Akciğer kanseri belirtileri nerlerdir?

Akciğer kanseri, öncelikli olarak akciğere giden havanın giriş ve çıkışını yöneten soluk borusunda başlar. Düzinelerce farklı çeşitte akciğer kanseri olmasına rağmen %90 ından fazlası küçük hücreli olmayan ve küçük hücreli akciğer kanserleri olarak iki gurupta sınıflandırılır.

  • Küçük hücreli olmayan akciğer kanserleri adeno kanser, yassı hücreli kanser, büyük hücreli kanser ve karma tür olarak dört grupta sınıflandırılır ve akciğer kanserlerinin %75 ini oluştururlar.
  • Küçük hücreli akciğer kanseri, tüm akciğer kanserlerinin %20-25 ni temsil eder.

Aşağıdaki bulgular akciğer kanserinden ya da daha hafif seyreden başka hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu sebeple vakit kaybetmeden bir doktora başvurarak uzman görüşü almanız yerinde bir karar olacaktır.

  • Bitmek bilmeyen ve zamanla daha kötüye giden öksürük
  • Kalıcı göğüs ağrısı
  • Kan tükürmek
  • Nefes darlığı
  • Hırıltılı nefes alıp-vermek
  • Sık sık zatürre veya bronşit hastalığına yakalanmamak ve tedaviye yanıt alamamak 
  • Boyun ve yüzde şişlik
  • İştahsızlık ve kilo kaybı
  • Yorgunluk

Meme kanseri belirtileri nelerdir?

Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerde başlayan bir kanser türüdür. Kadınlardaki meme dokusu, sadece memenin kapladığı alandan daha geniş bir alanı kaplar. Meme dokusu köprücük kemiğine, koltukaltından göğsün ortasındaki göğüs kemiğine kadar olan bir alana yayılmıştır. Ülkemizde kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri, nadir de olsa erkeklerde de görülmektedir. Bu kanser türü herhangi bir yaşta görülebilir, ancak en sık 50 yaşından sonra karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde gelişen teknoloji ve erken teşhis ile hızla başlatılan tedaviler sayesinde birçok kadın hayatta kalmakta ve sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedir. Bazı kadınlarda meme kanseri riski diğerlerine göre daha fazladır.

Bu durumda, kişiye özel bir test planı yapılması gerekecektir. Tarama testlerinin daha erken yaşta ve daha sık yapılmasını gerektiren durumları şöyle sıralayabiliriz: 

  • Daha önceden meme kanseri olmuş ve tedavi görerek iyileşmiş olmanız,
  • Meme biyopsisi sonucunda bir dizi kanser olmayan ancak çoğalan anormal hücreye (olağandışı hiperplazi) bağlı memede değişikliklerin tespit edilmesi,
  • Ailede meme kanseri geçmişi (özellikle menopoz öncesi ya da BRCA1 veya BRCA2 gibi bazı genlerde oluşan mutasyona bağlı anne, kız kardeş ya da kız çocukta gelişen meme kanseri).

Genetik meme kanserinin en sık rastlanan nedeni, BRCA1 ve BRCA2 genlerinde oluşan genetik mutasyondur. Normal hücrelerde, bu genler protein üretir ve hücrenin anormal gelişmesini engelleyerek kanseri önler. Ancak, bu iki genden birinin genetik mutasyona uğramış bir kopyası aileden geçmişse, yaşam süreci içerisinde bireyin meme kanserine yakalanma riski yüksek demektir. BRCA mutasyonuna sahip aile üyeleri için risk, %80 oranındadır. Genetik mutasyona sahip kadınların kansere yakalanma yaşı, genetik mutasyon taşımayan kadınların yaşına göre daha gençtir ve kanser çoğunlukla iki memeyi birden etkiler.

