dMMR Rahim Kanserinde Ameliyat Sonrası Pembrolizumab ile %92 Hastalıksız Sağkalım

dMMR Rahim Kanserinde Ameliyat Sonrası Pembrolizumab ile %92 Hastalıksız Sağkalım

Rahim kanserlerinin en yaygın türü olan endometrial kanser, kadınlar arasında en sık görülen kanserlerden biridir ve dünya genelinde her yıl yaklaşık 420 bin kadına bu tanı konulmaktadır.

Bu kanser türü, mismatch repair-deficient (dMMR) tümörlere sahip hastalarda daha karmaşık bir seyir izler. Yaklaşık %25-30 oranında rastlanan bu tümör tipi;

  • artmış mutasyon yükü,
  • tümör içi lenfosit (TIL) yoğunluğu,
  • yüksek PD-L1 ekspresyonu ve
  • diğer immünolojik belirteçlerle öne çıkarak hastalığın kemoterapi gibi klasik tedavilere daha dirençli bir hale dönüşmesine yol açar.

Bu grup hastalarda standart tedavi yaklaşımları genellikle yetersiz kalmakta ve hastalığın tekrarlama riski yüksek olmaktadır.


ENGOT-en11 / GOG-3053 / KEYNOTE-B21 Çalışması

16 Ekim 2024'te Journal of Clinical Oncology’de yayımlanan faz III ENGOT-en11/GOG-3053/KEYNOTE-B21 çalışması, pembrolizumabın dMMR tümörlü erken evre endometrium kanserli hastalarda, ameliyat sornası standart adjuvan kemoterapiye eklenmesinin etkinliğini araştırmış ve çok önemli bulgular sunmuştur.

Bu yazıda, çalışmanın metodolojisi, sonuçları ve bu sonuçların klinik uygulamalara olan yansımaları ele alınacaktır.

Çalışmanın Metodolojisi

Çalışma kapsamında, yeni tanı almış ve cerrahi sonrası adjuvan tedaviye uygun yüksek riskli endometrial kanser hastaları iki ana gruba ayrılmıştır.

  • Tedavi Protokolü:

    • Bir gruba, kemoterapinin yanında 200 mg pembrolizumab 6 haftada bir uygulanırken, diğer gruba kemoterapi artı plasebo verilmiştir. Her iki grup da karboplatin-paklitaksel kombinasyonu şeklinde standart adjuvan kemoterapi almıştır.

    • Altı haftalık bu tedavinin ardından, bir yıl boyunca her altı haftada bir 400 mg pembrolizumab veya plasebo uygulanmaya devam edilmiştir.

    • Radyoterapi uygulaması, hastanın klinik durumu ve araştırmacının takdirine bırakılmıştır.

  • Değerlendirme Kriterleri:

    • Hastalıksız sağkalım (DFS, disease free survival), çalışmanın birincil sonlanım noktalarından biri olarak belirlenmiştir.

    • Tüm hastalar radyolojik inceleme ve histopatolojik doğrulama yoluyla takip edilmiştir.

    • Tedavi süresince yan etkiler ve hasta bildirimli sonuçlar (PRO) detaylı olarak kaydedilmiştir.

Sonuçlar

Çalışmanın ilk analizlerinde, pembrolizumabın dMMR grubu hastalarda hastalıksız sağkalım oranlarında çarpıcı bir iyileşme sağladığı görülmüştür:

  • Hastalıksız Sağkalım (DFS):

    • Pembrolizumab grubunda iki yıllık hastalıksız sağkalım oranı %92.4 (95% CI, %84.4-96.4) olarak kaydedilmiştir.

    • Plasebo grubunda bu oran %80.2 (95% CI, %70.8-86.9) olarak belirlenmiştir.

    • Hazard oranı (HR) 0.31 (95% CI, 0.14-0.69) olarak hesaplanmış ve pembrolizumabın hastalığın ilerleme riskini anlamlı derecede azalttığı görülmüştür.

pembrolizumab ve plasebo gruplarindaki iki yillik hastaliksiz sagkalim oranlari engot en11 gog 3053

Yan Etkiler:

    • Pembrolizumab grubunda gözlenen yan etkiler çoğu zaman kontrol edilebilir seviyelerde olmuş ve çalışma sırasında tedaviye bağlı ölüm vakası bildirilmemiştir.

    • Özellikle immün kaynaklı yan etkiler dikkatle izlenmiş ve kontrol altında tutulmuştur.


Yorum

Bu çalışma, pembrolizumabın dMMR tümörlü endometrial kanser hastalarında adjuvan tedavi olarak uygulanabilirliğini kanıtlamaktadır.

  • Biyolojik Avantajlar:

    • dMMR tümörlerin, artmış neoantijen yükü ve bağışıklık sistemiyle yoğun etkileşiminden kaynaklanan immünolojik duyarlılığı, pembrolizumab gibi immünoterapilere daha iyi yanıt verilmesini sağlamaktadır.

  • Klinik Uygulamalar:

    • Bu tedavi stratejisi, hastaların hastalıksız sağkalım oranlarını önemli ölçüde iyileştirerek, tekrarlama riski yüksek olan hastalar için umut vaat etmektedir.

    • Uzun dönemli takip verileri, genel sağkalım üzerindeki etkilerin daha iyi anlaşılmasına olanak tanıyacaktır.

Sonuç olarak pembrolizumabın adjuvan tedavide kullanılması, dMMR tümörlü endometrial kanser hastaları için yeni bir tedavi paradigması sunmaktadır. Bu çalışmanın bulguları, klinik pratiğe yansıtıldığı takdirde, tekrarlama oranlarını azaltabilir ve hastaların yaşam kalitesini belirgin bir şekilde iyileştirebilir. Gelecekteki çalışmalar, bu tedavi stratejisinin daha geniş bir hasta grubunda etkilerini değerlendirmelidir.

Brian M. Slomovitz et al., Pembrolizumab or Placebo Plus Adjuvant Chemotherapy With or Without Radiotherapy for Newly Diagnosed, High-Risk Endometrial Cancer: Results in Mismatch Repair-Deficient Tumors. JCO 43, 251-259(2025).

DOI:10.1200/JCO-24-01887

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Kanser Hasta Yakınlarında Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Sessiz Bir Salgın mı?

Kanser Hasta Yakınlarında Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Sessiz Bir Salgın mı?

Her yıl milyonlarca insan, kanserle mücadele eden sevdiklerine bakım veriyor. Bu süreç, sadece hastalar için değil,...

Tıbbi Kariyerde Hayatta Kalma Rehberi: Köpekbalıklarıyla Yüzmek Zorunda mıyız?

Tıbbi Kariyerde Hayatta Kalma Rehberi: Köpekbalıklarıyla Yüzmek Zorunda mıyız?

Tıp Dünyasında Sessiz Bir Kriz Tıp dünyası, insanlığa yardım etmeyi amaçlayan idealist bireylerin buluşma noktası olarak görülse...

Orta Riskli Rahim Ağzı Kanserinde Ameliyat Sonrası Kemoterapi Gerekli mi?

Orta Riskli Rahim Ağzı Kanserinde Ameliyat Sonrası Kemoterapi Gerekli mi?

Rahim Ağzı Kanserinde Tedavi Stratejileri Neden Gözden Geçiriliyor? Rahim ağzı (serviks) kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en...

Prostat Kanseri ve Cinsel Fonksiyon Bozukluğu: Egzersiz Tedavisi Umut Vaat Ediyor

Prostat Kanseri ve Cinsel Fonksiyon Bozukluğu: Egzersiz Tedavisi Umut Vaat Ediyor

Prostat Kanseri Sonrası Cinsel Fonksiyon Kaybına Çözüm: Egzersiz Prostat kanseri tedavisi gören erkeklerde sıkça görülen cinsel işlev...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında