandırılır.

Araştırmalara göre daha genç yaştaki hastaların ve fit bir vücuda sahip olanların daha yüksek sıcaklık genişlikleri kaydederken daha yaşlı ve daha az fit olanların ise daha az genişlikte değişiklikler kaydeder. Bazı çalışmalar da vücut sıcaklığının mevsimsel olarak değişebildiğini göstermiştir, ancak henüz bu bilgi için kesin diyecek kadar yeterli çalışma bulunmamaktadır.

Vücut ısısı hipotalamusta dar bir termodinamik sırada düzenlenir ve biyokimyasal reaksiyonların sinaptik iletimini optimize etmek için korunur. Özellikle çocuk hastalarda hastalık ile ilgili araştırma ve hastalığın yönetimi ile ilgili klinik kararlar, yalnızca vücut sıcaklığının değerlerine dayanmaktadır. Ancak yanlış elde edilebilecek değerler, hastanın yanlış tedavi almasına neden olabilir.

Normal vücut sıcaklığı, sağlıklı bir yetişkin için 36,5 °C ile 37,2 °C arasında değişebilir. Kişinin vücut sıcaklığı aşağıdaki yollar ile ölçülebilir;

  • Oral yolla: Sıcaklık ya klasik cam termometre ya da vücut sıcaklığını ölçmek için elektronik bir prob kullanan daha modern dijital termometreler kullanılarak ağızdan ölçülebilir.
  • Rektal yolla: Rektal olarak alınan sıcaklıklar (cam veya dijital termometreler kullanılarak), oral olarak alınan sıcaklıklardan 0,5 °C daha yüksek olabilmektedir.
  • Aksiller yolla: Koltuk altından da cam veya dijital termometreler ile vücut sıcaklığı ölçülebilmektedir. Bu yolla alınan sıcaklık dereceleri, oral olarak alınan derecelerden 0,3 – 0,4 °C daha düşük olabilirler.
  • Kulak yolu ile: Özel bir termometre, vücudun çekirdek sıcaklığını yansıtan (iç organların sıcaklığı) kulak zarının sıcaklığını hızlı bir şekilde ölçebilir.
  • Deri yolu ile: Yine özel bir termometre alından derinin sıcaklığını hızlı bir şekilde ölçebilir.

Ateş (yüksek vücut sıcaklığı) ya da hipotermi (düşük vücut sıcaklığı) nedeniyle vücut sıcaklığı anormal olabilir. Amerikan Aile Hekimleri Akademisi’ne göre;

  • Ateş, vücut sıcaklığının normal olarak kabul edilen 37 °C'den bir derece veya daha yüksek olması durumudur.
  • Hipotermi ise vücut sıcaklığının 35 °C'in altına düşmesi durumudur.

Cıva içeren cam termometreler

Çevre Koruma Kuruluşu’na göre cıva, insan sağlığına olduğu kadar çevreye de tehdit oluşturan zehirli bir maddedir. Cıva içeren termometrelerin kırılma risklerinden dolayı vücut sıcaklığının ölçülmesinde tercih edilmemeli ve kullanımdan kaldırılmaları gerekmektedir.

Nabız / Kalp atım sayısı nedir?

Nabız, kalp atış hızının veya kalbin dakikada kaç kez attığının ölçüsüdür.

Kalp, kanı atardamarlardan geçirirken, atardamarlar genişler ve kanın akışı ile tekrar büzülür. Nabzın değerlendirilmesine yönelik parametlerde hızın yanı sıra ritmi, hacmi, genişliği ve artış hızını da içermektedir. Bu değerler yalnızca kalp atış sayısını değil aynı zamanda kalp ritmi ve nabzın gücünü de gösterir. Nabzın hızı, vücudu etkileyen fizyolojik ve patolojik süreçleri değerlendirmek için önemlidir.

- İlgili konu: Uzun yaşamın sırlarından biri, KALP HIZINDA saklı olabilir

Sağlıklı ve yetişkin kişiler için normal kabul edilen nabız dakikada 60 – 100 arasındadır. Bu eski standartlarda doğru olabilir ancak birçok doktor kalp hızının 50 ile 70 arasında olmasının ideal olduğunu düşünmektedir. Çünkü son yıllardaki çalışmalar istirahatteki kalp hızının dakikada 76 ve üzeri olmasının kalp krizi riski ile ilişkili olabileceğini göstermektedir. 12 yaş ve üstü kızlar genel olarak erkeklerden daha hızlı bir kalp atış hızına sahiptir.

