Genetik Danışmanlık

Kanser hücresel seviyede genetik bir hastalıktır. Yani kanser oluşumundaki temel mekanizma genetiğimizin temelini oluşturan DNA'mızdaki hasarların birikmesi ve bunun da hücreyi kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya sürüklemesidir. Kanserin genetik bir hastalık olması, her zaman genler yoluyla sonraki nesillere aktarılması anlamına gelmez. Öyle ki kanserlerin sadece %30 kadarı kalıtsal geçişli ya da aileseldir.

Bir hücrenin kanserleşmesi, o hücrenin genetik yapısının temelini oluşturan DNA'sında mutasyonlar olmadan mümkün değildir. Bu sebepten ötürü kansere genetik bir hastalık denilir. Fakat kanserin genetik olması, mutlaka kalıtsal geçişli olduğu anlamına gelmez. Çünkü kanserlerin büyük çoğunluğu somatik mutasyon denilen genetik değişimler sonucu oluşur ve bu mutasyonlar nesilden nesile aktarılmaz.

Ayrıca kalıtsal geçişli ve ailesel kavramları da birbirinden farklıdır. Kanserde ailesel yatkınlık kavramı, ailede kanser öyküsü olmakla birlikte bu kanserin nesilden nesile aktarılabilen mutasyonlarla (BRCA mutasyonları gibi) ilişkili olmamasını ifade eder. Diğer taraftan kalıtsal kanserleri başlatan mutasyonlar eşey hücrelerinde ortaya çıkmaktadır (germline mutasyonlar) ve mendeliyen kalıtım olarak da bilinir. Tüm kanserlerin %5-10 kadarının kalıtsal olduğu bilinmektedir. Özetle, kanserlerin çoğu kalıtsal geçişli olmamakla birlikte, %5-10’luk hastanın diğerlerinden ayrılıp genetik danışma verilmesi büyük önem taşımaktadır.

Genetik danışma, bir kişinin ailesindeki ya da kendisindeki genetik bir bozuklukla ilgili hem tıbbi hem de psikolojik yönden bilgilendirilmesidir. Bu hizmeti alan kişi söz konusu bozukluktan etkilenmemiş de olabilir.

Hangi Durumlarda Kalıtsal Kanserden Şüphelenilir?

  • Aynı ailede bir çok kişinin aynı tipte kansere yakalanması
  • Kanserlerin beklenenden daha erken yaşta ortaya çıkması
  • Bir kişide fazla organda kanser görülmesi
  • Bir kişide görülen kanserin her iki tarafta, mesela her iki memede ve birden çok odakta kanser görülmesi
  • Cinsiyetle uyumsuz tümör: erkekte meme kanseri
  • Sendromik olgular

Yukarıda sayılan durumlar genel özellikler olmakla birlikte kalıtsal bir durumu işaret etmeleri açısından uyarıcıdır.

En Sık Hangi Kanserler İçin Genetik Danışmalık Alınabilir?

1- Meme ve yumurtalık kanserleri (örnek: BRCA 1 ve 2 mutasyonlarının araştırılması)

Aşağıdaki özelliklere sahip kişilerde BRCA1 ve BRCA2 testi istenmeli

  • 45 yaşından daha genç tanı alındığında,
  • Aynı hastada her iki memede kanser saptandığında,
  • Aynı hastada ve/veya aile bireylerinde meme veya yumurtalık kanseri saptandığında,
  • Memede birden fazla odakta Kanser saptandığında,
  • Aile fertlerinden birinde BRCA1-2 gen mutasyonları görüldüğünde,
  • Erkek meme kanseri,
  • 60 yaşından önce “üçlü negatif” olarak tanımlanan meme kanserli hastalarda.

2- Kalın bağırsak (kolon ve rektum) kanserleri (örnek: Lynch sendromu araştırılması)

Lynch sendormu, DNA hasarlarını tamir eden MMR (mismatch repair) genlerinde bozukluk sonucu oluşur ve bu hastalığı taşıyan kişilerde başta kalın bağırsak olmak üzere bazı bazı kanserlerin görülme sıklığında belirgin artış mevcuttur. Ayrıca “kalıtsal non-polipozis kolorektal kanser (HNPCC)” olarak da bilinir.

Aşağıdaki özelliklere sahip kişilerde Lynch sendromuna yönelik mikrosatellit instabilite varlığı araştırılmalıdır:

  • 50 yaşından önce kalın bağırsak kanserine sahip kişilerde,
  • 3 akrabasında ( en az biri 1. derece olmalı) Lynch sendromu ilişkili tümör görüldüğünde,
  • Kolorektal kanserli bir kişide yaştan bağımsız olarak, birden fazla odakta kalın bağırsak kanseri veya aynı kişide Lynch sendromu ilişkili tümör (rahim, yumurtalık, idrar yolları, mide, pankreas deri ve meme kanseri) görüldüğünde,

Kalın bağırsak kanserleri için Lynch sendromu ya da meme/yumurtalık kanserleri için BRCA1-2 gen mutasyonuna bağlı yetişkin başlangıçlı kalıtsal kanserlerde 18 yaşından önce test önerilmez.

BRCA1 gen mutasyonu bulunan bir bayanda aktif izlem veya koruyucu meme ameliyatı (mastektomi) veya yumurtalıkların alınması (ooferektomi) seçenekleri hakkında bilgi verilmelidir. Kalıtsal kanserler yönünden pozitif bir test testin önemli bir yönü de diğer aile fertlerini ilgilendiriyor olmasıdır. Risk altındaki aile fertlerine de genetik danışma sonrasında test yapılabileceği anlatılmalıdır.

Negatif bir test sonucu, o kişinin kansere yakalanma riskinin toplumdaki diğer bireylerin riskine yakın olduğunu gösterir, yoksa sıfıra indirmez. Bu gerçeğin genetik danışmada vurgulanması önemlidir.

Kalıtsal kanserlerde genetik danışma aşamalardan oluşmakta ve moleküler genetik, klinik genetik, kanser cerrahisi, onkoloji ve jinekoloji gibi bir çok disiplinin katkısıyla verilen bir sağlık hizmeti olma özelliğini taşımaktadır. Dolayısıyla kalıtsal kansere ilişkin genetik danışma, ideal olarak bu disiplinlerin uyum içinde çalışabildiği ortamlarda verilmelidir.

Geçmiş yazılarımızdan birinde BRCA testleri için yeterinde genetik danışmanlık alınmadığından bahsetmiştik. O yazımıza ulaşmak için drozdogan.com/brca-testleri-icin-genetik-uzmanlarindan-yeterince-ikinci-gorus-alinmiyor