Genetik mutasyona sahip kadınlar, yumurtalık kanseri gibi başka kanserlerin gelişme riskini de taşırlar. Diğer gen mutasyonları da genetik meme kanseri ile bağlantılı olabilir. Ancak, bu gen mutasyonları daha nadir görülür ve BRCA geninin meme kanseri riskini arttırması kadar etkili değildir. Düzenli tarama testleri yaptırsanız bile memenizin normal görünüşüne aşina olmanız, herhangi bir değişikliği çabuk ve kolay fark etmenizi sağlayacaktır. Adet dönemlerinizde memenizde bazı değişiklikler olabilir. Örneğin; adetinizin hemen öncesinde memenizde ele gelen yumrular olabilir. Adet sonrası normal yapısına geri dönen memenin kontrolü daha sağlıklı olacaktır. Bu sebeple, adet döneminin 15 gün öncesi ve sonrası yapılan fiziksel meme muayenesi daha doğru sonucu verecektir. Meme dokuları yaşın ilerlemesiyle birlikte değişir.

Sizin için neyin normal olduğunu öğrenmek, memenizde oluşan nasıl bir değişiklikte doktorunuza başvurmanız gerektiğini size anlatacaktır. Yaşınız kaç olursa olsun meme sağlığı, memenizin yapısını öğrenerek başlar. Çoğu kadın için memesinde yumru ya da şişlik olduğunu hissetmek, meme kanserinin en sık rastlanan belirtisidir. Bu şişlik ayrıca ağrı yapıyorsa, iyi huylu bir kitleden bahsetmek mümkündür. Ancak, yinede bu durumun bir doktor tarafından kontrol edilmesi yerinde bir davranış olacaktır. Hissedilen ya da bir başka deyişle ele gelen kitle her zaman kanser demek değildir. Bu gibi belirtiler, meme kanserine bağlı olabilir ya da memede gelişen başka bir problemden kaynaklanabilir.

Öyleyse, memenizde ne gibi bir değişiklik olduğunda doktora başvurmalısınız?

  • Koltukaltında yumru veya şişlik
  • Memenin şeklinde ve büyüklüğünde değişiklik
  • Meme cildinde çukurcuk ya da büzülme oluşması - zaman zaman portakal kabuğu derisi olarak da adlandırılabilir
  • Memede kızarıklık, şişlik ve ısı artışı
  • Meme ucunda içe çekilme
  • Meme ucunun pul pul olması ya da kabuklanması

Bu tür belirtilerle karşılaşmanız halinde, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurarak olası meme kanserinin erken teşhis edilmesine ve hızlı, etkin bir tedavi uygulanmasına yardımcı olunuz.

Prostat kanseri belirtileri nelerdir?

Prostat sadece erkeklerde bulunan bir salgı bezidir. Bu salgı bezi rektumun önünde idrar torbasının altında bulunur. Prostatın boyutları yaşa göre değişkenlik gösterir. Erken yaştaki erkeklerde ceviz büyüklüğünde olan prostat, ileri yaştaki erkeklerde çok daha büyük boyutlarda olabilir.

Prostatın görevi, sperm içinde bulunan ve sperm sıvısını sağlayan hücreleri besleyen ve koruyan sıvılar üretmektir. Prostatın hemen arkasında bulunan salgı bezlerine, sperm sıvısının çoğunu üreten meni kesesi denir. Üretra, prostatın merkezinden geçen ve penisten dışarı atılan idrar ve spermi taşıyan tüptür.

Prostatta birkaç farklı türde hücre bulunur. Ancak prostat kanserlerinin neredeyse tamamı bez hücrelerinden gelişir. Bez hücreleri, sperme eklenen prostat sıvısını üretir. Bez hücrelerinde başlayan kanser, adenokarsinom olarak adlandırılır.

Prostatın diğer kanser türleri de (sarkom, küçük hücreli karsinom ve transizyonel hücreli karsinom) prostat bezinde başlayabilir. Ancak bu tür prostat kanserleri oldukça nadir görülür. Bazı prostat kanserleri hızlı gelişip yayılabilir, ancak çoğu yavaş gelişir.

Prostat kanseri, kanda prostat spesifik antijen (PSA) oranı ölçülerek erken teşhis edilebilir. Prostat kanserinin erken teşhis edilmesi için uygulanan başka bir yöntem de dijital rektal muayenedir. Bu testlerden birinden elde edilen sonuçlarda anormal bulgulara rastlanırsa, kanserin varlığını sorgulamak için başka testlerde gerekli olabilir. Prostat spesifik antijen testi ya da dijital rektal muayene sonrası prostat kanserine rastlanırsa, hastalık muhtemelen tedavi edilebilir erken evrede tespit edilmiş demektir.