Tablo 1: Çocuklar için verilen nabız hızları (atım/dakika)

Yaş

Uyanıklık durumunda

Uyku halinde

Neonate (yeni doğan)

100 – 205

90 – 160

İnfant (3 – 12 ay)

100 – 180

90 – 160  

Toddler (1 – 5 yaş)

98 – 140

80 – 120

Okul öncesi

80 – 120

65 – 100

Okul çağı çocuk

75 – 118

58 – 90

Ergen

60 – 100

50 – 90

Nabız hızı, egzersiz sırasında, hastalıkta, yaralanma ve duygu durumuna bağlı olarak dalgalı bir grafik sergileyebilir. Önemli olan, dinlenme halinde nabzın düzenli mi yoksa düzensiz mi mi olduğudur. Nabız genel olarak ya düzenlidir. Düzensiz bir nabız, yaygın olarak sinüs taşikardisi veya atriyal fibrilasyon gibi süreçlerin bir göstergesidir. Nabız hızındaki değişiklikler ile birlikte solunumdaki değişikliklere sinüs aritmisi denir. Sinüs aritmisinde nabız hızı, soluk alımında artar ve soluk verilmesinde azalır.

Nabızlar arasında herhangi bir gecikmenin olması, aort koarktasyonu gibi durumları gösterebilir. Aort diseksiyonu, aort koarktasyonu, Takayasu arteriti ve subklavian çalma sendromu gibi durumlarda asimetrik nabızlar gözlemlenebileceğinden dolayı nabızların simetrisini kontrol etmek önemlidir.  Nabzın hacminin ve artış hızının da değerlendirilmesi önemlidir. Düşük hacimli nabız, yetersiz doku perfüzyonunun (kanlanmasının) göstergesi olabilir. Zayıf perfüzyon durumlarının yanı sıra aort darlığı gibi durumlarda düşük genişlik ve düşük artış hızı görülebilir. Yüksek genişlik ve hızlı artış da aort yetersizliği, mitral yetersizlik ve hipertrofik kardiyomiyopati gibi durumların göstergesi olabilir.

- İlgili konu: AFib Diyeti – Kalp ritim bozuklukları için yeni bir beslenme şekli

nabiz nasil olculur 595855

Nabız nasıl ölçülür?

Vücudun belli noktalarında deriye yakın bulunan atardamarlara sıkıca bastırarak atımları hissedebilirsiniz. Nabız yaygın olarak boynun yanından, dirseğin iç kısmından veya en kolay olarak el bileklerinden ölçülebilir. Ayrıca boyundan ölçüm yapmak istiyorsanız, beyne giden kan akışını engellememek adına çok fazla baskı yapmamanız gerektiğini ve boynun her iki tarafından da aynı anda ölçüm yapmamanız gerektiğini asla unutmayınız.

Nabız ölçerken birinci ve ikinci parmaklarınızın (işaret ve orta parmaklarınızın) uçları ile nabzı hissedene kadar atardamarınıza sıkı ancak nazik bir şekilde bastırın. 60 saniye boyunca atımları sayın ya da 15 saniye sayıp dakikadaki atım sayısını hesaplamak için 4 ile çarpabilirsiniz.

Solunum hızı nedir?

Solunum hızı, kişinin dakikada aldığı nefes sayısıdır. Bu hız genellikle kişi dinlenme halindeyken göğsün dakikada kaç kez sadece yükseldiğinin sayılması ile ölçülür. Solunum hızı ateşlenme durumu, hastalıklar veya başka tıbbi durumlar ile artabilir. Dinlenme halindeki yetişkin bir kişinin normal solunum hızı dakikada 12 – 20 nefes alımı olarak değerlendirilir.

- İlgili konu: Nefes darlığı - Dispne nedir? Nedenleri ve belirtileri nelerdir?

Burada yine önemli olan parametreler hız, nefes alma derinliği ve nefes alma şeklidir. Beklenenden yüksek oranlar takipne veya düşük oranlar bradipne olarak isimlendirilir.

  • Takipne, egzersiz sırasında, duygusal değişiklerin yaşanmasında veya hamilelik gibi fizyolojik durumlarda meydana gelebilir ve solunum hızı dakikada 20’den fazla olarak tanımlanır. Ağrı, pnömoni, pulmoner emboli, astım, yabancı cisim aspirasyonu, anksiyete koşulları, sepsis, karbon monoksit zehirlenmesi ve diyabetik ketosidoz gibi patolojik durumlarda takipne gözlemlenir.
  • Bradipne, dakikada 12 nefesten daha az olarak tanımlanır ve solunum yetmezliğine yol açan herhangi altta yatan bir solunum probleminin kötüleşmesine veya alkol, narkotik, benzodiazepinler (sakinleştiriciler) gibi merkezi sinir sistemi depresanlarının kullanımına bağlı olarak görülebilir.

