Kanser, çok sayıda tümör baskılayıcı gende (örneğin p53) meydana gelen mutasyonlardan kaynaklanır. Kanser genetiğinde araştırılan temel konu, mutasyona uğramış genlerin birbirleriyle nasıl ilişkide olduğu ve kanserleşmeye nasıl katkı sağladığıdır. Nisan 2018'de Nature Genetics'te yayımlanan araştırmaya göre CRISPR ile geliştirilen bir yöntemle kanser ilişkili mutasyonlar izlenerek, tek bir hücrenin nasıl kanser hücresine dönüştüğü incelenebiliyor. Bu yöntem kanser araştırmalarını ve ilaç geliştirmelerini oldukça hızlandırabilir.

Kanserin temel nedeni, genlerde meydana gelen hasarlardır. Kanserdeki genleri ve bu genlerin birbirleriyle ilişkilerini haritalandırmak oldukça zorlayıcı bir konudur. Her bir fare modelinde genlere müdahale edilerek mutasyonların elde edilmesi gerekir. Bu durumda binlerce fareye ihtiyaç vardır. Ancak geliştirilen bu yöntemle sadece 36 fare kullanılarak akciğer kanserinde 15 yılda analiz edilen genotiplerden daha fazlası analiz edildi.

Bu yöntemde, crispr kullanılarak her bir kanser hücresinin DNA'sına kısa nükleotid dizileri eklendi. Bu dizilerin her birinin yavru döllere aktarılabilecek genetik bir barkod olarak düşünebiliriz. Hücre her bölündüğünde bu özel genetik barkodu yavru hücrelere aktaracaktır. Böylelikle bir tümör dokusu alındığında, DNA sekanslama yöntemiyle her bir hücredeki değişiklikler incelenebilecektir.

Peki bu Çalışma Bize Neyi İfade Ediyor?

  • Tümörler oldukça karmaşık bir genetik yapıya sahiptir ve hastadan hastaya değişiklik gösterir. Yeni geliştirilen bu teknikte beraber 30 farklı genetik çeşitlilik aynı anda modellenebilir. Bu durum kanserin genetik yapısını anlamada kolaylık sağlayacaktır.
  • Geliştirilen bu yöntem sayesinde binlerce genetik mutasyon incelenerek ilaç keşfinde hızlı bir ilerleme sağlanabilir.
  • Kanserleşmenin asıl nedeni olan tetikleyici mutasyonlar bu sayede belirlenerek hangi mutasyonun kanser hücresi için önemli olduğu tespit edilir. Böylelikle, etkili bir tedavi planlamasi yapılabilir.
  • Araştırmadan çıkan ilginç bir sonuç ise pek çok tümör baskılayıcı genin birbirlerine bağlı olmasıdır. Bu durum sentetik lethalite adı verilen tedavi stratejisine yönelik ilaçların tasarlanmasına olanak sağlayabilir.
  • Kanserin 10 temel özelliği