Duktal karsinoma in situ nedir, ne kadar korkmalıyım? DCIS tekrarlar mı, tedavisi nasıldır?

Duktal karsinoma in situ nedir, ne kadar korkmalıyım? DCIS tekrarlar mı, tedavisi nasıldır?

DCIS ne demek?

Duktal karsinoma in situ (Ductal Carcinoma ISitu= DCIS), memenin süt kanallarını döşeyen hücrelerin kanserleşmeye başladığı, fakat henüz invaziv (yayılımcı) özellik kazanmadığı oluşumlardır.

2021 ABD Kanser İstatistikleri'ne göre, sadece ABD'de yıllık 50 bin yeni DCIS vakası tespit edilmektedir. Ülkemiz için DCIS verisi bulunmamaktadır, fakat klasik meme kanseri ülkemizde yıllık yaklaşık 24 bin kadını etkilemektedir.

DCIS, meme kanserinin kaçıncı evresidir?

Kimileri DCIS'e meme kanserinin çok erken bir evresi veya "evre 0" demektedir, fakat daha doğru ifade etmek gerekirse DCIS invaziv (yayılımcı) – yani gerçek – bir meme kanseri değildir, fakat %20 ila %50 oranında meme kanseri geliştirme riski taşıyan oluşumlardır.

Patoloji raporunda DCIS ne anlama gelir?

Eğer memenizden yapılan biyopsi sonucu "duktal karsinoma in situ" olarak raporlanmışsa bunun anlamı, meme kanallarınızdaki bazı hücrelerin kanserli hücrelere dönüşmeye başlamasıdır, fakat hücreler henüz invaziv (yayılımcı) bir karakter kazanmamıştır ve sadece süt kanalları boyunca uzanır, meme dokusunun içine doğru uzanmaz.

DCIS tedavisine genel yaklaşım

DCIS’te temel tedavi ameliyattır ve bu ameliyatta tümör bir miktar normal çevre doku ile birlikte çıkarılır. Bu meme koruyucu cerrahiler, "geniş-bölgesel eksizyon" veya "lumpektomi" olarak adlandırılır. Meme koruyucu cerrahiyi bazı vakalarda radyoterapi takip eder ve östrojen reseptörü pozitif olanalra  hormonal tedavi önerilir.

Aşağıda, meme dokusundaki hücrelerin "kanserleşme süreci" basitçe resmedilmiştir.

duktal karsinoma in situ dcis nedir 616165

DCIS tekrarlar mı?

DCIS için ana tedavi, mastektomi dediğimiz meme dokusunun komple alındığı ameliya ya da meme koruyucu tedaviden (MKC) oluşur. Meme koruyucu cerrahide, meme tamamen alınmaz, DCIS'li bölge alınır. Lumpektomi de denilen bu meme koruyucu cerrahi yönteminde, ameliyat sonrası genellikle radyoterapi uygulandır.

DCIS için uygulanan ameliyat sonrası DCIS tekrarlama ihtimali oldukça düşükdür; yaklaşık %1-2 kadar.

DCIS için uygulanan her iki ameliyat, bezer meme kanserine özgü sağkalım oranları ile sonuçlanır.