Apne, akciğerlere giden hava akışının toplam 15 saniye boyunca kesilmedir. Kardiyopulmoner arrestlerde, hava yolu tıkanıklıklarında, aşırı dozda narkotik ve bendodiazepinlerde apne gözlemlenebilir.

Solunumun derinliği de önemli bir parametredir.

  • Hiperpne, artan nefes derinliği olarak tanımlanır ve egzersiz sırasında ve anksiyete durumlarında, akciğer enfeksiyonlarında ve konjestif kalp yetmezliklerinde gözlemlenebilir.
  • Hiperventilasyon ise solunum hızında ve derinliğinde artış olarak tanımlanır. Hem anksiyete gibi durumlarda veya egzersize bağlı olarak hem de diyabetik ketosidoz veya laktik asidoz gibi patolojik durumlar da görülebilir.

Solunum düzeni de çeşitli koşullardan etkilenebilir ve altta yatan patolojiyi gösterebilir.

  • Biyot solunum, solunum hızının ve derinliğinin arttığı bir sürecin ardından soluksuz kalma veya apnenin gelmesi durumudur. Buradaki süreler değişiklik gösterebilir. Bu durum, kafatasında lezyon veya menenjit gibi durumlarda olduğu gibi kafa içi basıncın artmış olma olasılığını düşündürür.
  • Cheyne-Stokes solunumu, solunum derinliğinin artışından sonra soluksuz kalma veya apne durumu olarak tanımlanır. Bu tablo da kafa içi basıncın artması gibi durumlarda ortaya çıkar fakat aynı zamanda konjestif kalp yetmezliğinin kötüleşmesi ile de görülmektedir.
  • Kussmaul solunum, oran düzeli kalsa da artan solunum derinliğini ifade eder. Böbrek yetmezliği ve diyabetik ketosidoza sahip hastalarda gözlemlenir.
  • Ortopne, kişinin oturuyorken veya ayaktayken herhangi bir solunum zorluğu çekmemesine rağmen uzanıyorken ortaya çıkan solunum güçlüğünü ifade eder.
  • Paradoksal solunum, diyafram felci, kas yorgunluğu ve göğüs duvarına travma gibi durumlarda görülen soluk alma sırasında karın veya göğüs duvarının içe doğru, soluk verme sırasında ise dışa doğru hareketini ifade eder.

Kan basıncı nedir ve nasıl ölçülür?

Kan basıncı (tansiyon), kalbin kasılması ve gevşemesi sırasında kanın atardamarları itme gücüdür. Kalp her bir atışında, kan atardamarlara pompalanır ve kalp kasılır. Bu durumda en yükse kan basıncı oluşur ve kalp gevşediğinde kan basıncı düşer.

Kan basıncını ölçerken iki sayı kaydedilir. Bunlardan yüksek olanı sistolik basıncı yani kalp kasıldığında ve vücuda kan pompaladığında atardamar içindeki basıncı ifade eder. Düşük olan ise diyastolik basıncı yani kalp dinlenme halindeyken ve kanla dolu olduğunda atardamar içindeki basıncı ifade eder. Hem sistolik hem de diyastolik basınçlar “mm Hg (milimetre cıva)” olarak kaydedilir. Bu kayıt, eski tip manuel tansiyon aletlerindeki (cıva manometresi olarak da isimlendirilir) cıva sütununun kan basıncı ile ne kadar yükseldiğidir. Artık daha modern tansiyon aletleri mevcuttur.

Yüksek tansiyon veya hipertansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç riskini direkt olarak artırır. Yüksek tansiyon ile, atardamarlar kan akışına karşı artan bir dirence sahip olabilir ve bu da kalbin dolaşım için kan pompalamasını daha zor hale getirmesine neden olur.

