Mayıs ayında Mayo Klinik Dergisinde yayınlanan deneysel bir çalışmanın sonucuna göre, hastalığı tekrarlamış ve diğer tedavilere direnç gösteren multipl miyelom olan iki bayan hastada uygulanan kızamık virüsü hastalığın seyrinde olumlu yanıt sağlamıştır.

Multipl Miyelom, tedavisi mümkün olmayan bir kemik iliği kanseridir. Mayıs ayında Mayo Klinik Dergisi'nde yayımlanan deneysel bir çalışmanın sonuçları oldukça umut verici bulunmuştur. Araştırmacılar, tüm tedavi seçeneklerini yitirmiş multipl miyelom olan bir bayan hastanın, sadece yüksek tek doz kızamık virüsü uygulanarak, 6 ayı aşkın süredir herhangi bir hastalık belirtisi olmadan yaşamını sürdürdüğünü belirtmiştir.

Diğer hücrelere zarar vermemek üzere yeniden yapılandırılmış tek doz kızamık virüsü, kanserleşmiş plazma (miyelom) hücrelerini öldürmek amacıyla iki hastaya damardan uygulanmıştır. Araştırma, daha önce kanseri defalarca tekrarlamış ve diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalardan oluşmuştur. Mayo Klinik'te araştırmayı yürüten bilim insanlarının vurguladığına göre, her iki hasta da tedaviye yanıt alınmıştır; hem kemik iliğinde kanserli doku miktarı hem de miyelom protein düzeyleri azalmıştır. Bununda ötesinde 49 yaşında olan bayan hastalardan biri, 6 aydan uzun bir süredir herhangi bir hastalık belirtisi göstermeden tedaviye tam yanıt vermektedir.

Yayılmış (metastatik) kanser tedavisinde virioterapinin işe yaradığının kanıtı!

Kanserde virioterapi uygulamalarının ilk denemeleri bizi 1950’lere kadar götürür. Yüzbinlerce hastaya onkolitik virüslerin (soğuk algınlığı, herpes, çiçek virüsleri) kullanıldığı bu tip tedaviler uygulanmaktadır. Fakat bu çalışma, metastatik kanserde sistemik onkolitik virioterapini etkinliğini değerlendirmek için yapılan ilk çalışmadır.

Miyelom, kemik iliğinde üretilen bir çeşit kan hücresi olan plazma hücrelerinden gelişen ve görece olarak seyrek görülen bir kanser türüdür. Miyelom omurga, kaburgalar ve leğen kemiği gibi vücudun herhangi bir yerindeki kemik iliğinden köken alabilir. Multipl miyelom denmesinin sebebi, birden çok bölgede meydana gelmesidir.

Kemik ve yumuşak dokuda da tümör oluşumuna sebep olabilen bu hastalık, bağışıklık sistemini tetikleyen ilaçlara çoğunlukla cevap verir, fakat sonunda bağışıklık sistemine baskın gelir ve nadiren tamamen tedavi edilebilir.

Kızamık, bir virüsün sebep olduğu çocukluk çağı hastalığıdır. Kızamık için geliştirilen aşı sayesinde hastalıktan tamamen korunmak artık mümkündür. Aşılama programının iyi uygulandığı ülkelerde neredeyse hiç görülmemekle birlikte, dünya çapında hala yıllık yüz bine yakın çocuk kızamığa bağlı yaşamını kaybetmektedir.

Yeniden yapılandırılmış kızamık virüsünün mümkün olan en yüksek dozda ilk kullanımı

Araştırmaya katılan bu iki multipl miyelom hasta, daha önce kızamığa sınırlı düzeyde maruz kalmış ve dolayısı ile bağışıklık sistemleri kızamık virüsüne karşı fazla miktarda antikora sahip olmayan kişilerden seçilmiştir. Hastalar ayrıca diğer onkolojik tedavi seçeneklerini kullanmışlardır.

Mekanizmayı basit terimlerle anlatmak gerekirse; yeniden yapılandırılmış kızamık virüsü kanser hücrelerinin içine girip hücrelerin patlamasına sebep olmaktadır. Ayrıca, bu tedavi başka mekanizmaları da tetikleyerek gelecekte miyelom hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından daha etkili tanınmasına sebep olmaktadır.

Araştırma ekibi aynı zamanda virüsün baş-boyun, beyin, yumurtalık kanserleri ve mezotelyoma üzerindeki etkisini test etmeye başlamıştır. Bunun yanında, kanser hücrelerini öldürebilecek diğer virüsler de araştırılmaya ve yeniden yapılandırılmaya çalışılmaktadır.

Görüldüğü üzere, temeli 1950’lere dayanan, kanser tedavisinde virüslerin kullanılması fikrinin olgunlaşması, bilimsel çalışmaya dönüşmesi için uygun ortamın ve bilgi birikimin oluşması yılları alabilmektedir. Her sözün güçleneceği ve gerçekleşeceği bir zaman vardır. Öyle umuyorum ki, deneysel aşamada olduğu için henüz etkisi kanıtlanmamış olan bu araştırma ile ilgili bilim insanları hız kesmeden çalışmalarına devam edecek ve yakın gelecekte şimdi tedavi edilemez denilen birçok hastalık için çareler bulunacaktır.