Yemek yeme davranışları yaşamın ilk yıllarında gelişir; çocuklar, yiyecekleri direkt olarak deneyerek ve başkalarının yeme davranışlarını gözlemleyerek ne, ne zaman ve ne kadar yiyecekleri öğrenirler. Bu genellikle en yakınındaki kişilerden olur.

Bebekler Dahi Kötü/Yanlış Beslenme Riski Altında

3022 bebekle yapılan beslenmeye dair bir çalışma, 4-24 aylık bebeklerin önemli miktarda yoğun enerji içeren gıdalar tükettiğini ortaya koydu ve bu gıdalar sağlıklı gelişme için uygun değildi. Çocukların % 18 ile % 33'ünün günde bir porsiyon sebze bile tüketmediği ve sebze tüketildiği zaman en yaygın seçeneğin patates kızartması olduğu görüldü.

Anne Sütünün Neden Önemli Olduğuna Dair Kanıtların Sayısı Artıyor

Araştırmalar, bir bebeğin yürümeye başladığı anda, anne-babasının beslenme davranışını ciddi oranda taklit etmeye başladığını ve bunun, uzun vadeli yeme davranışları oluşturmada önemli rol oynadığını göstermektedir. Artık herkes biliyor ki anne sütüyle beslenmenin bebeklerin gelişimine birçok katkısı bulunmakta. Emzirmenin bir çocuğun daha sonraki yeme davranışlarının gelişimi üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna dair kanıtlar nedeniyle, yaşamın ilk 6 ayında en uygun beslenme yöntemi olarak anne sütü önerilmeye devam edilmektedir.

Aşırı beslenmekten kaçınma

Aşırı Beslenmekten Kaçınma

Bugünün doğru beslenen bebekleri, geleceğin sağlıklı ve başarılı anne-babalarının en önemli işaretlerinden biridir. Bununla birlikte çocukları daha iyi gelişsin diye aşırı besleme eğiliminde olan kültürler / bakış açıları vardır; bu da artan çocukluk obezitesi ile karşımıza çıkmaktadır.

Çocuk ve Ergenlerde, Ekran Karşısında Tüketilen Yiyecekler, Günlük Enerji Alımının Yaklaşık % 20-25'ini Oluşturması Vahimdir

Medya ortamının da beslenme alışkanlıklar üzerindeki etkisi yadsınamaz. Özellikle reklamların, gıda ile ilgili bilgileri, tutumları, tercihleri ve uygulamaları şekillendirdiği gösterilmiştir. Zararlı yiyeceklerin genel olarak özendirilmesi ve TV karşısında gereksiz atıştırmalıkların tüketilebilmesi beslenme davranışlarını etkilemektedir. ABD'de 8-18 yaşları arası çocuk ve ergenlerin günde ortalama 7 saatten fazla elektronik ortama maruz kaldığını göstermektedir. Ekran karşısında tüketilen yiyecekler, çocukların günlük enerji alımının yaklaşık % 20-25'ini oluşturmaktadır. Ebeveynler ve bakıcılar belirleyici rollerinin farkında olmalı ve televizyona ve diğer hareketsiz davranışlara ayrılan süreyi sınırlandırmalıdırlar.

Çocuklar Meyve-Sebzeden Uzak Büyüyor

Kanada Toplum Sağlığı Araştırması, 4-8 yaşları arasında her 10 çocuktan 7'sinin meyve sebze tüketiminde yetersiz olduğunu ortaya koydu. Bu çocuklar ayrıca, tahıl ve süt ürünleri için de önerilen porsiyonlara ulaşmada yetersiz kalmakta. Böylece çocuklar arasındaki zayıf/yanlış beslenme alışkanlıklarının endemik olduğunu görülmektedir. Çocukların beslenme alışkanlıkları şekerle tatlandırılmış içeceklere, kalori yoğunluğu daha çok besin açısından zayıf atıştırmalıklara ve fast-food yiyeceklerine kaymaktadır.

Peki çocuklara doğru beslenme alışkanlıkları kazandırmak için ne yapılabilir

Peki, Çocuklara Doğru Beslenme Alışkanlıkları Kazandırmak İçin ne Yapılabilir?

Çocuklar başkalarının yeme davranışlarını gözlemleyerek besinleri tanır, öğrenirler. Örneğin, araştırmalar çocukların yetişkinler tarafından tüketildiğini gözlemledikten sonra meyve, sebze ve süt alımının arttığını ortaya koymaktadır. Aynı şekilde akranlarının yeme davranışlarını gözlemlediklerinde etki sebze seçimi ve tüketiminin artmasıyla aynıydı. Dolayısıyla, pozitif sosyal modelleme, çocuklarda daha sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek için etkili bir uygulamadır.

Sağlıksız yiyecekler, hazır yiyecekler, enerjisi yoğun atıştırmalıklar, tatlandırılmış içecekler ve hareketsiz yaşam tarzı aşırı kilo ve şişmanlık sorunlarına yol açmıştır. Çeşitli araştırmalar daha büyük bir paketlerin artan enerji alımı üzerindeki etkilerini ortaya koyarken, porsiyon veya paket büyüklüğündeki düşüşler enerji alımında sürekli azalmaya neden olmuştur.

Aşırı Kısıtlama – Şunu Bunu Kesinlikle Yiyemez – Davranışının Sonuçları Beklenenin Tersi Olabilir

Diyetteki aşırı kısıtlama çocukların fırsatını bulduğunda kısıtlanan yiyecekleri tercih etmesine ve aşırı tüketiminde artışa neden olabilir. Çocuğunun diyetinden endişe duyan ebeveynler, sağlıklı yiyecekleri ödüllendirmeye çalışabilir, ancak aşırı kontrolün çocuğun yiyecek alımını ve kilo durumunu olumsuz yönde etkilediği araştırmalarla gösterilmiştir. 5 – 7 yaşındaki çocukların yiyecek alımının aşırı kontrolü, istemeden olumsuz duyguları yönetmeleri için aşırı lezzetli yiyecekler yemelerini öğretebilir.

Ebeveyn modellemesinin çocukların yeme davranışları üzerindeki etkisi ile ilgili olarak yaptığım gibi yap yaklaşımının söylediğim gibi yap yaklaşımından daha güçlü bir olumlu etkisi olduğuna dair tutarlı kanıtlar var.

Okula Giden Bir Çocuğun Günlük Enerji Alımının % 19 ile % 50'sini Okulda Karşıladığı Hesaplanmaktadır

Okullarda yapılacak sağlıklı menü seçenekleri, uygun fiyatlı yiyecek fiyatlaması, erişilebilir fiziksel aktivite fırsatları, sağlıklı tutum ve davranışların modellenmesi beraberinde daha iyi diyetleri, aşırı kilo ve obezite sıklığında %59 – 72 oranında azalma sağlamıştır. Buna benzer sağlıklı okul beslenme uygulamaları ülkemizde de yapılmaktadır.

Ebeveynler ve Bakıcılar İçin Sağlıklı Beslenmeyi Teşvik Edecek Öneriler:

  • İlk 6 ay boyunca mümkün olduğunda emzirmeyi teşvik edin
  • Bebeğinizde yetişkin diyetine “lezzet köprüsü” oluşturmak için hamilelik ve emzirme döneminde çeşitli beslenin
  • Eve sadece sağlıklı yiyecekler alın
  • Çocuğunuzun yaşı ve besin ihtiyaçları için gelişimsel olarak uygun porsiyon boyutlarını seçin • Çocuğunuzun ne zaman ve ne yemesi gerektiğini seçin, ancak ne kadar yiyeceğine “kendisinin karar vermesine” izin verin
  • Çocukları yeni yiyecekler yemeye teşvik edin
  • Sağlıklı beslenme modelleri için kendi davranış ve tutumlarınızı kullanın
  • Kendi beslenmesini sağlaması için çocuğa güvenin
  • Enerji yoğunluklu bir diyettense besin değeri açısında zengin olan diyetleri tercih edin
  • Düzenli aile yemeği başlatarak pozitif bir beslenme ortamı yaratın

Erken önleme vurgusu olsa bile tek başına erken müdahale yeterli değildir. Sağlıklı beslenme davranışlarının çocukluk ve ergenlik boyunca aile, okul ve toplum ortamlarında da öğretilmesi ve güçlendirilmesi gerekir.

Sonuç olarak, çocukların yeme davranışları aileleri, okulları ve toplulukları içindeki birçok dış etkene karşı hassastır. Halen, bu etkilerin birçoğu obeziteye yatkın diyet düzenlerini desteklemektedir. Neyse ki, bu etkiler aynı zamanda sağlıklı beslenme uygulamalarını teşvik etmek için de harekete geçebilir. Gençlerin beslenme kalitesini ve yeme davranışını iyileştirmeye yardımcı olmak için çocukların yeme davranışları üzerindeki mevcut bilgilerin kanıta dayalı korunması ve müdahele çabalarına dahil edilmesi gerekmektedir.