Tansiyon normal, yüksek ya da evre 1 veya evre 2 yüksek tansiyon olarak kategorize edilir;

  • Normal tansiyon: Sistolik basıncın 120’den ve diyastolik basıncın 80’den az olduğu durum olarak nitelendirilir (120/80).
  • Yüksek kan basıncı: Sistolik basıncın 120 ile 129 ve diyastolik basıncın 80’den az olması durumudur.
  • Evre 1 yüksek tansiyon: Sistolik basıncın 130 ile 139 veya diyastolik basıncın 80 ile 89 arasında olması durumu olarak tanımlanır.
  • Evre 2 yüksek tansiyon: Sistolik basıncın 140 veya daha yüksek ve diyastolik basıncın 90 veya daha yüksek olduğu durumlardır.

Bu değerler yalnızca kılavuz amaçlıdır. Yüksek tansiyon teşhisi konmadan ve tedavi başlatılmadan önce yaklaşık bir hafta boyunca kişinin tansiyonu izlenir.

- İlgili konu: Genç-orta yaşta uygulandığında, hipertansiyon riskini düşürecek 7 öneri

Neden evde tansiyon takip edilmeli?

Hipertansiyona sahip kişilere evde tansiyonlarını takip etmeleri istenir. Bunun sebebi doktorun tansiyon ilacının etkinliğini ölçmesine yardımcı olmasıdır.

Tansiyon ölçmeden önce dikkat etmeniz gerekenler

Evde tansiyon ölçümünde aşağıdaki yönergelerin izlenmesi önerilmektedir;

  • Tansiyonunuzu ölçmeden önceki 30 içinde kahve ve sigara içmeyin.
  • Ölçümden önce tuvalete gidin.
  • Ölçümü yapmadan önceki 5 dakika boyunca rahat olun.
  • Sırtınızı destekleyerek oturun (kanepe veya yumuşak bir sandalyeye oturmayın). Ayaklarınızı düz bir şekilde yerde tutun ve kolunuzu, üst kısmı kalp seviyesinde olacak şekilde sabit bir yere koyun (masa gibi). Tansiyon aletinin manşetini dirseğin hemen üzerine yerleştirin.
  • Birden fazla ölçüm yapın. Örneğin birer dakika aralıklar için 2 – 3 ölçüm yapın. Sonuçları tarih ve saat ile birlikte kaydedin.
  • Tansiyonunuzu her gün aynı saatte veya size önerilen şekilde ölçün. Ölçümleriniz randevunuzda yanınızda olmalı.
  • Birkaç defa yüksek ölçümler yapmanız halinde doktorunuza başvurun. Özellikle sistolik kan basını 180 veya yüksek YA DA diyastolik kan basıncı 110 veya daha yüksek ise mutlaka doktorunuza başvurun.

İlgili Konular:

- Tansiyon ve kalp ritmi kontrolü için sık kullanılan beta bloker ilaçlar yumurtalık kanseri tedavisine katkı sağlayarak yaşam süresini uzatabilir mi?

- Tansiyon ilaçları, hipertansiyon hastaları ve COVID-19

1. Vital Signs (Body Temperature, Pulse Rate, Respiration Rate, Blood Pressure). Johns Hopkins Medicine: https://www.hopkinsmedicine.org/

2. Sapra A. ve ark. (12.05.2021). Vital Sign Assesment. National Center for Biotechnology Information. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Beyin Sağlığı için En iyi Gıdalar Hangileridir?

Beyin Sağlığı için En iyi Gıdalar Hangileridir?

Amerikan Psikiyatri Birliği'nin yıllık toplantılarında 2010 sonrası diyetin zihinsel sağlığı nasıl etkileyebileceğine dair yeni bir oturuma...

Sağlık Pusulası Olarak Bağırsak Mikrobiyotamız

Sağlık Pusulası Olarak Bağırsak Mikrobiyotamız

Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan mikroorganizmalar – ki bunların hepsine birden mikrobiyota diyoruz – insan hücrelerimizden daha...

Obezite ile Mücadelede, Zayıflamak mı Yoksa Egzersiz ve Zindelik mi Önemli?

Obezite ile Mücadelede, Zayıflamak mı Yoksa Egzersiz ve Zindelik mi Önemli?

Güncel bir derlemede araştırmacılar, obezite ile mücadelede, kilo vermeye daha az, fiziksel aktivite ve kardiyorespiratuvar (kalp...

HEPA Filtrelerin Havadaki SARS-CoV-2’yi Temizlediğini Gösteren Bir Gerçek Dünya Deneyi

HEPA Filtrelerin Havadaki SARS-CoV-2’yi Temizlediğini Gösteren Bir Gerçek Dünya Deneyi

Yüksek etkinliğe sahip partikül hava (High Efficiency Particulate Air= HEPA) filtreleri ve ultraviyole (UV) ışık sterilizasyonu,...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında