Farkındalık Önemli – Kanser Belirtileri ile Doktora Başvuran Hastalar, Çoğunlukla Erken Evrede Tanı Alıyor
Birleşik Krallık'ta yapılan ve THE LANCET Oncology adlı dergide 5 Kasım 2019'da yayımlanan bir çalışma, kanser belirtileri ile doktora başvuran ve kanser teşhisi konmuş hastaların büyük çoğunluğunun erken evrelerde kanserlere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmanın bulguları, belirti bilincinin artırılmasının hastalığın yükünü azaltmaya yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
Minjoung Monica Koo ve meslektaşları, İngiltere'de bir yıl içinde teşhis edilmiş yaklaşık 8000 kanser hastasına ilişkin verileri inceledi ve 12 solid (katı, organ) kansere ait en sık görülen 20 kanser belirtisini değerlendirdiler. Bu kanserler endometrial (rahim), akciğer, rektum, meme, melanom, prostat, kolon, böbrek, mesane, yumurtalık, oral, orofarengeal veya laringeal kanserler idi.
Çalışmanın sonuçlarından dikkat çekici iki örnek şöyle idi: anormal bir ben ile doktora başvuranlarda 4. evre kanser tanısı alma oranının % 1 olduğu; boyunda kitle ile kanser tanısı alanların % 80 kadarında ise ileri evre kanser bulundu.
Değerlendirilen 20 kanser belirtisinden 13'ünde, hastaların yarısından fazlasına erken evre kanser teşhisi kondu.
- İlgili konu: Kanser alarm belirtileri nelerdir?
Bu çalışmanın bulguları, yaygın kanser belirtilerine odaklanan erken tanı müdahalelerinin, tipik olarak 4. evre hastalığı olan bireylerin teşhisini hızlandıracağı yönündeki endişeleri çürütmektedir. Doktorlar arasında da yaygın olan bir inanışa göre, kanser belirtilerine sahip olmak, sanki artık çok geç kalındı gibi bir yanlış algıya sebep olmaktaydı. Bu çalışmada ise, bu belirtileri olan hastaların önemli bir kısmına, potansiyel olarak iyi prognoz (hastalık gidişatı) ile ilişkili olan ileri evre olmayan kanserlerin teşhisi konulduğu görüldü.
Bu anlamda çalışmanın sonuçları heyecan vericidir ve kanser belirtileri ile ilgili doktora başvurmada hastaları teşvik edicidir.
Kanser belirtilerine sahip olmaya dair yanlış algı, özellikle de düşük sosyoekonomik gruptaki hastalar arasında "büyük bir sorun" idi.
Şimdiye kadar erken tanı amaçlı kanser taramaları, herhangi bir şikayet ya da belirtiye sahip olmayan kişileri hedeflemekte idi; bu çalışmanın sonuçları, kanser belirtilerine sahip kişiler için yeni biyobelirteçler geliştirip erken tanı oranının artması yönündeki motivasyonu arttırmaktadır.
Çalışmada gözlenen en sık başvuru belirtisi, hastaların % 15.8'inde görülen memede kitle idi ve en az yaygını % 1.3 oranında bildirilen boyunda kitle idi. Aynı anda iki veya daha fazla belirti, hastaların % 34'ünde rapor edildi. Ekip, anormal mol / ben, memede kitle, postmenopozal vajinal kanama, rektal kanama, alt idrar yolu belirtileri, hematüri (kanlı idrar), bağırsak alışkanlığında değişiklik, ses kısıklığı, yorgunluk, karın ağrısı, alt karın ağrısı, kilo kaybı, veya başka herhangi bir belirti, ileri evre olmayan kanser ile ilişkili bulundu.
Ekip, boyunda kitle, göğüs ağrısı ve sırt ağrısının 4. evre kanserler ile daha ilişkili olduğunu; buna karşın anormal ben, memede kitle, menopoz sonrası kanama ve rektal kanamanın erken evre kanserlerle ilişkili olduğunu buldu.
Cinsiyete, yaş grubuna, etnik kökene, yoksunluk seviyesine ve kanser tanısına uyum sağlamanın da bulgular üzerinde büyük bir etkisi olmamıştır. Bulguların ayrıca sağlık profesyonelleri için "önemli etkileri" vardır, hastaların derhal sevk edilmeleri ve potansiyel kanser belirtilerinin araştırılması, daha yüksek kanser sağkalım oranları ile ilişkilidir. Bu zorlukların çoğuna cevaplar sürmekte olan multidisipliner ve uluslararası bir çabayı gerektirecek olsa da, erken tanı, kanser bakımının kutsal kâsesi olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Presenting symptoms of cancer and stage at diagnosis: evidence from a cross-sectional, population-based study.
THE LANCET Oncology - 5 Nov 2019.