Fransız araştırmacılar, randomize bir klinik çalışmada fibromiyalji (FM) için osteopatik manipülasyonun etkinliğini değerlendirmeyi amaçladılar. Hastalar osteopatik tedavi veya plasebo uygulama yapılmak üzere randomize edildi (rastgele gruplara ayrıldı). Tedavi deneyimli fizik tedavi hekimleri tarafından uygulandı ve 6 hafta boyunca hasta başına altı seanstan oluşuyordu. Tedavi güvenilirliği ve beklentisi tekrar tekrar değerlendirildi.

Osteopati nedir?

Osteopatik manipülatif tedavi veya OMT, osteopatik doktorlar (osteopatlar) tarafından hastalık veya yaralanmayı teşhis etmek, tedavi etmek ve önlemek için kullanılan bir dizi uygulamalı tekniktir. Osteopatik manipülasyonu kullanan bir osteopat, bir hastanın kaslarını ve eklemlerini germe, hafif basınç ve direnç içeren teknikler kullanarak hareket ettirir.

Fibromiyalji nedir?

Fibromiyalji (FM), vücudun her yerinde ağrıya (yaygın ağrı olarak da adlandırılır), uyku problemlerine, yorgunluğa ve sıklıkla duygusal ve zihinsel sıkıntıya neden olan bir durumdur. Fibromiyalji olan kişiler, fibromiyaljisi olmayan insanlara kıyasla acıya karşı daha duyarlı olabilir.

Fibromiyalji için osteopati çalışması

Osteopatik manipülasyon şu şekilde yapıldı: Osteopatik tedavi için hasta önce yüzüstü pozisyona getirildi. C7'den L5'e kadar olan her bir omur çıkıntısı üzerinde artan basınç ile dorsoventral yönde ve omurga çıkıntısının yan yüzeyine (iki taraflı) basınç uygulanarak rotasyonda hareket ettirildi. Sakral (kuyruk sokumu) kemiğine de 5-10 kez manipülasyon uygulandı. Piriformis kasları kademeli olarak gerildi. Kalça eklemi daha sonra, addüktör, abdüktör ve fleksör kaslarını (10 kez) germek için abdüksiyon ve addüksiyonla birleştirilerek ekstansiyonda kademeli olarak mobilize edildi. Omuzlar, glenohumeral eklemin tekrarlayan manipülasyon hareketi (10 kez) ile tek tek aşamalı olarak hareket ettirildi. Hasta daha sonra aşağıdaki manevralar için sırtüstü yatırıldı. Boyunda bimanual traksiyon yapıldı, ardından lateral fleksiyonda ve rotasyonda tekrarlanan mobilizasyon (her iki tarafta, beş kez, her biri 3-5 kez). Omuzlarda önce her iki kolun kraniyal traksiyonunu yapıldı ve ardından klavikulayı bloke ederek akromioklavikuler ve glenohumeral eklemleri açarak (üç kez) bir kolun ardından diğer kolun kaudal traksiyonunu tekrarlandı. Kalçalarda bacaklarda (üç kez) tekrarlı çekişler yapıldı ve kalça eklemi manipülasyon hareketleriyle mobilize edildi. Son olarak lomber ve torakolomber omurganın mobilizasyonu için hasta lateral dekübitus pozisyonuna getirildi. Hastanın şikayetine göre her düzeyde itme manipülasyonuna izin verildi. Klavikulayı bloke ederek akromioklaviküler ve glenohumeral eklemleri açarak (üç kez) önce her iki kolun kraniyal traksiyonu yapıldı ve ardından bir kolun ardından diğer kolun tekrar kaudal traksiyonunu gerçekleştirildi. Kalçalarda bacaklarda (üç kez) tekrarlı çekişler yapıldı ve kalça eklemi manipülasyon ile mobilize edildi. Son olarak lomber ve torakolomber omurganın mobilizasyonu için hasta lateral dekübitus pozisyonuna getirildi. Hastanın şikayetine göre her düzeyde itme manipülasyonuna izin verildi.

Plasebo uygulama aynı sırayı takip etti, ancak omurgada eklem hareketliliğini önlemek için manevralar yarı yolda durduruldu. Kalça ve omuzlarda germe teknikleri de yarı yolda durduruldu. Eklem teknikleri, önemli bir mobilizasyon olmaksızın simüle edildi. İtme manipülasyonu yasaklandı.

Hastalar standart anketleri başlangıçta, tedavi sırasında ve randomizasyondan 6, 12, 24 ve 52 hafta sonra tamamladı. Birincil sonuç, tedavi süresi boyunca ağrı yoğunluğuydu (100 mm'lik görsel analog ölçek ile değerlendirildi).

görsel analog skala 0 mm ağrı yok 100 mm en şiddetli ağrı

İkincil sonuçlar yorgunluk, işlevsellik ve sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini içeriyordu.

Sonuçlar

  • Toplamda 101 hasta (% 94 kadın) dahil edildi.
  • Osteopatik tedavi, plasebo uygulamaya göre ağrıyı önemli ölçüde azaltmadı (iki uygulama arasındaki ortalama fark: 2.2 mm idi; % 95 güven aralığı, −9.1 ila 4.6 mm).
  • İkincil sonuçlar (yorgunluk, işlevsellik ve sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi) için önemli bir farklılık gözlenmedi.
  • Osteopati ile tedavi edilen hastalarda 12. haftada ağrıda tekrar bir artışa rağmen hiçbir ciddi advers olay gözlenmedi.
  • Uygulanan tedavinin fayda sağlayacağına dair beklentisi olan hastalarda, ağrıda anlamlı bir azalma gözlendi.

Yazarlar, osteopatinin FM hastalarında ağrı, yorgunluk, işlevsellik ve yaşam kalitesi için plaseboya göre hiçbir fayda sağlamadığı sonucuna varmışlardır . Bu bulgular, bu hastaları tedavi etmek için osteopatinin kullanımını desteklemez. FM yönetiminde hastaların beklentisine daha fazla dikkat edilmelidir.

Fransız ekibi bu mükemmel araştırma için tebrik edilmelidir. Bu çok iyi yürütülmüş ve bildirilmiş bir çalışmadır. Gelecekteki denemeler için manuel terapi araştırmacılarına bir taslak olarak hizmet etmelidir. Sonuçlar net ve beklenmedik değil: Osteopati, tiyatral bir plasebodan daha fazlası değildir.