Kalın bağırsak kanseri gelişen hastaların tümörlerinin üçte birinde Fusobacterium nucleateum adlı bakteriye saptanmaktadır. F. nucleatum, ağızda çoğalan bir bakteri türüdür. Bu tür bakteriye sahip hastaların tümörleri daha agresiftir. Ancak, bu bakteri türü ile kalın bağırsak kanseri arasındaki ilişki yakın zamana kadar aydınlatılamamıştı. Mart 2019’da EMBO Reports’da yayımlanan çalışmada, Fusobacterium nucleatum adlı bakterinin kanser hücrelerini nasıl agresif hale getirdiği keşfedildi. Bakteri, kanser olmayan hücrelerde bu etkiyi göstermiyor.
Kalın bağırsak kanserleri, kolon veya rektumdaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasından kaynaklanır. Kalın bağırsak, mide ve bağırsak boyunca ilerleyen besinlerden arta kalan su ve diğer kalıntıların emiliminin gerçekleştiği bölümdür. Daha sonra kalıntılar rektuma gönderilerek, anüs boyunca dışkılama gerçekleşmektedir. Kalın bağırsağın en yaygın prekanseröz evresi poliptir. Polipler genellikle kalın bağırsak ve rektumu kaplayan dokularda gelişen büyümelerdir. Polipler, çok yavaş büyür ve gelişmeleri yaklaşık 20 sene alır. Çoğu polip, kalın bağırsak ve rektumda kayganlaştırıcı mukus üreten dokulardaki hücrelerden gelişmektedir. Bu sebeple, adenomatöz polipler veya adenomalar olarak isimlendirilmektedir.
Adenomalar çok yaygındır; insanların yüzde 33-50'sinde yaşamları boyunca en azından 1 adenom gelişimi meydana gelmektedir. Adenomların ise %10’dan azı kansere dönüşen bir karaktere sahiptir. Adenomların kanser karakteri kazanması, kanser tetikleyici mutasyonların zamanla birikmesi sonucu meydana gelir. Bunun yanı sıra, son zamanlarda diş çürüklerinde çoğalan F. nucleatum bakterisinin bu durumda etkili olabileceği ön plana çıkmıştır. Daha önceki çalışmalarda F. nucleatum bakterisinin FadA adhesin adlı protein üreterek kalın bağırsak hücrelerinde kanser ilişkili çeşitli metabolik yolakları aktif hale getirdiği keşfedilmişti. Aynı zamanda, bu bakterinin sadece kanseröz kalın bağırsak hücrelerinde etki gösterdiği ve sağlıklı kalın bağırsak hücrelerinde bu “kanser ilişkili” etkileri göstermediği keşfedilmiştir.

Araştırmacılar, bu çalışmada öncelikle sağlıklı kalın bağırsak hücrelerini laboratuvar ortamında incelediler. Kalın bağırsaktaki sağlıklı hücrelerin, Annexin A1 adlı kanser hücrelerinde büyümeyi destekleyen protein yapıdaki adezyon (yapışma) molekülünü üretmedikleri görüldü. Hücre kültüründe ve fare modellerinde yapılan ileri analizlerde Annexin A1 proteinini bloke etmenin, F. nucleatum bakterisinin kanser hücrelerine tutunmasını engellediği tespit edildi. Bunun yanı sıra, F. nucleatum bakterisinin kanser hücrelerinin daha fazla Annexin A1 proteini üretmesini uyardığı ve böylelikle daha fazla bakteriyi çektiği gözlemlendi.
Peki bu çalışma bize ne ifade ediyor?
- F. nucleatum bakterisinin kanser hücrelerini agresif karaktere nasıl dönüştürdüğü keşfedildi. Bu mekanizmada, Annexin A1 proteini kritik rol oynuyor.
- Mutasyonlar, kalın bağırsak kanserinin gelişiminde ilk vurucu etkiyi göstermektedir. Diğer mikropların bu tür etkileri kanser gelişimini hızlandırmaktadır.
- Bu durum aynı zamanda, bazı kalın bağırsak kanserlerinin diğerlerinden neden daha hızlı geliştiğini de açıklamaktadır.
- Araştırma ekibinin ulusal bir veri tabanı araştırmasında, birincil kolon kanseri hakkında moleküler detayları olan 466 kişi incelenmiştir. Araştırmacılar, cinsiyetleri, yaşları veya kanser dereceleri ve evreleri ne olursa olsun, Annexin A1'in daha yüksek seviyelerine sahip olan hastaların daha kötüye gittiğini bulmuşlardır.
- Annexin A1, agresif kalın bağırsak kanserini belirlemek için etkili bir biyobelirteç olabilir. Bu proteini hedef almak, Kalın bağırsak kanserine karşı etkili tedavilerin geliştirilmesine olanak sağlayabilir.
İLGİLİ KONU:
- Kanser ve diş tedavisi! Kemik koruyucu ilaç kullananlar nelere dikkat etmeli?