Memorial ve Medstar Kanser Merkezi Başkanı Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, kanser hastalığı tedavisinde bugüne kadar neler yaptıklarını anlattı..

Günümüzde bilgiye ulaşma hızı artık birkaç dakikadır. Kanser tedavisinde en önemli ayrıntı ise; gerektiğinde değişen ve yenilenen tedavi stratejilerine ulaşmak, bu stratejilerin gelişimine yön veren uluslararası klinik araştırma sonuçlarını yorumlayıp rutin pratiğe aktarabilmektir. Bilgi, hiçbir kurum ya da kuruluşun veya bireyin tekelinde değildir. Ülkemizde bilgiye ulaşan ve özümseyebilen hekimlerimiz, günümüz koşullarında en yeni tedavileri vakit kaybetmeksizin hastalarımızla buluşturmaktadır. Teknolojik gereksinimlere, kanser tedavisinde multidisipliner yaklaşım dediğimiz ekip çalışmasına ve konforlu mekanlara gelince; ülkemiz bu alanda da hızlı bir değişim içindedir. Halkımız bilmelidir ki, biz artık kanser tedavisinde batı kadar iyiyiz ve hatta bazı konularda daha öndeyiz. Kanser tedavisinin en önemli parçalarından biri olan hastaya ve hasta yakınına değer verme, şefkatli ve sevecen yüreğini sunma konusunda dünyanın hiçbir yerindeki hekim ve sağlık çalışan grubu ülkemizin önüne geçemez.

Biz de, Antalya’mızda Memorial & Medstar kanser tedavi grubu olarak bu perspektifte yenilenen bilgi ve teknolojiyi yakından takip eden, disiplinler arası iletişimi ve işbirliğini en üst düzeyde tutan, hasta ve ailesine kendini güvende hissettiren bir organizasyon başlattık. Kasım 2011 yılında çıktığımız bu zorlu yolda 6000’den fazla kanser hastasına bilgi ve deneyimlerimizi sunduk. Kemik iliği nakil merkezimizde 4 yıldan kısa sürede 500’e yakın sayıda hastaya kemik iliği nakli uygulayarak şifa umudu olduk. 200’ün üzerinde Rus, Ukrayna, Türki Cumhuriyetleri, Irak, Libya ve Avrupa ülkelerinden bizi tercih eden kanser hastalarının tedavilerini başarılı bir şekilde üstlendik ve sonuçlandırdık. İleri teknoloji ve yetkin kadromuz ile 4000’e yakın sayıda hastaya onkolojik cerrahi ve radyoterapi uyguladık. Ülkemizin en ciddi sorunlarından birisi olan toplum bilinçlendirilmesindeki eksikliklere, “Kanser Okulu” projemiz ile sağlıklı binlerce bireyi halka yönelik bölgesel toplantılarda aydınlatarak katkı sağladık. Meme kanseri konusunda görüntüleme, cerrahi uygulamalar ve tıbbi tedaviler konusunda aldığımız yol neredeyse batılı ülkelerin önüne geçti. Meme kanseri tanısı konmuş hastalarda meme kaybı oranı ülkemizde %60’ların üzerindeyken modern rekonstrüksiyon yöntemlerini en ileri düzeyde kullanan görüntüleme ve cerrahi ekibimizle bu oranı tersine çevirmeyi başardık. Bu başarılı organizasyonumuzu akciğer kanseri, mide, pankreas, prostat, beyin, kalın bağırsak kanserleri gibi daha çok sayıda kanser tedavi alanında sürdürdük. Kanserin tıbbi tedavisinde ülkemize yeni bir anlayış kazandırarak kemoterapi ünitelerine sanat evi kavramını getirdik. Kanserli hastanın tıbbi tedavisinde tek başarı doğru hastaya doğru ilaçları damardan veya ağızdan vermekten ibaret olmadığını, işin sırrının sevgi, insana duyulan saygı, umut ve güvenin hasta ve ailesine aktarma çabası ile olabileceğini gösterdik. Hastalarımızı resim, müzik öğretmenleri, tiyatro, koro ve yoga aktiviteleri ile buluşturarak geleceğe umutla bakmalarına yardımcı olmayı hedefledik. Kanser tedavi alanında ciddi düzeyde eksikliği hissedilen konulardan olan kanserli hastanın bütüncül rehabilitasyonunu (fiziksel rehabilitasyon, cinsel rehabilitasyon, psikolojik rehabilitasyon) ayrı ayrı ele alarak çözümler ürettik.

Tüm bu çabalarımızın, ülkemizde kanser tedavisine farklı bir soluk getireceğine ve bu tür örneklerin hızla artacağına ve gelişeceğine inanıyorum.