DCIS Tedavisi için Öneriler

  • Memenin duktal karsinoma in situ (DCIS) hastalığı, meme kanallarıyla sınırlı karma bir neoplastik lezyon grubunu temsil eder. DCIS tedavisinin amacı, invaziv meme kanseri gelişimini önlemektir. Ana tedavi yaklaşımı cerrahi, radyasyon tedavisi (RT) ve adjuvan endokrin tedavisini içerir.
  • Meme koruyucu cerrahi (MKC) adayları, hastalığı bir kadranda lokalize olan ve meme boyutuna göre hastalığın yaygınlığı dikkate alınarak kozmetik olarak kabul edilebilir bir şekilde negatif sınırlarla rezeke edilebilen DCIS hastalarını içerir. Yakın veya pozitif sınırlar varsa yeniden eksizyon(lar), mastektomi veya radyasyon takviyesi yapılmalıdır.
  • MKC için aday olan hastalarda mastektomi yerine MKC'yi öneriyoruz. MKC uygulanan kadınların çoğuna lumpektomiye ek olarak RT de verilmesini öneriyoruz.
  • Bununla birlikte, düşük dereceli DCIS'nin çok küçük odakları olan hastalar için, yalnızca meme koruyucu cerrahi (yani, RT'nin verilmemesi), geniş ölçüde negatif sınırlarla (ideal olarak 10 mm) bir seçenektir. Bununla birlikte, seçilmiş düşük riskli vakalarda bile adjuvan radyasyonun ihmal edilmesini destekleyen ileriye dönük randomize kanıtlar sınırlıdır.
  • DCIS'li çoğu hasta için koltuk altının cerrahi değerlendirmesini önermiyoruz. Ancak, MKC kriterlerini karşılamayan ve bu nedenle mastektomi gerektiren hastalarda sentinel lenf nodu biyopsisi öneriyoruz.
  • RT'li veya RT'siz meme koruyucu cerrahi ile tedavi edilen östrojen reseptörü (ER) pozitif DCIS'li kadınlar için, gözlem yerine endokrin tedavisini öneriyoruz. Tedaviyi tercih eden kadınlar için, anastrozol ve tamoksifen arasındaki seçim, her ilacın yan etki profiline, menopoz durumuna ve hastanın tercihlerine göre kişiselleştirilmelidir.
  • Genel olarak, ER-pozitif DCIS nedeniyle tek taraflı mastektomi uygulanan kadınlar için gözlem yerine endokrin tedavisini öneriyoruz. Bu hastalar için, endokrin tedavisinin kullanımı, bu tanı için nüksü önlemek için tedavi değil, "kemoprevensiyon" olarak kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, yeni bir primer karşı meme kanserini önlemek amacıyla verilecektir. DCIS için bilateral (iki taraflı) mastektomi yapılan kadınlarda, riskler/advers olaylar, risk azaltma için herhangi bir potansiyel faydadan daha ağır bastığından, kemoprevensiyon önermiyoruz.
  • Endokrin tedavisinin yararının bu hasta grubunda tekrarlama riskini azaltmadığı göz önüne alındığında, ER-negatif DCIS'li kadınlar için kemoprevensiyon olarak rutin tamoksifen kullanımını önermiyoruz. Bununla birlikte, bazı kadınlar yeni bir endokrin reseptör pozitif DCIS veya meme kanseri geliştirme riskini azaltmak için tamoksifen almayı tercih edebilir.
  • DCIS için ana tedaviyi tedaviyi takiben nüks (tekrarlama) teşhisi konan bir hastanın tedavisi, hastalığın tamamen in situ olup olmadığına veya invaziv bir bileşeni olup olmadığına, hastalığın yaygınlığına, konumuna, önceki cerrahi yaklaşıma (yani mastektomiye karşı lumpektomi) ve RT'nin olup olmadığına bağlıdır.

DCIS ile meme kanserine bağlı yaşam kaybı arasında bir ilişki var mı?

Duktal karsinoma in situ (DCIS) için cerrahi tedavi, klasik meme kanseri olarak tekrarlamayı önlemede ne kadar etkilidir? DCIS'ın temel tedavisi olan ameliyat, yaşam boyu meme kanseri ve meme kanserine bağlı yaşam kaybı riskini önemli ölçüde azaltmayı amaçlamaktadır, ancak DCIS teşhisi konan hastalar hala kötü sonuçlar alma riski altında mıdır?

JAMA Network Open'da Eylül 2020'de yayımlanan bir çalışmada, meme kanseri ve buna bağlı yaşam kaybı risklerini, bu şekilde bir tanıya sahip olmayanlarla karşılaştırmak amacıyla cerrahi tedavi gören DCIS tanısı almış bir dizi hasta incelendi. Araştırmacıların bulduğu şey, bir DCIS tanısından sonraki 20 yıl içinde meme kanseri yaşam kaybı riskinin, tanısı olmayanlara kıyasla beklenenden daha yüksek olabileceğiydi.

Araştırmacılar, ABD Kanser İstatistikleri (Sürveyans, Epidemiyoloji ve Son Sonuçlar = SEER) kayıtları veritabanından veri aldı. Araştırmacılar, kamuya açık bu bilgileri kullanarak, 1995 ile 2014 yılları arasında DCIS'li 144 bin kadından alınan bilgileri inceledi. İn situ karsinom tanısı alan hastalar, invaziv bir bileşen kanıtı olmaksızın (klasik meme kanseri olmama şartı ile) çalışmaya dahil edildi; çalışmaya alınmama kariterleri arasında mikro invazyon, lobüler karsinom in situ, epitelyal olmayan histolojik bulgular, meme başının Paget hastalığı veya yaygın DCIS yer aldı. Bu kadınların tümü DCIS için cerrahi tedavi gördü ve 68 bini ayrıca radyoterapi aldı. Kadınlar, yaşamlarını kaybetmedikçe (meme kanserinden veya ilgisiz bir nedenden ötürü), takipten çıkmadıkça veya DCIS'in ilk teşhisinin üzerinden 20 yıl geçmedikçe 31 Aralık 2016 tarihine kadar izlendi.

Araştırmacılar, 144.524 hastadan tahmini 458.6 meme kanseri yaşam kaybı öngörmüşlerdi (hastaların yaşlarına özgü meme kanseri sıklığı oranlarını kullanarak). Fakat, bu grupta beklenen olasılığın 3 katından fazla olan 1540 meme kanseri yaşam kaybı gözlemlediler.

Bu oran, farklı dönemlere bölündüğünde benzerdi. 1995'ten 1999'a kadar, beklenen 129.5 yaşam kaybına karşı DCIS'li hastalarda 426; 2005'ten 2009'a kadar beklenen 104 yaşam kaybına karşılık DCIS'li hastalarda 343 yaşam kaybı gözlendi. Bunlar sırasıyla yaklaşık 3,29 ve 3,3 katlık daha yüksek oranlardı.

DCIS'li hastalarda yaşam kaybı riskini artıran faktörler nelerdir?

Genç yaş ve siyahi ırk, gözlenen ölümlerin beklenenden önemli ölçüde yüksek olmasını etkileyen ana faktörlerdir.

Araştırmacılar, 49 yaşından küçük bir yaşta DCIS teşhisi alan kadınlar arasında 92 yaşam kaybı gözlemledi ve bu, beklenen 8.2 meme kanseri yaşam kaybı riskinin yaklaşık 12 katı idi. Yani, 50 yaşından önce DCIS tanısı almak, riski belirgin derecede artıyırodu.

Gözlemlenen kadınlardan 15.415'i siyah idi. Siyahi kadınlarda beklenen 42,2 yaşam kaybına kıyasla 319 gözlemlenen yaşam kaybı vardı ve bu 7,5 kattan daha fazla idi. 40 yaşın altındaki siyah kadınlara odaklanıldığında ki bu 692 kişiye karşılık geliyordu, gözlenen meme kanseri ölümlerinin sayısı beklenenden 22 kat daha fazlaydı.

Araştırmacılar, DCIS için tek taraflı mastektomi geçiren 17,313 kadının 238'inin meme kanserine bağlı yaşamını kaybettiğini gözlemledi; buna karşı bu grup için meme kanserine bağlı beklenen yaşam kaybı 57,8 idi. Lumpektomi artı ek radyoterapi uygulanan 63.827 kadından, beklenen 176.7'ye kıyasla 496 yaşam kaybı gözlendi.

- İlgili konuDuktal karsinoma in situnun (DCIS) meme kanserine dönüşümü için 6 risk faktörü

Sonuç

Araştırmacılar, çalışmanın sınırlamalarını kabul ediyorlar ve DCIS'in ardından, % 2 olan yaşam boyu meme kanserine bağlı yaşam kaybı riskinin, kemoterapi önermek için yeterli olmadığını belirtiyorlar. Bununla birlikte, kadınların DCIS için cerrahi tedaviden sonra meme kanserine bağlı yaşam kayıpları açısından başlangıçta tahmin edilenden daha büyük risk altında olabileceğini bilmenin yanı sıra, ırkın kadınları daha da büyük bir risk altına sokabileceğini bilmenin değeri vardır.

Giannakeas V, Sopik V, Narod SA. Association of a diagnosis of ductal carcinoma In situ with death from breast cancer. JAMA Netw Open. 16 Sep 2020

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


4. Evre Meme Kanserinde, İlerleme Sonrası Hastalık Gidişatını Etkileyen Faktörler

4. Evre Meme Kanserinde, İlerleme Sonrası Hastalık Gidişatını Etkileyen Faktörler

Meme kanseri, dünya çapında kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Tanı anında hastaların yaklaşık %10'u dördüncü evrede,...

Meme Ucu Değişiklikleri, Nedenleri, Belirtileri ve Ne Zaman Doktora Görünmeli

Meme Ucu Değişiklikleri, Nedenleri, Belirtileri ve Ne Zaman Doktora Görünmeli

Meme ucu ve meme dokusundaki değişimlerin erken fark edilmesi, ciddi bir sorunu önlemek için kritik öneme...

Meme Kanseri Sonrası Nüks (Tekrarlama) Korkusu – Etkileri ve Başa Çıkma Yolları

Meme Kanseri Sonrası Nüks (Tekrarlama) Korkusu – Etkileri ve Başa Çıkma Yolları

Meme kanseri tedavisini tamamlayan birçok kişi, kanseri yendikten sonra bile derin bir nüks (kanserin tekrarlama) korkusu...

Erken Evre Meme Kanserinde RAD51 Testinin Önemi

Erken Evre Meme Kanserinde RAD51 Testinin Önemi

Son yıllarda kanser tedavisinde biyobelirteçlerin önemi giderek artmaktadır. Erken evre meme kanseri için kişiselleştirilmiş tedavi stratejileri...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında