Ülkemizin gelişmesinde ve bilim yolunda daha ileriye taşınabilmesinde bir miktar göz ardı ettiğimiz ve önemini yeterince kavramadığımızı düşündüğümüz mentorluk (mentorship) yani farklı bir deyişle akıl hocalığı, gelişim, kariyer ve hatta yaşam danışmanlığını kapsayan bir alandan bahsedeceğiz.

Mentorlar, kariyerimizde yeni kapıların açılmasına yardımcı olmaktadırlar, ama mentorluk sadece bundan ibaret değildir. Mentorlardan kariyer tavsiyelerinin de ötesinde ne beklenmektedir? Mentorluk ve mentora ihtiyaç duyan kişi bu ilişkiden ne istemektedir?

Mentorluk nedir?

Mentorluk usta-çırak ilişkisi içinde tecrübeli kişinin iş ve hayat tecrübelerini öğrencilerine aktarıp, kariyer ve hayatı hakkında doğru yönlendirmeler yaparak öğrencisinin bilgi ve donanımlı bir şekilde gerçekten olmak istediği mutlu hayata ulaşmasında yardımcı olmaktır. Aynı zamanda akıl hocalığıdır ama akıl hocalığından daha geniş bir anlamı vardır. Uzmanlar; mentorlarla birlikte çalışan kişilerin daha bilgili oldukları, kariyer kararlarını daha iyi aldıkları, daha üretken oldukları, daha az yanlış deneyimleri olduğunu ve gerçekten onları mutlu edecek kararların farkında olduklarını söylemektedirler.

İngiltere’den Dr. Shrewsbury, hayatının yolunu çizerken bir mentorla karşılaştığını anlatmaktadır. Dr. Shrewsbury kariyerini planlarken çok zor bir yolda kalmıştır. Pediatriyi çok sevmesine rağmen hastanede çalışmaktan oldukça mutsuz olacağını düşünmüş ama pratisyen hekimliğinin de akademik hırslarını doyuracak kadar tatmin edici bir bölüm olmadığı kanısına varmıştır. Dr. Shrewsbury bu ikilemden mentorunun doğru yönlendirmesiyle şu anda pratisyen hekimlikle ilgili bir PhD eğitimine başlamış, Royal Collage of General Practioners’da pratisyen hekimliği ve akademik tarafı da birleştirmektedir.

Daha iyi bir tıp eğitimi ancak mentorluk sistemi ile mümkündür

Dr. Goldein 20. yüzyıla kadar mentorluğun neredeyse tamamen resmi bir ilişki içerisinde olduğunu söylemektedir. Ayrıca bir makalesinde iki nesil arasındaki tıp eğitimini karşılaştırmış; eski hekimlerin yeni başarılı stajyerler yetiştirmek için kendilerini adadıklarını söylemekte ve eskiden yetişen bu stajyerin başarısının mentorunun başarısı olarak görüldüğünü belirtmektedir (çırağın başarısı, ustanın başarısıdır).

Dr. Goldein uzun vadeli, belli kuralları olan bu mentorluk ilişkisinin eskisi kadar prensiplerine bağlı olmadığını söylemektedir. Bunu eğitim görülen fakültenin çalışma isteğine, hasta klinik tablosuna, araştırma yapma potansiyeline ve yaptığı klinik çalışmalara bağlamaktadır. Artık mentorluğun resmiyetlikten uzaklaştığını fakat bu uzaklaşmanın yeni stajyerlerde kariyer seçimlerinde daha başarılı, deneyimleri daha iyi özümsemiş, daha üretken, mentoruna karşı daha rahat hissetmelerini sağladığını belirtmektedir.

Mentorluğun kuralları var mıdır?

Mentorlar ve öğrencileri arasındaki ilişkide bazı önemli noktalar vardır; iki tarafında sağlıklı bir ilişki içinde olabilmesi için bu noktalara dikkat edilmelidir. Akademik Medicine’dan özetlenen bir çalışmada mentoru öğrencisinden;

  • Aktif bir dinleyici olması ve geri bildirimlere açık olması, 
  • Mentorun zamanına saygılı olması, 
  • Yapacakları toplantılara her zaman hazır gelmesi beklenmektedir. Diğer bir taraftan da öğrenci mentoruna ne istediğini açıkça söylemelidir;
  • Kariyer rehberliği sağlamasını,
  • Fırsatlar yaratmasını ve yeni kapılar açmasını,
  • Karşılaşabileceği kötü durumlar konusunda açık olmasını,
  • Duygusal destek sağlamasını,
  • İş ve kişisel yaşam arasındaki dengeyi sağlamakta yardımcı olmasını beklemektedir.

Dr. Shrewsbury; danışan kişinin kendine mentorla nasıl bir ilişki istediğinin, kuralları koyarken neleri beklediğinin sorulması gerektiğini önermektedir.

Nasıl iyi bir mentor olunur?

İngiltere Royal Collage of General Practioners eski başkanı Prof. Maureen Baker en önemli kuralın iyi dinlemek olduğunu söylemektedir.

Mentorluk; sadece toplantılar yaparak veya bir rehber kitaba uyarak yapılabilecek bir iş değil hayat yolculuğunda yanında olacağın, destekleyeceğin doğru kişiyi seçmek de demektir.

Her mentorun kendi stilleri vardır. Dr. Shrewsbury mentorlar aşırı yönlendirici olmaktan sakınmasını önermektedir. Herkesin kendi cevaplarını bulması kolaylaştırılmalı ama bunlar hazır bir şekilde kişinin önüne bırakılmamalıdır. Kişinin kendi planını ve seçimlerini kendi yapmasının daha uygun olacağını söylemektedir.

Dr. Shrewsbury kariyer seçiminde mentorunun etkisini şöyle açıklamaktadır:

"Tutkularıma göre bir yol çizdiğimi ve çevremden de çok takdir alacağımı düşünüyordum, bir gün bana gerçekten bunu isteyip istemediğimi sordu ve beni gerçekten sevdiğim alana yöneltti. Eğer yanımda bu kadar iyi mentorlarım olmasaydı belki de tıptan çoktan vazgeçmiş olabilirdim."

Mentörlük sadece hekimlik mesleğine özgü değildir

Sıklıkla mentorluğa tıp eğitimi sürecinde ve bu süreçte verilen kararlarda önemli olduğu sanılmaktadır, ama mentorluk sadece bu dönemi kapsamamakta veya sadece kariyer seçimi demek değildir.

Dr. Blair ve kardeşleri çocukluğundan beri mentorluk anlayışıyla birlikte yetişmiştir çünkü babaları da doktordur. Okul bittiğinde de hala öğrenilecek çok şeyin olduğunu, mentorun tüm hayatı yönlendirdiğinin farkındadır. Kişinin nereden geldiğini bilen her şeyinle tanıyan bir mentorunun olması birlikte doğru iletişim ve karar vermeyi artırdığını belirtmektedir.

Doğru mentoru bulmak her zaman kolay olmayabilir, kişi için doğru mentoru bulmak zaman alabilmektedir. Mentorumuzu seçerken her zaman kurallar aklımızda olmalıdır; mentorumuza karşı açık olmalı, saygılı olmalı ve aradaki ilişkiden ne istediği bilinmelidir. Eğer hala bir mentor bulamadıysanız belki de mezun kişilerden veya okuldan düşüncelerine gerçekten değer verdiğiniz birisinden yardım isteyebilirsiniz.

Ülkemizde çok iyi yetişmiş ve mentorluk yapabileceğine inandığım binlerce akademisyen olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin gelişimi adına bu akademisyenlerin kollarını sıvamasının zamanı geldi. Genç arkadaşlarımın ise eğitimlerinin başlangıcında profesyonellik alanları her ne olursa olsun, mentorluk ve mentorun kıymetini bilmeleri ve gerçek usta-çırak ilişkisi olmaksızın bir gelişim olmayacağını algılamaları ve hızla kendilerine bir mentor bularak çıraklığa soyunmaları gerektiğine inanıyorum.