Tarama testlerinin birçok prostat kanserinin erken evrede tespit edilmesine yardımcı olabilir. Ancak, ne PSA testinin nede dijital rektum muayenenin %100 kesin sonuç vermediği bilinmesi gereken önemli bir konudur. Yanlış pozitif sonuçlar, kanser olmadığı halde kişiye bir sonraki aşamada gereksiz yere prostat biyopsisi uygulanmasına neden olabilir. Bu sebeple, PSA testi ya da dijital rektal muayene konusunda uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilmeli ve bir sonraki aşamada uygulanacak yol yine aynı uzman doktor tarafından belirlenmelidir.

Erken evre prostat kanseri genellikle belirti göstermez. İleri evre prostat kanseri ise, bazı belirtilere neden olabilir:

  • İdrar yaparken oluşan problemler; idrarı az ya da yavaş yapma, özellikle akşamları sık idrara çıkma isteği
  • İdrarda kan (hematuri) 
  • Ereksiyon problemi (empotans)
  • Kanserin kemiklere yayılımına bağlı kalça, sırt (omurga), göğüs veya vücudun diğer bölgelerinde ağrı
  • Bacaklar ya da ayaklarda halsizlik veya uyuşukluk ya da kanserin omuriliğe yaptığı baskıdan dolayı idrar veya dışkı kaçırma

Aynı belirtiler, başka hastalıklarda da görülebilir. Örneğin; idrar yapmada zorluk, kanserden çok benign prostatik hiperplazinin neden olduğu bir belirti olabilir. Yine de, bu tür belirtilerle karşılaşıldığında vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurarak gerekli teşhisin erken koyulmasına ve tedaviye hızlı başlanmasına imkan sağlanmalıdır.

Kolorektal kanser belirtileri nelerdir?

Kolorektal kanserlerin çoğu, kolon ve rektum içindeki hücrelerde başlar. Erkeklerde, akciğer ve prostat kanserlerinden sonra en sık görülen kanser türlerinden biridir. Kolorektal kanser, genellikle yavaş gelişir. Alt karında, tümörün gelişip büyüyebileceği çok yer olduğu için erken evresinde belirti göstermeyebilir.

Tarama testleri, belirti göstermeden önce kolorektal kanserin teşhis edilmesine yardımcı olduğu için önemlidir. Bu testler (görüntüleme, kan testleri vs.), prekanseröz polipleri (kolon ya da rektum içinde anormal gelişmeleri)tespit edebilir ve kansere dönüşmeden alınmasını sağlayabilir. Görüntüleme ve diğer tarama testleri ile erken teşhis edilen hastalığın tedavi şansı artacaktır. Bazı kişilerde kolorektal kanser riski diğer kişilere nazaran daha yüksektir. Yüksek risk taşıyan bireylerin ne zaman ve ne sıklıkta test yaptırmaları gerektiğini doktora danışmaları gerekmektedir.

Kolorektal kanser riskini arttıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Kolorektal kanser olan aile bireyi, erkek ya da kız kardeşiniz veya çocuğunuz
  • Kolorektal kanser geçmişi
  • Önceden iltihaplı barsak hastalıkları ya da polip teşhis edilmesi
  • Ailede kalıtsal kalınbarsakta adenomatöz polipler ya da polip içermeyen barsak kanseri görülmesi

Aşağıda sıralanan belirtiler kolorektal kanser ya da başka bir sağlık probleminden kaynaklanabilir. Kolorektal kanser gelişimini takip edebilmek ve erken teşhis ve tedavi imkanı yaratmak için söz konusu bazı belirtilere dikkat edilmesi gerekir:

  • Karında rahatsızlık (karında oluşan kramplar, şişlik, tokluk hissi) • Belli bir sebebi olmadan gelişen barsak alışkanlıklarında değişiklik (ishal, kabızlık gibi)
  • Dışkıda kan (parlak kırmızı renkte ya da oldukça koyu renk)
  • Normalden ince görünüşlü dışkı
  • Sık dışkı yapma isteği
  • Dışkılamanın yarım kaldığı hissi
  • Mide bulantısı ya da kusma
  • Halsizlik
  • Nedensiz Kilo kaybı

Bu tür belirtilerle karşılaşmanız halinde, vakit kaybetmeden bir doktora başvurarak olası kolorektal kanserin erken teşhis edilmesine ve hızlı, etkin bir tedavi uygulanmasına yardımcı olunuz.

Cilt kanseri belirtileri nelerdir?

Deride bulunan farklı türdeki hücrelerde başlayan farklı türde cilt kanserleri (bazal hücreli, skuamöz hücreli ve melanom)vardır. Bazal hücreli ve skuamöz hücreli cilt kanserler, melanom cilt kansrine göre kolaylıkla ve başarı ile tedavi edilebilen cilt kanseri türleridir.

Vücudunuzda, aşağıda sıralanan değişiklere rastlamanız halinde, vakit kaybetmeden bir tıbbi onkoloğa ya da dermatoloji uzmanına başvurmanız, olası cilt kanserinin erken teşhis edilmesine ve hızlı, etkin bir tedavi uygulanmasına yardımcı olacaktır.

  • Vücudunuzdaki herhangi bir ben ya da lekenin şekli, rengi ve büyüklüğünde değişiklik
  • Vücudunuzda iyileşmeyen yaralar
  • Vücudunuzdaki lekede ya da bende kanama, kaşıntı veya kırmızılık ve şişlik

Vücudunuzda gelişen şüpheli bir değişikliğe rastlamanız halinde, vakit kaybetmeden bir tıbbi onkoloğa başvurarak olası cilt kanserinin erken teşhis edilmesine ve hızlı, etkin bir tedavi uygulanmasına yardımcı olunuz. Rutin sağlık kontrollerinde ya da olası şüpheli bir durumlarda cilt kanserinde erken teşhis için fiziksel muayene ve gerekli görüldüğünde cilt biyopsisi yapılması gerekir.

Yumurtalık (over) kanseri belirtileri nelerdir?

Kadınlarda sık rastlana jinekolojik kanserlerden biri yumurtalık kanseridir. İnsan genlerinde bulunan BRCA1 ve BRCA2 genleri, tümörü engelleyici rol üstlenmişlerdir. Normal hücrelerde bulunan BRCA1 ve BRCA2 genleri, hücrenin genetik materyallerini yani DNA sını dengede tutar ve kontrolsüz hücre gelişimini önler. Bu genlerin mutasyona uğraması ise, genetik olarak gelişen meme ve yumurtalık kanserleri ile bağlantılıdır.

Birçok kanser türü için yapılan tarama ve tedavi araştırmaları büyük ilerleme kaydetmiş, buda kansere erken teşhis konmasına imkan sağlamıştır. Yumurtalık (over) kanserine özel ailesel geçişli BRCA1-2 geni taşıyanlar haricinde sağlıklı bireyler için günümüz koşullarında özel bir tarama yöntemi henüz geliştirilememiştir. Geçmiş yıllarda yumurtalık kanserinde görülen belirtilerin başka hastalıklarda görülen belirtilerle benzerlik taşıması, hastalığın geç fark edilmesine neden olmuştur. Ancak, sonraki yıllarda yapılan araştırmalar, bazı belirtilerin yumurtalık kanserinde de görüldüğünü kanıtlamıştır. Bu sayede erken teşhis edilebilen hastalık, yumurtalık kanseri kadın hastaların iyileşme şansını arttırmıştır.

Bu belirtilere dikkat edilmelidir. Yumurtalık kanserinde hemfikir olunan bazı belirtiler şöyledir:

  • Karın bölgesinde şişlik
  • Pelvik veya karın ağrısı
  • Yemek yemede zorluk veya hemen doyma hissi
  • İdrarla ilgili belirtiler (baskı veya sık sık idrara çıkma)

Birkaç haftadan fazla günlük olarak bu tür belirtilerle karşı karşıya kalırsanız, vakit kaybetmeden jinekoloğunuza başvurunuz.

Rahim (endometrium) kanseri belirtileri nelerdir?

Endometriyal yani rahim kanserleri, rahimi kaplayan hücrelerde başlar ve karsinom olarak adlandırılan grup kanserlerdendir. Endometriyal karsinomlar çoğunlukla endometriyumdaki salgı bezlerini oluşturan hücrelerde gelişirse, bu tür kanserlere adenokarsinom denir. En sık rastlanan endometriyal kanser türü endometrioid adenokarsinomdur. Daha nadir rastlanan endometriyal karsinom türleri ise skuamöz hücre ve indiferansiye (başkalaşım göstermemiş) kanserleri içermektedir.

Aşağıda bahsi geçen belirtilerin söz konusu olması halinde vakit geçirmeden bir jinekoloğa başvurmanız gerekmektedir.

  • İki adet dönemi arası ya da menopoz sonrası olağandışı kanama, lekelenme veya akıntı 
  • Pelviste ağrı 
  • Nedensiz kilo kaybı

Rahim ağzı (serviks) kanseri belirtileri nelerdir?

Rahim ağzı kanseri, rahim ağzındaki hücrelerde başlar ve genellikle yavaş gelişir. Rahim ağzı kanseri gelişmeden önce rahim ağzındaki (serviks) hücreler değişmeye ve anormalleşmeye başlar. Bu anormal hücreler, prekanserözdür yani kanser değildir.

Prekanseröz, eğer tedavi edilmezse kansere döneşecek doku anlamına gelir. Bu tür prekanseröz hücreler, rahim ağzını servikal displaziye dönüştürür. Servikal displazi ve rahim ağzı (serviks) kanserinin erken evrelerinde herhangi bir belirtiye rastlanmaz. Düzenli tarama testleri, belirtiler gelişmeden displazi veya rahim ağzı kanserinin teşhis edilmesine yardımcı olabilir. Hem displazi hem de rahim ağzı kanseri, erken teşhis edildiğinde başarıyla tedavi edilebilir.

Rahim ağzı kanseri ya da başka sağlık problemlerine yol açan bazı belirtiler gözlendiğinde doktora başvurulmalıdır. Örneğin:

  • Adet dönemi dışında vajinada anormal kanama veya kan lekesi
  • Olağandışı uzun ya da ağır geçirilen adet dönemleri
  • Cinsel ilişki sonrası kanama
  • Cinsel ilişki sonrası ağrı
  • Vajinadan gelen sulu akıntı
  • Vajinadan gelen çok miktarda akıntı
  • Menopoz sonrası vajinadan gelen kanama

Bu tür belirtilerle karşılaşmanız halinde, vakit kaybetmeden bir kadın doğum uzmanına başvurarak olası rahim ağzı kanserinin erken teşhis edilmesine ve hızlı, etkin bir tedavi uygulanmasına yardımcı olunuz.

Testis kanseri belirtileri nelerdir?

Testis kanseri, genellikle genç erkeklerde bir veya iki testiste birden gelişir. Uzman doktorlar tarafından tedavi edilmesi gereken ve doğru stratejiler ile tedavi edildiğinde çoğunlukla iyileştirilebilen bir kanser türüdür. Kasık ya da testis torbasında şişlik, yumru veya ağrı gelişen erkeklerde testis kanserinin varlığından şüphelenilebilir.

Testis kanseri olasılığını arttıran en önemli belirtiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Testiste ya da kasıkta yumru
  • Testiste ya da kasıkta şişlik 
  • Testiste ya da kasıkta ağrı

Ayrıca, kişi kendinde ağırlık hissedebilir veya karnın alt bölgesinde veya testi torbasında (skrotumda) ağrıdan şikayet eder, hatta mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler görülebilir. Nadir rastlanan vakalarda memede büyüme ve hassasiyet görülebilir. Ayrıca, östrojen (kadınlık hormonu) üreten bazı testis tümörleri memede büyüme ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.

Androjen (erkeklik hormonu) üreten testis tümörlerinde ise, erkeklerde belirgin bir belirti göstermeyebilirler. Ancak, erkek çocuklarında yüz ve vücutta anormal kıllanmaya sebep olabilir. Testis kanseri olan bazı erkek hastalarda hiçbir belirtiye rastlanmayabilir.

Bir başka sağlık kontrolü ya da kısırlık testleri sırasında kanserin teşhis edilmesi olasıdır. Testiste oluşan belirtilerin olası bir sebebi kanser olabilir, ancak çoğu zaman bu belirtiler enfeksiyon, yaralanma ya da başka sebeplerden kaynaklanabilir. Bu sebeple, bu tür belirtilerle karşılaşıldğında vakit kaybetmeden doktora başvurulması gereklidir. Kanser olmasa bile hemen müdahale edilmesi gereken başka bir sağlık problemin erken tedavi edilmesi sağlanabilir.

Böbrek kanseri belirtileri nelerdir?

Böbreklerde, iyi huylu ve kötü huylu olarak adlandırılan birçok farklı kanser türü gelişebilir. Böbrekte kist gelişimi sık görülen bir durumdur ve iyi huylu olduğu için kanser olarak değerlendirilmez.

Genellikle yaşamsal risk taşımayan böbrek kistlerinin çoğu zaman tedavi edilmesine bile gerek duyulmaz ve sadece izlenerek takip edilir. Bunun yanında böbrek kanseri kötü huyludur ve her kanser türünde olduğu gibi yaşamsal risk taşımaktadır. Böbrek kanseri genellikle ileri yaşlarda (60 yaş üstü) ortaya çıkar, ancak ailesel geçişli olan türleri daha erken yaşlarda görülebilmektedir. Daha çok erkeklerde görülen bu kanser türünün, tıpkı diğer birçok kanser türünde olduğu gibi erken teşhis sonrası uygulanan etkin tedavi yöntemleri ile tamamen iyileştirilmesi mümkündür.

Böbrek kanserinde sıkça rastlanmakta olan bazı belirtiler;

  • İdrarda kan (hematuri)
  • Nedensiz gelişen bel ağrısı
  • Belde şişlik
  • Halsizlik
  • İştah kaybı
  • Nedensiz kilo kaybı
  • Nedensiz ve devam eden ateş
  • Kansızlık 

Ancak, bu belirtilerin doğrudan böbrek kanseri ile ilişkilendirilmesi doğru değildir. Yaşanan enfeksiyon, börek taşı veya iyi huylu tümörler de bu tür belirtilere sebep olabilir. Bu durumda size düşen, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurmanızdır. Bu sayede, erken tespit edilen sağlık sorununa, hızlıca çözüm bulunması mümkün olacaktır.

Çocuk kanserlerinin olası belirtileri nelerdir?

Çocuklardaki birçok kanser, çocuğun doktoru veya ailesi tarafından erken teşhis edilir. Ancak, çocuklarda sık rastlanan hastalıklar ve yaralanmalarla benzerlik gösterdiği için çocuklarda gelişen kanserlerin hemen anlaşılması güç olabilir. Çocuklar sık hastalanır ya da vücutlarında morluklar ve şişlikler görülebilir. Buda, erken evre kanser belirtisini gizleyebilir. Aileler çocuklarına düzenli tıbbi çekap yaptırmalı, düzelmeyen olağandışı belirtiler veya işaretleri kontrol etmelidir.

Olağandışı sayılabilecek belirtiler ya da işaretler şunlardır:

  • Olağandışı bir yumru veya şişlik
  • Açıklanamayan bir solgunluk ve halsizlik
  • Vücutta kolay oluşan morluk ve çürükler
  • Vücudun belli bir yerinde devam eden ağrı
  • Topallama
  • Açıklanamayan ateş veya tedavi uygulandığı halde iyileşmeyen hastalık
  • Çoğunlukla kusma ile sonuçlanan sık baş ağrıları
  • Görmede ani değişiklikler
  • Açıklanamayan ani kilo kaybı Kanserin türüne göre başka belirtilerin görülmesi de mümkündür.

Bu belirtilerin çoğu, kanserden çok yaralanma veya enfeksiyona bağlı nedenlerden oluşabilir. Yine de, çocuğunuzda bu belirtilerden herhangi biri varsa vakit kaybetmeden çocuk doktorunuza başvurarak gerekli tedaviyi almasını sağlamalısınız. Doktorunuz ilk olarak belirtiler konusunda sorular soracaktır. Ardından çocuğunuzu muayene eder. Muayene sonunda kanser olası bir nedense, bazı görüntüleme testleri ya da diğer testlerin yaptırılmasını isteyebilir. Bazı vakalarda anormal bir şişlik ya da tümör tespit edilirse, tümörün bir kısmı veya tamamının alınması gerekebilir. Bu sayede, olası kanser hücreleri mikroskop altında incelenir. Bu işleme, biyopsi adı verilir.

Çocuk kanserlerinde erken teşhis

Düşük ve orta gelirli ülkelerde her yıl yaklaşık 175.000 çocuğa kanser teşhisi koyulmaktadır. Pediatrik onkoloji bölümü olmayan birçok ülke olduğu ve kayıtlara geçirilmeyen vakalar göz önüne alınmadığından bu rakam hafife alınmaktadır.

Çocuklarda görülen kanser vakası yetişkinlere göre daha az sayıda olsa da, çocuk hastaların yaklaşık 90.000 inin yaşam kaybına neden olmaktadır. Gelir seviyesi yüksek ülkelerde kanser, kaza ve yaralanma sonrası 5-14 yaşları arası çocuklarda ikinci yaşam kaybı nedeni olarak görülmektedir. Türk Pediatrik Onkoloji ve Türk Pediatrik Hematoloji Derneği'nin 2002 yılından bu yana yürüttükleri kanser kayıt sistemine göre, Türkiye de her yıl yaklaşık 3.000, dünyada ise yaklaşık 175.000 çocuk kansere yakalanmaktadır.

Dünya genelinde çocuklarda en sık görülen kanser türleri lösemi, beyin tümörleri, lenfoma ve nöroblastom (sinir hücrelerinde gelişen bir tümör) ve böbrek kanserleridir. Kanserin türü ve dağılımına bakıldığında, batı ülkelerinden farklı olarak Türkiye de birinci sırada lösemi, ikinci sırada lenfoma, üçüncü sırada ise beyin tümörleri görülmektedir. Tek tek tümor tiplerine bakıldığı zaman Wilms tümörü, Hodgkin hastalığı, retinoblastoma gibi tümörlerde tedavi başarısının yüzde 90 lar civarında olduğu söylenmektedir.

Kan kanseri türü olan lösemilerde tedavi başarısının yüzde 80 leri aştığı belirtilmiştir. Diğer çocuk kanserleri de erken evrede tespit edildiğinde tedavi başarısı oldukça iyidir. Son yıllarda, çocuk kanserlerinin tedavisinde yaşanan gelişme ile iyileşme oranları %10 lardan %80 lere çıktığı ifade edilmiştir. Ancak, iyileşme oranları ülke düzeyine göre değişkenlik gösterebilir.

Gelişmiş ülkelerde çocuk kanserlerinde iyileşme oranı %80 lerde seyrederken bu oran az gelişmiş ülkelerde %10-40 civarındadır. Türkiye de ise, çocuk kanserlerinde iyileşme oranı %65-70 dir.

Tedavi şansının artmasında, ailelerin çocuk kanserlerinin belirtileri konusunda bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Kanserde erken teşhis sayesinde erken başlatılan tedaviden daha hızlı ve daha olumlu yanıt alınmaktadır. Çocuklarda yaşam süresi daha uzun olduğu için çocuk kanserlerinin tedavi başarısı daha fazladır denilebilir. Ülkemizde çocuk kanserlerinin tedavisindeki başarı oranlarına bakıldığında, bu alanda oldukça yol kat edildiği görülmektedir. Bu da, biz onkoloji hekimleri için oldukça sevindirici ve gurur verici bir tablodur.

Erken tanı, en başarılı tedavinin ilk adımıdır.